Üreme sağlığı hakkında bilmeniz gerekenler
Kadın bedeni çok özenli yaratılmış bir sistem... Öyle ki üreme organı deyince çok detaylı bir mekanizmadan söz etmek gerekiyor. Bu çok yetenekli sistem düzenli bakımı ve sağlıklı olmayı sonuna kadar hak ediyor.
Yazı: Nilgün Yıldız
İster doğum yapmış olsun ister olmasın birçok kadın üreme organlarıyla ilgili hayatının bir döneminde sorun yaşayabiliyor çünkü bir kadının üreme organları yumurtalardan, vajinaya ve rahme kadar geniş bir alanı kapsıyor. Ortadoğu Jinekolojik Endoskopi Derneği Başkanı Prof. Dr. Fatih Şendağ, “Kadınlar maalesef tarihsel gelişim boyunca, cinsellikten uzak, tabulara bağlı, yasak-ayıpgünah gibi kavramlarla büyütüldü. Bu sadece bizim toplumumuzda böyle değil; batı toplumlarında da Rönesans’a kadar benzer şekilde ilerlemiş, zamanla kendini aşmış ve geliştirmiştir. Biz kendi toplumumuzda eskiden en sık, ilk gece korkusunu görürdük. Neredeyse kadınların üçte birinde bu sorun vardı ve daha da ötesi sonrasında bu sorun karşımıza vajinismus olarak gelirdi. Günümüzde bunları aşabildiğimizi görüyorum, nispeten daha az karşılaşıyoruz” diyor. “Kadınların üreme organlarıyla ilgili yaşadığı bir diğer sorun ise internet ve bilgi çağıyla başlayan, cinsel organ şekil bozuklukları oldu. Bu kimi hastalarda korkuya sebep olabiliyor, ışıkları kapatmadan ilişkiye giremeyen hastalarla karşılaşabiliyoruz” diyen Prof. Dr. Fatih Şendağ, “Anatomiyi anlatıyor, hakikaten bir bozukluk varsa düzeltici cerrahi önerip hastamızın özgüvenine destek olabiliyoruz. Elbette diğer ufak sorunlar da var; vajinal akıntı ve koku gibi. Bunların büyük kısmı basit tedavilerle düzeltebildiğimiz hastalıklar, sırf bu yüzden korkmayı, çekinmeyi gerektirecek bir durum yok. Fakat cinsel yolla bulaşan hastalıkların liberalleşme ile birlikte arttığını göz ardı edemeyiz. Maalesef kimi zaman bizi üzen durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu hastalıklar kozmetik sorunlardan tutun da kısırlığa, tedavisi zor enfeksiyonlara ve hatta rahim ağzı kanserine kadar ilerleyebilen bir çeşitlilikte olabiliyor” diyor.
Cinsel ilişkiden önce ve sonra
Cinsel ilişkiden önce; daha çok gaita (dışkı) kökenli mikroorganizmalar nedeniyle enfeksiyonlar ve buna bağlı akıntılar ile karşılaşma çok sık görülüyor. Benzer şekilde idrar yolları enfeksiyonları da bu dönemde gelişebiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Burçin Demirel, “Enfeksiyon dışında en çok karşılaşılan sorunlar, hormon bozukluklarına bağlı gelişen adet düzensizlikleri, kıllanma ve tüylenme artışı gibi durumlar oluyor. Bunların dışında tam bir cinsel birleşme olmasa bile sürtünme ile gerçekleşen aşk oyunlarında HPV enfeksiyonu , yani siğillerin bulaşma ihtimali oldukça yüksek. HPV enfeksiyonlarının kadın için esas önemi bazı HPV tiplerinin rahim ağzı kanseri için zemin oluşturması... Bu nedenle tek eşli olmak, ilk cinsel ilişki öncesi ‘rahim ağzı kanseri aşısı’ diye bilinen HPV aşısının yaptırılması ve bu aşı yaptırılmış olsa bile, ilk ilişkiden itibaren en geç iki yıl içerisinde SMEAR (rahim ağzı kanser tarama) testi yaptırılması ve bu testin yılda bir defa tekrarlanmasının çok önemli yararları var” diyor. Cinsel ilişkiden sonra görülen hastalıklar arasında ise özellikle de birden fazla partneri olan kadınlarda genital yol enfeksiyonları, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gelişebiliyor. Bunların birçoğu masum enfeksiyonlar olsa da uygun şekilde tedavi edilmediklerinde karın içerisinde yapışıklıklar yaratarak kısırlığa kadar giden sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca HPV enfeksiyonları sonrası rahim ağzı kanseri ya da HIV enfeksiyonu görülebiliyor. Bu hastalıklardan korunmak için ise güvenli cinsel ilişki yaşamak çok önemli.
