Çocuğum yemek yemiyor!
İşte hemen hemen her annenin en hassas noktası: Boy, kilo ve yemekler denklemi! Yedi yemedi, büyüdü büyümedi derken yıllar hızla geçiyor ve bu konu aile içi bir mücadeleye dönüşürse çocuğun tüm hayatını etkileyebiliyor.
Yazı: Elif Ergun Tunçer
Hadi ham yap tatlım”, “Uçak geliyo, geliyo, geliyooo”, “Bak bak, kuş uçuyooo”, “Bak bu gerçekten son (-dan beşinci) lokma” diye uzayıp giden cümleler, şekilden şekile giren yüz ifadeleri, izletilen reklamlar, çizgi filmler, cep telefonundan oynatılan oyunlar ve araya sokulmak istenen yemek dolu bir kaşık... Hatta hava güzel olduğunda anne-çocuk-tabak üçlüsü olarak parka gitmek... Tüm bu çabalara rağmen kilitlenen dudaklar... Sonuç: Yemiyor işte! Tüm tabaktan o minik ağıza giden sadece üç kaşık! Ve sinirlenmiyormuş gibi yapmaya çalışıp, hüsranla koltuğa çöken bir anne ile ‘yemek savaşı’nı kazanan bir ufaklık... Üstüne bir de “Ben çok güzel yediriyorum, bana hiç böyle yapmıyor” diyen aile büyükleri... Arkadaşlarının kendi kendine yiyen çocuklarını görünce kıskançlığa kapılmak. Bu senaryoları uzatmak mümkün. Peki ama neden yemiyor bu çocuk? Gerçekten iştahsız mı? Yoksa hasta mı? Belki de siz bu ‘işi’ akışına bırakırsanız, sorun kendiliğinden çözülecektir. Gelin, şimdi uzmanlara kulak verin ve çocuğunuz gerçekten yemiyor mu test edin.
KÜLTÜREL KAYGILARIMIZ BİZİ ZORLUYOR
Her çocuğun tüketmesi gereken kalorinin o çocuğun kendi özelliklerine göre belirlenmesi gerektiğini belirten İstanbul Pediatri Merkezi’nden Uzm. Dr. Erdem Uzunoğlu, kültürel kaygılarımızın bizleri yemek konusunda takıntılı hale getirdiğini söylüyor.
Pek çok anne çocuğu için ‘yemiyor’ der ama bunun kriteri nedir?
Bu sorunun cevabı çok zor çünkü çocuğun yaşına, ayına, anne sütü alıp almadığına, hareketlilik derecesine, annesinin kaygı düzeyine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Mesela altı ay boyunca sadece anne sütü almış bir bebeğe altıncı aydan sonra günde iki kez 100-120 ml ek gıda verilmesi yeterli. Oysa aynı yaşta bir bebek hiç anne sütü almıyorsa günde üç ana öğün ve birkaç ara öğünü olmalı. Yediklerinin yeterliliğinin kararını vermede en önemli kriter ise aralıklı kilo takibi... Hareketli çocukların da aldıkları gıdada değişkenlik söz konusu oluyor. 1.5 yaşında bir oyun çocuğu çok hareketliyse yediğini hemen yakar. Aynı yaş ve cinsiyetteki başka bir bebek sakinse, hareketli bebeğin yediği miktarı o yediğinde kilo fazlalığı ortaya çıkabilir. Alınması gereken kalori miktarı da yine yaşa ve cinsiyete göre değişiyor. Mesela üç aylık kız bebeğin alacağı kalori en az 440, en fazla 520 kaloridir. 4-8 yaş arasında hareketsiz bir oyun çocuğunun enerji ihtiyacı 1200 kaloriyken, aktif bir çocukta bu değer 2000 kalorileri bulabilir. Bu tür kalori bilgilerini içeren ve hangi gıdada ne kadar kalori olduğunu gösteren çok sayıda web sayfasına internetten ulaşmak mümkün ama burada kalori takıntı haline de getirilmemeli. 1-2 örnek mönü üzerinden giderek o mönüde ekleme ve çıkarmalarla sağlıklı öğünler elde etmek çok da zor olmasa gerek…
Dengeli beslenme ile çok yemek yemeyi karıştırıyor olabilir miyiz?
