Prematüre bebekler nasıl beslenmeli?
Çeşitli nedenlerle erken dönemde dünyaya gelen prematüre bebeklerin beslenmesi, gerek fiziksel gerekse nörolojik gelişim açısından büyük önem taşıyor. İlk tercih her bebekte olduğu gibi anne sütü olsa da özel formulalar da beslenmeye takviye sağlıyor.
Genel olarak gebeliğin 37. haftası
tamamlanmadan doğan bebekler “prematüre” olarak tanımlanıyor. Bu grup da kendi
içinde; yaşam sınırındaki (23-25. hafta), aşırı prematüre (26-27. hafta),
çok prematüre (28-31. hafta), orta derece prematüre (32-33. hafta) ve geç prematüre bebekler (34-36.
hafta) olarak ayrılıyor. Son yıllarda prematüre doğan bebeklerin
sağkalım oranlarında belirgin bir artış söz konusu. Çeşitli nedenlerden
dolayı yeterli kalori ve protein desteğinin sağlanamaması ise prematüre
bebeklerin istenilen hızda kilo alımını engelliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kesikminare, sağlıklı term
bebeklerde olduğu gibi prematüre ve hasta term bebeklerde de ideal besinin
anne sütü olduğunun altını çizerek, “Doğumdan sonra, mümkün olan en kısa
zamanda anne sütüyle beslenmenin başlaması gerekiyor. Ağızdan
beslenemeyecek bebeklere ise ilk saatten itibaren damar yolu ile beslenme
modelinin uygulanması önem taşıyor. Prematüre bebeklerin ilk saatlerden
itibaren ilk süt (kolostrum) almasını sağlayacak şekilde bebeğin ağzına
verilen birkaç damla kolostrum bile yaşamsal önem taşıyabiliyor.
Kolostrumla ağız bakımı ve minimal enteral beslenme desteği, en küçük ve
en hasta bebekler için bile gerekiyor. Bu sayede; kilo alımı hızlanıyor, tam enteral
beslenmeye geçiş kısalıyor, enteral beslenememe süresi azalıyor.
Prematürelik komplikasyonları azalarak, hastanede yatış süresi de kısalıyor”
diyor.
Sistematik hastalıklara yol açabiliyor
Taburculuk sonrası dönem, özellikle de
yaşamın ilk yılı, beyin gelişimi açısından oldukça hassas.
Bu süreçte beslenme yetersizliği görülen bebeklerde büyüme geriliğinin
yanı sıra öğrenme ve bellek bozuklukları da gelişebiliyor. “Hedefimiz, prematüre
bebeğin gebelik haftasına uyan fetüsün büyüme paternini yakalaması olarak
kabul ediliyor” diyen Dr. Kesikminare, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Fakat doğum sonrası dönemde yaşanan
sorunlar nedeniyle uygun beslenme sağlanamazsa, genellikle bu hedefe
ulaşılamadığı için postnatal büyüme geriliği yani bebeğin taburcu
olurken ya da 36. gebelik haftasında ölçülen beden ağırlığının, gebelik
haftasına göre 10. persantilin altında olmasına rastlanabiliyor. Bu durum
özellikle 1500 gramın altında doğan bebeklerde oldukça sık görülüyor.”
Doğum sonrası dönemde görülen büyüme yetersizliğinin etkileri yaşam
boyu devam edebiliyor. Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, insülin direnci
ve diyabet gibi problemler daha sık görülüyor. Erişkin çağa geldiklerinde
ise zamanında doğan bebeklere göre daha kısa boylu oluyorlar.
