Bebeğime kim bakacak?
Çocuk sahibi olmaya karar verdiyseniz ve çalışan bir anneyseniz, en büyük sorunlarınızdan biri, hatta en önemlisi, siz işe döndükten sonra miniğinize kimin bakacağıdır. İşte seçeceğiniz ihtimale göre yaşayabileceğiniz sorunlar, avantajlar, uzmanların önerisi ve bu ikilemde kalıp kararını veren anne-babaların görüşleri...
Yazı: Elif Girgin
‘Sen yeter ki doğur, biz bakarız…’ Çok tanıdık geldi, değil mi? Evlendikten bir süre sonra, genellikle aile büyüklerinizden duyduğunuz bu cümlenin, ‘biz bakarız’ kısmı ‘bir şekilde büyür nasıl olsa’ ile eş değerdir çoğu zaman ve asıl anlatılmak istenen sizi çocuk yapmaya teşvik ederek, torun özlemini gidermektir. Gerçekten torununa bakmak için can atan yok mudur? Vardır elbette ama çocuk doğduktan sonra köşesine çekilen de az değildir! Siz de eğer aile büyükleriniz hayattaysa ve sağlıklıysa; anneanne, babaanne, aileden biri ya da bakıcı seçenekleri arasında gidip gelirsiniz. Tabii ki ideali, bir çocuğa annesinin bakmasıdır ama çalışan anneler için bu genellikle 6 ay-1 yıl ile sınırlıdır. Sizi bekleyen bir işiniz varsa, çalışmak istiyorsanız ya da çalışmanız gerekiyorsa, çocuğa biri bakmalı! Ama kim?
Anneanne mi babaanne mi?
Anneanne ve babaannenin ikisi de bakmaya hevesliyse, kim bakacak sorunu yaşayabilirsiniz! Eşiniz annesinin bakmasını ister, siz de doğal olarak kendi annenizin... Biri bakmaya gönüllü diğeri değilse de, ‘Senin annen neden bakmıyor?’ gerilimleri yaşanabilir. İkisi birden dönüşümlü bakıyorsa, çocuk farklı alışkanlıklar arasında gidip gelebilir.
Nerede bakılacak?
Kim bakacak aşamasını geride bıraktıysanız ve anneanne-babaanne seçeneklerinden birinde karar kılmayı başarabildiyseniz, bir de çocuk nerede bakılacak sorunu sizi bekliyor! Zira, aile büyükleri ‘kendi düzenleri bozulmasın’ diye çocuğu sizin onlara götürmenizi isteyecek, ama siz de ‘çocuğun düzeni bozulmasın’ diye onların gelip, sizin evinizde çocuğunuza bakmasını isteyeceksiniz. Bu bir taktik savaşı. Kimin galip geleceği ise şartlara bağlı tabii!
Bakıcı
Çocuğunuza siz ya da aile büyüklerinden biri bakamıyorsa, kreş çağına gelene kadar tek seçeneğiniz kalıyor demektir, bakıcı! Onun da iyisini bulabilmek zor tabii! Öncelikle gündüzlü mü, yatılı mı buna karar vermeniz ve bütçenizi buna göre ayarlamanız gerekiyor. Profesyonel bakıcı bulan firmalardan faydalanabilir ya da eş dosttan iyi bir bakıcı önermelerini isteyebilirsiniz. Profesyonel bakıcı olmasa da çocuk bakımından anlayan, çocuğunuzu güvenle emanet edebileceğiniz ‘komşu teyzeler’ de düşünebileceğiniz alternatifler arasında. Profesyonel bakıcı hizmetleri veren firmaların da gerçekten iyi araştırılması gerekiyor. Genellikle yabancı uyruklu kişileri çalıştıran firmalardan gelen bakıcıların 10 dolar fazlasına iş bulunca kısa vadede sizi yüzüstü bırakıp gitmek gibi bir alışkanlıkları olabiliyor maalesef! Bu konuda referansları dinlemekte fayda var.
Çocuğa sizin evinizde bakılıyorsa…
Anneanne, babaanne ya da bakıcı… Çocuğunuza sizin evinizde bakılıyorsa, kendi mutfak ve ev düzeninizden bir süreliğine feragat etmeniz gerektiğini de unutmayın! Çünkü eve her gelen kendi düzenini oluşturmaya çalışacak ve raflarda olmasına alıştığınız su bardaklarını çekmecelerde bulabileceksiniz!
ANNELER NE DİYOR?
YENİ ANNELER NE DİYOR?
