Vicdan azaplarına son
Endişelerimizi, korkularımızı ve çevremizin etkisiyle kendimizi ve anneliğimizi sorgulamayı hemen şimdi bırakalım çünkü kimse mükemmel değil.
Çocuğunuzla ilgili yaptıklarınız bazen de yapamadıklarınız için vicdan azabı yaşıyor musunuz? Birçok annenin bu soruya “Evet” yanıtını verdiğini biliyoruz. Eski kuşaklardan gelen öğretiler, bilinçaltı ve daha birçok etken annelerin zaman zaman vicdan azabı çekmesine neden oluyor. “En çok hangi konuda vicdan azabı çekiyorsunuz?” sorusunu sorduğumuz annelerden gelen yanıtlar da bunu doğruluyor.
“Bir bebek sahibi olurken kimse boşanmayı planlamaz elbette. Ama kızım doğduktan sonda ilişkimiz iyice çıkmaza girdi ve boşanmayı seçtik. Çünkü kızımızın sürekli gergin bir ortamda büyümesini istemedik. Boşanmanın bendeki en büyük yan etkisi çocuğuma karşı duyduğum vicdan azabı oldu. Duygularını netçe dile getirmediği için onun bu durumdan nasıl etkilendiğini tam olarak bilemiyorum. İlişki devam etseydi onun için daha iyi mi olurdu sorusu hala aklımda...”
NESLİHAN
“Birçok arkadaşım bütün gün evde ve çocuklarına kendileri bakıyor. Ben ise çalışıyorum, onu bakıcımıza emanet ediyorum. Kızımla yeteri kadar vakit geçiremediğimi düşünüyorum.”
BAŞAK
“Anne sütü çok önemli biliyorum ama ben yeterince emziremedim ve elimden gelen bir şey yoktu. Bunu bilmek bile vicdanımı yeterince rahatlatmıyor. Suçluluk duyuyorum.”
ZEYNEP
“Maddi olanaksızlıklar nedeniyle ona bazı imkanlar tanıyamadığım için üzülüyorum. Keşke elimden onun için çok daha iyileri gelebilse!”
BUKET
Listeyi uzatmak mümkün. Bu veya benzeri sebepler yüzünden vicdan azapları sizi de fazlasıyla etkisi altına alıyorsa yalnız olmadığınızı söyleyebiliriz. Peki ne yapmalı? En önemlisi kötüye odaklanmak yerine onun için en iyisini yaptığınızın ve yeterli olduğunuzun farkına varmak. Kendinizle ve hayatla savaşmaktan vazgeçip olana ve akışa inandığınızda çocuğunuzun başarılı, mutlu ve sağlıklı olmasına daha büyük katkı sağlayacağınız da kesin.
KORKULARINIZI FIRSATA ÇEVİRİN
Anne-baba olmak kişinin hayata bakışında kesinlikle büyük dönüşümler sağlıyor. Anne-babalığın bizi zorlayan bu vicdani halleri de korkularımızla yüzleşmek ve kendimizde mesafe kat etmemiz gereken konuları keşfetmemiz konusunda bize fikir verebilir. İlk adım ise denge! Klinik Psikolog ve Bahçebiz Gelişim Akademisi Kurucusu Cenk Kahvecioğlu, “Annelik hamileliğin ilk oluşum anı ile başlar ve ömür boyu devam eder. Genellikle bu güzel hisle birlikte vicdan ve kaygıya bağlı kötü hissettiren düşünceler de annelerin zihninde gezmeye başlar. Tabii ki burada vicdan veya kaygı düzeylerinin aşırılarını kastediyoruz. Normal seviyelerde herkesin bir miktar vicdana ve kaygıya ihtiyacı vardır ve aslında bu iyi bir şeydir. Ancak ne zaman ki kaygı ve vicdan sizi esir almaya başlar, o zaman durum sıkıntılı hale gelir” diyor. Kaygılarımızın artmasının davranışlarımıza yansıması da kaçınılmaz oluyor elbette. Cenk Kahvecioğlu, bu konuda şunları söylüyor: “Mesela vicdanınızdan dolayı bebeğinize veya çocuğunuza gereksiz tavizler vermeye başlarsınız ya da kaygılarınız artar ve aslında olma olasılığı çok düşük bir sürü durum aklınıza takılmaya başlar. İşte o zaman bunlar kontrol etmeniz gereken bir durumu ifade eder.”
