Tepeden tırnağa değişim

Yazı: FormSante

Son dönemlerde en sık duyduğumuz iki yöntem: Ameliyatsız yüz germe ve yeni nesil liposuction. İki yöntem de kısa sürede başarılı sonuçlar vadediyor. Aşama aşama nasıl uygulandığını Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar yanıtladı.

Ameliyatsız yüz germe operasyonu kimlere uygulanıyor?
En önemli özelliği tek bir seansta ciltte total bakım  yaparak başarılı sonuçlar veren ameliyatsız yüz germe uygulaması tüm yaş gruplarına uygulanabiliyor. Yöntemin etkili olduğu alanlar; anti-aging (lifting, elastikiyet kaybı, kırışıklık tedavisi), yara izi tedavileri (akne izleri, normal izler, keloid), genişlemiş gözenekler olarak sıralanıyor.
Aşama aşama nasıl uygulanıyor?
Scarlet 0,5-3,5 mm boyunda mikro iğneler ile cilt altı dermis tabakasına etki eden bir bipolar radyofrekans cihazı. Radyofrekans enerjisi aslında tıpta uzun yıllardır ameliyatlarda kanamayı durdurmak için kullanılan ısı enerjisi. Cihaz üzerindeki 25 tane mikroiğne ile cilt altına verilen ısı sayesinde kolajen harekete geçiyor ve ince kırışıklıklarda düzelme sağlanması hedefleniyor. İşlem öncesi yüze anestezik krem uygulanıyor. Bu sayede işlem esnasında az ağrı duyulması sağlanıyor. Alın bölgesinden başlanarak kaşlar, üst alt göz kapağı derisi, yanaklar, çene bölgesi, boyun ve dekolte bölgesi olmak üzere tüm bölgeler taranıyor. Baş boyun bölgesi tedavisi 45 dakika sürüyor. Scarlet işlemi sonrası yüze C vitamini içerikli maske uygulanıyor. Isı ile oluşan kızarıklık yaklaşık iki saat sürüyor. İşlem sırasında fraksiyonel radyofrekans dediğimiz 25 tane mikro iğne ile cilt altına 1000 kez ısı veriliyor. Bu sayede yüzün her sahası taranmış oluyor. Bu hem ciltte gözle görünmeyen 25 bin delik açarak cildi  tazelemeye hem de sıkılaştırmaya yardımcı oluyor.
Sonuçlar ne zaman fark ediliyor?
Yöntem ile ciltte gerginlik ve parlaklık ile kırışıklıklarda azalma ve kaşlarda kalkıklık hedefleniyor. En etkili sonuç 21’inci günde görülmeye başlıyor. Bir ay ara ile üç seans öneriliyor. Üç seans sonunda işlemin bir yıl sonra tekrarlanması tavsiye ediliyor.
Yeni nesil liposuction
Uzun yıllardır birçok kişinin tercihi olan liposuction konusu artık sadece kadınlara değil, erkeklere de cazip geliyor. Türk kası olarak adlandırdığımız bölgelere ufak müdahaleler ile erkeklere daha sıkı bir vücut olanağı sağlanıyor. Ayrıca hamilelik sonrası karın bölgesinde inatçı yağ birikimi olan, karın duvarı kilo alıp vermeye bağlı sarkma eğiliminde olan hastalara da tavsiye ediliyor.
Kimlere uygulanıyor?
Yeni nesil liposuction sarkmaya eğilimli cildi olanlarda, özellikle yaş ya da beslenme şekli itibariyle ciltte kolajen dokusunun azalmasına bağlı elastik yapıyı kaybetmiş ciltlerde, bölge olarak özellikle kol bölgesinde sarkmadan muzdarip hastalarda, doğum sonrası karın gevşemesi olan hastalarda tercih edilebiliyor.
Aşama aşama nasıl uygulanıyor?
