“Spor için bahane üretmem”

Gazeteci, sunucu, yazar ve sporcu… Benimsediği sağlıklı yaşam ilkesi, etrafına yaydığı pozitif enerjisi ve spor tutkusuyla tanıdığımız Ece Vahapoğlu ile form tutma sırlarından egzersiz ve beslenme tüyolarına kadar her şeyi konuştuk.

Yazı: Elif Gürsoy/Formsante
Fotoğraf: Murat Sargın

Uzun zamandır sosyal medyada bir hayli aktif olan Ece Vahapoğlu’nun hızına yetişmek mümkün değil. Günlük koşuşturmacada oldukça hareketli olan Ece Vahapoğlu’nu spor yaptıktan sadece birkaç saat sonra yurt dışına çıkarken görebilirsiniz… Kendisi bitmek bilmeyen enerjisinin küçüklüğünden kaldığını belirterek, durağan hayatın kendisine uygun olmadığını söylüyor. 

Sizi ilk olarak gazeteci olarak tanıdık ama zaman geçtikçe spor faaliyetlerinde daha çok görür olduk. Bu geçiş nasıl oldu? 
Yurt dışında üniversite okumaya başladığımdan beri spor hayatımda aslında. Yıllardır spor salonlarına giderim. Fakat gazetecilik, yazarlık ve sunuculuk derken medya sektörüyle birlikte çok seyahat eder oldum. Bu yoğun seyahatlerde de düzenli spor yapmaya ve formumu korumaya dikkat ediyordum. Ama istediğim kas yapısına ve belirginliğine geçememiştim. Üç sene önce bu işin içine daha fazla girmeye başladım. Herkes İçin Spor Federasyonu’ndan wellness eğitmenlik sertifikası aldım. Bununla birlikte hem kendim bilinçlendim hem de kitaplar yazmaya, seminerler vermeye başladım. İnsanların beni sporla tanıması ve takibe alması, bendeki değişen enerjiyle çok daha arttı. 10 senedir gazetecilik yapıyorum; Türkiye çapında röportaj yapmadığım iş insanı kalmadı… Ama sokakta daha çok sporla tanınıyorum. 

Spora olan ilginizi mesleğe dönüştürmek için faaliyetlerde de bulunuyor musunuz? 
Benim için Herkes İçin Spor Federasyonu’ndan aldığım wellness eğitmenlik sertifikası ile her şey resmileşti aslında. Federasyonun aynı zamanda proje başkan vekiliyim ve ilerleyen zamanlarda daha büyük sorumluluklar alacağım. Türkiye’nin spor politikalarıyla ilgili projelerinin çoğunun içindeyim. Çoktan bir meslek halini aldı diyebilirim. Yazdığım kitaplar ve köşe yazıları daha çok spor ve sağlıklı yaşamla ilgili hale geldi. Bunu da zaman içinde yaptığım işe entegre edebildim. Hatta benim için artık “fit/ sportif” sunucu denmeye başlandı. 

Yeni projeleriniz var mı?

Sporla ilgili markalarla yeni projeler gerçekleştireceğiz. Benim adımla birkaç spor etkinliği de olacak. Yakında yeni bir kitabım da geliyor; yine sağlıklı yaşam ve wellness temalı… Spor ve beslenmenin yanı sıra ünlü isimlerin de yer aldığı bütünsel bir kitap. Öte yandan buldumbuldum internet sitesi için baskılı tişörtler, yastıklar ve kupa bardakların olduğu fit tasarımlar yaptım. Ekim ayında hazırladığım sağlıklı mönü ve yoga etkinlikleriyle Bodrum’da wellness kampım olacak. 

