Taşıyıcı annenin genleri bebeğe geçer mi? Bebek taşıyıcı anneye benzer mi?
"Taşıyıcı annenin genleri bebeğe geçer mi? Bebek taşıyıcı anneye benzer mi?" gibi sorular arama motorunda araştırılıyor. Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, taşıyıcı anneliğin genetik üzerindeki ilişkisine dair merak edilenleri anlattı.
Taşıyıcı annelik, genellikle kendi genetik materyallerini kullanarak çocuk sahibi olamayan çiftlerin aile kurma arzusunu gerçekleştirmeleri için uygulanan bir yöntem. Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu , taşıyıcı anneliğin genetik üzerindeki ilişkisine dair merak edilenleri anlattı.
İçindekiler
- Taşıyıcı annelik sürecinden biraz bahseder misiniz?
- Taşıyıcı annelik sürecinde bebek kendi annesinden hangi özellikleri alır?
- Taşıyıcı annelik yoluyla dünyaya gelecek bebekte taşıyıcı anneden neler alır, bebekte hangi izler bulunur?
- Taşıyıcı annede yer alan bir hastalık, genetik bir bozuluk, anomali varsa bebeğe geçer mi? İhtimal var mıdır?
- Taşıyıcı annenin DNA'sından bebeğe DNA geçer mi?
- Bebeklerin DNA'ları yarı babadan yarı anneden gelir. Peki üçüncü bir kişi devreye girdiğinde onun DNA'sında bulunur mu?
- Taşıyıcı anneyle dünyaya gelmiş bebekte fiziksel görünüm özellikleri taşıyıcı anneden alır mı yada neleri alır?

Taşıyıcı annelik sürecinden biraz bahseder misiniz?
Taşıyıcı annelik süreci, genellikle kendi genetik materyallerini kullanarak çocuk sahibi olamayan çiftlerin aile kurma arzusunu gerçekleştirmeleri için uygulanan bir yöntemdir. Bu süreçte, niyet sahibi ebeveynlerden alınan yumurta ve sperm, laboratuvar ortamında döllenerek embriyo oluşturulur. Oluşan embriyo, taşıyıcı anneliği kabul eden sağlıklı bir kadının rahmine transfer edilir ve burada embriyonun gelişimi izlenir. Taşıyıcı anne, gebelik süresince bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için gerekli desteği sağlar; doğum sonrasında ise, önceden yapılan hukuki düzenlemeler çerçevesinde bebek niyet sahibi ebeveynlere teslim edilir.
Taşıyıcı annelik sürecinde bebek kendi annesinden hangi özellikleri alır?
Taşıyıcı gebelikte, bebeğin genetik yapısı doğrudan niyet sahibi ebeveynlerden (veya onların donörlerinden) gelir. Bu durumda, bebeğin çekirdek (nükleer) DNA'sının %50'si babadan gelen spermin sağladığı genetik materyalden, %50'si ise annenin yumurtasından gelen genlerden oluşur. Ancak burada önemli bir ayrım yapmak gerekir: hücresel enerji için gerekli olan mitokondriyal DNA tamamen anneden gelir, çünkü yumurtada bulunan mitokondriler bebekte yer edinir. Özetle, bebeğin fiziksel, biyolojik ve genetik özelliklerinin büyük kısmı ebeveynlerinin nükleer DNA'sının eşit katkısıyla belirlenirken, hücresel enerji yönetimi açısından kritik mitokondriyal genetik bilgi tamamen anneden aktarılır.
Taşıyıcı annelik yoluyla dünyaya gelecek bebekte taşıyıcı anneden neler alır, bebekte hangi izler bulunur?
Gestasyonel taşıyıcı annelikte bebek, genetik olarak niyet sahibi ebeveynlerin (veya donörlerin) gametlerinden oluşur; yani taşıyıcı anneden (rahim sahibi olan kadından) bebek doğrudan genetik materyal almaz. Ancak taşıyıcı anne, bebeğin geliştiği ortamı sağlayarak dolaylı etkilerde bulunur. Bu etkileşimler şunları içerebilir:
● Fizyolojik ve Hormonal Ortam: Taşıyıcı annenin rahmindeki hormon seviyeleri, kan akışı, besin maddelerinin transferi ve genel sağlık durumu, bebeğin gelişiminde önemli rol oynar. Bu çevresel faktörler bebeğin metabolizması, bağışıklık sistemi gelişimi ve hatta bazı epigenetik düzenlemeler üzerinde etkili olabilir.
● Epigenetik İzler: Bebek, gelişim sürecinde taşıyıcı annenin sağladığı ortamdan etkilendiği için, genlerinin ifade düzeninde (epigenetik modifikasyonlar) değişiklikler meydana gelebilir. Bu durum, bebeğin yaşamı boyunca belirli fizyolojik özellikler veya hastalıklara yatkınlık gibi alanlarda etkili olabilir, ancak temel genetik yapısı niyet sahibi ebeveynlerden geldiği için kalıcı bir genetik miras olarak değerlendirilmez.
