Dondursak da mı saklasak?
Kariyer basamaklarını tırmanıyorsunuz, ya da bir ‘baba’ adayınız halen yok.
Geçmiş yıllarda uygulanan embriyo dondurma
yönteminin ardından, yumurta dondurma yöntemi de
şu sıralar oldukça revaçta! Embriyo dondurma tekniği,
çok daha ucuza, çok daha kısa zamanda ve anne
adayını çok daha az yorarak bebek sahibi olma
şansı veren bir uygulama. Yumurta dondurma
tekniği ise; erken menopoza giren, kariyer yapan
kadınlara ileri yaşlarda da anne olma fırsatı sunuyor.
Hayallerini değil, yumurtanı dondur!
Yumurta dondurma yöntemi, başta kanser ve erken
menopoz riski olan kadınlar için bir umut ışığı! Kariyer
peşinde olan ya da eşi çocuk istemeyen kadınlar da
yumurtalarını donduruyorlar. 25 yaşında bir kadın,
10 yıl sonra kullanmak üzere yumurtasını dondurmayı
mantıklı buluyor. Peki, nedir tam olarak yumurta
dondurma ve neden önemli?
Cok yeni bir yöntem
Yumurta dondurma tekniğinin bilimsel adı;
vitrifi kasyon! Sperm dondurma tekniği yeni değil, tam
30 yıldır dondurulabiliyor; ancak yumurta dondurma
işlemi çok daha zor. Yapılan onlarca araştırmadan sonra,
yumurtanın dondurulabileceği tıbben kanıtlandı. Peki,
kadınlar artık dondurulmuş yumurtalarla gerçekten
anne olabilecek mi?
Ortadoğu ve Balkanlar Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi
Direktörü Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı
Op. Dr. Halil İbrahim Tekin, bu tekniğin çok yeni
bir yöntem olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İhtiyacı
olan kadınlar yumurtalarını yeni yeni dondurmaya
başlıyorlar. Dondurulan bu yumurtaların hemen
çözülüp bunlarla gebelik elde edilmesi imkanları henüz
kısıtlı. Bizim bu tedavi tekniği ile doğan dört bebeğimiz
ve 30’a yakın devam eden gebeliğimiz var.”
Dondurulmuş yumurtası bulunan bir kadın, kaç yaşına
kadar hamile kalabilir, bir tahmin edin! Bu yöntem
sayesinde, 60 yaşında bile hamile kalma şansınız var.
Dondurmanın amacı zaten, yumurtayı yaşlanmaya karşı
korumak!
Türkiye'de herkese uygulanamıyor!
Her şey iyi güzel ama, üzerinde durulması gereken
önemli bir nokta var; bu yöntem Türkiye’de
herkese uygulanamıyor. Şu anda keyfi amaçla, “Bir
kenarda dursun” diyerek gidip yumurtalarınızı
donduramıyorsunuz. Türkiye’de 2005’ten bu yana
yalnızca yumurtalık fonksiyonu zarar görmüş hastalar ve
kanser hastalarının doğurganlığını korumak için kendi
yumurtalarını dondurma işlemine yasal olarak izin
veriliyor.
Ama aynı şey Kıbrıs için geçerli değil! Kıbrıs’ta isteyen
herkes, “Ben şu anda anne olmaya hazır değilim” diyerek
yumurtalarının saklanmasını talep edebiliyor.
Kısacası, siz de yumurtanızı dondurmak istiyorsanız,
Kıbrıs’a kadar gitmeniz gerekiyor! Yumurtanızı
bağışlamak isterseniz, bu yumurtalar uygun hastalarda
kullanılmak üzere de dondurulabiliyor.
Yumurtanın kaç yıl saklanabildiği ise ayrı bir merak
konusu. Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim
Tekin, “Şu andaki tecrübelerimiz bu konuda konuşmak
için yetersiz kalıyor. Ancak embriyo 20 sene, sperm
ise 30-35 yıl saklanabiliyor. Yumurtanın tam olarak
ne kadar saklanabileceğini bilmiyoruz ama bizim
elde ettiğimiz gebelikler, birkaç ay dondurduğumuz
yumurtalardan oldu” diyor.
Sağlıklı bebekler doğuyor!
Dondurulmuş yumurtadan nasıl bir bebeğin
doğacağı da elbette insanın kafasını kurcalıyor.
Sonuçta, dondurulmuş yiyecekler bile bize taze yemek
tadı vermiyorken, biz dondurulmuş yumurtadan ve bir
bebekten bahsediyoruz! Fakat bu konuda da endişeler
yersiz! Dünyada bu yöntemle doğan bebeklerin gayet
sağlıklı olduğu söyleniyor.
Bahçeci Grubu Tüp Bebek Laboratuvarları Direktörü
Doç. Dr. Nadir Çıray, son tekniklerle dondurulmuş
yumurtadan elde edilen gebelik oranlarının da oldukça
yükseldiğini belirtiyor.
Yumurta dondurma tekniği
‘Vitrifikasyon’ nedir?
Vitrifikasyon; embriyo dondurma ve
döllenmiş veya döllenmemiş yumurtaların
dondurulmasında kullanılan tekniklerden
biri. Bu yöntemde; hücre içindeki su,
yüksek konsantrasyonlardaki dondurma
kimyasalları ile boşaltılıyor ve çok yüksek bir
hızla donduruluyor. Bu şekilde, hücre içindeki
suyun kristalleşerek hücreye zarar vermesi
engellenmeye çalışılıyor. Yıllardır üzerinde
çalışılan bu yöntem, özellikle döllenmemiş
yumurtaların dondurulmasında büyük
başarılar sağlıyor.
“Önce kariyerim”, “Önce ben”, “Önce
hayat” diyen pek çok kadın, artık anneliği
ikinci plana atar oldu. Söylesenize,
eskisi gibi, genç yaşta anne olan ya da
anne olmak için can atan kaç kadın var
çevrenizde? Ancak şöyle de bir gerçek var;
kadınların en doğurgan yaşları,
22-28 arası. Ve yaş ilerledikçe, doğurganlık
şansı da düşüyor. Özellikle, 35 yaşını
geçtiyseniz, bu konuda ciddi bir risk ile karşı
karşıya olabilirsiniz. Zaten son yıllarda, tüp
bebek tedavisi gören çiftlerin sayısının artışı,
biraz da bu sebepten! Hal böyle olunca,
tıp dünyası da duruma çareler aramaya
başladı bile…