Anne sütü takviye ediliyor
Prematüre bebeklerin taburculuk sonrası
ideal beslenme şekli konusunda henüz tam bir fikir birliği sağlanamamış
olsa da temel öneri, anne sütünün ve emzirmenin
desteklenmesi oluyor. Preterm bebeklerin beslenmesi düzenlenirken büyüme
hızının yakından izlenmesi, güvenli sınırlar içinde kalmak şartıyla uygun
hızın yakalanması hedefleniyor. Düşük doğum ağırlıklı (DDA) bebeklerin
protein gereksinimleri, zamanında doğan bebeklerden daha yüksek iken;
günlük kalsiyum, fosfor, A ve D vitamin ile demir gibi
vitamin-mineral gereksinimleri de fazla oluyor. Bu bebeklerin anne sütüyle
günlük beslenme miktarının 200 ml/kg/gün’den az olmamasının önerildiğini
ancak bu miktara rağmen hedeflenen düzeyde D vitamini ile demir
gereksinimlerinin karşılanamadığının altını çizen Dr. Kesikminare, “Preterm
bebeklerin beslenmesinde zengin besinsel değeri, immünolojik ve
antimikrobiyal komponentleri içermesi ve sayısız nedenlerden dolayı öncelikle
anne sütünün tercih edilmesi gerekiyor. Çok düşük ağırlıkla doğan
preterm bebeklerde ise anne sütü, yaşamın ilk iki-üç haftasında yeterli
besinsel desteği sağlamasına rağmen, ilerleyen dönemlerde özellikle kalsiyum,
fosfor, protein, enerji, sodyum ve çinko açısından yetersiz kalıyor” diyor.
Beslenme desteği için...
Preterm bebeklerin taburcu olduktan sonraki
beslenmesiyle ilgili en önemli nokta, taburcu olmadan önceki ve sonraki
düzenli beden ölçümleriyle büyüme izleminin takibi oluyor. Taburcu
olurken, tartısı gestasyon yaşına uygun olan bebeklerin tek başına anne
sütüyle beslenmesi, tartısı düşük olanların ise eğer anne sütü alıyorsa
bir anne sütü güçlendiricisiyle desteklenmesi öneriliyor. Anne sütünün yetersiz kaldığı ya da tıbbi nedenlerden
dolayı verilemediği durumlarda, preterm bebekler için geliştirilmiş olan
özel formula mamalar kullanılabiliyor. Zenginleştiricilere alternatif olarak
prematüre ya da prematüre devam formulalarıyla beslenme desteği
sağlanabiliyor.
Standart ürünlerin kullanımı önerilmiyor
Term formulalara göre besinsel içeriği
zengin olan preterm formulalar, büyüme geriliğinin düzeltilmesini ve uygun
kilo alımını daha iyi sağlıyor ancak anne sütünde bulunan birçok maddeyi
içermiyor. Günümüzde yaygın olan uygulama, anne sütüyle beslenmeyen bu
bebeklerin hastanede yattığı süre içerisinde veya terme ulaşana kadar
preterm formulalarıyla beslenmesi, sonrasında da term formulalara geçilmesi
yönünde. Fakat bu bebeklerin taburcu olduklarında term bebeklere göre daha
düşük kiloda olması ve büyüme hızını yakalaması için enerji ile diğer besinsel
gereksinimlerinin daha fazla olduğunu vurgulayan Dr. Mehmet Kesikminare,
şunları söylüyor: “Term bebek formulalarıyla beslenmeye devam etmesi
halinde, bu bebeklerde büyüme geriliği görülme ihtimali gündeme geliyor.
Dolayısıyla anne sütü almayan preterm bebeklerin taburculuk sonrası besinsel
gereksinimlerini karşılamak amacıyla prematüre devam formulaları
kullanılıyor. Bu mamalar, term ve preterm formulalar
arasında bir içeriğe sahip oluyor. Taburculuktan sonra yaklaşık altı ay ya da bebeğin büyüme
ve biyokimyasal değerleri normal olana kadar verilmesi, standart formula
mamalarınsa yüksek laktoz içeriği ve düşük kalorisi nedeniyle
kullanılmaması gerektiği bildiriliyor.”
*Acıbadem Hayat dergisinden alınmıştır.