“30 yaşında biraz daha içime dönüp ne istediğimi hissetmeye başladım. Ceketetekli ciddi Ece’yle yaşımı olduğumdan çok büyüttüğümü fark ettim. Sporla gençleştim. Hayat benim için sağlıklı yaşam ve sporla akmaya başladı. Ruhumun derinliklerinde tatmin olmaya başladım…”

Sizi hep iyi ve mutlu görüyoruz ama herkeste olduğu gibi sizin  de kendinizi kötü hissettiğiniz zamanlar oluyordur diye tahmin ediyoruz. Böyle durumların üstesinden nasıl geliyorsunuz? 
Kötü hisseder hissetmez derin nefesler alıyorum. Hemen meditasyon yapıyorum. Özellikle ruhsal gelişimle ilgili, motive edecek kitaplar okuyorum. Yazılarımda ya da sosyal medya paylaşımlarımda hep olumlu şeyler yazıyorum. Çünkü ben insanları mutsuz değil, mutlu etmek, pozitif enerji vermek için varım. İnsan derdini kendine saklayabilir, kendi içinde çözebilir diye düşünüyorum. Bir süre önce babam ciddi bir kalp rahatsızlığı geçirdi. Bir süre hiçbir şekilde paylaşmadım. Hiç sesimin çıkmadığı bir zaman dilimi olmuştu. Sonrasında bahsettim. Babamın rahatsızlığında olası her şeyi kabul ederek tekamülü hissettim. Bu rahatsızlık hayatımın en büyük olgunluk sınavıydı. Tabii ki benim de iniş çıkışlarım oluyor, hayat zaten tekdüze değil… 

Bedeninize spor yaparak iyi davranıyorsunuz. Cildiniz için ne yapıyorsunuz peki? 
Yılda üç kez cilt bakımı yaptırıyorum. Mevsim geçişlerinde kimyasal peeling yaptırıyorum. Aslına bakacak olursanız beslenmeniz, uykunuz cildi çok etkiliyor. Çünkü cildin içten beslenmesi gerekiyor. Çekimler dışında makyaj yapmayı da sevmiyorum. Makyajsız da çok rahat fotoğraf paylaşabiliyorum. Sabah uyandığımda kendimi güzel buluyorum, sağlıklı bir cildim var. Çünkü düzenli ve sağlıklı yaşıyorum. Mutluyum.

Estetiğe karşı mısınız peki? 
Eskiden bu konuya çok katı yaklaşırdım ama son zamanlarda biraz daha yumuşadım. Çünkü teknoloji çok ilerledi ve belli olmayan, abartısız müdahaleler yapılabiliyor. Cilde zarar vermeyip, ifadenizi değiştirmiyorsa ufak tefek şeyler yapılabilir. Çok şükür daha başlamadım bu işlere. 37 yaşındayım, önlem amaçlı botoks yaptır diyorlar. Geçen sene kaz ayaklarım için ufacık dozda denedim ama zaten belirsiz olduğu için ha öyle ha böyle deyip bıraktım. Şimdi hiçbir şey yaptırmıyorum.

Dişçinizi soran da çok var; dişlerinizin düzgün ve beyaz durmasında bir sır var mı? 
Dişlerimin yapılı olduğunu düşünüp soranlar çıkıyor evet. Dişlerim orijinal, çocukluğumdan beri her gün fırçalarım. Alkol, sigara tüketmediğim için boyanmıyor da. Senede bir kez dişçime temizletirim o kadar. 

İleride çocuk sahibi olmayı planlıyor musunuz? Herhalde çok fit bir anne olursunuz... 
Bana kalsa bir yıl içinde anne olmak isterim. Çocuğumu hem fiziksel sağlığı hem de zihinsel ve ruhsal olarak iyi yetiştireceğime inanıyorum. Tabii benim hamileliğim de şimdiden çok merak ediliyor; ben de yaşayıp göreceğim fit annelik deneyimimi…