Yeni nesil liposuction cihazlarında cildi sıkılaştırma amaçlı olarak özellikle cildin temel yapıtaşı olan kolajeni artırma hedefleniyor. Yeni nesil liposuction’da ciltte açılan küçük bir delikten girilerek hem içerideki yağ eritilip emiliyor, hem içerideki küçük kanamalar durduruluyor hem de dışarıdaki parçasından cilde verdiği radyofrekans dalgaları ile cildin sıkılaşması hedefleniyor. Böylece sanki ütülenmiş gibi düz ve sıkı bir yüzey elde edilmesi amaçlanıyor. Öncelikle ameliyat sabahı aç karnına hastaneye geliniyor, tetkikler tamamlanıyor, anestezi uzmanı hastayı muayene ediyor ve anestezi şekline karar veriliyor. Hastanın fotoğrafları çekiliyor, çizimleri yapılıyor. Çok geniş alanlarda genel anestezi tercih ediliyor. Kol ya da sadece diz içi gibi küçük alanlarda lokal anestezi uygulanabiliyor. Lokal anestezi yanında alacakaranlık anestezi (twilight anestezi) adı verilen aynı endoskopideki gibi sedasyon altında ameliyat yapılabiliyor.
Ameliyatta çok küçük deliklerden girilerek içeriye yağ hücrelerini şişiren, küçük kanamaları azaltan, o bölgeyi uyuşturan sıvı veriliyor. Ameliyat esnasında şikayet edilen örneğin bel ya da göbek alanı neredeyse iki katı oluyor. Daha sonra 10 dakikalık bir bekleme süresiyle o bölge uyuşuyor ve hazır hale geliyor. Liposuction’la işleme başlanıyor. Fazla yağın yüzde 50’si liposuction’la alınıyor, daha sonra radyofrekans işlemine başlanıyor. Bu cihazla içerideki yağ eritiliyor, emiliyor, ciltle doku altı arasındaki damarlar yakılıyor, kanama durduruluyor, radyofrekans sayesinde örümcek ağı gibi cilt altında uzanan kolajen bantlar ısınıyor ve büzüşüyor. Böylece ütüleme tamamlanmış oluyor.
Ameliyatta alınan yağ miktarı değişmekle birlikte genelde üç litreyi geçmiyor. Çünkü alınan yağ sıvı kaybı olarak yansıyor. Ameliyat sonunda ekip tarafından hastaya korse giydiriliyor. Genelde çok geniş alansa ve narkoz alındıysa o gece serum takviyesi, ağrı kontrolü amaçlı hastanede kalınıyor. Ama genel olarak alacakaranlık anestezi (sedasyon) uygulanan hastalar o günün akşamında korsesiyle evine gidebiliyor. Ameliyat sonrası üçüncü gün kontrol yapılıyor. Korsenin en az iki hafta giyilmesi öneriliyor. Korse aynı alçı gibi vücudu şekillendiriyor.
Yöntem kimlere uygun değil?
Obezite sınırında yani çok kilolu hastalarda çok fazla fayda alınamıyor. Ancak bir uzman desteği ile kilo veren hastalara uygulama yapılabiliyor. Bunun dışında genel ameliyat riskleri olan hastalarda, bu ameliyat için de risk aynı oluyor.
Ne zaman gündelik hayata dönülüyor?
Alınan anestezi şekline göre hasta ameliyat günü veya bir gün sonrasında hastaneden çıkabiliyor. Hasta, üç gün sonra da gündelik hayatına dönebiliyor.
Sonuçlar ne zaman fark ediliyor?
Ameliyatın hemen sonrasında yüzde 40 sıkılaşma hedefleniyor. İki hafta sonunda incelme fark edilebiliyor. Ödemlerin tamamen kaybolması ve istenilen görüntüye ulaşma süresi ise altı ay.
Yöntemin avantajları neler?
Klasik liposuction’da ve yeni nesil liposuction’da öncelikle inatçı yağlanma olan bölgelere serum verilerek yağ dokusu şişiriliyor ve daha sonra kanüller yardımıyla bu yağ alınıyor. Radyofrekans sayesinde yağlar eritilirken küçük kılcal damarlar da yakılarak kanama durduruluyor. Bu sayede iyileşme hızlanıyor, morarma daha az oluyor ve emboli (kan pıhtısı ile damar tıkanması) gibi risklerin de azalmış olduğu gözleniyor.