Doulalarla mutlu doğumlar

Şu sıralar yeni bir kavramla daha tanışmış durumdayız: Doulalık. Bildiğimiz doğum koçlarından değiller. Daha çok doğum destekçisi deniyor onlara.

Doulalarla mutlu doğumlar

Yazı: Yaprak ÇETİNKAYA

İlk doğumunu sezaryen ile yapanlar dahi artık normal doğum yapmak istiyor. Ancak kafalara kazınmış öyle hikayeler var ki korku bir türlü tamamen ortadan kalkamıyor. Türkiye’de yeni duyulmaya başlanan doğum destekçileri yani doulalar, anne ve bebeklere hakları olan doğal doğum için destek veriyor. Ebe veya hemşire değiller… Doğumun tıbbi kısmına kesinlikle karışmıyorlar. Çok profesyoneller ama “Doula olunmaz, doğulur” diyecek kadar da duygusal çalışıyorlar.Annelere destek olmak, ihtiyaçları olan kutsal alanı korumak için çalışan, annenin gücüne inanarak yola çıktıklarını söyleyen ve bu amaçla DO-UM adlı merkezi kuran Başak Kutlu Atay ve Nur Sakallı ile görüştük. Nur Sakallı doğuma hazırlık eğitmeni ve yoga eğitmeni, Başak Kutlu ise doğuma hazırlık ve hamile yogası eğitmeni. Onlarla doğal doğumdan doulalığa, babanın doğumdaki rolünden annenin ve bebeğin haklarına kadar pek çok şey
konuştuk.

DO-UM ne zaman ve niçin kuruldu? Neler yapıyorsunuz?
Başak: DO-UM bir doğuma hazırlık ve doğum sonrası destek merkezi. 2008 yılında hamilelik,doğum ve ebeveynlik konularında doğal bir yaklaşımla çalışan uzmanları bir araya getirmek ve ailelere ebeveynlik yolculuklarında destek olmak üzere kuruldu. En yaygın hizmetlerimiz arasında doğum ve bebeğe hazırlık eğitimleri, doula (doğum destekçisi) hizmeti, hamile yogası, bebek yogası, hamile masajı, ebeveynlik seminerleri ve destek grupları var.

Nur: Bu konu bizi çok heyecanlandırdığı için yapıyoruz. Annelik yolculuğunda kadınların yanında olmayı çok seviyoruz. Bu kutsal bir dönem ve doğum kutsal bir olay. Bu dönemde kadınlara ihtiyaçları olan destek ortamını sağlamak için uğraşıyoruz. Biz bütün zamanımızı bu konularda ve eğitimlerle kendimizi geliştirmeye devam etmeye adadık.

Doğum koçluğunun tarihçesi nedir?
Nur: Aslında doğum koçluğu lafını pek sevmiyoruz. Hem koç kelimesi yapılan işi doğru tarif etmiyor hem de kendilerine doğum koçu diyen ebe ve hemşireler de var. Bizim sunduğumuz hizmet doulalık yani doğum destekçiliği. Doula, 1980’lerde Amerika’da ortaya çıkan bir kavram. Doğum öncesi, doğum anı ve sonrasında doğuran kadınlara ve ailelerine fiziksel,
duygusal ve bilgilendirici destek verecek şekilde tıbbi olmayan eğitim almış profesyonel kişilere doula deniyor.

Başak:
Son yıllara kadar Türkiye’de doulalar yok denecek kadar azdı. 
İlk Türk doulamız Nur bu işi 4-5 senedir yapıyor. Tecrübeli doula arkadaşımız Julia Steils Paçacıoğlu artık DO-UM’da doula eğitimleri veriyor ve doulalarımızın sayısı hızla artıyor.

