Florlasak mı, florlamasak mı?
Çocukların belli bir dönem ağız ve diş bakımı konusunda çok da uzmanlaşamadıkları göz önünde bulundurulursa, bazen çürüklere karşı farklı önlemler almak gerekebiliyor. Flor uygulamaları da bunlardan biri…
Zararlı mı, zararsız mı diye çok tartışıldı. Uygulamanın okullarda bile yapılıyor olmasına tepki gösterildi. “Zeka geriliğine yol açıyor” denildi. Diş macunları zan altında kaldı. Şimdi rahat bir nefes alabilirsiniz, uzmanlar şu konuda hemfikir: Uygun dozda ve uygun koşullarda yapılan flor uygulamaları zararlı değil; aksine dişleri çürüklere karşı koruyor ve dayanıklı hale getiriyor. Ankadent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden Dr. Dt. F. Özge Aktaş ve Memorial Şişli Hastanesi Ağız ve Diş Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Dt. Aslı Tapan ile flor konusunu masaya yatırdık.
Flor uygulaması nedir?
Diş minesiyle kimyasal bir bağ kuran
flor, dişin mine yapısını güçlendirerek çürüğe karşı daha dayanıklı hale
getiren bir mineral. Flor suya, tuza katılarak ya da tablet veya damla şekilde
preparatlarla kullanıldığı gibi diş üzerine topikal uygulamayla da
yapılabiliyor. Günümüzde artık sistemik tablet kullanımı çok da yaygın değil.
Diş üzerine uygulama şekillerinin farklılıklar gösterdiğini söyleyen Ankadent
Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden Dr. Dt. F. Özge Aktaş; florlu diş
macunları ve ağız çalkalama suları kişinin kendisi tarafından uygulanabilirken;
florür cilalar ve jellerin diş hekimi tarafından uygulanması gereken formlar
olduğunu ifade ediyor. “Ağız ortamında sürekli olarak flor bulunması ile
dişlerin harabiyetine yol açan çürük asitlerinin oluşumu engellenir ve dişlerin
bu asitlerden etkilenmemesi sağlanır” diyen Memorial Şişli Hastanesi Ağız ve
Diş Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Dt. Aslı Tapan ise flor uygulamalarının
dişleri çürükten koruyan, başlamış çürüklerin ilerlemesini durduran, emin ve
maliyeti düşük koruyucu uygulamalar olduğunu belirtiyor.
Üç yaş öncesinde gerek yok
Flor uygulamaları hakkında yazılıp çizilenler
ailelerin de kafasını oldukça karıştırdı. ‘Florlatsak mı, florlatmasak mı, işte
bütün mesele bu’ diye düşünüyorsanız; üç yaşın altındaki çocuklarda çürük
eğilimi fazla değilse flor uygulamasının tercih edilmediğini söyleyelim. Üç yaş
altı için florürlü diş macunu, altı yaş altı için de florürlü ağız çalkalama
suları yutulma ihtimaline karşı önerilmiyor. Çocukların florürlü diş macunu
kullanmasında bir sakınca yok ancak kullanılacak macun miktarının mercimek
tanesini geçmeyecek kadar olmasına dikkat etmek gerekiyor. Yine çürük risk
grubuna bağlı olarak çocuklarda florür cilalar veya florür jeller de hekim
tarafından yılda iki veya dört defa uygulanabiliyor. Uygulama şekline çocuğun
çürük riskine göre karar veriliyor. Çürük riski, uygulama şekli ve uygulama
dozu açısından en önemli gösterge. Düşük-orta risk grubunda yılda iki uygulama
yeterli olabilirken, yüksek risk grubuna dahil çocuklarda işlem yılda dört
defaya kadar tekrarlanabiliyor.
Kimlere yapılabilir?
Flor uygulamaları çürüğü olmayan fakat çürük oluşma riski
olan hastalar için de kullanılıyor. Dr. Dt. Aslı Tapan, uygulamanın flor
jelleri, vernikler, fissür örtücü gibi çeşitli şekillerde yapılabildiğini,
uygulanacak yöntemin hastanın durumuna göre çeşitlilik gösterebileceğini
söylüyor ve ekliyor: “Flor uygulaması, kemoterapi, radyoterapi gibi çürük
oluşumunu hızlandıracak tedavi gören hastalar, engelli bireyler, diş
hassasiyeti olan hastalar, anatomik olarak çürük oluşumuna müsait olan bireyler
ve bunun gibi oldukça geniş bir yelpazede hasta grubuna uygulanan bir tedavi
yöntemidir. Hastanın ihtiyacına göre uygulama süresi farklılık gösterebilir.”
Ağız ve diş sağlığı hastalıklarının oluşmadan önlenebilen hastalıklar grubuna
girdiğini söyleyen Dr. Dt. F. Özge Aktaş ise, çocuk yaştakilerin ağız hijyenini
sağlamakta zorlanabilecekleri düşünüldüğünde uygulamanın sağlam dişlere sahip
çocuklara da yapılmasının faydalı olduğunu düşünüyor.