CEREN NAZLI ARDAL
Anne işe dönmek zorundaysa; bebeğin bakımını sevgi ile üstlenebilecek, o sorumluluğu alabilecek herkes bakabilir bence. Bu bir aile büyüğü de olabilir, bakıcı da…
TUĞBA ÖZSOY ATA
Çocuğa anne ve baba birlikte bakmalı kesinlikle. Doğumdan önce de böyle düşünüyordum… Doğumdan sonra, işin daha da zor olduğunu gördüm. Yardımsız, tek başına bakım çok zor. işe başlayınca anneannesi baksın istiyorum ama gerekirse yanına bir yardımcı bakıcı da düşünebilirim.
ANNE ADAYI
BURCU AYDIN
Anneanne ve babaanneler torunlarını hep şımartır. Ben çocuğuma kendim bakmayı düşünüyorum ancak birine baktırmam gerekirse bunun kesinlikle yabancı dil bilen, deneyimli bir bakıcı olmasını isterim.
BAKICI İLE BÜYÜTENLER
EVREN TÜRKEN
Çocuklara mümkünse 2-3 yaşına gelene kadar anne ve babaları bakmalı. Çocukların kendilerini daha güvende hissettiği ortamlarda büyümelerinin, kişilik gelişimi açısından daha olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Benim ilk çocuğuma bir süre babaannesi baktı, ancak çocuğu getirip götürme konusunda mesafe açısından sorun yaşadığımız için bir süre sonra bakıcı bulmaya karar verdik. ikinci çocuğum olduktan sonra da yatılı bakıcıyla devam ettik. Ancak yabancı uyruklu bakıcılar biraz sıkıntılı olabiliyor. Daha fazla para veren bir aile bulduklarında haber bile vermeden çekip gidebiliyorlar.
MÜGE ŞAHİN
Çocuklara kreş yaşına kadar kesinlikle anneleri bakmalı. Gerçekten ilgiye ve şefkate ihtiyaç duydukları bu dönemde annenin alternatifi bir aile büyüğü olabilir ancak. Bakıcı üçüncü seçenek. ikiz çocuk sahibi; 4.5 senede 25 bakıcı değiştirmiş biri olarak söyleyebilirim ki; çocuğunuzu emanet edecek kadar güvenebileceğiniz birini bulmak gerçekten çok zor. 0-3 yaş dönemi için bakıcının olgun ve deneyimli olması çok önemli bence.
ANNEANNE-BABAANNECİLER
ÖZNUR DOĞAN
Tabii ki çocuğa anne bakmalı ama mümkün değilse ve imkan varsa, üç yaşına kadar anneanne ya da babaanne bakabilir, üç yaşından sonra ise kreşe verilebilir… Benim kızıma kreşe başlayana kadar babaannesi baktı. Şimdi olsa kendim büyütmek isterdim ama, imkan yoksa yine ilk tercihim babaannesi olurdu.
DİLEK KOMAN
Benim çocuğuma babaanne, anneanne dönüşümlü bakıyor. Ama pişmanım. imkan olsa kendim bakar ya da kreş çağı gelene kadar deneyimli bir bakıcının bakmasını isterdim. Babaanne ve anneanne baktığında torunları olduğu için her istediğini yapıyorlar, çocuğun hiçbir kuralı ve düzeni olmuyor. Kendi bildikleri yöntemlerle çocuğu büyütmeye çalışıyorlar. Sonuçta da hem kendileri yıpranıyor hem de sizi yıpratıyorlar.
KENDİ BAKANLAR
HÜLYA DALKILIÇ
işe uzun bir süre ara verip bebeğime kendim baktım ama kendim bakmasaydım bakıcı değil, anneanne ya da babaannesinin bakmasını isterdim. Bakıcıya güvenemezdim. Ancak şimdi baktığımda işe çok uzun süre ara vermenin de gereksiz olduğunu düşünüyorum…
SARAH BAŞAR
Doğumdan sonra çocuğuma kendim bakmak istediğime karar verdim ve işe dönmedim. Çocuğa ihtiyaç duyduğu ilgi ve şefkati sadece annesinin verebileceğini düşünüyorum ve bu nedenle çocuğumu da kimseye emanet etmek istemedim.
BABALAR NE DİYOR?
HALUK BAYLAN
Eğer maddi ve manevi şartlar sağlanabilirse çocuğa en azından üç yaşına kadar anne bakmalı. Bu durum çocuğun güvenli bağlanma yaşayabilmesi için de çok önemli. Tabii ki ilgili ve sevgi dolu bir annenin sağlayacağı bakımı başkasının vermesi de çok kolay değil. Benim kızıma da 3.5 yaşına kadar işini bırakıp annesi baktı. Şimdi de olsa büyük ihtimalle aynı kararı verirdik.