Doulalık hangi yaklaşımları kapsıyor? Bu konuda kavram kargaşası olduğunu vurguluyorsunuz, bunu biraz açar mısınız?
Nur: Doula, ebe veya hemşire değil. Kesinlikle doğumun tıbbi tarafına karışmaz. Doulanın tek görevi anneye destek olmak ve ihtiyacı olan kutsal alanı korumak. Aslına bakarsanız bu desteği doğum yapan kadının bir yakını da sağlayabilir. Ancak profesyonel doula hizmeti sunabilmek için belli bir eğitim almış olmak, belli kişilik özelliklerine sahip olmak gerek. Ebe ve hemşireler de elbette doula olabilir ama bunun için onların da doula eğitimi almaları, çeşitli çalışmaları tamamlamaları gerekiyor. Doula olabilmek için hangi özelliklere ve sertifikalara sahip olmak gerekiyor?

Başak: Doula eğitimi almak şart. Ancak dünyaca ünlü doğal doğum uzmanı Dr. Michel Odent’in dediği gibi aslında doula olunmaz, doula doğulur. Bana göre bir doulanın kişilik özellikleri aldığı eğitimden daha mühim. Doğum destekçisi, kadının bedenine ve doğumun mahremiyetine saygılıdır. Meditatiftir, anda olmak konusunda rahattır ve tüm varlığını doğumunuza getirebilir. Objektiftir ve sizin seçimlerinize saygılıdır; kendi tercihlerinin sizin doğumunuzu etkilemesine izin vermez. Kendi enerjisinin ve doğum ortamına olan etkisinin farkındadır. Kendi içsel çalışmalarını yapmıştır ve doğumunuza getirdiği ‘bagajın’ farkındadır. Yargılamaz, hassastır, sakindir. Ve her şeyden önemlisi yanında kendinizi rahat hissettiğiniz biridir. 

“DO-UM bir doğuma hazırlık ve doğum sonrası destek merkezi. Hamilelik, doğum ve ebeveynlik konularında doğal bir yaklaşımla çalışan uzmanları bir araya getiriyor.”

YAŞAYANLAR ANLATIYOR

Okuldan kaçan çocuklar gibi hastaneden uzaklaştık
Gece üçümüz de yatağımıza/koltuğumuza yatıp her an sancılarla uyanabilecek olmanın bilinciyle uykuya daldık. Ama gözümüzü açtığımızda sabahtı ve ortada sancı mancı yoktu. Gün
boyunca göbek dansları yaparken karşıma geçip benimle dans etti, susadığımda hemen suyumu doldurdu. Dışarıda odaya girmek isteyen akrabaları püskürtmeyi de o üzerine aldı, hemşireye bir şey sormak istediğimde koşup sormayı da… Hatta doğum başlamadıkça artık moralimin biraz bozulduğunu hissetmiş olacak ki, hemen doktorumdan biraz eve gidip moral depolamam için izin aldı. Zaten doktorum bu tür isteklere sonuna kadar açıktı. Okuldan kaçan çocuklar gibi kaçtık eve… Sonunda aktif doğum başladı. Masajlara devam, danslara da, hatta duş sonrası fön çekme seansı bile yaptık… Manevi destek bir yere kadar… Öyle bir nokta geliyor ki fiziksel destek gerek. Özellikle sonlara doğru ‘dayanılmaz’
diyebileceğim sancıların ‘dayanılır’ olmasını sağladı, hem de çok büyük fiziksel güç harcayarak. Tüm doğum süreci boyunca bir elimi eşim tutuyorsa diğerini Şaylan tuttu. Tuttu ve beni bu uzun yolculuğun sonuna kadar getirdi. (Pınar İşbilen Atık)

