Sade, rahat, doğal güzel
‘Güneşi Beklerken’ dizisiyle büyük kitlelere adını duyuran Yağmur Tanrısevsin, yeni sezonda ‘Kaçak’ dizisinde Haluk Bilginer’in kızını canlandırıyor. Tanrısevsin’in eğlenceli, enerjik, rahat gardırobunu keşfe çıktık.
Parfümüne bağımlı mısın yoksa ruh haline göre değişir mi?
Çiçek kokularını çok seviyorum. Özellikle Dior Pure Poison favorim. Ancak parfümüm de ruh halime göre değişiyor.
En sevdiğin güzellik ürünleri neler?
Cildime çok özen gösteriyorum. Uzman tavsiyelerine çok önem veririm. Cildimi kötü hissettiğim zaman sadece Bepanthen krem sürüp yatıyorum. Cildimi yenilediğini düşünüyorum. Mineralli su kullanıyorum. Temizlik benim için çok önemli. Her gün hiç abartmadan cildime bir saat ayırabiliyorum.
Vazgeçilmez makyaj malzemelerin hangileri?
Chanel’in güneş koruyuculu transparan fondötenini çok seviyorum. Günlük hayatta bir de ince pudralar ve maskaradan başka bir şey kullanmıyorum.
Peki, hayatta nelerden vazgeçmezsin?
Kendim olmaktan vazgeçmiyorum. Herkesin olduğu gibi benim de kafamda bazı doğrularım var, ayrıntıcıyım, çok araştırırım. Kafam karışınca herkesten fikir alırım ama içimden geçeni yapmaktan vazgeçmem. Hislerim kuvvetlidir ve beni genelde yanıltmazlar.
Dizinin getirdiği popülerliğin ardından yeni hayatına alışabildin mi, hayatının değiştirdiği kabuktan memnun musun?
Dizi çok bir şeyi değiştirmedi hayatımda. Aynı insan olarak devam ediyorum yoluma. Güzel tepkiler alıyorum beni seven insanlardan. Bunlar beni mutlu ediyor. Sadece hareketlerime daha fazla dikkat ediyorum. Beni takip eden insanların büyük bir kısmı benden daha genç. Onlara yanlış örnek olmak istemiyorum. O yüzden elimden geleni yapıyorum.
Aşk, hayatına nasıl etki yaratıyor?
Aşkla ilgili ön planda olmak istemiyorum aslında. Özel hayatımla ilgili konuşarak insanları boş yere meşgul etmek doğru gelmiyor. Oyunculuğumun konuşulması beni daha çok mutlu eder. Sadece şunu söyleyebilirim ki aşk gerçekten çok güzel ve hayat için ilham veren bir duygu. Genç olmanın vazgeçilmez, en özel duygusu.
Nasıl bir aşıksın peki?
Romantik ve eğlenceli diyebiliriz. Kıskanç biri değilim. İlişkilerim konusunda özgüvenim yüksektir. İlişkide güven çok önemli benim için. İlişki dediğimiz şey zaten güvenle yürür. Ayrıca sevgilinle arkadaş olabilmek de çok önemli. Kısaca ayakları yere sağlam basan bir aşığım.
Evlilik sana ne kadar yakın?
Şu anda yakın olamayacak kadar uzak.
Mutluluk sence bir tercih mi?
Kesinlikle. Çünkü mutlu olduğun yeri bilmek çok önemli. Bildiğin zaman tercih sana kalıyor. Mutlu eden değerleri bir şekilde satın alabiliyorsun ama ondan daha değerli bir duygu var ki onun hiçbir maddi bedeli yok, o da huzur. İkisi bir araya gelince hayatın bonusu gibi oluyor bence.
Kendine en çok ne için kızıyorsun?
Kararsızlığım yüzünden. Bir şeyler beni hep tedirgin ediyor. Sanırım fazla sorguluyorum ama hayat bana da akışına bırakmayı öğretecek tecrübelerimle bir gün. Buna inanıyorum.Yazı: Sinem Gürleyük
Fotoğraf: Tayfun Çetinkaya
‘Güneşi Beklerken’ dizisinden bahsetmeden olmaz. Tüm Türkiye seni onunla tanıdı. Seni nasıl etkiledi, sende nasıl etkiler bıraktı?
