Bu yüzden yaşam tarzının içinde hareketi yaşamak, belli bir zaman dilimine sıkıştırıp devamlı aynı döngüyü yaşamaktan çok daha keyifli ve kolaydır. Yani her yıl ilkbaharda klasik diyete başlayanlar gibi bu bizim insanımızın hayat döngüsü olmuş; herkes diyette! Niye çünkü spor yapmayı bir eziyet görüyorlar ama her gün kuaföre gitmeyi asla eziyet görmezler. Hatta saçı bozulacak diye yürümeyenler tanıdım. Şu günlerde yurt dışındayım ve buradaki yaşam tarzlarını gördükçe gerçekten çok üzülüyorum, neler kaçırıyoruz diye. Burada su içmek ve yüz yıkamak gibi bir şey yürüyüş yapmak veya koşmak. Artık bu tip egzersizler kesmiyor daha da aktif olanları bir akım oluyor ve tüm ülkeyi sarıyor. Akımlara bak ne harika ‘soulcycle akımı’ ya da yoga deliliği. Keşke biz de böyle akımlara kapılsak, hayat sağlığımız ve ruh sağlığımız için...
En çok duyduğum cümleler; ‘Ama ben çok dikkat ediyorum, peki nerede hata yapıyorum? Yürüyüş de yapıyorum, yediklerime de dikkat ediyorum, neden kilo alıyorum, neden veremiyorum?’ Bu sorularınızın yanıtı işin bütününde yani yaşama biçiminizde saklı. Nedir yaşama biçimi? Sizin seçimleriniz. Hayatınıza aldığınız insanlar, seçtiğiniz iş, oturduğunuz semt, yemeyi tercih ettiğiniz gıdalar, giymeyi seçtiğiniz ayakkabılar, kıyafetler, ulaşım yönteminiz, kahveniz, çayınız...
İşte bütün bunlar sizin bedensel ve ruhsal sağlığınızı belirleyen en önemli faktörler.
Kimse kafanıza silah dayamıyor bunları zorunlu olarak yapmanız için, siz kendi seçimlerinizle bulunduğunuz noktadasınız. Genetik hastalıklar bir elin beş parmağından daha az, hatta belki de genlerinizde o hastalıklar varsa bile siz yaşama biçiminizi, yerinizi değiştirirseniz aktif olmayacaklar. Araştırmalar, günlük hayatta ‘annemden, babamdan aldım’ dediğiniz, aslında genetik olduğu söylenen birçok hastalığın, ailesel yani biyolojik anne ve babanızla aynı biçimde yaşamaya devam ettiğiniz, aynı yanlışlarla büyüdüğünüz için geliştiğini söylüyor. Örneğin siz başka bir aile tarafından büyütülmüş olsanız, gerçek anne babanızın hastalıklarına yakalanma riskiniz çok daha az. İşte bugün her şeyi yeniden gözden geçirme, yeniden başlama günü! Siz nerede hata yapıyorsunuz? Takın kulaklıkları, atın kendinizi sokağa, size iyi gelmeyenleri düşünün, vedalaşın onlarla, teker teker çıkartın hayatınızdan. Unutmayın sizi mutsuz eden şeyleri hayatınızda tutmaya devam ederseniz, olmasını istediklerinize yer açamazsınız. Onları hemen gönderin ki hayallerinizdeki mutluluklar hayatınızda bir yer bulabilsinler.
Ayna ayna söyle bana
Yılın en sıcak sezonu için en yararlı bulduğum yazlık güzellik ipucu listesi:
• Toksinlerden kurtulmak için bol bol su için!
• Güneş sonrası cildinizi aloe vera ile yumuşatın.
• Saçınıza keratin bakım yapın. Saçınızı sadece ısıdan korumakla kalmaz, aynı zamanda parlaklık kazandırmanıza da yardımcı olur.
• Sıcak bir günde soğuk suyla duş alın. Bu sadece ferahlatıcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda cildinize de iyi gelecek.
• Güneş koruyucusuz dışarı çıkmayın.
Kayısı deyip geçmeyin
• Yorgunluğa iyi gelir.
• Stresi azaltır.
• Sindirim sorunlarına ve hazımsızlığa iyi gelir.
• Lif açısından zengindir, tok tutar.
• Kemik yapısını güçlendirir.
• Kan yapımını artırarak kansızlığa iyi gelir.
• Ülser oluşumunu önler.
Damla sakızlı kayısılı muhallebi
Malzemeler:
• 25 gr pirinç unu
• 15 gr Hindistan cevizi şekeri
• 300 ml vanilyalı soya sütü
• 1 gr dövülmüş damla sakızı
• 50 gr kayısı
Hazırlanışı:
Pirinç unu ve Hindistan cevizi şekerini, dövülmüş damla sakızı ile bir kapta karıştırın. Vanilyalı soya sütünü ve hazırladığınız karışımı bir tencerede sürekli karıştırarak ısıtın. Koyulaştığı zaman servis kasenize alın ve buzdolabında bekletin. Üzerine kayısıları püre haline getirip servis edebilirsiniz.
Şeyda’nın perisi
Tatilde kendini denize, güneşe ve yürüyüşe vermek!
Şeyda’nın delisi
Tatilde kendini yemeye vermek!