Kendi kıyafetlerimle doğum yaptım
Evden çıkarken biliyordum ki biz bir takımdık ve birbirimize güveniyorduk. Başkaları bana ne derse onu değil, içimden ne gelirse onu yapacaktım. Eşim ve doulam da bana destek olacaktı. Etrafımızda kurduğumuz süper doğum takımı sayesinde doğumum tam istediğim şekilde gerçekleşti. Eşim Johannes, doktorumuz Kübra Hanım, doulamız Nur ve fotoğrafçımız Aslı. Onların sayesinde normal, epiduralsiz, epizyotomisiz, damar yolum bile açılmadan, kendi kıyafetlerimle, bebeğimle bir an bile ayrılmadan, kendime güvenimi kaybetmeden kızım Ella’yı dünyaya getirdim. (Mine Kasapoğlu)‘Doğuma bakış açısı yıllar içinde değişiklik gösterdi. Geçmiş yıllarda kadınlar çoğunlukla normal doğum yapıyor, hamilelik ve doğum üzerine bu kadar çok konuşulmuyordu. Sonra sezaryen yönteminde artış oldu. Şimdi tekrar bir geri dönüş var. Ancak bu arada hamilelik ve doğum üzerine çok fazla konuşulmaya başlandı. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Başak: Eskiden hamilelik ve doğum hayatın doğal parçalarıydı. Ne üstünde konuşmak gerekiyordu fazlaca ne de bir şeyler için çabalamak. Anneannelerimizin dönemi evde, tarlada doğum hikayeleriyle dolu. Ondan sonra doğum hastanelere, erkek egemen ortama taşındı ve tıbbi müdahaleler arttı. Annelerimizin dönemi tıbbi müdahalelerin bolca, ağrı kesici
yöntemlerin ise nadiren kullanıldığı travmatik doğum hikayeleri ile doldu. Bu hikayeler her yeri sardı. Geçtiğimiz yıllarda öyle bir doğum ortamı oluştu ki artık doğal doğum yapmak isteyen kadın bu konuda araştırma yapmak ve hazırlanmak zorunda kalıyor. Son birkaç yılda gelişmelere şahit olmuş olsak da doğal doğum için gereken ortam çok nadiren sağlanıyor. Hazırlıklı olmayan gebeler maalesef istemedikleri uygulamalar ile karşı karşıya kalabiliyor.

Nur: Etraf anne adaylarını endişelendiren bilgi ve hikayelerle dolu. Biz de bu endişeleri yok edecek, cesaret verecek hikayelerin, bilgilerin yayılması için elimizden geleni yapıyoruz. Yazılarımız, blog’umuz, eğitimlerimizle bu konuda uğraşıyoruz.

Bir anne adayının doğum koçuna neden ihtiyacı olabilir? Özellikle kimlere öneriyorsunuz?
Başak: Ben açıkçası her anne adayına öneriyorum! Benim iki doğumumda da doulam vardı. Doğumda kesintisiz destek çok önemli ve hastane ortamında bunu yalnızca doulanız sağlayabiliyor. Maddi imkansızlık da büyük problem değil. Zira doğumlara ücretsiz olarak katılmak için bekleyen öğrenci doulalar var. 

Nur: Doğum sırasında doktor veya ebenizin görevi sizin ve bebeğinizin sağlığı ile ilgilenmek. Doulanın tek görevi ise annenin ruh hali ve fiziksel konforu. Tek ilgi odağı anne olan birinin yanınızda bulunması çok güzel. 

Kadın doğum sırasında nasıl bir ruh halinde oluyor? Ne gibi olumsuzluklara açık oluyor?
Başak: Kadın doğal doğum sırasında özel bir ortama ihtiyaç duyar. Sessiz, loş ve güvenli... Yanında bulunan destekçilerin doğurabileceğine inanmasını ister. Bu ortam sağlanmadığı zaman, etrafta hoşlanmadığı kişiler bulunduğunda kolayca korku ve endişeye kapılabilir. Bu da elbette doğumu etkiler. Korku hisseden kadın rahatlamakta güçlük çeker, doğum sırasında ağrı hisseder. Bu gibi durumlarda doğum yavaşlar, hatta durabilir. Bu da tıbbi müdahaleleri gerektirebilir. 

Yanında doula bulunmayan anne adaylarına doğum sırasında neler öneriyorsunuz?
Nur: Eğer doğum şekilleri konusunda tercihleri varsa mutlaka kendilerini ve gerekli ortamı hazırlamaları lazım. En büyük hayal kırıklıkları annenin ‘ben ... bir doğum istiyorum’ veya ‘doğumumda şu olsun, bu olmasın gibi olmasın’ gibi tercihleri olup ama bu konuda her şeyi doktora/hastaneye bıraktığı zaman yaşanıyor. Elbette sağlığımızı doktorumuza emanet
ediyoruz ve doğumun yaşandığı gün rahat olmak çok önemli. Ancak tercihleriniz varsa önceden bu konuyla ilgi yapabileceğiniz şeyler de var.

Başak: ‘Doğal doğuracağım’ diye düşünüp bu konuda doktorunuzun yaklaşımını tam olarak öğrenmezseniz, mesela vajinal yırtık yaşanmasın diye egzersizler yapmışken doktorunuzun rutin olarak epizyotomi uyguladığını bilmezseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Doğuma hazırlık eğitimlerine katılmak (ama bağımsız, tarafsız olanlara), okumak (ama doğru kaynakları) çok önemli. Doğum konusunda tercihleriniz var mı? Varsa bunlar neler? Yanınızda kim bulunacak, size nasıl destek olacak? Buna hazırlıklı mı? Bu konularda net olmak gerek.

Doğum yöntemi için ne düşünüyorsunuz? Şimdi ilk doğumunu sezaryen ile yapanlar bile muhalif seslere kulaklarını tıkayıp normal doğum yapmak istiyor… 
Başak: İlle herkes doğal doğuracak diye bir şey yok. Ama bunu
isteyen anne adayları için gerekli şartlar sağlanmalı. Sezaryenden sonra vajinal doğum, kısa adıyla SSVD gelişmiş ülkelerde çok yaygın. Ben ikinci doğumumu Almanya’da yaptım. Orada birinci doğumunuzun sezaryen olmuş olması normal doğuma engel teşkil etmiyor. Özel bir durumunuz yoksa ikincide zaten normal doğumu deniyorlar. SSVD bizim ülkemizde de yaygınlaşıyor. Bunun için uğraşan gruplar, SSVD’yi destekleyen doktorlar var. 

Doğal bir doğum nasıl olur tarif eder misiniz? Doğal doğumun bebeğe ve anneye faydaları neler?
Başak: Bizim de kurucuları arasında bulunduğumuz Doğana-Doğumda Kadın Hakları Derneği’nin tanımına göre doğal doğum kimyasal veya tıbbi herhangi bir müdahale olmaksızın
kendiliğinden başlayıp, yine kimyasal veya tıbbi herhangi bir müdahale olmaksızın kendi hızında devam eden, doğuran kadının dinlenme, besin, su, hareket, sükunet ve ıkınma gibi konularda kendi bedenini dinleyip, bedeninin ihtiyaçlarına göre davranmaya teşvik edildiği doğum şekli.

Nur: Doğal doğum hem anne hem de bebek için en sağlıklı doğum şekli. Bunun yanında doğal doğum anne ve bebek arasındaki bağın kurulmasını ve emzirme ilişkisini  estekliyor. Bebeğini pozitif bir doğal doğumla dünyaya getiren anne ebeveynlik yolculuğuna daha kuvvetli başlıyor. 

Babaların doulalara bakışı nasıl?
Nur: Aslında babalar bir doulanın desteği konusunda genellikle çok olumlular. Günümüzde babaların doğumda aktif bir rol oynamaları için adeta bir baskı var. Halbuki doğum onlar için de çok özel bir gün. İlk defa baba olacaklar! Üstelik de içgüdüsel olarak da doğuma uzaklar. Hem eşlerine destek olmak istiyorlar hem çekiniyorlar. Bu nedenle yanlarında ‘işi bilen biri’nin olmasını tercih ediyorlar.

Doğumda babanın rolü nedir, ne olmalı?
Başak: Bu tamamen aileye bağlı bir şey. Kimi aileler mutlaka doğumda birlikte olmak istiyor. Birlikte yarattıkları bebeği birlikte dünyaya getirmek istiyorlar. Bazı babalar harika doğum destekçileri oluyor. Doğuma hazırlık eğitimine katılmak bu konuda babaları çok güzel hazırlayabiliyor. Kimi babalar ise kapının önünde bekliyor, eşi için güvenli bir doğum ortamı oluşturuyor. Eşinin dışarıda onu koruduğunu hisseden anne bu güven içinde doğum yapıyor. İlle her baba doğuma katılacak diye bir şey yok. Ayrıca doğumda eşine destek olmak için ille bebeğin çıkış anında orada bulunmak gerekmiyor. Doğum uzun bir süreç, babanın destek verebileceği birçok fırsat var. Doğal doğum uzmanları da bu konudaki görüşlerinde ayrılıyorlar. Birçok doğal doğum uzmanına göre babalar doğumda temel destekçiler olsa da Dr. Michel Odent’e göre doğumda erkeğin işi yok, bir baba asla doğuma katılmamalı. Ben kendi doğumlarımda eşimin olmasından çok memnunum. Bu deneyimleri onsuz hayal edemiyorum.

“Kimi aileler mutlaka doğumda birlikte olmak istiyorlar. Birlikte yarattıkları bebeği birlikte dünyaya getirmek istiyorlar. Bazı babalar harika doğum destekçileri oluyor"

Ülkemizde hamileliğe ve seçilecek doğum yöntemine müdahale eden eş, dost, akraba çok fazla. Annelere bu konuda ne öneriyorsunuz?
Nur: Evet, gerçekten hem müdahaleci hem de paylaşımcı bir toplumuz. Çevreden destek alabilmek güzel olsa da bu ilgi anneleri hem doğum öncesinde hem de sonrasında olumsuz
etkileyebiliyor. Örneğin doğum günü kimler sizinle olacak? Bir rolü olmayan yakınlarınızın hastaneye gelmesini, orada beklemesini istemeyebilirsiniz. Doğum sosyal bir olay değil. Doğum yapan kadının yanına girip çıkanlar yüzünden ilerlemeyen doğuma şahit oldum. 

Başak: Doğumun hemen ardından geçen saatler ve günler anne ve bebeğin sağlıklı bağlanması açısından çok önemli. Doğumun ardından ailenin baş başa kalması, birbirlerine alışması gerek. Bu aşamada yapılan ziyaretler anneler için zor oluyor, bebekleriyle ilişki kurmalarını zorlaştırıyor. Doğumdan sonra anne ve bebeğin mümkün olduğunca baş başa kalabilecekleri bir ortam yaratmak lazım. Aileye destek vermek isteyen yakınların yapabilecekleri en faydalı şey diğer işleri hallederek anne ve bebeğe bu alanı yaratmak olur.

“Eskiden hamilelik ve doğum hayatın doğal parçalarıydı. Ne üstünde konuşmak gerekiyordu fazlaca ne de bir şeyler için çabalamak. Anneannelerimizin dönemi evde, tarlada doğum hikayeleriyle dolu.”

Adım adım Doulalık
• Doula, doğumunuzla ilgili planlarınızı yaparken sizi seçenekleriniz hakkında bilgilendiriyor ve seçimlerinizi destekliyor.
• Doğuma hazırlanmanıza destek oluyor.
• Doktorunuzla tanışıyor.
• Genel hastane prosedürlerini anlamanıza ve bilinçli kararlar vermenize yardımcı oluyor.
• Doğumunuzun başından sonuna kadar sizinle birlikte oluyor.
• Doğumun çeşitli süreçlerinde evde ve hastanede sizi fiziksel olarak rahatlatıyor. (Özel masajlar yaparak, sizin için en rahat ve faydalı pozisyonlara girmenize yardımcı olarak, sizi duşa sokarak vs.)
• Etrafınızdakilerle iletişiminizde bir aracı olarak rol alıp, ihtiyacınız olan sükuneti korumanıza yardımcı oluyor.
• Bu yoğun deneyim içerisinde sükunetini koruyarak kendinize olan güveninizi artırıyor, her şey yolunda giderken bunu fark etmenizi sağlıyor.
• Eşinize destek olup, onun istediği oranda doğum deneyimine katılmasına yardımcı oluyor.
• Ve saymakla bitmeyecek daha birçok farklı destek sağlayarak o gün sizin anneniz oluyor.