‘Güneşi Beklerken’, ilk projem değildi ama birçok ilki bir arada yaşadığım, oyunculuğuma katkıda bulunan, yönetmenimle çok güzel kontak kurduğum önemli bir tecrübeydi benim için. Dört gencin hikayesi üzerine kurulu olduğu için ve biz dördümüzün de ilk büyük projesi olduğu için egolar, kaprisler yoktu setimizde. Emre Kınay da bana çok özel bir hoca oldu. Tüm yapım ve oyuncu kadrosunun bende yeri ayrı.
Özledin mi seti?
Ekip arkadaşlarımızla zaman zaman bir araya geliyoruz, birbirimizden kopmadık. Ama tabii set ortamı daha bağlayıcıydı, ortamımızı özlüyorum. ‘Kaçak’ dizisine dahil oldun. Haluk
Bilginer’le birlikte çalışacak olmak seni heyecanlandırıyor mu?
‘Adını Feriha Koydum’ ve ‘Güneşi Beklerken’de oynadığım karakterlerin arasında benzerlikler vardı. ‘Kaçak’ dizisinin farklı olacağını, Haluk Bilginer’den çok şey öğreneceğimi düşünüyorum.
Melis karakterinden sonra nasıl bir karaktere hayat vereceksin?
Rol açısından kalıplaşmak istemiyorum o yüzden biraz dikkatli adım atmayı tercih ediyorum. Mutsuz bir yuvaya gözlerini açmış şanssız kız çocuğunun hayat hikayesi var ‘Kaçak’ta. Her şeye rağmen hayata tutunan bir kız. Canlandıracağım karakterin devamı sürpriz olsun…
Stilini nasıl tanımlarsın?
Setlerde sürekli saç-makyaj yapıldığı için günlük hayatta doğallığı ve rahatlığı arıyorum. Sade olmayı seviyorum. Kalıpları sevmiyorum. Elbette bir galaya ya da ödül törenine giderken özen gösteriyorum. İşimiz gereği her tarz kıyafet giyiyoruz, bu zaten oldukça avantajlı ve eğlenceli.
Dolabının vazgeçilmez parçaları neler?
Genelde herkes siyahı çok sever ama benim dolabımın vazgeçilmezi beyaz. Beyaz gömlekler, elbiseler kesinlikle en sevdiklerim. Bir de geometrik kesimleri çok şık buluyorum. Ten rengimin avantajlı olduğunu düşünüyorum zira canlı renkleri giydiğimde ben çok tercih etmesem de beğeniliyor.
Ne giyeceğini uzun uzun düşünür müsün?
Günlük hayatımda hayır, özel günlerde evet. Kafamı karıştıran bir şey olunca çok düşünürüm hatta arkadaşlarıma danışırım. ‘Tamam’ demeden dışarı çıkarsam bütün günüm etkilenir.
Modayı nereden ve nasıl takip ediyorsun?
Çok fazla zaman ayırmıyorum buna ama moda dergilerine bir göz atarım. Zaten birçok mağazada, moda olan ne ise o satılıyor. Alışverişe çıktığın anda nelerin ön planda olduğunu anlıyorsun. Bazen bir şey çok moda olduğunda bana itici gelebiliyor. Bana yakışmayan bir şeyi sırf moda oldu diye hayatta giymem.
Nasıl bir alışveriş kadınısın?
Alışverişi eğlence için yapan biriyim. Kafa dağıtmak için alışverişe çıkarım.
Kokteyle gideceksin ve işin içinden çıkamadın, çok kararsızsın. Ne giyersin?
Beyaz bir elbiseyi takılarla süslerim.
Alışveriş adreslerin nereler?
Değişik mekanları keşfetmeyi seviyorum. Tek bir yere bağımlı değilim.
En sevdiğin aksesuarın hangisi?
Güneş gözlüklerim.
Günlük kıyafetlerinde hangi markaları tercih ediyorsun?
