Bebeğiniz geldikten sonra sizi neler bekliyor?

Yazı: Elif Girgin

GECE UYKUSU
Uyku stoklayabilmek keşke mümkün olsaydı ama maalesef değil. Yani önceden uyuduğunuz uykuların size bir faydası olmayacak! İki saatte bir uyanmaya hazır olun. Bu durum bebeğinizin uyku alışkanlıklarına göre gecede 7-8 kalkışa kadar gidebilir. Şanslı azınlıktansanız, gecede 1-2 kez uyanma ile bu durumu atlatabilirsiniz. Siz iyisi mi bebeğiniz doğmadan uykunuzu almaya çalışın. Tabii hamileliğin son aylarında onu başarabilmek de bir iş!

SEKSİ İÇ ÇAMAŞIRLARI
Göğsünüzden sürekli süt gelirken dantel sutyenler giyebileceğinizi düşünmüyorsunuz herhalde! Süt verme dönemi bitene kadar, emzirme sutyenlerine ve göğüs pedlerine hayatınızda yer açın.

ARABANIN ÖN KOLTUĞU
Bir süreliğine şoför koltuğunu eşinize bırakıp, ön koltukla da vedalaşmalısınız! Bebeğiniz her daim sizi yanında isteyecek. Üstelik onun ağlama krizleriyle başa çıkabilmek için de yanında olmanız şart. O, oto koltuğunda ya da ana kucağında oturuyorken tabii.

TEMİZ GİYSİLER
Kusmuk ve süt kokusuna hazır mısınız? Gazını çıkarmak için onu omzunuza yasladığınızda gazla birlikte bir miktar süt de çıkabilir ağzından. Yemek yedirirken de tüm yediğini yüzünüze püskürtebilir. Az önce makarna yemeye çalıştığı elleriyle size sarılmaya çalışırken ellerini üstünüze sürebilir, altını değiştirirken başınıza küçük işler açabilir… Ve siz bu arada ‘asla yapmam’ dediğiniz ancak henüz ütülemek için fırsat bulamadığınız kıyafetleri ya da nevresim takımlarını kullanırken bulabilirsiniz kendinizi... Aslında hiçbiri o kadar da vahim değil. Günde 1500 kere, kıyafetlerinizi değiştiremeyeceğinize göre bir süre sonra buna alışacak, hatta kendinizce çözümler üretmeye başlayacaksınız. Hem mama önlükleri, alt değiştirme örtüleri, annenizin kenarını binbir emekle işlediği kusmuk mendilleri ne güne duruyor? Ütüsüz çamaşır mı? Nasıl olsa tekrar kırışacaklar!

TELEVİZYON, KİTAP, SİNEMA
‘Öyle televizyonun karşısına kurulayım, dizi bitmeden de kalkmayayım’ devri bitti. Ya o diziyi-filmi hiç seyredemeyecek ya da seyrettiğinizden bir şey anlamayacaksınız! Minik yaramaz sizi öyle hiçbir şey yapmadan bırakır mı hiç? Ya oyun isteyecek ya durmadan sorular soracak ya da uyumamak için direnecek! Gelelim kitap keyfine… Onu uyutmayı başarabildiyseniz, evin işleriyle ilgilenecek, ertesi gün yiyeceği yoğurdu mayalayacak, biraz da eşinize zaman ayıracaksınız. Bütün bunlardan sonra da pestil gibi yatağa yapışacaksınız. ‘Yatmadan önce kitap okuyayım’ diyorsanız da o kitap biraz zor bitecek, çünkü daha üç sayfa okuyamadan uyuyakalacaksınız!