Flor uygulamaları çocuklarda zeka geriliğine yol açar mı?
Son zamanlarda
okullarda da yapılan flor uygulamalarının yarardan çok zararı olduğuna dair
tartışmalar yapıldı. Hatta aşırı florun zeka geriliğine bile yol açabileceği
iddia edildi. Peki, tablo gerçekten de bu kadar korkutucu mu? “Ancak aşırı
dozda flor böyle bir şeye neden olabilir” diyen Dr. Dt. F. Özge Aktaş bu durumu
şöyle açıklıyor: “Zeka geriliğine yol açtığına dair yapılan bilimsel
çalışmalarda çok yüksek dozda florür içeren içme suları kullanılmıştır. Oysa ki
çürük önleyici flor formları toksik dozda flor içermez. Diş hekiminin önerdiği
miktarda kullanılan florun insan sağlığı üzerine bir yan etkisi yoktur. Gönül
ister ki, her çocuğun kontrollerini ağız diş sağlığı merkezleri, hastaneler
veya özel kliniklerde yapalım fakat bu tabii ki her zaman mümkün olmuyor. Eğer
bir çocuğun diş hekimine bu yollarla ulaşma şansı yoksa okullarda yapılan flor
uygulamaları faydalı olacaktır. Okul ortamında daha sınırlı araç gereç
olacağını düşündüğümüzde en önemli sıkıntı tükürük izolasyonu. Fakat farklı
flor preperatlarıyla bu sorunun da önüne geçilmeye çalışılıyor. Örneğin, florür
cilalarda sadece pamuk tamponlar yeterli olabiliyor.”
Uzman hekim, yeterli doz
Memorial Şişli Hastanesi Ağız ve Diş Hastalıkları
Bölümü’nden Dr. Dt. Aslı Tapan’ın görüşü ise şöyle: “Söylenen zararları verecek
dozlar oldukça tehlikeli seviyelerde ve sık kullanım sonucunda ortaya çıkar.
Dolayısı ile çocukların zihinsel ya da fiziksel gelişimlerini tehlikeye atacak
bir yön bulunmuyor. Konu ile ilgili araştırmalar devam ediyor. Flor jelleri ve
vernikleri gibi koruyucu uygulamaların yapılması gerekiyor. Bu tür uygulamalar,
ağız bakım alışkanlığı yeterince gelişmeyen çocukların dişlerinin çürüğe karşı
korunmasında önemli yer teşkil ediyor. Uygulama, uzman hekimler tarafından
yeterli dozlar göz önüne alınarak yapılıyorsa okullarda da yapılmalarında
hiçbir sıkıntı yok.”
Hangi durumlarda gerekli, hangi durumlarda gereksiz?
Çürük açısından yüksek
risk grubuna giren çocuklara/bireylere flor uygulaması kesinlikle öneriliyor.
Düzenli diş hekimi kontrollerine gidip, hijyeni çok iyi olan ve başlangıç
aşamasında bile çürüğü olmayan çocuklarda uygulamaya gerek duyulmuyor ve çürük
açısından kontrollerine devam etmesi yeterli oluyor. Dr. Dt. Özge Aktaş, ilk
dişin sürmesiyle beraber ağız ve diş sağlığının olmazsa olmazının altı ayda bir
diş hekimi kontrolü olduğunun altını çiziyor.
Uygulamada nelere dikkat edilmeli?
Dr. Dt. Aslı Tapan, “Bu uygulama, uzman
ellerde, doğru endikasyonda çocuğun çürük riski iyi belirlenip, ihtiyaçları iyi
planlandıktan ve buna ilişkin doğru uygulamalar tespit edildikten sonra zararı
olmayan koruyucu bir tedavi seçeneğidir. Ancak planlamanın sağlıklı olması için
çürük riskinin iyi tespit edilmesi ve uygulamanın sadece uzman hekimler
tarafından yapılması gerekiyor. Flor uygulaması tavsiye edilmeden önce diş
hekimi çocuğun içme suyu, yiyecek, içecek, diş macunu ve gargara gibi diğer
kaynaklarla günlük olarak aldığı flor miktarını iyi belirleyebilmeli. Çocuğun
genel sağlık durumu da göz ardı edilmemeli” diyor. Diş hekiminin önerdiği
dozlarda kullanıldığı sürece flor uygulamasının hiçbir yan etkisi olmadığını
söyleyen Dr. Dt. Özge Aktaş’ın altını çizdiği en önemli nokta ise yutulmaması.
KISA KISA
· İnsan vücudunda florür; özellikle kemiklerde, dişlerde, tiroid bezlerinde ve
deride eser miktarda bulunuyor.
· Deniz hayvanları, çay ve bazı cins şaraplar en çok florür ihtiva eden
gıdalar. Hazır yiyecek ve içeceklerde, paketli ve işlenmiş gıdalarda da flor
bulunuyor.
· Su, gaz, buhar ve tozlarla alınan florürün hemen hemen hepsi, gıdalarla
alınan florürün ise yaklaşık yüzde 80’i absorbe ediliyor.