Evet, bu sorunun cevabında kültürel kaygılarımız saklı. Çocuğa ‘bakmak’ ona sevgi, güven vermek, psikolojik, sosyal, eğitimsel, kültürel ihtiyaçlarını karşılamaktır. Oysa bizde ‘yedirmek’ ve ‘beslemek’ daha ön planda. Bir hastamın anneannesini hatırlıyorum. Annebaba doktor ve çalışıyorlar. Anneanne bir program yapmış ve o programın dışına çıkınca kadıncağıza fenalık basıyor, tansiyonu yükseliyor. Oysa çocuk boy ve kilo olarak 97’nci persantilin üzerinde ama onlara göre iştahsız.
Yemek yemek için çocuk nereye kadar zorlanmalı?
Asla zorlanmamalı. Kızartma yaparken elinize sıçrayan yağ nasıl acı veriyorsa, açlık hissi bir bebek için öyle acıdır. Bu kadar acı verici bir hissi gideren besleme eyleminin ise bebeğe cinsel bir haz verdiği düşünülüyor. Bu durumda yemek konusunda zorlanan çocuk ne hisseder sizce? Cevabı açık değil mi? Cinsel hazzın tersi neyse onu hisseder, yani tecavüz edilme psikolojisi… Bana uzun süre zorla yemek yedirilen süt çocuğu ve bebeklerde, bilinçaltında ortaya çıkan hasardan dolayı, ileride cinsel sorunları olabilirmiş gibi geliyor.
Çocuğa keyifle yemek yedirmek için nasıl bir yol izlemeli?
Bunu sağlamak için ilk ek gıda başlanma döneminden itibaren yavaş ve temkinli ilerlemek gerekiyor. 3-4 aylıkken bebeklerin net görüş mesafesi uzar, yemek yemekte olan anne-babasını izler, ağzını şapırdatır ve gerçekten onların yediklerinden yemek ister. Diline salçalı etli veya zeytinyağlı herhangi bir yemekten değdirilen veya tatlı bir karpuzu hatta kayısıyı tadan bebek, hemen o tadı, beynindeki tat duyusu merkezine kaydeder. Başka bir geleneksel hata da büyüklerin hala yaptığı şu tutumdur: “Tadını öğrensin, ileride iştahsız olmasın.” Ama tadını öğrettiğiniz ne? Salçalı bir bamya yemeği mesela… Bebek 3-4 aylıkken bunu tattırdığınızda, 6-7 aylıkken ne vereceksiniz peki? Tuzsuz, salçasız havuç-kabak-irmik karışımı… E oldu mu ama? Ayrıca herkes her şeyi aynı iştah ve zevkle yemez ki! İlk kez ek gıdalara alıştırılmaya çalışılan 5-6 aylık bir bebeği ele alalım. Havuç-kabakirmik ve zeytinyağıyla yapılan bir püreyi sevmezse, zorlamadan, birkaç gün üst üste tekrar tekrar denemek gerek. Yine sevmezse kabağı çıkartıp semizotu koyarsınız.
Çocuğun iştahsızlığı nelerden kaynaklanabilir? İştah şurubu verilmesi gereken durumlar neler?
İştahsızlığın ana kaynağı genellikle anlattığım yanlış uygulamalarsa da bazı çocuklarda kansızlık (demir eksikliği anemisi), tahlil yapılmadıkça anlaşılması mümkün olmayan idrar yolu enfeksiyonları, yemek yedikçe karın ağrısı yapan reflüler de iştahsızlık nedeni olabilen durumlarıdır. Nadiren ‘gerçekten’ iştahsız olabilen bazı çocuklar var ki onlara bazı takviyeler yapılması gerekiyor.
BOY KISALIĞININ TANISINDA GEÇ KALMAYIN
Medipol Üniversitesi Hastanesi’nden Çocuk Endokrinolojisi ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Servet Erdal Adal, çocuklarda büyüme geriliğinin düzenli takip ile saptanabildiğini belirtiyor ve boy kısalığının tanısının geç konulması halinde tedavinin gerçekleştirilemeyeceği konusunda aileleri uyarıyor.