“Yeni trend zayıf olmak değil, sağlıklı fit olmak. Fit kadın seksidir. Bence ideal vücut, kadınsı hatlar belirginken, sıkı kaslarla ışıldayan bir beden demektir…” Boş zamanınızda mutlaka spora mı öncelik veriyorsunuz ya da spor dışında hobi olarak yaptığınız başka şeyler de var mı? 
Zaten güne sporla başladığım için gün içindeki boş vakitlerimi kitap okuyarak ya da meditasyon yaparak geçiririm. Ancak birkaç günü spor yapmadan geçirdiysem o beni rahatsız etmeye başlıyor. Boş bulduğum bir anda ya açık havada koşuyorum ya da evde kendi vücut ağırlığımla egzersizler yapıyorum. Fitness ve yogayı çok yaptığım için dünyanın her yerinde her an spor yapabilirim. 

En çok hangisine zaman ayırıyorsunuz peki? 
20 senedir fitness, birkaç senedir yoga yapıyorum. Bir senedir de koşuyorum. Yazları da su sporlarıyla ilgileniyorum. Koştuğum ve fitness yaptığım için kaslarımı esnetmem gerekiyor. Esnetmek genelde sporda ihmal edilen bir durum ama çok önemli. Koşu ve fitness için yoga büyük destekçi oluyor. Zaten severek meditasyon yaptığım için yogayı hem zihinsel hem de bedensel olarak çok rahatlatıcı buluyorum. Bir gün fitness yapıyorsam diğer gün yoga yapıyorum. Koşuyorsam, birkaç saat sonrasına yoga yapabiliyorum. Aslında ruhum o anda ne istiyorsa onu yapıyorum, hangisini yapacağıma bedenimle birlikte karar veriyorum.

Spor yapmak, sağlıklı beslenmek sizin için ne ifade ediyor? 
Balık burcuyum. İç dünyasına odaklanabilen bir karakterim var. Ruhum benim için çok önemli olmakla birlikte bedenim de bir o kadar değerli. Aslında ruh haline önem veren birinin görselliğe bu kadar düşkün olmaması gerekir diye düşünülür. Fakat şunu anlıyorum ki; ruhumu arındırmak için ilk önce bedenimi temizlemem, bana araç olarak emanet verilmiş bedenime iyi bakmam gerekiyor. Bu benim elimde olan bir şey. O zaman ben bunu daha iyi hale getirebiliyorsam ve zevk alarak yapıyorsam bunu her an coşku ve heyecanla yaparım. Yaşam tarzım olarak benimsiyorum.

Tatlı kaçamağı yaptığınız oluyor mu hiç? 
Bitter çikolatayı çok seviyorum! Salondaki sehpamda dünyanın her yerinden çeşit çeşit, farklı kakao oranlı çikolatalar bulabilirsiniz. Beni mutlu ettiği için ufacık bir parça yemekte sakınca görmüyorum. Zaten vücudunuz çok iyi ve fit bir duruma gelmişse haftada bir gün kaçamak yapabilirsiniz… Çünkü vücut bunu kaldırabilecek düzeydedir. Belki ertesi gün daha hafif yersiniz ve onu kamufle edersiniz. Çok eskiden pazar kahvaltılarında bal kaymağı bayılarak yerdim. Eve almıyorum ama seyahatlerde açık büfede görürsem yiyorum.

Düzenli olarak uzun mesafe koştuğunuzu biliyoruz. Koşu kendinizi nasıl hissettiriyor? 
İlk koşumu ciddi bir yarışta, geçen yıl Haliç’te koştum. 10 km idi. Koşu öncesinde sadece üç antrenman yapmıştım. Bir anda hiç bilmediğim bir dünyada, başlangıç çizgisinin nerede olduğunu bile tam bilmiyorken baktım koşuyorum. Çok teknik bilgim yoktu, cahil cesaretiydi belki de bu deneyimim. Ama koşarken hayatımdaki en yüksek frekansa ulaştığımı fark ettim. Çok tatmin ediciydi. İçimden hep, beni motive eden “güç benimle” gibi ilahi sözler geçiyordu. Beşinci kilometreden sonra ayaklarım havada uçarak koştum. Yaş kategorimde birinci geldim. Kadınlar kategorisinde de dördüncü oldum. Bu dereceler beni çok motive etti. Herkesi de çok şaşırttı. Koşu yeteneğimin olduğunu böylece fark ettik. Ciddiye almaya başladım, daha fazla koştum, teknik idmanlara başladım, koştukça geliştiğimi gördüm. 