GECE GEZMELERİ
‘Çocuğun uyku düzeni bozulmasın, aman kimsenin evinde rahat edemiyorum, bu çocuk dışarıda hiçbir şey yemiyor’ gibi rahatsızlıklarınız varsa; gece gezmelerini, hatta gündüz gezmelerini de unutun! Arkadaş çevrenizde sadece sizin çocuğunuz varsa işiniz yine zor! Çünkü çocukları olmadan sizi anlamayacaklar! ‘Amaaan, uyut işte ne olacak, bugün de uyumasa, şunu yese olmaz mı, ay bu çocuk niye bu kadar ağlıyor’ gibi cümleler kuracak, ‘sustursa da başımızı dinlesek’ bakışları atacak ve bilmeden atıp tutarak sinirinizi zıplatacaklar. Biz de çocuksuz gezeriz, ne olacak’ mı diyorsunuz? Peki, çocuğu nereye bırakacaksınız? Bir kere, ‘Amaaan, sen doğur, biz bakarız’ diyenler ortadan kaybolacak. Kesin o gün, onların da işi olacak! Hadi bıraktınız diyelim, bu sefer de aklınız çocukta kalacak! Uyudu mu, yedi mi, içti mi? Hayır bıraktın bari tadını çıkar, ama nerede! 

CİNSEL HAYAT
Tabii ki bebek geldi diye cinsel hayatınız bitecek değil, ama bir süre sekteye uğrayabilir! Zira siz bir süreliğine eş olmaktan daha çok anne olmaya adamış olacaksınız kendinizi. Belki eşiniz de sizin anne kimliğinizi daha baskın bulacak bu dönemde. Buna bir de uykusuz ve yorgun geceler ya da aranızda uyumaya alışan bir minik eklenince, cinsel hayatınız da monotonlaşacak haliyle… Neyse ki, bu da bir süreliğine.

MAKYAJ MALZEMELERİ
Elbette bakımlı olabilirsiniz, ama ilk birkaç ay bu da zor. Kilo almışsınız hiçbir kıyafetinizin içine giremiyorsunuz. Gece beş kere yataktan kalkmışsınız, saçınızı bile taramaya gücünüz yok, ne makyajı? Kaşlar almış başını gidiyor, dip boyanız gelmiş… Evet bıçak kemiğe dayanınca gideceksiniz tabii kuaföre! Ama öyle iki günde bir fön çektirmeyi, her hafta manikür yaptırmayı unutun! Yağlı saçlar, fırçalanmamış dişler, bıyıklar ve kırılmış tırnaklarla gezme kıvamına gelmediyseniz rahat olun.

SICAK YEMEK
Sıcak yemek mi? O da ne? Alışın her şeyi buz gibi yemeye... Masadaki herkes doyup kalkacak ama siz o minik afacana yemek yedirmeye çalışırken; ne yediğiniz yemekten bir tat alabilecek ne de sıcak bir yemeğin keyfini çıkarabileceksiniz. Akşam yemekleri de aynı şekilde... Sofra hazır olur ancak o uykuya hazır olmaz. Siz onu uyuturken yemekler de soğur. Diğer ve sıkça karşılaşılan bir senaryo da, ‘hazır uyuyor sıcak bir çorba ya da çay-kahve içeyim’ dediğiniz anda yazılır, ikinci hüp’e geçemeden o ağlama sesi mutlaka duyulur.

DERLİ TOPLU EV
Evet bu da uzun bir süre sizin için hayal, zira çocuk olan evin derli toplu kalması neredeyse imkansız! Eviniz büyükse, çocuğunuza ait geniş bir odanız da varsa, biraz daha şanslısınız tabii ama hangi çocuğun eşyaları odasında kalıyor ki? Bazen evde yürümek mayın tarlasında yürümekten daha beter bir hal alabiliyor. Ayağınızın altında öten oyuncaklar, her an üzerine basıp şahane bir uçuş yapabileceğiniz oyuncak arabalar, salondaki sehpanın üzerini kaplayan pişik kremleri, ıslak mendiller, alt değiştirme bezleri, salonun ortasında kocaman bir mama sandalyesi, üç tekerlekli bisiklet… Artık aklınıza ne gelirse…

TATİLLER
‘Gezelim tozalım, içelim güzelleşelim, nerede olsa yatarım, zaten bütün gün denizdeyim, gece gelip uyuyacağım’ dönemi de bitti! Çocuk demek, çocuklu tatil demek! Öyle her otelde kalamazsın! Denize yakınolacak, sahil taşlı değil kum olacak, odası konforlu olacak, mini club’ı, doktoru olacak. Hastane, eczane yakın olacak. Yemekleri güzel olacak, odada buzdolabı mutlaka olacak, olacak da olacak…