Bir yere gelebilmenin yolu eskisi gibi üniversite bitirmekten geçmiyor artık. Sosyal medya sayesinde beğenilerle para kazanılan işler türemişken, hangi üniversite sana yardımcı olacak ki? Hal böyle olunca geniş çevresi olan insanların ‘gözde bekarlar’ kategorisinde olması da doğal. Kendimden biliyorum, Neredeyse 20 senedir popüler dünyada yaşayan/çalışan biri olarak insanların bana yaklaşmalarındaki amacı gözlerinden okur hale geldim. Ama beterin beteri varmış misali duyduğum bir hikaye sonrasında halime dua ettim doğrusu. Geçen gecelerin birinde ünlü bir reklam ajansı sahibi arkadaşım beş sene önce biten bir ilişkisinin ardından yeni yeni topladığından bahsediyordu. Beş sene toparlamak adına çok uzun bir süre değil mi yahu diye düşünürken adamın anlattıkları karşısında ağzım açık kaldı. Ajansına asistan olarak giren genç kıza aşık olan arkadaşım, kısa süre sonra kızı özel asistanı, sonrasında da halkla ilişkiler müdüresi yapıyor. Ajans sahibinin sevgilisi olunca bütün kapılar açılıyor tabii, bütün sosyete arkadaşı oluyor. Bu müthiş yükselişle yetinmeyen kızımız allem edip kallem edip zamanla kendini dış ülkelerle ilişkiyi düzenleyen grubun başına getiriyor. Yurt dışı anlaşmalarının zeminini hazırlamak için sürekli yurt dışına gidip gelmeye başlıyor. İki sene kadar bu görevde kaldıktan sonra bir gün arkadaşımı bir şeyler dürtüyor ve kendini kızın telefonunu karıştırırken buluyor. Sevgilisi tarafından yabancı iş ortaklarına atılan seks konusunda ısrarcı mesajları da ilk o zaman görüyor. Sevgilisinin kendi arkadaşlarına yürüdüğü mesajları okuyunca çıldırıyor tabii. Alelacele evleri ayırıyor ama nafile, iş ortaklarının neredeyse hepsini denemiş, hepsine yazmış. Ayrılıktan sonra herkes birer birer dökülmeye başlıyor; beni de zorladı, bana da yazdı diyenlerin sayısı o kadar çok ki arkadaşım sonunda psikolojik tedavi görmeye başlıyor. Finalde ne mi oluyor dersiniz? Kız yabancı ortaklardan birini ağına düşürüp Brüksel’e taşınıyor. Lüks villadan çıkıp bir başka lüks villaya giriyor, hem de Avrupa’da. Sonuç olarak sosyal tırmanıcılar her zaman daha iyi kapı bulabiliyor, önemli olan kendi ruh halimizi korumak. Sevgililerimize fırsatlar sunarken arkasında bir şey aramıyoruz tabii ki ama iyi bir şey mi yapıyoruz kötü mü onu bilemiyorum.
BODRUM'DA KLEIN
Yıl boyu İstanbul’da eğlendiğimiz yetmiyormuş gibi şimdi de Bodrum’da bir Klein var. Hem de Eva Klein. Açılış gecesinden itibaren Bodrum’dakilerin ilgi odağı haline gelen mekan Bardakçı Koyu devamındaki tarihi yel değirmenlerinin olduğu burnun en sonunda, Bodrum Bay Resort’un içinde. İnsanlar Klein’a yakın ev tutup daha rahat gidip gelmeyi konuşuyordu. Eğlenceye ne açız belli değil. Ama haksız da sayılmazlar, artık gidip dağıtabileceğimiz mekan sayısı o kadar azaldı ki, olanların kıymetini bilmekten başka çaremiz kalmıyor açıkçası.
NE GEREĞİ VAR?
Kumsalların bu yazki saçmalığı bu bikiminsi mayolar. Bikinin parçaları arasında transparan bir kumaş eklenmiş izlenimi verilen bu mayolar pek bir manasız geldi gözüme. Tamam farklı olmalı da bu şekilde değil galiba. Artık tasarım dünyası ne yapacağını şaşırdı gibi geliyor bana. Yaratıcı fikirler çıkmayınca da böyle saçma yollara başvuruyorlar. Korkarım önümüzdeki yıllarda kapüşonlu bikinilerle karşılaşacağız. Ne gereği var diye soranlara da ‘moda’ diyeceğiz!
BUZ GİBİ ERKEK
Zac Efron’un hormonlu tavuk gibi şiştiği Baywatch filminin fazlasıyla eleştirildiği bir dönemde Hugo Boss’un yeni parfümü Hugo Ice’ın reklamlarında karşımıza çıkması iyi oldu doğrusu. Reklam filminde alışılageldik Efron seksiliği yaşanırken parfümün etkisi de buz gibi bir seksapel yakalamak yönünde! Parfümü kokladığınız zaman ilk önce ferah ama odunsu notalarla karşılaşıyorsunuz. Modern erkeğe buz gibi bir ferahlık vermek için tasarlanan parfümde daha sonra karşınıza tabii ki nane çıkıyor. Ferahlatıcı parfümlerin olmazsa olmazı vetiveri de unutmamak lazım. Gözünüze fena halde cool gözüken sevgiliniz için ideal bir hediye olabilir.
35 ÇOK MU GÜZEL?
Erkeklerin öyle kolay anlayamayacağı bir şey bu. Biz rahatız; yaş 35 olmuş, 40 olmuş o kadar da büyük farklar yok açıkçası. Ama kadınlarda geriye doğru akan bir sayaç, 35’e 5 kaladan itibaren sinir bozmaya başlıyor. Bu konunun hayli bilincinde olan ve tahminen aynı zorluğu atlatmış olan Pınar Çelikel, 35 Çok Güzel Gelsene isimli romanını yayınladı. 35’ine yaklaştığı bir dönemde kocasını da kaybeden bir kadının ayakta kalma çabalarını anlatan kitap, 35 travmasına sahip her kadına ışık tutacak sanırım.
YAZ GELDİ YAŞASIN
• Diziler tatile giriyor ya da bitiyor. Artık dizilerin bir sezon halinde bize sunulmasına o kadar alıştık ki haftalık takip edilmesi gerekenler gözümde büyüyor artık. Neyse ki sezon sonu, artık moda verilmesi gerekiyor.
• Tarkan’a kavuştuk ve tabii ki onunla yatıp onunla kalkıyoruz. Yeni albüm 10’un bütün şarkılarına klip çekilebilir pekala. Zaten sindire sindire kullanmak lazım, yenisi için en az beş sene bekleriz yoksa.
Bodrum mu Çeşme mi tartışmaları başladı bile. Bodrum’da birbiri ardına açılan mekanlar, Çeşme’de giderek ateşlenen beach club’lar derken birincisi asla belli olmayacak olan bu yarış 2017’de de sürüyor.