BAYRAM BAYRAMÇAVUŞ
Kızıma iki yaşına kadar anneanne, babaanne ve büyük teyzesi baktı. 2.5 yaşında kreşe gitmeye başladı. Anne çalışıyorsa kreş çağı gelene kadar bakıcıdan ziyade anneanne veya babaannenin bakmasını tercih ederim. Sonuçta onlar çocuğa bir bakıcıdan çok daha fazla sevgi verecekler. Dış dünyaya açılması açısından 2.5-3 yaşında kreşe gitmesi de önemli bence.
Uzmanlar ne diyor?
Klinik Psikolog Zehra Erol, ‘Çocuğa kim bakmalı?’ sorusunun yanıtının anne olduğunu, ancak çalışan anneler için bu sorunun cevabını bulabilmenin bazen zor olabildiğini söylüyor. Psikolog Erol bu noktada, ‘bir aile büyüğü mü yoksa bakıcı mı?’ sorusunun yanıtının bulunabilmesi için öncelikle anne bakımının öneminin doğru bir biçimde kavranmasının gerekli olduğunu vurguluyor.
Önce anne ile çocuk arasında güvenli bir bağ kurulmalı!
Psikolog Erol, “Bağlanmak, iki insan arasındaki duygusal bağdır. Anne hamile kaldığı ve bebeği karnında büyümeye başladığı andan itibaren bu duygusal bağı oluşturur. Bebek de doğumuyla birlikte farklı bir ortamda yaşamaya başlar. Bebeğin güvende hissetmesi bağlanmanın temeli. Bebeğin yaşadığı yerin güvenli olduğuna, yaşamın iyi ve güzel olduğuna dair algılama geliştirebilmesi, anneçocuk (bakım veren-çocuk) ilişkisi ile bağlantılıdır. Yine bebek için doğumdan sonra kendine bakım veren kişiyle (anne veya bakan kişi) kurduğu ilişkide oluşan bağlanma, daha sonraki ilişkileri için de model oluşturur. Bu bağ aynı zamanda duygusal gelişim ve vicdan duygusunun gelişimi açısından da kritik öneme sahip. Çocuğa bakan kişinin, çocuğun bakımı ile birlikte, sevgi ve ilgi ihtiyacını, onun tepkilerini de dikkate alarak gidermesi oldukça önemli. Bebeğin ihtiyaçlarını önemseyen ve bunu etkili şekilde gideren anne (ya da bakım veren kişi) ile bebek, güvenli bir bağ oluşturur. Güvenli bağlanmış çocuk, annesinden iş için veya başka nedenlerle ayrıldığında bir süre doğal olarak tepki verir, ayrılmak istemediğini ifade eden tepkiler gösterir. Ancak bir süre sonra bulunduğu ortama uyum sağlar, oyun oynar veya kendisiyle ilgilenen kişilerle iletişimde bulunur. Anne işten döndüğünde de onunla iletişime geçer. Kucağına gider, gülümser. Güvensiz bağlanması olan çocuklar ise farklı tepkiler gösterebilir. Annenin gidişini umursamaz gibi gözükebilir, anne döndüğünde de umursamaz tavırlara devam edebilir veya anne gidince uzun süre huysuzluk yapabilir. Çocuğun güvenli bağlanmasında annesinden gördüğü ilgi, özen ve duyarlılık en temel etkenler. Doğaldır ki, anne çalıştığında çocuğa bakan kişinin de duyarlı davranması, yeterli ilgiyi göstermesi ve özenli olması oldukça önemli. Bu noktada ‘anneanne ya da babaanne mi, bakıcı mı?’ soruları gündeme gelebilir. Önemli olan; çocuğun bakımına ve ihtiyaçlarına daha fazla ilgi gösteren, duyarlı ve özenli olduğuna inanılan kişinin tercih edilmesi. Burada ilk tercih çocuğa bakmaya istekli olan (varsa) anneannebabaannedir. Bakıcı daha sonraki seçenek olarak düşünülebilir. Ancak, ilgisiz bir anneannebabaanne yerine, ilgili ve sevecen bir bakıcı da tercih edilebilir. Bakıcının çocuğa gösterdiği ilgi, ihtiyaçlarına verdiği tepkiler, güvenilir olması ve en önemlisi de sürekliliği çok önemli” diyor.
Çocuk kendi evinde bakılmalı!
Psikolog Zehra Erol’a göre; ister anneanne-babaanne, ister bakıcı olsun, öncelikle çocuğun kendi evinde bakılması gerekiyor. Kendi odasını ve evini tanıması, o ortamda yaşaması, kendini oraya ait ve güvende hissetmesi açısından bu kesinlikle gözardı edilmemeli. Bakan kişi çocukla birlikte faaliyetlerde bulunmalı veya onu faaliyetlere yönlendirmeli. Çocuğa dokunmalı, sarılmalı, gülümsemeli ve sevgisini göstermeli. İsteklerini geçiştirmemeli, sorularına net ve açıklayıcı cevaplar verebilmeli.