· Beş bardak çayda yeterli miktarda flor bulunuyor ancak 20 bardak çay içilse
dahi bu bir zehirlenmeye neden olmuyor.
· İnsan için en önemli florür kaynağı su. Türkiye’de suya flor katılmıyor ancak
şebeke sularında doğal olarak değişik miktarlarda flor bulunabiliyor. Yüzey
suları litrede 1 mg’dan daha az flor içerirken, yeraltı sularının flor oranı
değişiklik gösterebiliyor.
· Dünya Sağlık Örgütü’nün kabul edilebilecek değerler olarak öngördüğü aralık
0.6-1.7 mg/lt.
· İnsan sağlığına zarar verebilecek miktarda flor vücuda genellikle florürü
fazla içme suları ile giriyor.
· 1.5 mg/lt üzerindeki seviyelerde diş florozisi görülebiliyor.
· Diş macunları üzerindeki renkli barkodların içeriği ile ilgili bilgi veriyor
oluşu ise tamamen şehir efsanesi. Paketleme esnasında makinelerin otomatik
olarak yaptığı bu işlem, macunun içeriği hakkında bir bilgi vermiyor.
Fazlası leke yapıyor
Fazla flor tüketimine bağlı dişlerde meydana gelen renk ve
şekil bozukluğuna ‘florozis’ deniyor. Hafif vakalarda sadece beyaz noktalar
şeklinde olabilirken ağır durumlarda dişlerde kahverengi çizgiler ve
çukurlaşmalar görülebiliyor. Yüksek dozda alınan floridler dişlerde
renkleşmenin yanı sıra genel sağlığa da zarar verebiliyor. Bu konuda florun
bilinçsizce kullanılmaması konusu son derece önemli.
Önemli olan diş macununun miktarı!
Üç yaşın altındaki çocuklar için kesinlikle
florsuz macun önerdiğini ifade eden Dr. Dt. Özge Aktaş, “Çünkü küçük yaştaki
çocukların ve bebeklerin macunu yutmasına engel olma şansımız maalesef yok. Bu
yaş grubu hiç macun sürmeden de dişlerini fırçalayabilir. Üç yaş üzeri çocuklar
için de yine yutma söz konusu olabileceğinden florür miktarı ona göre
ayarlanmalı ve özellikle çok az miktarda (mercimek tanesi kadar) kullanılmalı”
diyor. Dr. Dt. Aslı Tapan ise diş fırçalamanın önemine vurgu yaparak,
dişlerinde çürüme riski bulunmayan çocukların bile ağız sağlığının koruması
için dişlerini günde iki kez fırçalaması gerektiğini söylüyor. Tapan, “6 ay-3
yaş arası çocuklar diş macununu yutabileceğinden, yapısında flor bulunmayan
veya flor miktarı düşük diş macunlarını bir pirinç tanesi büyüklüğünde ve
ebeveyn kontrolünde kullanabilir. Çocuklar altı yaşı geçince yine fırçalama
ebeveyn tarafından denetlenmelidir. Çocuklar için mevcut olan diş macunlarının
içeriklerinde yetişkin diş macunlarından farklı olarak doz ayarlaması yapıldığı
için ebeveyn gözetiminde, uygun miktarlarda kullanıma dikkat edildiği sürece
tehlikesi yoktur. Özellikle çocukların diş fırçalamalarını teşvik edecek aroma
ve tada sahip diş macunlarının seçilmesi önemli” diyerek florürlü diş
macunlarının kolay ulaşılabilir ve ucuz olmaları nedeniyle toplumun tüm
kesimleri tarafından tercih edilebileceğini söylüyor.
Dişlerine iyi bakın
Bebek ve çocuklarda diş bakımı hassas bir konu. Bebeklerin
diş bakımına ihtiyacı olmadığı yanılgısına düşmemek gerekiyor. Özellikle de
bebeklik çağında bütün iş ebeveynlere düşüyor. Bebek doğar doğmaz her
emzirmeden sonra mutlaka temiz bir tülbent ya da gazlı bez ılık suya
batırılarak ağız içinin temizlenmesi gerekiyor. İlk dişin çıkmasıyla beraber
parmak fırçaları da kullanabilirsiniz. Biberon ile beslenen ya da gece beslenme
alışkanlığı olan çocuklarda temizlik konusunda ekstra dikkatli olunması
gerekiyor. Mekanik (fırça veya bezle) temizliğin yapılamadığı ya da zor olduğu
durumlarda su içirilerek ağız temizliği yapılabilir. Özellikle biberon çürüğü
denilen çürük şeklinin önlenmesinde bu işlem oldukça önemli bir yer tutuyor.
Daha sonra arka azı dişleri geldikçe çocuğun yaşına göre olan fırçalara
geçebilirsiniz. Buradaki en önemli konu aslında çocuğa ağız hijyeni alışkanlığı
kazandırmak. Çok erken dönemde başlanıldığında çocuklar bunu oyuna bile
çevirebiliyorlar. Tek yapmamız gereken onları teşvik etmek ve heveslerini
kırmamak.