''Şu andaki konumuma işin tozunu yutarak geldim''

Park Bravo Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Özçoban, kariyer hikayesini anlatıyor.


Kamil Özçoban’ın kızı olmak size avantaj sağlamadı mı?
Hayır, hiç kolay olmadı. Hatta ilk zamanlar çok zor gelmişti, çünkü istiyordum ki bir an önce bir şeylere başlayayım. Ama şimdi dönüp bakıyorum, iyi ki onları yaşamışım ki şu an her şeye hakimim. Kimse, “Kamil Özçoban’ın kızı gelsin” demedi. Ama ben adım adım yol katettikten sonra herkes sempatik bir şekilde karşıladı. Hiçbir şekilde tepeden gelmedim.

Şimdi nelerden sorumlusunuz?
Son üç yıldır şirketin yönetim kurulu üyesiyim. Neticede aile şirketiyiz ama profesyonel bir kadro yönetiyor şirketi. Biz de aile bireyleri olarak yönetimin içindeyiz ama genelde önemli kararlarda bulunuyoruz. Ama operasyonel olarak şu anda işin daha görsel kısımlarıyla ilgileniyorum. Daha çok Park Bravo’nun koleksiyonları, mağazaların mimari çalışmaları, mağaza içi düzenlemelerden sorumluyum.

Koleksiyonlarınızı hazırlarken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Genel birtakım trendler var ama bizde de çok geniş bir koleksiyon mevcut. Üreten kadına göre bir yapıya sahibiz ve o kadının hayatının her kesidine yönelik ürünler yapıyoruz. Akşam üstü bir kokteyle katılırken de, gece bir davete giderken de o kesitleri önümüze alıp, bu talebe cevap vermeye çalışıyoruz. O doğrultuda olması gereken bir ürün gamımız var. Olmazsa olmaz. Onun dışında sezon trendlerini takip ediyoruz.

Tasarım ekibiniz nasıl bir kadrodan oluşuyor?
İki ana tasarımcıyla ilerliyoruz. İngiliz tasarımcımız Hamish’in başında olduğu, İstanbul ofisimizde yerleşik bir tasarım ekibimiz var. Bir de Tina isminde İtalyan bir tasarımcımız var. Tina’nın kendi tasarım ofisi var İtalya’da ve orada yaşıyor. Sadece belli günlerini İstanbul’da geçiriyor.

Kariyeriniz anlamında verdiğiniz en doğru karar neydi?
Çok erken yaşta işe başlamam, olabilecek en doğru karardı. Çünkü işi tamamen alaylı bir şekilde burada öğrendim. İşin tozunu yutarak işi öğrendiğim ve her departmanda çalıştığım için her konuda fikir sahibiyim.

Peki hiç başka bir meslek yapmayı düşünmediniz mi?
Şimdi düşünüyorum “Ben bunu yapmasaydım ne yapardım?” diye. O zaman da hep bir takım şeyler düşünüyordum ama gençken senin için bir plan var ve sen onu uyguluyorsun. Ben neticede nereden çıktı bu demedim hiçbir zaman. Ama şimdi dönüp baktığımda bu işi yapmasaydım, mesela organizasyon işini çok iyi yapardım. Gün içinde baktığımız zaman en çok yaptığım iş de o oluyor.

İş hayatında özellikle dikkat ettiğiniz şey nedir?
İnsanlarla ilişkilerde düzgün davranmak. Biz buna çok dikkat ederiz. Çalışanlarımızla düzgün bir ilişkimiz var. Bir de çalışanlarınıza doğru örnek olmanız lazım. 1100 kişilik bir ekibimiz var. Herkes ayrı bir karakter olsa da, onlarla doğru iletişim kurmak çok önemli. Bizde ast-üst kavramlarından ziyade, işin bir hiyerarşisi var ve iş yapış biçimine önem veriyoruz.

Kariyer hayatınıza nasıl adım attınız?
Aslında çok küçük yaşlardan beri belliydi benim bu işi yapacağım. Yetiştirilme şeklim, babamın arzusu, benim işe olan ilgim, hepsi bu yöndeydi. Bütün çocukluğum boyunca bu işe hazırlandım. Çok küçük yaşlardan itibaren mağazalarımızda çalışmaya başladım. Hafta sonları olsun, tatiller olsun, mağazada kasa-paket’ten satış danışmanlığına kadar çalıştım.

Kaç yaşında çalışmaya başladınız?
Çok erken. İlkokul 4 ya da 5’inci sınıftayken, o dönem Ankara’daydık, mağazada kasa-paketteydim. Okuldan çıkışta ya da cumartesi günleri geliyordum, tabii o zaman benim için eğlenceden ibaretti. Ama asıl ortaokuldan itibaren cumartesi günleri, öğlen 13:00-17:00 arası yoğun saatlerde hep mağazada olurdum.

Peki, işe başlamanız gerçek anlamda ne zamandı?
Üniversiteyle birlikte işe başladım. O dönemde hem okudum, hem de burada çalışmaya devam ettim. İşin her türlü departmanında çalıştım.

Yani en alttan başlayarak bugünlere geldiniz...
İş aslında benim için bir okul oldu. Yaptığım işin bir adı olmadan 5 yıl boyunca, her departman yöneticisinin yanında vakit geçirdim. Ve sonunda 1995 yılında tasarım bölümünde karar kıldım. Sonrasında başka departmanlar eklendi. Sorumluluğum giderek arttı.


GÜNLÜK YAŞAMI
Sabahları kaçta uyanırsınız?

Hafta içi 07.15’te uyanırım. Hafta sonu değişebiliyor.

Güne nasıl başlarsınız?
Çocuklarla kahvaltı ederek ve spor yaparak…

Hafta sonları neler yaparsınız?
Çocukların istediği programları yapıyoruz. Ben bazen alıp onları AVM’deki mağazalarımıza götürüyorum. Hem kendi işlerimi hallediyorum, hem de geziyoruz. Pazar gününü de kendime ayırıyorum.

En sık gittiğiniz kafe-restoran?
Bebek Mangerie. Cihangir’deki kafeleri de seviyorum.

Hangi tür kitapları okuyorsunuz?
Daha çok kişisel gelişim ve roman.

En son hangi kitabı okudunuz?
Şebnem İşigüzel’in Kirpiklerimin Gölgesi…

Yurt dışında nereye gidersiniz?
Ben iş dışında da seyahat etmeyi çok seviyorum. Bu ay Arjantin ve Patagonya’ya gitmek istiyorum mesela. İleride dünyayı gezmek istiyorum. 
Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan'ın kızları Su 15 yaşına girdi! Eşi ve kızlarıyla Mauritius'a giden Sinem Kobal'dan yeni kareler İşte Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Osman'ı Emir Berke Zincidi 90'lı yılların yakışıklısıydı... İşte Kaan Girgin'in son hali... 'Kızılcık Şerbeti'nden yeni 2. fragman: Daha önce tanışmış mıydık Demet Şener: Sevgilime gönülden bağlıyım, evlilik şart değil