Doğum sonrası
Doğum sonrası üreme organlarında rahatsızlık görülmesi çok sık yaşanan bir durum değil. Nadiren normal doğum sonrası vajinal bölgede oluşan yaralanma ya da doğumu kolaylaştırmak için yapılan epizyotomi denilen kesinin iyileşme problemleri ve enfeksiyon gibi durumlar görülebiliyor. Bu durumlar ise vajinal girişi daraltarak cinsel ilişki için zorluk oluşturabiliyor. Ayrıca fazla sayıda vajinal doğum sonrası kasların gevşemesiyle vajenin genişlemesi cinsel ilişki sırasında çiftlerin istemediği bir durum oluşturabiliyor.
Tedavi çok önemli
Üreme organlarında görülen sorunlar tedavi edilmediklerinde ağrılı cinsel ilişki, cinsel istek kaybı, kısırlık gibi sorunlara neden olabiliyor. Enfeksiyon dışında kitle etkisi yaratan yumurtalık kisti, rahmin iyi huylu tümörleri (miyomlar) karın ağrısı, kanama bozuklukları gibi sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle belirtiler dikkate alınmalı ve tedavi konusunda geç kalınmamalı.
Hangi hastalıklar kısırlığa yol açabilir?
Op. Dr. Burçin Demirel, tedavi edilmemiş genital yol enfeksiyonları ve çikolata kistlerinin karın içerisinde yapışıklıklar oluşturarak tüplerin tıkanmasına ve içerisinden döllenmiş yumurtanın taşınmasına engel olacak şekilde hareket yeteneğinin bozulmasına yol açarak kısırlığa neden olabileceğini belirtiyor. Nadiren rahmin iyi huylu tümörleri (miyomlar) yerleşim yerine göre gebelik gelişimini engelleyebiliyor veya yerleşen gebeliğin düşmesine ya da erken doğumuna neden olabiliyor.
Bebeğime HPV bulaşır mı?
Genital siğiller özellikle rahim ağzı kanserine yol açtığı için dikkat edilmesi gereken virüsler... Cinsel ilişki yaşamadan da sadece sürtünme, dokunma yoluyla bulaşan bu virüsleri taşıyan ya da daha önce bu virüs tedavisini olmuş annelerin en çok merak ettikleri sorulardan biri de virüsün bebeğe bulaşma ihtimali oluyor. Op. Dr. Burçin Demirel, “Nadiren bebeğin solunum yollarına bulaşarak burada bir hastalığa neden olabilir. Ancak bu durum nadir olduğundan aktif siğil lezyonu olan ve bu nedenle vajinal çıkışın kapandığı gebeler dışında HPV varlığı normal doğuma engel olmaz” diyor. Prof. Dr. Fatih Şendağ da bu konuyu şöyle açıklıyor: “HPV ancak ve ancak aktif enfeksiyon varlığında, yani siğil varken ve normal yolla doğum yapılıyorsa, bebeğe bulaşabiliyor. Aksi halde, yüksek riskli yani kanserojen HPV bile taşıyor olsanız, bebeğe bulaşması zor. Biz bu durumlarda eğer ki hastada aktif enfeksiyon var ise, sezaryen doğumu öneriyoruz.”