● Mikrochimerizm: Çok nadir durumlarda, taşıyıcı annenin kan veya bazı hücrelerinin bebeğe geçişi (mikrochimerizm) rapor edilmiştir. Ancak bu hücreler genellikle bebeğin genel genetik profilini değiştirmez ve çok düşük oranlarda bulunur.
Özetle, taşıyıcı annelik sürecinde bebek, genetik olarak taşıyıcı anneden hiçbir belirgin genetik özellik veya "iz" almaz; ancak gelişim sürecinde, taşıyıcı annenin sağladığı biyolojik ve hormonal ortam sayesinde dolaylı olarak etkilenebilir.
Taşıyıcı annede yer alan bir hastalık, genetik bir bozukluk, anomali varsa bebeğe geçer mi? İhtimal var mıdır?
Gestasyonel taşıyıcı annelikte, bebeğin genetik materyali niyet sahibi ebeveynlerden (veya onlara ait donörlerden) alınır; dolayısıyla taşıyıcı annenin kendi genetik bilgisi bebeğe aktarılmaz. Bu nedenle, taşıyıcı annede yer alan kalıtsal bir hastalık, genetik bozuluk veya anomali, bebekte genetik olarak görülmez. Ancak annenin sağladığı çevresel ve epigenetik faktörlerin bebeğin gelişimine etkisi olabileceği unutulmamalıdır.
Taşıyıcı annenin DNA'sından bebeğe DNA geçer mi?
Gestasyonel taşıyıcı annelikte, bebeğin nükleer DNA'sı niyet sahibi ebeveynlerden (veya donörlerden) gelen gametlerin döllenmesiyle oluşur. Bu durumda, taşıyıcı annenin DNA'sı bebeğin genetik yapısına doğrudan dahil olmaz. Yani, bebeğe aktarılan genetik materyal tamamen niyet sahibi ebeveynlerin veya kullanılan gamet donörlerinin DNA'sıdır. Çok nadir ve istisnai durumlarda, taşıyıcı anneden bebeğe mikroskobik miktarda hücresel geçiş (mikrochimerizm) olabilse de, bu durum bebeğin genel genetik profilini değiştirmez ve kalıtsal özelliklerin aktarımında önemli bir rol oynamaz.
Bebeklerin DNA'ları yarı babadan yarı anneden gelir. Peki üçüncü bir kişi devreye girdiğinde onun DNA'sında bulunur mu?
Bebeklerin nükleer DNA'sı, genel olarak anne ve babadan eşit oranda (yaklaşık %50-%50) gelir. Taşıyıcı annelikte iki farklı yöntem bulunur:
● Gestasyonel Taşıyıcılık: Bu yöntemde, bebek tamamen niyet sahibi ebeveynlerin (veya donörlerin) gametlerinin döllenmesiyle oluşur. Taşıyıcı anne yalnızca embriyonun geliştiği rahim ortamını sağlar, dolayısıyla bebeğin genetik yapısına taşıyıcı anneden herhangi bir DNA geçmez.
● Geleneksel Taşıyıcılık: Daha nadir kullanılan bu yöntemde, taşıyıcı anne hem embriyo gelişimine ev sahipliği yapar hem de kendi yumurtası kullanılır. Bu durumda, bebeğin genetik materyalinde taşıyıcı annenin da katkısı olur, yani bebeğin DNA'sı hem niyet sahibi babadan hem de taşıyıcı anneden gelir.
Özetle, eğer üçüncü bir kişi (örneğin, taşıyıcı anne) devreye giriyorsa ve gestasyonel taşıyıcılık yöntemi kullanılıyorsa, bebeğin DNA'sında üçüncü kişinin genetik materyali bulunmaz. Ancak geleneksel taşıyıcılık durumunda, taşıyıcı annenin DNA'sı bebeğin genetik yapısına da katılır.
Araştırmalara göre anne hamileyken babadan bebeğe geçmiş olan DNA'nın anneye de geçtiği görülmektedir. Peki bu durumda 3. bir kişi olan taşıyıcı anneye de bebekten asıl annenin yada babanın DNA'sı geçer mi?
Evet, bu tür durumlarda "mikroşimerizm" adı verilen bir fenomen gözlemlenmektedir. Hamilelik sırasında, bebeğin dolaşımından birkaç hücre anneye geçebilmektedir. Bu durum, biyolojik anne veya babadan gelen DNA'nın, bebeğin aracılığıyla hamilelik sürecinde taşıyıcı anneye (surrogat anneye) de geçebileceği anlamına gelir. Ancak bu hücreler, anne veya babanın genel genetik profilini değiştirecek kadar yaygın veya etkili olmaz; yalnızca çok düşük oranda ve genellikle geçici izler bırakırlar. Yani, taşıyıcı annede bebeğin (dolayısıyla niyet sahibi ebeveynlerin) DNA'sının mikroskobik düzeyde bulunması mümkündür, ancak bu durum genetik mirasın veya kalıtsal özelliklerin aktarımını etkilemez.
