Yetenekleri doğuştan!
Onları her gün medyada görmüyorsunuz.,isimlerinden de çıkarmanız zor.
Tangoya ilgin ne zaman başladı? Dansla nasıl tanıştın?
Küçüklüğümden beri dansçı olmayı hayal ederdim. Küçükken annem “Evita” müzikalinde oynarken, kuliste mayo üzerine giydiğim mini etekle zıplar dururdum. Dansçıların ayakkabılarını seyrettiğimi hatırlıyorum. Sahnede döne döne dans edip hayal kurardım. Ortaokula giderken pazartesi günleri rejime girer, hedefl ediğim kiloya inebilirsem dansçı olabileceğimi düşünürdüm. 1997 yılında annemin “Balkon” oyunundaki rol arkadaşı Alptekin Serdengeçti’nin tango yaptığını öğrendim. Çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Bana ders alabileceğim iki eğitmenin telefonunu getirdi. Hemen başladım.
Tango yaparken kendini nasıl hissediyorsun?
Tango olağanüstü bir iletişim biçimi. Tango yaparken diğer her şeyi bırakıyorum. Kendimi özgür hissediyorum. Tango hayatının neresinde? Tango bazen hayatımın merkezi, işim oldu, bazen de boş zamanlarımda kaçabileceğim özel alanım. Bu aralar yine merkezde…
Senin için “Konservatuar sınavına girmek istemiş ama soyadından dolayı vazgeçip, edebiyatı seçmiş” diyorlar. Soyadın senin için engel miydi, yoksa kapıları çabuk açan bir fırsat mı?
Konservatuar sınavına girmeyi istedim ama korktum sanırım. Soyadım konusunda hassas olduğum doğru. Ama çok isteseydim herhalde tek başına bir engel olmazdı.
Zuhal Olcay’ın kızısın. Ama seni ortalarda pek göremiyoruz.
Özellikle mi kendini saklıyorsun? Zuhal Olcay’ın kendisini bile ortalarda göremiyoruz. Ben de özellikle saklanmıyorum. Annenin ünlü olduğunu ilk kez kaç yaşında fark ettin? Babaannemin yazlığında bir arkadaşım gazete haberi göstermişti annemle ilgili. Zuhal Olcay’ın artık şarkı da söyleyeceği yazıyordu. Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum ama okuma yazma bildiğime göre 6-7 olmalı en az. Aslında annemin ne iş yaptığını tabii biliyordum ama yazlıktan bir arkadaşım bu bilgiyle gelince ünlü olmak ne demek anlamaya başladım.
Çevreyle ilişkilerin nasıldı? Hiç özellikle kendini sakladığın zamanlar oldu mu?
Ben sadece gerekli gereksiz “Zuhal Olcay’ın kızıyım” demedim.
Adım da “saklıyor”a çıktı. Üniversitede sınıf arkadaşlarım çok sonra öğrendiler. Ama kimse bana “kimin kızısın” demedi ki! Ben de kimseye “Annen kim?” diye sormadım.
Kısa da olsa oyunculuk deneyimin de oldu. İnsanlar seni “Gece- Gündüz” dizisinden hatırlayabilir. Bir de “Beni Unutma” dizisi var… Neden devamı gelmedi?
Beğendiğin bir proje mi yok, yoksa oyunculuk sana göre değil mi? Oyunculuğun ne kadar zor bir iş olduğunu çok iyi biliyorum. İyiyle kötüyü de birbirinden ayırabiliyorum. Yaptığım işlere sadece küçük birkaç deneyim diyebiliriz.
Annenle ilişkilerin nasıl? Birlikte yapmaktan en çok hoşlandığınız şey ne mesela?
Annemle ilişkimiz çok iyi. Birbirimize çok yakın oturuyoruz ve oldukça sık görüşüyoruz. Birlikteyken çok konuşuyoruz, çok tartışıyoruz. Oturup dünyayı kurtarıyoruz biz hep. O inanılmaz bir kadın. Onunla Londra’ya gitmek harika bir şey!
Annenle çok benzer misiniz? “Keşke onun gibi olabilsem” dediğin ve hayran olduğun bir özelliği var mı? Annemi yakından tanıyanlar beni ona çok benzetiyor. Ama sadece Zuhal Olcay olarak dışarıdan bakanlar çoğunlukla benzemediğimi düşünüyor. Ben de benzediğimi düşünüyorum ama hiç benzemiyorsun diyenlere de “Değil mi? Evet ben babama benziyorum” diyorum. Kolayını buldum yani. Anneme gelince, hayranıyım kendisinin… “Keşke onun gibi şarkı söyleyebilsem”den başlarım… Bitmez bu liste…
"Annemle ilişkimiz çok iyi. Birlikteyken çok konuşuyoruz... O inanılmaz bir kadın. Onunla Londra'ya gitmek harika birşey!"