ONU HAYATA HAZIRLAYIN
Bebeğinizin veya çocuğunuzun en temel ihtiyacı sevgi, saygı ve güven ile birlikte gerektiğinde ‘hayır’ diyebilmeniz ve ona bazı kurallar koyabilmeniz. Ve vicdan burada olumsuz bir etkiye neden olabiliyor. Cenk Kahvecioğlu, “Çocuğunuz bir şey istediğinde ve siz ‘hayır’ dediğinizde çocuğunuzun üzülüyor ve ağlıyor olması sizin vicdanınızı sızlatıyor olabilir ancak bu durumlarda koymanız gereken kuralları çiğneyip çocuğunuzun istediğini yaptığınızda, işte o zaman çocuğunuza en büyük zararı vermiş oluyorsunuz. Sizin vicdanınız rahatlasa da çocuğun kişiliğinde zarara neden oluyorsunuz. Unutmayın ki onu kendi çağı için yetiştiriyorsunuz. Anne-babaların görevi aslında çocuğu hayata alıştırmaktır” diyerek vicdan azaplarının yaratabileceği tehlikeye dikkat çekiyor. Vicdan azaplarının çalışan annelerde daha çok görüldüğünü ve bu annelerin yeterince iyi anne olamadıkları gibi bir hisse kapıldıklarında tavizlerin başladığını belirten Kahvecioğlu’nun annelere başlıca dört önerisi var:
1. Evham ve vicdan kardeş gibidirler. Beraber gezen bu ikiliyi sizin kontrol etmeniz gerekir. Yapılan araştırmalar da ortaya koyuyor ki vicdanı yüksek insanlar aynı zamanda evhamlıdır. Aşırı vicdanlı iseniz kaygınız da olabilir. Genelde vicdanınızı rahatlatıcı ve kısa sürede evham ve kaygınızı giderici aşırı tavizkar davranışlar uzun sürede çocuğunuzun gelişimine zarar verebilir.
2. Unutmamanız gereken bir diğer konu çocuğunuza nasıl davranırsanız çocuğunuzun onu öğreneceği, ilerde size ve çevresine öyle davranacağı... Çocuğunuza bırakacağınız psikolojik mirasınız ne olacak? Bu soruya siz cevap ararken aşırı evhamlı ve gereğinden fazla vicdanlı davranırsanız, çocuğunuza da bunu modellemiş olursunuz ve ilerde o da bu şekilde davranan biri olabilir.
3. Bir parça üzülmeyi göze almalısınız. Özellikle koyulan kuralları çiğnemeye eğilimli bir çocuğunuz varsa vicdanınızı kontrol ederek onun temel ihtiyacı olan yol gösterici rolünüzü üstlenmeli ve yaptığının bedeliyle yüzleşmesine izin vermelisiniz. Çünkü dışarıdaki hayat böyle...
4. ‘Ya’ ile başlayan sorular sonrasında evham ve aşırı vicdan yapma olasılığınız artar. Örneğin “Ya iyi bir anne olamazsam? Ya çocuğuma iyi bakamazsam?”, gibi sorular aklınıza geldiğinde bunlara “Ben elimden geleni yapan ve yapmaya devam eden bir anneyim, elbette benim de hatalarım olacaktır ama ben özümde çocuğum için en iyisini istiyorum. Kimse mükemmel değildir” tarzında söz konusu duruma uyan ve sizin için mantıklı olan cümlelerinizle karşılık verin ve içinizdeki vicdanın ve kaygının sesini durdurun. Aşırı vicdanınızın sesini iyi tanıyın ki kontrol etmek daha kolay hale gelsin.