Tek gecelik "fast food" ilişkiler
Artık ilişkiler de aynı fast food yiyecekler gibi hızlıca elde ediliyor ve çabucak tüketiliyor. Peki geriye ne kalıyor? Yalnızlık, mutsuzluk ve hayal kırıklığı...
Yazı: Nilgün Yıldız / Formsante
Acıkır acıkmaz soluğu bir fast food restoranı önünde aldığınızda önce hızlıca yemeğinizi yer ve kısa süreli bir mutluluk yaşarsınız. Sonrasında ise pişmanlık duygusuyla baş etmeye çalışırsınız. Günümüzde yaşanan fast food tarzı ilişkilerin de bu tür bir açlık duygusundan farkı olmuyor. Kısa süreli bir heyecan ve mutluluktan geriye kalan ise çoğu zaman pişmanlık... Psikolog Çiğdem Demirsoy bu tür ilişkileri şöyle tanımlıyor: “Hızlı tüketilen, sadece açlığı doyuran bir hamburger yediğinizde hissettiğiniz duyguyla, mum ışığında özenle hazırlanmış bir yemek yediğinizde aldığınız haz aynı olmuyor. Biri açlığı yatıştırıyor, diğerinde ise birçok duyguyu bir arada yaşıyorsunuz.”
Böyle bir birliktelik nasıl ilişkiye dönüşür?
Normal başlayan bir ilişkide zamanla birbirinizi tanırsınız, birtakım sosyal sınırları dikkate alarak hareket edersiniz. Kendi davranışlarınızı kontrol edersiniz. Cinsellikte ise sınır yok. Bu yüzden de ilişki cinsellikle başladığında sınıra oturtmak çok kolay olmuyor. Bu nedenle duyguların ötesinde saygı ve sorumluluğun devreye girmesi gerekiyor. Karşıdakinin bir birey olduğunu ve onun da istekleri olduğunu unutmamak lazım.
Cinsellik ilişkinin neresinde olmalı?
Cinsellik özel bir yaşantı. Dürtüsel bir yanı olduğu için de doyurucu olması için belirli bir yakınlık kurulmalı. Sadece fiziksel olarak değil dürtülerin de çırılçıplak kalması gerekiyor. Fakat henüz yeterince tanımadığınız, alışkanlıklarının size uyup uymadığını bilmediğiniz birine kendinizi açtığınızda bir şey eksik kalıyor. İnsan sosyal bir canlı olduğu için sevilme, kabul görme, bağlanma ihtiyaçları oluyor. Bunlar tamamlanmadığında hayal kırıklığı yaşanabiliyor. Kendinize olan saygının zedelenmesi de cabası.
Pişmanlık yaşanabiliyor
Cinsellikten sonraki gün kadın erkeğin aramasını bekleyebiliyor. Çünkü bu kadar özel bir şey yaşandıktan sonra ilişki sürsün istiyor, bağlanmak istiyor. Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Cinselliği paylaşınca değer görmeyi de istiyorsunuz. Fakat birliktelikten sonra taraflar ilgi bekliyor. Bu ilgiyi göremeyince ise ‘değersizim’ diye düşünüyor. Toplumsal değerler de işin içine girince yani bu durumun olmaması gereken bir durum olduğu düşünüldüğünde ise iç çatışma başlıyor. Kendini değersiz hissetme, suçluluk, pişmanlık yaşanıyor. Aynı zamanda duygusal travma ile birlikte kendini değerli görmek için ‘önemli değil’ gibi bir savunma mekanizması devreye girebiliyor” diyor.
Güven oluşamıyor
‘Birine güvenmek için ne gerekli?’ diye sorulduğunda verilecek cevap genelde ‘Onu tanımak’ oluyor. Fast food tarzı ilişkilerde ise karşınızdakini tanımaya vakit bulamıyorsunuz. Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Hemen birine güvenemezsiniz çünkü güven zaman içerisinde oluşuyor. Birini tanımadan bedensel yakınlık kurduktan sonra bağlılık sürecine geçmek bu nedenle çok zor oluyor” diyor.
Çocuklukta yaşananlara dikkat!
Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Bu tür ilişkiler yaşayan kişilerin birine bağlanmakla ilgili bir sorunu olabiliyor. Bu durum çocukluğa bile dayanabiliyor. Bir insanın nasıl ilişkiler kuracağının temelleri çocuklukta atılıyor. Kendi ebeveyni ile kurduğu ilişkilerle ilgili oluyor. İlk ilişki anne ile kurulan ilişkidir. Eğer bu ilişki sağlıksız şekilde kurulduysa gelecek yaşamı da etkiliyor” diyor.
Yalnızlığı getiriyor
İster fast food tarzı deyin ister tek gecelik ilişki deyin her ikisi de beraberinde yalnızlığı getiriyor. Bazen tek gecelik ilişkilerin sebebi yalnızlığı paylaşma ihtiyacı da olabiliyor. Çünkü yalnız olduğunu düşünen biri hızlı bir şekilde ilişki yaşamak isteyebiliyor. Bazıları ise sorumluluk duygusundan kaçtığı için bu tür ilişkiler yaşamayı tercih ediyor. Sadece biyolojik ihtiyaçlarla ilişki kurmak gelişmemişlik, olgunlaşmamışlık olarak düşünülebilir. Çünkü normal bir ilişki yaşamak için kişiliğin gelişmiş olması gerekiyor.