Marka takıntım yok. Sadece ayakkabı konusunda rahatıma çok düşkün olduğum için biraz daha özenli davranıyorum. Zara, H&M, Topshop gibi markalar günlük hayatımda sık sık üzerimde oluyorlar. Özel gecelerde ise Arzu Kaprol, Eda Güngör, Ayhan Yetkin, Özgür Masur favorilerim.
Çiçek kokularını çok seviyorum. Özellikle Dior Pure Poison favorim. Ancak parfümüm de ruh halime göre değişiyor.
En sevdiğin güzellik ürünleri neler?
Cildime çok özen gösteriyorum. Uzman tavsiyelerine çok önem veririm. Cildimi kötü hissettiğim zaman sadece Bepanthen krem sürüp yatıyorum. Cildimi yenilediğini düşünüyorum. Mineralli su kullanıyorum. Temizlik benim için çok önemli. Her gün hiç abartmadan cildime bir saat ayırabiliyorum.
Vazgeçilmez makyaj malzemelerin hangileri?
Chanel’in güneş koruyuculu transparan fondötenini çok seviyorum. Günlük hayatta bir de ince pudralar ve maskaradan başka bir şey kullanmıyorum.
Peki, hayatta nelerden vazgeçmezsin?
Kendim olmaktan vazgeçmiyorum. Herkesin olduğu gibi benim de kafamda bazı doğrularım var, ayrıntıcıyım, çok araştırırım. Kafam karışınca herkesten fikir alırım ama içimden geçeni yapmaktan vazgeçmem. Hislerim kuvvetlidir ve beni genelde yanıltmazlar.
Dizinin getirdiği popülerliğin ardından yeni hayatına alışabildin mi, hayatının değiştirdiği kabuktan memnun musun?
Dizi çok bir şeyi değiştirmedi hayatımda. Aynı insan olarak devam ediyorum yoluma. Güzel tepkiler alıyorum beni seven insanlardan. Bunlar beni mutlu ediyor. Sadece hareketlerime daha fazla dikkat ediyorum. Beni takip eden insanların büyük bir kısmı benden daha genç. Onlara yanlış örnek olmak istemiyorum. O yüzden elimden geleni yapıyorum.
Aşk, hayatına nasıl etki yaratıyor?
Aşkla ilgili ön planda olmak istemiyorum aslında. Özel hayatımla ilgili konuşarak insanları boş yere meşgul etmek doğru gelmiyor. Oyunculuğumun konuşulması beni daha çok mutlu eder. Sadece şunu söyleyebilirim ki aşk gerçekten çok güzel ve hayat için ilham veren bir duygu. Genç olmanın vazgeçilmez, en özel duygusu.
Nasıl bir aşıksın peki?
Romantik ve eğlenceli diyebiliriz. Kıskanç biri değilim. İlişkilerim konusunda özgüvenim yüksektir. İlişkide güven çok önemli benim için. İlişki dediğimiz şey zaten güvenle yürür. Ayrıca sevgilinle arkadaş olabilmek de çok önemli. Kısaca ayakları yere sağlam basan bir aşığım.
Evlilik sana ne kadar yakın?
Şu anda yakın olamayacak kadar uzak.
Mutluluk sence bir tercih mi?
Kesinlikle. Çünkü mutlu olduğun yeri bilmek çok önemli. Bildiğin zaman tercih sana kalıyor. Mutlu eden değerleri bir şekilde satın alabiliyorsun ama ondan daha değerli bir duygu var ki onun hiçbir maddi bedeli yok, o da huzur. İkisi bir araya gelince hayatın bonusu gibi oluyor bence.
Kendine en çok ne için kızıyorsun?
Kararsızlığım yüzünden. Bir şeyler beni hep tedirgin ediyor. Sanırım fazla sorguluyorum ama hayat bana da akışına bırakmayı öğretecek tecrübelerimle bir gün. Buna inanıyorum.Yazı: Sinem Gürleyük
Fotoğraf: Tayfun Çetinkaya
‘Güneşi Beklerken’ dizisinden bahsetmeden olmaz. Tüm Türkiye seni onunla tanıdı. Seni nasıl etkiledi, sende nasıl etkiler bıraktı?
