Zor projelerin mimarı
O mesleğinin öncü isimlerinden. Son olarak Erzincan’da kurduğu Mehmet Ali Bey Prangası ve Palanga Kuş Korusu’yla gündeme gelen çağdaş sanatçı, yönetmen Kutluğ Ataman, yeni projelerini anlattı.
Mehmet Ali Bey Palangası adını verdiğiniz çiftlik evi, Doğu Anadolu’da modern mimarinin önemli bir simgesi oldu, ödüller aldı. Bu projenizden bahseder misiniz?
Uzun zamandır Erzincan’a taşınmaktı hayalim. Karlı, uzun kışları ve doğayı severim. Ev, aileme ait toprakların tam ortasında. Hemen arkasında da çok güzel bir kayak merkezi bulunuyor. Böylece hem çalışıp hem spor yapma imkanım oluyor. Evi arkadaşım Hasan Çalışlar tasarladı. Erzincan koşullarında bu projeyi gerçekleştirmek oldukça zorlu bir süreçti.
Mehmet Ali Bey Palangası’nın ismi nereden geliyor. Bu çiftliği kurarken hayalleriniz nelerdi?
Mehmet Ali Bey benim baba tarafından büyük dedem. Esas Palanga çok daha büyük bir yapıymış, kerpiçten kale duvarları varmış. Dışında da ufak evler ve bu evlerin altından akan dereler bulunurmuş. Tabii savaşlar, işgaller, depremler sonucu burası yok oluyor. Ben sadece kendime ve misafirlerime yetecek kadar bir dağ evi hayal ettim. Yapının bir kısmı da ileride burada çalışma yapmak üzere davet edeceğimiz bilimadamı ve sanatçılara ayrıldı. Çiftliğin esas işi büyükbaş damızlık ve besi hayvancılığı.
Palanga Kuş Korusu projesi nasıl doğdu peki? Yaralanan kanatlı hayvanların doğaya kazandırılması aşamasında koordinasyonla kim ilgilenecek?
Erzincan’da maalesef hala çok bilinçsiz bir avlanma var. Bizim tarım anlayışımız ‘sağlıklı toprak, sağlıklı hayvanlar ve çevre, sağlıklı insan demektir’ felsefesinden ileri geliyor. Bu yüzden doğal hayatın çok önemli bir parçası olan kuşları korumaya karar verdik. Aynı şekilde bir ağaç seferberliğimiz var. Son iki yılda 3400 ağaç ektik. Bu sonbahar 1400 ceviz ve meşe ekeceğiz ve sayısını her yıl artıracağız.
Çiftlik hayatı ve hayvancılıkla ilgilenmeye ne zaman başladınız?
Doğa, bitkiler ve hayvanlar hayatım boyunca benim çok iç içe yaşadığım şeyler. Küçüklüğümden beri Erzincan’a gelirdim. Yurt dışında üniversitede okurken uzun süre ayrı kaldım ama daha sonra Aya Seyahat, Kuzu adlı filmleri ve Mezopotamya Dramatürjileri serisini Erzincan’da çektim. Burada eksikliğini çektiğim tek şey tiyatro ve müze. Bunun için de Londra’ya gidiyorum.
Mehmet Ali Bey Palangası’nda hayata geçirilmesini planladığınız başka sosyal sorumluluk projeleri var mı?
Ağaç Seferberliği ve Kuş Korusu dışında orta menzilde kesinlikle eğitim alanında etkinliğimiz olacak. Üstün başarılı ancak düşük gelirli ailelerden gelen öğrencilere üniversite desteği vermek annemin hayaliydi. Bunu gerçekleştirmek istiyoruz. Sanat ve kültür alanında da bir destek fonu projemiz var ama henüz şekillenme aşamasında.
WitchTV adıyla bir YouTube kanalı kurdunuz. Bu kanalla ilgili yeni projeleriniz neler?
Bütün filmlerim Türkiye’deki televizyonlarda gösterildiğinde RTÜK kurallarına göre kesiliyordu. Bazen bu filmler maalesef tanınmaz hale gelebiliyor. Bu yüzden WitchTV’yi başlattım. Tüm sanat eserlerimi ve filmlerimi altyazıları hazırlandıkça çıkaracağız. Buna ek olarak başka sanatçıların film ve eserlerini de seçerek yayınlamaya başlayacağız.
Bu sene sizi yeni projelerde izleyecek miyiz?
Halihazırda San Francisco ve Kanada’da açılmış iki sergi var. Kanada’da sınır kontrol duvarlarının anlamını değiştirmeyi amaçlayan #undoingwalls adlı projede Wall’u sergiliyorum. Proje üç farklı ekranda gösteriliyor. Tuz taşından tasarladığım duvar zamanla eriyor ve eridikçe sınırda bir yara gibi iz bırakıyor. ABD-Meksika sınırı için hayal ettiğim Wall, Kanada’daki The Illingworth Kerr Gallery’de 16 Eylül’e kadar açık. Palanga ise tam manasıyla benden bağımsız bir şekilde ilerlemeye başladığında evet, ben de yeni bir film çekmek istiyorum.