Çocukta büyüme sorunu olduğu nasıl anlaşılıyor?
Çocuklar erişkinlerin küçültülmüş kopyası değil. Büyüme, bir çocuğun sağlıklı olduğunun belirtilerinden biri. Bir çocuğun normal büyümesi için en başta duygusal ortamının iyi olması, yani sevgi dolu bir ortamda büyümesi gerek. Bunun dışında genetik faktörler, beslenme, hormonlar gibi birçok şey çocukların büyümesini etkiliyor. Bunlardan birinin eksik olduğu durumlarda çocuklarda büyüme bozuluyor. İlk iki yaşta büyüme daha çok beslenmenin etkisindedir. Dolayısıyla en önemli faktörlerden biri anne sütü. Her çocuğun iki yaşına kadar anne sütü almasını istiyoruz. Anne sütünün az olduğu veya kesildiği dönemlerde çocuğun büyümesinin bozulduğunu, ek gıdalarla tamamlanamadığını görüyoruz. Çocukta büyüme sorunu olup olmadığını şöyle anlıyoruz: Normalde ilk 1-2 yaşta çocukların büyümeleri tekdüze gider. Ortalama bir örnek vermek gerekirse; 50 cm boyunda doğan bir bebeğin bir yaşına geldiğinde 74-75 cm olması gerekiyor. İlk üç ayda bebekler genellikle 8 cm uzuyor. Dördüncü aydan altıncı aya kadar 8 cm uzuyor. Yedinci aydan dokuzuncu ayın sonuna kadar 4 cm uzuyor. Sonra 10-12’nci ayın sonuna kadar 4 cm uzuyor; yani bir yılda toplam 24-25 cm uzaması gerekiyor.
Kilo artışı nasıl ilerlemeli?
Bebek ilk altı ayda, haftalık 150-200 gr olarak değişmekle birlikte, ayda 600-800 gram alıyor. İkinci ve altıncı aylar arasında azalıyor, haftalık 100-150 gr oluyor. Bu dönemde aylık olarak 400-600 gr arasında alıyorlar. Bu sürenin sonunda, 3-3.5 kilo doğan bir bebek yılın sonunda ağırlığını üçe katlamış oluyor. İkinci yaşta çocuklar yaklaşık 12 cm büyüyorlar. Kilo alımları düşüyor; senelik 2-2.5 kilo alıyorlar. 50 cm doğan çocuk birinci yaşın sonunda 75 cm’ye, ikinci yaşın sonunda yaklaşık 87 cm’ye ulaşıyor. İlk iki yaşta büyüme, beslenmenin etkisinde. İkinci yaşın sonundan itibaren büyüme hormonu ve diğer hormonlar devreye giriyor. Çocuklarda hormonal bozukluk varsa hipotiroidi gibi büyüme hormonu eksikliği ile büyüme kesintiye uğruyor. Çocuklar iki yaşından sonra ergenliğe kadar tekdüze bir büyüme sergiliyorlar. Okul çağındaki çocuklar, ergenliğe kadarki süreçte genellikle senede 4-7 cm arası uzuyor. Bu dönemde senede 4 cm’nin altında büyüyen çocuklarda büyüme hormonu açısından bir inceleme yapmak gerekebiliyor. Genellikle bu yaşta 2-2.5 kilo alıyorlar. Ergenlikle birlikte büyüme yeniden hızlanıyor. Erkek çocuklarda 11-12 yaşından, kız çocuklarında 9-10 yaşından itibaren ergenlik süreci başlıyor.
Büyüme geriliğini tespit etmek için hangi testler yapılıyor?
En önemlisi büyümenin takibi. Belirttiğim rakamları her çocuğun sağlaması gerekiyor. Çocuk belirli kriterleri sağlayamıyorsa büyüme ile ilgili sorunu var demektir. Önemli olan çocukta büyüme sorunu olup olmadığını anlayabilmek. Bunun için tüm dünyada belirlenmiş kılavuzlar var. Sağlık otoriteleri bu tip çocukları nasıl takip edeceklerini bu kılavuzlarla belirlemişler. Boy kısalığı ile gelen çocuk ergenlik öncesindeyse üçer ya da dörder aylık aralıklarda bir yıl boyunca takip ediliyor. