Yarı modern yarı klasik bir anneyim
Naif, doğal, neşeli, eğlenceli bir anne Akasya Asıltürkmen. Bu konuda iki büyük idolü var; annesi ve anneannesi. “Şimdi fark ediyorum ki anneliği hem annemden hem de anneannemden gördüklerimle harmanlamışım” derken yöntemlerinden her zaman yararlandığını söylüyor.
Röportaj: Gülru İncu
Fotoğraf: Nurdan Usta
İki sene öncesine dönecek olursak, hamile olduğunuzu öğrendiğiniz zaman neler hissettiniz? O anki duygularınızı nasıl tarif edersiniz?
Ufak çapta bir şok geçirdim ama bir yandan da benim için vaktin gelip geçmek üzere olduğunu düşünüyordum. 30’lu yaşlarımın sonlarında anne olduğum için şu an çok mutluyum. Sağlığım el verdiği için şükrediyorum.
Nasıl bir hamilelik geçirdiniz? Rahat mıydınız yoksa endişeli mi?
Şansım yaver gitti. Mutlu bir bahar-yaz hamileliği geçirdim. Bu konuda ayarlama yapılabiliyorsa, anne adayının hamileliği rahat geçireceği mevsimleri denk getirmesi gerçekten çok avantaj sağlıyor. Rahat, mutlu, hareketli bir hamileydim, hatta hamileliğimi özlüyorum diyebilirim. Yine de son iki ay geçmek bilmiyor. Sadece o kısımda biraz zorlandım.
Çocukluğunuzu düşündüğünüzde aklınıza gelen ilk görüntü ne?
Annem. Annem çok hoş bir kadındır. Harika giyinirdi ve tabii çocukken benim için ondan daha muhteşem bir şey yoktu. Hala da fikrim değişmedi. Onun zarafetine doyamam.
Annelikle ilgili annenizden aldığınız tavsiyeler nelerdi?
“Rahat ol. Tadını çıkar, zaman çok çabuk geçiyor. Hiçbir şey için üzülmeye değmez.” Annem bunu aslında her konuda sürekli hatırlatır bana. Ondan öğrendiğim en güzel şeylerden biri de şu: O, olumsuz hiçbir tepkiyi beslemez. Karşılık vermez ama pasif de değildir. Annem endişeli değil ama özenli bir annedir. Ben onun gibi de değilim. Duygusal bir tipim. Çocukla çocuk olmaya meyilliyim. Şimdi fark ediyorum ki anneliği hem annemden hem de anneannemden gördüklerimle harmanlamışım. Yarı modern yarı klasik bir anneyim.
Annelik söz konusu olduğu zaman eminim çevrenizdeki herkes bir şeyler söylüyordur? Peki sizin doğrularınız neler?
Evet, özellikle her anne onaylanmak istediği için kendi fikrini söylüyor, kendi yöntemini anlatıyor. Öyle çok ihtiyacı var ki birilerinin “Sen en doğrusunu yapmışsın” demesine. Çoğu anne hata yaptığını ya da eksik yaptığını düşünmek bile istemez. Bu sebeple bana fikir soran bütün annelere ve tabii kendime hep şunu söylüyorum; en iyi annelik, yapabildiğin anneliktir.
Annelikle beraber hayatınızda en dramatik değişiklik ne oldu?
Bağımsızlığımın sona ermesi. Artık kafama göre hareket edemeyeceğim gerçeği beni gerçekten sarstı. Uyum sağlamakta hala güçlük çekiyorum. Dev bir sorumluluk duygusu ve her ne kadar rahatım desem de suçluluk hissi var hep. Annelik sürekli yapılanları iki defa gözden geçirme zorunluluğu getiriyor. O zaman da kendime sürekli; “Elinden gelenin en iyisini yapıyorsun!” diyorum.
Çocuk sahibi olmak biraz da zamanla yarışmak demek. Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz yoksa tüm zamanınız Pera’ya mı ait?
Kendime zaman ayırdığımı sanıyorum ama o zamanda da hep iş için koşturuyorum. Eve geldiğimde de Pera oluyor. En azından spor yapmak için kendime mutlaka vakit ayırıyorum. Spor da yapmasam kendimi hiç iyi hissedemezdim. Serdar’la bir karar verdik. Her cuma İstanbul’da seçtiğimiz bir yere kahvaltıya gidiyoruz. Tüm zamanımı Pera’ya vakfetseydim ne o mutlu olurdu ne de ben. Bana aşırı bağımlı bir çocuk yetiştirmediğim için çok iyi hissediyorum kendimi.
Her kadının anne olmak için doğduğuna inanıyor musunuz? Bu içgüdüsel mi yoksa sonradan da edinilebilen bir duygu mu?
Bir kadın anne olmak istiyorsa ve fiziksel durumu elveriyorsa anne olabilir ama zorunda değildir bana kalırsa. Ama kesinlikle içgüdüsel bir tarafı var. Sadece biz insanlara özgü bir şey de değil üstelik, doğadaki bütün dişiler bu içgüdüye göre hareket ediyor. Bunu reddetmek mümkün mü?
Hayvanların çocuk gelişiminde önemli bir rol üstlendiği söylenir. Pera’nın hayvanlarla arası nasıl?
Pera bu konuda çok şanslı, çünkü köpekli bir eve doğdu. Aslında çocuğun ilk ihtiyacı doğanın içinde olmak. Hepimizin öyle. Doğaya yakın olunca hayvanlar da zaten hayatın bir parçası haline geliyor. Umarım ileride daha yeşil ve bol hayvanlı bir ortam sağlayabiliriz Pera’ya. En azından yaz aylarında inekler, tavuklar görsün isterim etrafında. En büyük hayallerimden biri de Pera’yı alıp çok sevdiğim Güney Afrika’ya götürmek. Devekuşlarını, penguenleri görsün isterim.
Anne olduktan sonra en sık kullandığınız kelime ne?
Hiç gurur duymuyorum bununla ama ‘hayır’ diyorum sürekli. Pera’yı uyarmak amaçlı. Hiç de hoşuna gitmiyor ama ‘yapma’, ‘düşersin’, ‘şöyle olur’, ‘böyle olur’ demekten daha iyidir sanırım. Bunu ‘dikkatli ol’ ile değiştirmeyi planlıyorum.
Bir anne olarak sizi en çok neler duygulandırıyor?
Bazen durup dururken gelip bacaklarıma sarılıyor Pera. İşte o zaman eriyorum. Onu sadece seyretmek bile yetiyor.
YouTube kanalındaki Akasya Ana’nın dışında yeni projeleriniz var mı?
Birkaç proje birden var. Bir yarışma programı, bir YouTube mini dizisi ve tabii ki yeni oyun. Yaz sonunda da üç masal kitabım çıkıyor. Okula dönüş zamanının resimli bir masal kitabı için harika olacağını düşünüyorum.