Sinir sıkışması neden olur? Nasıl anlaşılır?
Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan sinir sıkışması; ağrı, uyuşma ve güç kaybına neden olarak hareket kabiliyetini kısıtlayabiliyor. Özellikle uzun süre aynı pozisyonda çalışanlar ve tekrarlayan hareketler yapan kişiler risk altında...
Nöroloji Uzmanı Dr. Sema Öztürk, sinir sıkışmasına neden olan durumlar ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler aktardı.
SİNİR SIKIŞMASI NEDİR?
Vücutta beyin, sinir sisteminin merkezidir. Beyin sapı omurilikle devam eder ve omurilik, vücuda, kollara ve bacaklara kadar uzanır. Ardından sinirler, tek tek dallanarak tüm vücuda yayılır. Sinir sıkışması, sinirlerin dağıldığı bölgelerde gerçekleşir. Bu sıkışma, dar bir alandan geçiş sırasında veya travma sonucu ortaya çıkabilir.
SİNİR SIKIŞMASI NEDEN OLUR?
Sinir sıkışması, sinirin geçtiği bölgedeki daralmadan kaynaklanır. Sinir, dar bir alandan geçtiğinde sıkışır. Bu daralma, tekrarlayan hareketler veya o bölgede meydana gelen travmalar nedeniyle oluşabilir. Ayrıca, kişinin fark etmediği basılar da sinir sıkışmasına sebep olabilir. Sinir sıkışmasının bir diğer nedeni ise sinirin yapısındaki değişikliklerdir. Örneğin, diyabet hastalarında sinir kılıfı incelmiştir, bu da küçük bir basıncın bile sinir sıkışması sendromuna yol açabilir. Ayrıca, vücutta sinirleri etkileyen bir hastalık varsa, sinirler daha hassas hale gelir.
SİNİR SIKIŞMASI OLMAMASI İÇİN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?
Sinir sıkışmasını önlemek için, kişinin biyomekaniği, duruşu ve hareketlerine özen göstermesi gereklidir. Ayrıca, travmalardan korunmalı ve vücuttaki hastalıklar düzenli olarak izlenmelidir. Diyabet, sıkça karşılaşılan ve ciddi tedavi gerektiren bir hastalıktır. Diyabet ve diğer nöropatilerin erken teşhisi ve tedavisi son derece önemlidir. Sinir sıkışmasını engellemek için, uzun süre aynı hareketi yapmaktan kaçınılmalıdır. Örneğin, sürekli bir tarafa yaslanmak veya uzun süre aynı pozisyonda kalmak sinir sıkışmasına sebep olabilir. Bazı mesleklerde ise sinir sıkışması riski daha yüksektir. Sürekli klavye kullanmak, uzun süre ayakta durmak veya benzer tekrarlayan hareketler yapmak sinir sıkışmasına yol açabilir. Ayrıca, dar kıyafetler veya kemer gibi baskı yapan şeylerden de kaçınılmalıdır. Omurgayı korumak için egzersizler yapmak ve kasları güçlendirmek çok önemlidir. Bu şekilde, omurganın doğru duruşu sağlanabilir ve sinir sıkışması riski azaltılabilir.
SİNİR SIKIŞMASI NERELERDE GÖRÜLÜR?
Sinir sıkışması; boyun, omuz, bel, dirsek, el bileği ve diz gibi hareketli bölgelerde görülebilir. Yanlış oturuş, hareketsiz yaşam veya omurganın statik duruşu nedeniyle sinirler sıkışabilir. İnsan vücudu dik durmaya programlanmıştır; ancak sürekli eğilerek veya yanlış duruşla yapılan hareketler omurgada bozulmalara yol açabilir. Bu durum, kireçlenmelere, fıtıklara, artroza ve darlıklara yol açabilir.
SİNİR SIKIŞMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR, NASIL ANLAŞILIR?
Sinir sıkışmasının belirtileri, sinirin geçtiği bölgede ortaya çıkar. Örneğin, bilekteki sinir sıkışmasında parmaklarda tutma güçlüğü, uyuşma veya karıncalanma görülebilir. Bel bölgesinde meydana gelen sinir sıkışmalarında ise ağrı, güçsüzlük ve uyuşma gibi şikayetler olabilir. Sinirin geçtiği alandaki anatomik yapıya bakarak, hangi kasların etkilendiği belirlenebilir ve sinir sıkışmasının yeri tespit edilebilir. Sinir sıkışmasını teşhis etmek için radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılır. İlk olarak, muayene ile sinirin hangi bölgede sıkıştığı belirlenir. Elektromiyografi testi ile sinirin fonksiyonları, duyusu ve kas gücü ölçülür. Eğer kemikte bir sorun şüphesi varsa, tomografi ile görüntüleme yapılabilir. Yumuşak dokularda sıkışma durumunda ise manyetik rezonans görüntüleme (MR) tercih edilir.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Sinir sıkışmasının tedavisinde öncelikle tekrarlayan hareketler veya daralmaya neden olan faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Bu, sinirin rahatlamasına yardımcı olur. Ayrıca, daralma veya tümör gibi yapısal engeller varsa, cerrahi müdahale gerekebilir. Eğer tedaviye rağmen şikayetler devam ediyorsa, lokal enjeksiyonlar veya cerrahi müdahale seçenekleri değerlendirilir. Cerrahi müdahale son çare olarak düşünülmelidir. Cerrahi gereksinim, nörolojik bulgular ve kaygılar doğrultusunda belirlenir. Eğer tedaviyle iyileşmeyen bir durum varsa, cerrahiden başka bir seçenek kalmaz.