Kelimelerde gizli mesajlar var
Konuşmaya başladığında bazı kelimeleri değişik telaffuz edecek, üstelik bu hali pek de sevimli olacak. Peki nereye kadar? Konuşma bozukluklarını zamanında fark etmek için işin uzmanına kulak verelim.
Kelimeler en heyecanlı bekleyişlerindendir anne-babaların... İlk hangi kelimeyi söyleyecek? Ne zaman ‘anne’ diyecek? Minik bebeğimizin isteklerini dile getirebilmesi, duygularını kelimelerle bize aktarması ne müthiştir! Ama bazen işler beklendiği gibi gitmez, o ilk kelimleler bir türlü gelmez. Çevreden gelen “Konuşmuyor mu?”, “Erkekler geç konuşur zaten” gibi yorumlarla sıkıntılı bir süreç başlar. Bazen de konuşma başlamıştır ama telaffuz bozukluklarıyla birlikte... Köpek yerine töpek, su yerine bu demesi ilk başlarda sevimli gelebilir. Ama bunun da bir süresi var.
Hangi durumlar ‘konuşma bozukluğu’ olarak tanımlanıyor, ne zaman bir uzmana danışmak gerekiyor? Bu sorulara yanıt bulmak için, özel bir çocuk olan kardeşinin eğitimi nedeniyle özel eğitim alanına yönelen, uzmanlık alanı olarak da konuşmayı seçen Algı Aba Terapi Merkezi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Ayla Ebru Balçık ile görüştük. Balçık, dil gelişimindeki gecikmelerin ve bozuklukların ciddiye alınmadığında hem tedavinin zorlaştığını hem de bu durumun çocuğun özgüven sorunu yaşamasına neden olabildiğini şu sözlerle açıklıyor: “Çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine göre kendini ifade etme ihtiyaçları da farklılaşıyor. İki yaşındaki bir çocuğun temel ihtiyaçlarını ifade edememesi yüzünden yaşının gerektirdiğinden daha fazla ağlamaya başvurması, 4-5 yaşındaki bir çocuğun anaokulunda arkadaşları tarafından anlaşılamayınca hırçınlaşması ve saldırganlaşması ya da daha içe dönük bir çocuk olması, ilkokulla birlikte de konuşma problemlerine okumanın anlaşılmazlığı eklenince çocukta belki de psikolojik destek almaya varacak noktada özgüven eksikliği sıklıkla rastladığımız durumlar diyebiliriz.”
İletişimde kalın
Ayla Ebru Balçık, “Bireyin konuşulanları anlama veya kendini ifade etme becerilerinden birinde ya da her ikisinde birden görülen sorunlar, dil ve konuşma bozukları çatısı altında değerlendirilir. Dil ve konuşma bozuklarını tek bir nedene bağlanamaz. Yani gelişimsel bir nedene bağlı olmadan da ortaya çıkabilir. İşitme duyusunun kaybı, sosyal uyaran yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm, kazalara bağlı travmalar (fiziksel-ruhsal) ve birtakım hastalıklar gibi dış etkenlere bağlı olarak da görülebilir” diyor. Dil ve konuşma gelişimini etkileyenler arasında çocuğun genel gelişimi, sağlığı, yaşadığı sosyal çevre, temas içinde olduğu iletişim miktarı gibi çeşitli faktörler yer alıyor. Bebek ebeveynle daha fazla iletişim içinde olduğu sürece modelleme ve taklit becerileri de o oranda gelişiyor. Ayla Ebru Balçık, çocuklarda en sık rastlanan dil ve konuşma probleminin konuşmanın gecikmesi, yani çocuğun yaşıtlarından daha az miktarda iletişim kurması ve sınırlı sözcük kullanımı olduğunu söylüyor. Bunun yanında 2-3 yaşına geldiği halde çocuğun sözcükleri anlaşılır bir şekilde sesletememesi ve en yakınındakiler haricinde çocuğun konuşmalarının anlaşılamıyor olması gibi çeşitli artikülasyon bozuklukları da sık rastlanan bir durum.
Hangi ayda kaç sözcük?
Aylara göre konuşma gelişimi nasıl olmalı? Dil ve Konuşma Terapisti Ayla Ebru Balçık, bu konuda şu bilgileri veriyor:
• Çocuklarda dil gelişimi, doğuştan itibaren refleksif seslerle başlar. Bir bebeğin acıktığında, gazı olduğunda, anneyi istediğinde ağlaması ilk iletişim becerisidir aslında. İlk aylarda ağlama miktarının azalmasıyla birlikte ikinci ayda, cıvıldamalar başlar, üçüncü aydan itibaren de cıvıldamalar sesli-sessiz harf bileşenlerine dönüşür. Bu ayda bebekten annesinin sesine yönelmesi, sesli gülücükler atması beklenir.
• Altıncı ay ile birlikte bebek seslerle-yüzler arasında bağlantılar geliştirebilir.
• Sekiz aylık bir bebek sesli-sessiz harflerin bileşenlerini kullanarak iki heceli kelimeler (ba-ba,da-da,ma-ma gibi) üretebilir. Bu döneme babıldama dönemi denir.
• 10 aylık bir bebek artık ilgi çekmek için sözel ve fiziksel tepkiler göstermeye başlar, sesini farklı durumlarda yükseltebilir.
• 10-12’nci ay sonrasında bebek fiziksel ve sözel ifadelerle istekte bulunmaya başlar. Eğer çocuğun işitsel bir problemi ya da farklı bir iletişim problemi varsa bu aylarda daha fazla fiziksel işaretlere, daha az sözel ifadelere rastlanır. Yine bu aylarda ‘hayır’ sözcüğünün anlamını kavraması beklenir.