‘Güneşi Beklerken’, ilk projem değildi ama birçok ilki bir arada yaşadığım, oyunculuğuma katkıda bulunan, yönetmenimle çok güzel kontak kurduğum önemli bir tecrübeydi benim için. Dört gencin hikayesi üzerine kurulu olduğu için ve biz dördümüzün de ilk büyük projesi olduğu için egolar, kaprisler yoktu setimizde. Emre Kınay da bana çok özel bir hoca oldu. Tüm yapım ve oyuncu kadrosunun bende yeri ayrı.
Özledin mi seti?
Ekip arkadaşlarımızla zaman zaman bir araya geliyoruz, birbirimizden kopmadık. Ama tabii set ortamı daha bağlayıcıydı, ortamımızı özlüyorum. ‘Kaçak’ dizisine dahil oldun. Haluk
Bilginer’le birlikte çalışacak olmak seni heyecanlandırıyor mu?
‘Adını Feriha Koydum’ ve ‘Güneşi Beklerken’de oynadığım karakterlerin arasında benzerlikler vardı. ‘Kaçak’ dizisinin farklı olacağını, Haluk Bilginer’den çok şey öğreneceğimi düşünüyorum.
Melis karakterinden sonra nasıl bir karaktere hayat vereceksin?
Rol açısından kalıplaşmak istemiyorum o yüzden biraz dikkatli adım atmayı tercih ediyorum. Mutsuz bir yuvaya gözlerini açmış şanssız kız çocuğunun hayat hikayesi var ‘Kaçak’ta. Her şeye rağmen hayata tutunan bir kız. Canlandıracağım karakterin devamı sürpriz olsun…
Stilini nasıl tanımlarsın?
Setlerde sürekli saç-makyaj yapıldığı için günlük hayatta doğallığı ve rahatlığı arıyorum. Sade olmayı seviyorum. Kalıpları sevmiyorum. Elbette bir galaya ya da ödül törenine giderken özen gösteriyorum. İşimiz gereği her tarz kıyafet giyiyoruz, bu zaten oldukça avantajlı ve eğlenceli.
Dolabının vazgeçilmez parçaları neler?
Genelde herkes siyahı çok sever ama benim dolabımın vazgeçilmezi beyaz. Beyaz gömlekler, elbiseler kesinlikle en sevdiklerim. Bir de geometrik kesimleri çok şık buluyorum. Ten rengimin avantajlı olduğunu düşünüyorum zira canlı renkleri giydiğimde ben çok tercih etmesem de beğeniliyor.
Ne giyeceğini uzun uzun düşünür müsün?
Günlük hayatımda hayır, özel günlerde evet. Kafamı karıştıran bir şey olunca çok düşünürüm hatta arkadaşlarıma danışırım. ‘Tamam’ demeden dışarı çıkarsam bütün günüm etkilenir.
Modayı nereden ve nasıl takip ediyorsun?
Çok fazla zaman ayırmıyorum buna ama moda dergilerine bir göz atarım. Zaten birçok mağazada, moda olan ne ise o satılıyor. Alışverişe çıktığın anda nelerin ön planda olduğunu anlıyorsun. Bazen bir şey çok moda olduğunda bana itici gelebiliyor. Bana yakışmayan bir şeyi sırf moda oldu diye hayatta giymem.
Nasıl bir alışveriş kadınısın?
Alışverişi eğlence için yapan biriyim. Kafa dağıtmak için alışverişe çıkarım.
Kokteyle gideceksin ve işin içinden çıkamadın, çok kararsızsın. Ne giyersin?
Beyaz bir elbiseyi takılarla süslerim.
Alışveriş adreslerin nereler?
Değişik mekanları keşfetmeyi seviyorum. Tek bir yere bağımlı değilim.
En sevdiğin aksesuarın hangisi?
Güneş gözlüklerim.
Günlük kıyafetlerinde hangi markaları tercih ediyorsun?
Marka takıntım yok. Sadece ayakkabı konusunda rahatıma çok düşkün olduğum için biraz daha özenli davranıyorum. Zara, H&M, Topshop gibi markalar günlük hayatımda sık sık üzerimde oluyorlar. Özel gecelerde ise Arzu Kaprol, Eda Güngör, Ayhan Yetkin, Özgür Masur favorilerim.