Sosyal flörte var mısınız?
Gün içinde tesadüfen tanıştığınız biriyle tatlı tatlı konuşuyorsunuz, iş yerinde bakıştığınız biri var, sosyal medyada ne zaman post atsanız ilk like hep o kişiden geliyor…
Hazırlayan: Simay Engür
Ama içiniz hiç rahat değil; çünkü diğer yanda harika giden bir ilişkiniz var. Endişelenmeyin, herkes sonu cinselliğe ya da aşka bağlanmayan sosyal flörtü tadacaktır!
Elele editörlerini ikiye ayıran bir flört alışkanlığıyla karşı karşıyasınız. “Sosyal flört aldatma sayılır mı?” Ofisten yükselen seslere bakılırsa birçoğu sosyal flörtün dozunu ayarlamanın zor olduğunu ve sonucunda gerçek bir ihanete kapı aralayacağını savunuyor. Azınlıkta olanlarsa sosyal ortamda sevgilisi olsa bile birçok insanın başkalarıyla flörtleştiğini ancak bunu kendilerine bile itiraf edemediğini iddia ediyor. Kabul etmek gerekiyor ki bu uzlaşılması zor konudaki asıl problem sosyal flört ve flört arasındaki kavram kargaşası olabilir. Aslına bakarsanız sosyal flört, hayatın herhangi bir alanında sonu ciddi bir beraberliğe, rutin mesajlaşmalara veya cinsel ilişkiye bağlanmayan iltifatlaşmalar ya da bakışmalar anlamına geliyor. Yani var olan ilişkinize karşı söz konusu eylemsel bir ihaneti kapsamıyor. Sosyal flörtün ilgilendiği noktalar yalnızca ayaküstü muhabbetleri, içten içe fiziksel beğenileri ve günümüzdeki ‘like’laşmaları kapsıyor. Birkaç dakika düşünün… Ofiste, asansörde, kafede, okulda veya herhangi bir sosyal ortamda ilk kez gördüğünüz ve aklınızdan şimşek hızıyla geçen ‘Ne kadar hoş bir erkek’ düşüncesine kapıldığınız kişiyle her gün yalnızca selamlaştığınız anları hatırlayın; evet sevgiliniz olduğu halde. İtiraf edin, sosyal flörtün dumanı üstünde okları Erosunkiler kadar olmasa da sizi de en az bir defa vurmuş olmalı...
Neden inkar ediyoruz?
Sevgilinizin herhangi bir sosyal ortamda bir başkasıyla kaçamak bakışmalar yaşadığını veya iş arkadaşına her gün iltifat ettiğini hayal edin, sizi gidi dilleri fitne fücurlar, kıyametiniz gelsin modunda tepki verdiğinizi görür gibiyiz… Sırf bunu düşünmek bile sosyal flörtü kati suretle reddetmeye eş değer; ancak araştırmalar gösteriyor ki özellikle uzun soluklu ilişkilerde partnerler bir süre sonra beğenildiğini hissetmeyebiliyor ve farkında olarak ya da olmayarak sosyal flört sayesinde ihtiyaç duydukları ‘beğenilme’ duygusunu tatmin ediyor. Yani planlı ve rutin davranışlara yönelmediğiniz sürece iltifatlaşmalar, bakışmalar ve minik flörtler kesinlikle aldatma sayılmıyor. Hatta partnerlerin daha özgüvenli olmasına yol açtığı için, ilişkideki monoton ve sıkıcı atmosferi de olumlu ve dinamik bir dengeye getiriyor. İkna olmadınız mı? Belki de sosyal flörte bu kadar önyargılı olmanızın asıl nedeni, partnerinizin sevgisinden şüphe ediyor olmanız veya kendi sosyal flört deneyiminizin sonucunda ‘ya aldatırsam?’ endişesiyle dozu ayarlayamamaktan korkuyor olmanızdır. Gördünüz mü, yine geldik özgüvenin esamesinin okunmadığı sağlıksız ilişkilere… Şunun altını çizmekte fayda var; siz sosyal flörte kapalı olsanız bile size gün içinde göz ucuyla bakan ve belki de iltifat eden biri olabilir; işte tam bu noktada kendinizi biraz olsun daha ‘güzel’ ve daha ‘iyi’ hissediyorsanız kabul edin ya da etmeyin siz de bir sosyal flörtözsünüz.
Kırmızı çizgi
Sosyal flört, yalnızca hesapsız ve plansız yaşanan deneyimleri kapsayan; özellikle cinsel beklentilerden uzak bir flört çeşididir. Peki ne zaman aldatma sayılıyor? Sevgiliniz ya da eşiniz olduğu halde günden güne başkasını düşünmeye başladıysanız, spontane gelişen flörtler yerini rutin buluşmalara bıraktıysa ve partnerinize artık bu konuda alenen yalan söyleme gereği duyuyorsanız; sosyal flörtün masum sınırlarından çıkmış ve ihanet boyutuna ulaşmış sayılıyorsunuz. Çünkü sosyal flörtün altın kuralı tamamen spontane gelişen iltifatlar, bakışmalar sonucundaki ego tatminiyle doyuma ulaşmaktır. Aynı şekilde çekici olduğunu düşündüğünüz birine ‘Bugün ne kadar güzel görünüyorsun’ demekle yetinmektir. Dozajı aştığınız an sosyal flört değil, yeni aşklar arayışındasınız demektir.
Siber flörtün kuralları
Aldatıldığını sevgilinin üstündeki yabancı bir saç telinden, yakasındaki ruj izinden öğrendiğimiz günler ne kadar da güzeldi… Evet güzeldi çünkü günümüzde aldatıldığımızı gizli like’laşmalardan, story’lere sinsice gönderilen kalp emojisinden veya aniden takip edilmeye başlanan hesaplardan öğreniyoruz. Peki özellikle Instagram’daki bu flörtöz adımlar nereye kadar sosyal flörte, nereye kadar ihanete giriyor? Yanıt basit: DM’ye geçene kadar! Örneğin Instagram’da like atmak, emoji göndermek ve hatta story’sine alevler (emoji) salmak reeldeki basit bir ‘bugün çok güzel görünüyorsun’a denk düşüyor. Ancak DM kutusuna düşen uzun sohbetler, ister istemez beraberinde WhatsApp’a geçmeleri ve hatta buluşmaları getiriyor. Tüm bunlara rağmen sevgilinizin birkaç zararsız like’ını kafanıza takmak, onu delirmişçesine kontrol etmek ve hatta şifresini istemek pek sağlıklı bir davranış biçimi gibi görünmüyor. Hem 21’inci yüzyılın mecralarını düşünürsek aldatmak çok kolay, gizlemekse neredeyse imkansız! Yani takipçisi olsanız da olmasanız da ihanet mutlaka gün yüzüne çıkacaktır. Bu nedenle partnerinizle ilişkinizi bir nevi ‘denetim toplumu’ modeline çevirmek yerine minik iltifatlaşmaları, like’laşmaları normalleştirmek sizce de daha sağlıklı değil mi? İhanete dönüştüğü noktada sevgi zaten bitmiş sayılıyor, kurtulduğunuz için sevinin ve arkasından el sallayın!
Okuyuculara sorduk!
Sosyal flörte bakış açınızı merak ettik ve flört alışkanlıklarınızı sorduk. Anket sonuçlarına bakılırsa sosyal flört, birçok kişinin hala kırmızı çizgisi.