• Bir yaşından itibaren ise adını tanımalı ve söylendiğinde tepki verebilmelidir. Ses tonunu durumlara göre değiştirebilir. Yansımalı sözcük (hav hav, düt düt) kullanımlarına başvurur. Daha fazla sesli harf kullanımına yönelir. Nesne adlandırmalarına başlaması beklenir. Nesne adlandırmalarına 13’üncü aya doğru fiiler de eklenmeye başlar (Su ver, anne gel, baba gitti gibi)
• 12’nci aydan itibaren her ay 3-4 kelime eklenerek konuşma hacminin artması beklenir.
• Çocuğun kendisine söylenen yönergeleri yapmada istek ve motivasyonunun arttığı 18’inci aya doğru artık zamir kullanımlarına ve zamir çeşitliliğine (benim-onun gibi) rastlıyor olmak gerekir.
• Çocuk iki yaşına doğru sıfatları (büyük, uzun, kırmızı gibi) tanır.
• İki yaşında bir çocuğun aktif olarak kullandığı minimum 50 kelimesi olmasını beklenir.
• 24-36 ay arası dönemde ortalama 200 kadar sözcük ve üç-dört kelimeli cümleler kullanabilir olması gerekir. Basit sorular sormaya başladığı bir dönemde olan çocuk, kendisine yöneltilen basit sorulara ‘evet, hayır’ gibi cevaplar verebiliyor olmalıdır.
• 3-4 yaş civarında genelde ebeveynleri bunaltacak kadar çok soru sormaya başlanır. Kullandığı cümle yapısı sentaktik olarak bir yetişkininkine yakın olup 5-6 sözcükten oluşur. Zaman kavramını tanımakla birlikte sözel olarak bunu doğru yada yanlış ifade etmeye başlar. -Zaman algısının gelişmesiyle birlikte 4-5 yaşında cümlelerinde zamanı ifade eden sözcükler kullanır (yarın parka gideceğiz gibi)
• Beş yaşındaki bir çocuğun zaman algısını fiillere yansıtabildiği cümlelere sahip olması beklenir. Spontan ve ihtiyaca yönelik konuşmaların, sözel dışında hikaye, öykü oluşturmaya başladığı bir döneme girmektedir.
• Beş yaşından sonra çocuğun karmaşık dilbilgisi yapısını kavrayarak kullanmaya başladığını görürüz.
Ne yapmalı?
Ailelerin çocuklarının dil ve konuşma gelişimlerinin yaşıtlarıyla eş zamanlı ilerleyip ilerlemediğini fark etmeleri önemli. “Tedaviye geç kalınma nedeni genellikle ailenin çocuğun konuşmasında bir problem görememesi oluyor. Fakat unutulmamalı ki konuşma da bir davranış ve bir davranış ne kadar yerleşik hale gelirse değişikliğe o oranda dirençli oluyor” diyor Ayla Ebru Balçık ve ailelere konuşma dönemini desteklemek için şu önerilerde bulunuyor:
1 yaşına kadar
• Bebeğinizin sizi anlayıp anlamadığına bakmaksızın bol bol yüz yüze iletişim kurun. Beslerken, yıkarken, bezini değiştirirken onunla konuşun. Yine bu zaman diliminde farklı seslerin farkına varmasını sağlamak için çıngırak tarzı sesli oyuncaklardan da yardım alabilirsiniz.
• Ses tonunuzu değiştirerek kullanmanız etkili olur.
• Her şeyin adını söylemek, çok miktarda nesne tanıtmak, sözcük literatürünü geliştirmesine katkıda bulunabilir.
• Farklı ninniler ve çocuk şarkıları söylemeniz ya da dinletmeniz de müzikal taklit becerilerini geliştirerek tempo ve ritim duygusunu geliştirecektir.
12-24 aylar arasında
• Bebeğinizin artık sözcük çıktıları daha gerçeğe yakın olacağından taklit seslerinin ardından gerçek nesne isimlerini bol miktarda kullanmak faydalı olacaktır. “Anne düt düt” dediğinde “Evet annecim araba” demeniz gibi...
• Artık bebeksi konuşmaktan çok bir yetişkine konuştuğunuz sesletim beceriyle konuşmak çocuğunuzun ses-nesne eşleştirmelerine yardımcı olacaktır.
• Cümleleri mümkün olduğu kadar sade ve basit tutmanız bebeğinizin sizi anlamaya çalışmasına yardımcı olur. Konuşmalarınızda sözcük çeşitliliğine de önem vererek karmaşık olmayan cümleler kurun. Mesela işaret ederek gösterdiği bir topu “Kırmızı topu mu istiyorsun, mavi topu mu istiyorsun?” gibi.
• Oyuncaklarla oynarken onları konuşturarak model olmanız da modellemelerini arttırıcı rol oynayabilir.
• Bazı kelimeleri yanlış söylediğinde düzeltirken onun kullandığı yanlış kelimeyi kullanmadan düzeltmek doğru kullanımını arttıracaktır. “Anne tedi geldi”- “Evet kedi geldi” gibi...
36’ncı aydan itibaren
• Oyun becerilerini destekleyerek, ona kısa hikayeler okuyup basit sorular sorarak, artık kurabildiği uzun cümleleri dinleyerek ve sorduğu onlarca soruya yanıt vererek destek olabilirsiniz.