Taşıyıcı anneyle dünyaya gelmiş bebekte fiziksel görünüm özellikleri taşıyıcı anneden alır mı yada neleri alır?
Gestasyonel taşıyıcılıkta, bebeğin genetik materyali tamamen niyet sahibi ebeveynlerin (veya kullanılan donörlerin) gametlerinden oluşur. Dolayısıyla, bebeğin fiziksel görünümünü belirleyen genler—örneğin saç, göz rengi, yüz hatları gibi özellikler—taşıyıcı anneden gelmez. Taşıyıcı anne, bebeğin gelişmesi için gerekli rahim ortamını sağlar; bu ortam beslenme, hormonal düzeyler ve diğer çevresel faktörleri içerir. Bu çevresel faktörler bebeğin gelişimini etkileyebilir ancak bebeğin kalıtsal fiziksel özelliklerinin belirlenmesinde doğrudan bir rol oynamaz.
● Gestasyonel Taşıyıcılık: Bebeğin fiziksel özellikleri, niyet sahibi ebeveynlerin veya donörlerin DNA'sından gelir; taşıyıcı anne sadece gestasyon sürecinde bebeğe yaşam alanı sağlar.
● Geleneksel Taşıyıcılık: Nadir durumlarda kullanılan bu yöntemde, taşıyıcı anne hem rahim ev sahipliği yapar hem de genetik materyal (yumurta) sağlar. Böyle bir durumda bebeğin fiziksel özelliklerinin bir kısmı taşıyıcı anneden gelebilir.
Taşıyıcı annelik bebeğe doğrudan DNA aktarmaz fakat epigenetik aktarım var sağlayabilir deniyor Siz bu konuda ne söylemek istersiniz? Aksine kanıtlayan ya da düşündüren çalışmalar var mıdır? Yani aslında epigenetikten daha ileri aktarımlar olduğunu gösteren çalışmalar var mıdır sizin bu konudaki mesleki yorumunuz nedir?
Bu konuda bilimsel literatürde “doğrudan epigenetik transfer” ifadesi, yani taşıyıcı annenin kendine özgü epigenetik işaretlerinin (örneğin, belirli DNA metilasyon kalıpları veya histon modifikasyonları gibi) bebeğe birebir aktarılması şeklinde net bir kanıt bulunmamaktadır. Bunun yerine, kabul gören görüş şudur:
● Uygulanan Etkiler: Bebek, gestasyonel taşıyıcılık durumunda genetik materyalini niyet sahibi ebeveynlerden alır. Ancak, taşıyıcı annenin rahim ortamı; beslenme, hormonlar, stres, inflamasyon ve diğer çevresel etkenler gibi faktörlerle bebeğin gelişim sürecinde epigenetik düzenlemelerin oluşumunu etkileyebilir. Bu durum “fetal programlama” olarak da bilinir. Yani, taşıyıcı annenin sağladığı biyolojik ortam, bebeğin DNA’sında yer alan genlerin ifadesini etkileyebilecek epigenetik değişikliklerin (örneğin, DNA metilasyonu) meydana gelmesine katkıda bulunabilir.
● Doğrudan Transfer Değil, Dolaylı Etki: Mevcut çalışmalar, annenin (burada taşıyıcı annenin) kendi epigenetik profiliyle bebeğin epigenetik düzenlemesi arasında doğrudan bir “aktarım” olduğunu değil, uterin ortamın bebeğin epigenomunun şekillenmesinde dolaylı bir rol oynadığını göstermektedir. Yani, taşıyıcı annenin genetik materyali bebeğe geçmediği gibi, epigenetik işaretlerinin de birebir kopyalanması söz konusu değildir; ancak ortamın etkisiyle bebeğin epigenetik düzeni, annenin rahmindeki koşullardan etkilenebilir.
● Mevcut Araştırmaların Durumu: Fetal programlama üzerine yapılan çok sayıda çalışma, anne rahmindeki çevresel etmenlerin (örneğin anne beslenmesi, stres düzeyleri, maruz kalınan toksinler) bebeğin epigenetik işaretlerini değiştirebileceğini ortaya koymaktadır. Ancak bu etkiler, taşıyıcı annenin kendine özgü epigenetik profiliyle karşılaştırıldığında, daha çok uterin ortamın genel etkileri olarak değerlendirilir. Şu ana kadar, taşıyıcı anneden bebeğe "epigenetik miras" olarak nitelendirilebilecek spesifik ve kalıcı işaretlerin aktarımını gösteren güçlü kanıtlar bulunmamaktadır.
Mevcut araştırmalar taşıyıcı annenin rahim ortamının bebeğin epigenetik düzenlemesinde rol oynadığını, ancak bu durumun taşıyıcı annenin epigenetik işaretlerinin doğrudan kopyalanması şeklinde olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte niyet sahibi çiftin epigenetik özellikleri yani bebeğe geçen DNA ‘larında %1-5 arasında epigenetik işaret aktarımı söz konusudur. Yani Bebeğin epigenetik işaretleri yumurtayı ve spermi veren biyolojik anne babasına aittir.