Uykusuzluk mu baş ağrısına, baş ağrısı mı uykusuzluğa neden olur?
Baş ağrısı ve uyku bozukluğu toplumda sık görülen, kişinin yaşam kalitesini bozan iki hastalıktır. Bu ikili sıklıkla bir arada görülür.
Baş ağrısı derken bu yazımızda ağırlıklı olarak migren ve uyku ilişkisine bakacağız. Bilimsel çalışmalar ile migrenli kişilerde uyku kalitesinin migreni olmayan kişilere kıyasla daha kötü olduğu, bu durumun migren ataklarının sıklaşması ve migrenin kronikleşmesi ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. İyi haber ise migrenin tedavisi ile uyku bozukluğunun düzelebilmesidir. Maslak Acıbadem Hastanesi, Nöroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen konu hakkında bilgi veriyor.
Migren ve uyku arasındaki ilişki karmaşıktır. Bu ilişkinin iki yönlü olduğu düşünülmektedir; yani migren atakları sık ise kişinin uyku kalitesi bozulabilir ya da uyku düzeni aksaması, yani yetersiz uyku süresi ya da uzun uyku migren atağının başlaması için bir tetikleyici olabilir. Fonksiyonel MR çalışmaları, migren atakları sırasında aktive olan beyin alanlarının ve uykunun düzenlenmesi için de etkin bölgeler olduğunu göstermiştir. Ek olarak ortak kimyasal ileticilerin her iki süreçte rol oynadığı bilinmektedir. Sonuçta migren ve uyku bozukluğunun sıklıkla bir arada görülmesinin nedeninin bu paylaşılmış beyin alanlarının etkin ve uyumlu çalışmasındaki bozulma olduğu düşünülmektedir.
HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ UYKUSUZLUKTAN YAKINIYOR
Birçok uyku bozukluğu hastalığı olmakla birlikte, uykusuzluk en sık görülendir ve her yaşta olabilir. Yapılan çalışmalar erişkin kişilerin üçte birinin uykusuzluktan yakındığını göstermektedir, bu kişilerin yaklaşık % 10-15’inde ise bu şikayetler üç aydan daha uzun süredir yani kronik olarak devam etmektedir.
Norveç’de yapılan 60 binden fazla kişinin katıldığı, uzun süreli bir izlem çalışmasında migren ve uykusuzluk ilişkisi incelenmiştir. Araştırmacılar hiçbir şikayeti olmayan yani baş ağrısı ve uykusuzluk çekmeyen kişileri, uykusuzluk yakınması olan ancak o sırada baş ağrısından yakınmayan katılımcılar ile karşılaştırmışlar ve uykusuzluğu olan kişilerin 11 yıl içinde migren hastası olma riskinin arttığını göstermişlerdir. Benzer şekilde, başta uyku ile ilgili şikayeti olmayan migrenli kişilerde de 11 yıl sonra, migrenli olmayanlara kıyasla uykusuzluk şikayetinin 2 kat daha fazla oranda görüldüğü saptanmıştır. Ek olarak uykusuzluk şikayetinin baş ağrısının şiddetini ve atakların sıklığını fazlalaştırıp, sonuçta migrenin kişinin hayatında yarattığı yükü arttırabileceği ve migrenin kronikleşmesinde rol oynayabileceği gösterilmiştir. Sonuçta bu çalışmada görülmüştür ki; depresyon ya da kaygı bozukluğunun sonucu olabilecek uyku sorunlarından bağımsız olarak, migren ve uykusuzluk bir arada görülen iki hastalıktır.
UYKUSUZLUK VE BAŞ AĞRISI ŞİKAYETLERİ BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLMELİ
Bu bulgular ışığında, baş ağrısı şikayeti, özellikle migreni olan hastalarda mutlaka uyku bozukluğu sorgulanmalı ve uygun şekilde tedavi edilmelidir. Medikal tedavi dışında davranışçı kognitif terapiler, egzersiz, yoga ve gevşeme egzersizleri hem migren hem de uykusuzluk tedavisinde etkin olarak kullanılabilecek ilaç dışı yöntemlerdir. Uykusuzluk ya da baş ağrısı şikayetinin birbirleri ile ilişkisi dikkatle değerlendirilmelidir. Son söz olarak egzersiz beynimizdeki endorfini arttırarak hem uyku bozukluğu hem de migren tedavisinde etkin olarak kullanabileceğiniz etkin ve işe yarayan bir yöntemdir. Sağlıkla kalmak için hareket, hareket, hareket diyoruz...
İLGİLİ İÇERİKLER