Instagram paylaşımlarınızda en çok hangi sorularla karşılaşıyorsunuz, takipçileriniz neyi merak edip size danışıyor? 

Sportif paylaşımlarım çok seviliyor. Birkaç gün sporla ilgili bir şey paylaşmadığım zaman hemen “Aa bugün koşmuyor musunuz?” diyorlar. Son bir senedir koşu performansım çok takip ediliyor. Ormanda ya da şehirler arası bir yarışta koştuğum zaman insanlar yanıma gelip önceki koşularım da dahil olumlu eleştirilerde bulunuyor. Bir yandan da ilham perisi görevi görüyorum. Benim fotoğraflarımdan sonra koşuya ve spora başlayan çok kişi var. Koştuktan sonra da bana teşekkür ediyorlar. 

“Gece dışarı çıkmayı sevmiyorum. Mecbur kalıp geç uyuduysam ertesi gün dengemin bozulduğunu fark ediyorum. Benim için gece çıkmak yerine salona gidip spor yapmak çok daha mantıklı ve eğlenceli geliyor. Gece kulübü yerine spor salonu daha heyecan veriyor.”

“Sorunlar ve yaşadığımız sıkıntılar bizi geliştirir. ‘Bunu neden yaşıyorum, bunu nasıl çözebilirim, bakış açımı nasıl değiştiririm?’ diye bakarsanız kendi yansımanızı görürsünüz. Egoyu da bir kenara koyarsanız, çözülmeyecek sorun yok…” 

Türk kadını geçmiş yıllara nazaran sporla daha çok ilgili. Bunda en çok neyin etkisi var sizce? 
Sosyal medyanın çok büyük etkisi var. Bizim gibi sağlıklı yaşamlarını deşifre eden kişilerin paylaşımları da örnek oluyor. “Ünlüler ne yapsa doğrudur” mantığıyla kendilerine örnek alıyorlar. Şimdilerde koştuğum yerler zamanında dutluktu (gülüyor). Kimse yoktu ortalıkta. Ama şimdi herkes bir şekilde spor yapıyor. Şaka bir yana, insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşamak istedikleri için bilinçlenmeye başladı. Bu da beni hem kişisel hem de mesleki açıdan çok mutlu ediyor. Çok şükür ki ben de bu akımda ilham alınan etkili isimlerden biri oldum. Diğer bir yandan, bu alanın gelişmesinde daha çok spor salonu açılması, yatırımların artması, proje ve markaların geliştirilmesi de etkili oldu tabii…

Instagram’da çok aktifsiniz. Bir orada, bir buradasınız. Sonra bir bakıyoruz sporunuzu yapıyorsunuz. Nasıl bir denge kuruyorsunuz, nasıl oluyor bu? 
Spor yapmamak için hiçbir zaman bahanem olmadığını görebilirsiniz! Kendimi hiç yorgun hissetmiyorum, sabahları düzenli olarak yaptığım Tibet’in 5 Hareketi var. Tek sırrı bu değil belki ama güne böyle başlıyorum. Beslenmemiz de enerjimizi çok etkiliyor. İşimi çok severek yapıyorum. Seyahati çok seviyorum. İnsan istediği şeyleri yapınca vakit de buluyor, enerji de… Bahane üretmenize gerek kalmıyor. Küçüklükten beri hiperaktifim. Öğrenmeyi, görmeyi, yeni deneyimler edinmeyi seviyorum. 

Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil