Hamilelik dönemi ve hormonlar

İştahınızın artmasından da belinizdeki ağrılardan da onlar sorumlu... Sonuçları size bazen olumsuz yansısa da hormonlarınızdaki değişim vücudunuzu bebeğinize hazırlıyor. Gelin, bu yazıda onları daha yakından tanıyalım...

Hamilelik dönemi ve hormonlar

Prolaktin: Süt üreticisi 
Gebelikte ve lohusalıkta yüksek miktarda üretilen prolaktinin görevi; lohusanın süt üretmesini sağlamak. Östrojen ve progesteron hamilelikte bu hormonu baskıladığı için, hamilelik sırasında meme başı akıntıları dışında süt üretimi yapılmıyor. Doğumla birlikte bu iki hormon kanda hızla azalıyor ve böylece prolaktin baskıdan kurtularak süt üretimini başlatıyor.

Bu bir ekip işi 
Annenin vücudunun hazırlanması ve bebeğin en iyi şekilde büyüyüp doğması için sisteme yardımcı olan başka hormonlar da var. 

Relaksin:
Progesteron hormonuyla birlikte rahmin gevşemesini ve düşüklerin önlenmesini sağlıyor. Aynı zamanda doğum kanalındaki bağları gevşetip doğumu kolaylaştırıyor. 

İnhibin: Annenin gebelik sırasında tekrar yumurtlamasını önlüyor. Böylece gebelik sırasında ikinci bir gebelik oluşmuyor. 

ACTH: Esmerleşen cildinizden, karnınızda beliren siyah çizgiden, koyulaşan meme başı ve etrafından bu hormon suçlu. Plasentadan salınan bu hormon, doğumun zamanlanmasında ve akciğer olgunlaşmasında rol oynuyor. 

Endorfinler: Mutluluk ve huzur veren, ağrı dindiren hormonlar. En yüksek düzeyine doğum sırasında ulaştığından annenin doğumda ağrıya direncini artırıyor.

Leptin: Normalde yağ hücrelerinden salgılanan, besin ve kilo alımını azaltan anti-obezite hormonu. Kemik gelişimi ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde rol oynuyor. Plasentanın gelişimine, bebeğin büyümesine yardımcı oluyor. 

Prostoglandinler: Bedende birçok doku ve organda üretilen hormonlar, oksitosin gibi doğumda ve lohusalıkta rahim kasılmalarında etkili.Yazı: Neslihan Böle Arslan

Hamilelik döneminde birçok hormonun kandaki seviyeleri değişirken, bazı hormonlar ise sadece bu döneme özgü... Tüm hormonlar birlikte hareket ederek annede ruhsal ve bedensel değişiklikler yaratıyor. Hangi hormon ne yapıyor, İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yard. Doç. Dr. Herman İşçi’den bilgi aldık.

HCG: Hamilelik Habercisi 
Gebelik hormonu olarak da adlandırılan HCG, anne adayının vücudunda üretilen ilk hormon. Gerek kandan gerekse idrardan bakıldığında pozitif çıkarsa hamile olduğumuzu anlayabiliyoruz. Sağlıklı bir hamilelikte, iki günde bir iki katına çıkarak çok hızlı bir şekilde artıyor ve ve ortalama 8-10’uncu haftalarda en yüksek düzeye erişiyor. Bu günler aynı zamanda hamileliğe bağlı bulantı ve kusmaların en yoğun yaşandığı dönem. Dolayısıyla bulantı ve kusmaları bu hormonun da etkilediği sanılıyor. HCG hormonunun birinci görevi; yumurtalığı uyararak östrojen ve özellikle progesteron üretimini artırmak. Böylece erken gebelik kayıpları önlenebiliyor. Bu hormon aynı zamanda artan östrojenle birlikte annenin daha çok tiroid hormonu üretmesine de yardımcı oluyor.

Progesteron: Gevşeme zamanı! 
Progesteron, hamileliğin başında yumurtalıklarda, sekizinci haftadan sonra bebeğin plasentasında üretiliyor. Progesteronun asıl amacı, rahmi gevşetmek. Ters bir armut şeklinde, kulak kıkırdağı sertliğinde ve 80 gram ağırlığındaki ana rahmi, progesteron sayesinde içine 8-10 kilogramlık bir bebeğin bile sığabileceği macun kıvamına dönüşüyor. Ne büyük mucize değil mi? Öte yandan progesteron, damar düz kaslarını gevşeterek, tansiyon düşmelerine ve bayılmalara neden olabiliyor. Hamileliğin ileri aylarında ise varislerin ve hemoroidlerin oluşmasını kolaylaştırıyor. Kabızlık, gaz problemleri, el ve ayaklarda şişme, denge sorunları, bel ağrıları gibi problemlerin sorumlusu yine bu hormon. Bu sıkıntılara katlanmanızı kolaylaştıracak bir başka bilgi de şu; o zamana kadar testere dişleri gibi kaynaşmış leğen kemiklerinizin gevşemesini sağlayarak normal doğumu kolaylaştırıyor. 

Östrojen: Aynadaki cilt benim mi? 
Memeleri büyüterek süt kanallarının gelişmesine, böylece anne adayını emzirmeye hazırlayan östrojen, gebeliğin erken dönemlerinde yumurtalıktan, yedinci haftadan sonra da plasentadan üretiliyor. Östrojenin bir başka görevi, rahim damarlarının genişlemesini ve böylece bebeğin daha iyi beslenmesini sağlamak. Anne cildindeki değişikliklerden de bu hormon sorumlu. Kelebek şeklinde yüz kızarmasına, çil gibi kırmızı lekelerin oluşmasına ve cildin gerilmesine neden oluyor. Vajina asitliğini artırdığından fırsatçı mantar enfeksiyonlarına da gün doğuyor.

HPl: Birisi yemek mi dedi? 
Son zamanlarda iştahınız çok arttı. Önünüze ne konulsa, silip süpürmek istiyorsunuz. Özellikle makarna, pilav, hamur işleri... Aslında haklısınız, vücudunuz istiyor. Çünkü bu defa HPL hormonu iş başında! Anne adayının iştahını artıran, karbonhidrata eğilimli olmasına neden olan bu hormonun ne işe yaradığına gelince... Anne kanındaki yağ ve amino asit düzeylerini artırıyor; bebeğe yapı taşı ve enerji sağlıyor. Büyüme hormonuna benzetilen HPL, bebeğin damar gelişiminde de rol oynuyor.

Oksitosin: Doğum başlasın 
Beyindeki hipofiz bezinden salgılanan oksitosin, ‘büyük gün’ü başlatıyor. Doğum sırasında en yüksek düzeye çıkan bu hormon, rahmi dalga dalga kasarak doğumun gerçekleşmesini sağlıyor. Doğumdan sonra ise kanamayı önlüyor. Ayrıca üretilen sütün kanallardan meme başına itilmesine yardımcı oluyor.