Sanatla beslenen bir kariyer
L’Oréal Türkiye Tüketici Ürünleri Bölümü Pazarlama Direktörü Beyza Kapu tam bir sanat, spor ve seyahat tutkunu. Hafta sonlarını, iş çıkışlarını sanata ve spora, tatillerini keşfetmeye ayıran Kapu’nun tutkularını ve kariyerini konuştuk.
Yazı: Sinem Gürleyük
Çocukken avukat olmanın hayallerini kuran Beyza Kapu, Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirmiş. Bu sırada aynı üniversitede ekonomi bölümünde de okumuş. Üniversite yıllarının ikinci senesinde Slovenya’da siyaset, üçüncü senesinde ise İtalya’da ekonomi eğitimi almış. İş hayatına çok erken yıllarda başlayan Kapu’nun ilk deneyimi ilkokul ikinci sınıfta ‘Gülen Kabak’ isminde çıkardığı bir dergiyi öğrencilere satmak olmuş. Üniversite yıllarında ise Unilever, Philips gibi dev markaların bünyesinde yarı zamanlı olarak çalışmalarına başlamış. Mezun olduktan sonra ürün müdürlüğü, kategori müdürlüğü, medya ve pazar araştırma müdürlüğü gibi görevlerin ardından, bugün L’Oréal Türkiye’de Tüketici Ürünleri Bölümü Pazarlama Direktörlüğü yapıyor. Kapu, üniversite yıllarında kariyerini planlayan ve hedefi doğrultusunda adımlar atan bir kadın; “Ne istediğinizi bilin. Kararlı olduğunuzda, tutkuyla ve özveriyle çalıştığınızda başarı kaçınılmaz” diyor. Sektöründe lider bir markanın pazarlama direktörü olmak elbette kolay değil. İş için ayda en az bir ülke ziyaret eden, Türkiye’de saha ziyaretleri gerçekleştiren, reklam çekimlerine koşturan ve en az iki ayda bir Paris’e giden Kapu’nun iş stresinden arınma yöntemi, yoga, meditasyon ve spor.
Her sabah yoga, haftada iki gün tenis veya yüzme hayatının vazgeçilmezleri. İş çıkışlarındaysa zamanını genellikle sevdikleriyle buluşarak ve kültür sanat aktivitelerine vakit ayırarak geçiriyor. Sanata fazlasıyla düşkün olan Kapu’nun bu tutkusunun altında annesinin ressam olması yatıyor. Çocukluğunun annesiyle birlikte galerilerde, sergilerde, atölyelerde geçtiğini söyleyen Kapu için Tophane’de bulunan Krampf Galery’nin yeri de ayrı. “Burası şehirde çağdaş sanatı takip edebildiğim ender keyifli adreslerden biri. Bir sene önce Contemporary Art zamanı keşfettim Krampf’ı. Sahibi Regis Krampf, İstanbul’un ve insanının büyüsüne kapılıp, New York’taki galerisini kapatıp Türkiye’ye taşınmış. Bu ay galeride Marc Quinn ve Theierry Dreyfus’un eserleri yer alıyor.”
Kararlı, tutkulu, hareketli
Karakterini kararlı, tutkulu ve hareketli olarak tanımlayan Beyza Kapu’nun kariyerindeki en büyük gururu ise üniversiteden mezun olduktan sonra yanında iş hayatına başlayan pek çok kişinin bugün büyük başarıların altına imzalarını atmaları. Disiplin, tutarlılık, kararlılık ve motivasyonun çalışma hayatının vazgeçilmezleri olduğunu söyleyen Kapu samimiyetsizliğe ise asla tahammül edemediğini belirtiyor. L’Oréal markasının Türkiye’deki başarısında büyük pay sahibi olan Kapu’ya göre markanın sektörde yarattığı en büyük farklılık, güzelliğin pek çok farklı kültürdeki değer, anlam ve ifadesini biliyor olması ve insanların her gün güzelliklerinin farkında olmalarını sağlayarak değer katması. L’Oréal Türkiye çatısı altında; L’Oréal Paris, Maybelline, Essie, Garnier, Elseve, Olia gibi markaların pazarlama direktörlüğünü yapan Kapu’nun güzellik sırlarını da elbette bu ürünler oluşturuyor: “Her sabah Garnier Saf ve Temiz 3’ü 1 Arada ile güne başlıyorum. Ardından nem dengesi ürünüyle günlük bakımımı tamamlayıp, daha iyi görünmek için BB kremini kullanıyorum. Akşamları da L’Oréal Paris Skin Perfection serum ve gece kremi ile L’Oréal Paris lazer göz kremi kullanıyorum” diyor. Cilt bakımının ardından gece yarısı bile olsa belli sitelerdeki dünya ve sektör haberlerini okumak, bir-iki video seyretmek, bir şeyler yazmak ve yeni fikirlerle rüyalara dalmak ise vazgeçilmezlerinden.
Beyza Kapu'nun vazgeçilmez 10'u
1. Kız kardeşlerim, annem ve babam… Hayatta her şey bir yana, onlar bir yana. Haftada en az bir kere görmezsem olmaz.
2. Bazen soru ne olursa olsun cevap aşk olabilir…
3. Yemek yapmak benim için bir tutku. Hem yapmaktan hem tecrübe etmekten keyif alıyorum.
4. Keşfetmek, ilham almak, şaşırmak, tanışmak… Seyahat benim vazgeçilmezim.
5. Yoga ve meditasyon hayattaki iç huzurum ve dengem için çok çok önemli.
6. Suda kendimden çok parça buluyorum. Bu yüzden okyanusu çok seviyorum. Sörf de dalga yakalayabildiğim tek enerji. Işık ve sese dokunamıyorum ama dalgayı yakaladığımda enerji benimle!
7. Kız arkadaşlarım, kahkaha, paylaşım, sırlar, yıllar... Haftada en az bir kere özel yemeğimiz için toplanıyoruz.
8. Benim için köpeğimin olması bir seçenek değil. O benim can dostum, can dostlarım… Neredeyse bebekliğimden beri köpeklerle beraberim.
9. Elbette bu meslekte olmam tesadüf değil! Rujlar, renkler, kremler, boyalar için yaratılmışım.
10. Yeşili görmek ve nefes almak ama gerçekten nefes almak. İşte bu paha biçilemez.