Küçüklüğümden beri dansçı olmayı hayal ederdim. Küçükken annem “Evita” müzikalinde oynarken, kuliste mayo üzerine giydiğim mini etekle zıplar dururdum. Dansçıların ayakkabılarını seyrettiğimi hatırlıyorum. Sahnede döne döne dans edip hayal kurardım. Ortaokula giderken pazartesi günleri rejime girer, hedefl ediğim kiloya inebilirsem dansçı olabileceğimi düşünürdüm. 1997 yılında annemin “Balkon” oyunundaki rol arkadaşı Alptekin Serdengeçti’nin tango yaptığını öğrendim. Çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Bana ders alabileceğim iki eğitmenin telefonunu getirdi. Hemen başladım.
Tango yaparken kendini nasıl hissediyorsun?
Tango olağanüstü bir iletişim biçimi. Tango yaparken diğer her şeyi bırakıyorum. Kendimi özgür hissediyorum. Tango hayatının neresinde? Tango bazen hayatımın merkezi, işim oldu, bazen de boş zamanlarımda kaçabileceğim özel alanım. Bu aralar yine merkezde…
Senin için “Konservatuar sınavına girmek istemiş ama soyadından dolayı vazgeçip, edebiyatı seçmiş” diyorlar. Soyadın senin için engel miydi, yoksa kapıları çabuk açan bir fırsat mı?
Konservatuar sınavına girmeyi istedim ama korktum sanırım. Soyadım konusunda hassas olduğum doğru. Ama çok isteseydim herhalde tek başına bir engel olmazdı.
Zuhal Olcay’ın kızısın. Ama seni ortalarda pek göremiyoruz.
Özellikle mi kendini saklıyorsun? Zuhal Olcay’ın kendisini bile ortalarda göremiyoruz. Ben de özellikle saklanmıyorum. Annenin ünlü olduğunu ilk kez kaç yaşında fark ettin? Babaannemin yazlığında bir arkadaşım gazete haberi göstermişti annemle ilgili. Zuhal Olcay’ın artık şarkı da söyleyeceği yazıyordu. Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum ama okuma yazma bildiğime göre 6-7 olmalı en az. Aslında annemin ne iş yaptığını tabii biliyordum ama yazlıktan bir arkadaşım bu bilgiyle gelince ünlü olmak ne demek anlamaya başladım.
Çevreyle ilişkilerin nasıldı? Hiç özellikle kendini sakladığın zamanlar oldu mu?
Ben sadece gerekli gereksiz “Zuhal Olcay’ın kızıyım” demedim.
Adım da “saklıyor”a çıktı. Üniversitede sınıf arkadaşlarım çok sonra öğrendiler. Ama kimse bana “kimin kızısın” demedi ki! Ben de kimseye “Annen kim?” diye sormadım.
Kısa da olsa oyunculuk deneyimin de oldu. İnsanlar seni “Gece- Gündüz” dizisinden hatırlayabilir. Bir de “Beni Unutma” dizisi var… Neden devamı gelmedi?
Beğendiğin bir proje mi yok, yoksa oyunculuk sana göre değil mi? Oyunculuğun ne kadar zor bir iş olduğunu çok iyi biliyorum. İyiyle kötüyü de birbirinden ayırabiliyorum. Yaptığım işlere sadece küçük birkaç deneyim diyebiliriz.
Annenle ilişkilerin nasıl? Birlikte yapmaktan en çok hoşlandığınız şey ne mesela?
Annemle ilişkimiz çok iyi. Birbirimize çok yakın oturuyoruz ve oldukça sık görüşüyoruz. Birlikteyken çok konuşuyoruz, çok tartışıyoruz. Oturup dünyayı kurtarıyoruz biz hep. O inanılmaz bir kadın. Onunla Londra’ya gitmek harika bir şey!
Annenle çok benzer misiniz? “Keşke onun gibi olabilsem” dediğin ve hayran olduğun bir özelliği var mı? Annemi yakından tanıyanlar beni ona çok benzetiyor. Ama sadece Zuhal Olcay olarak dışarıdan bakanlar çoğunlukla benzemediğimi düşünüyor. Ben de benzediğimi düşünüyorum ama hiç benzemiyorsun diyenlere de “Değil mi? Evet ben babama benziyorum” diyorum. Kolayını buldum yani. Anneme gelince, hayranıyım kendisinin… “Keşke onun gibi şarkı söyleyebilsem”den başlarım… Bitmez bu liste…
"Annemle ilişkimiz çok iyi. Birlikteyken çok konuşuyoruz... O inanılmaz bir kadın. Onunla Londra'ya gitmek harika birşey!"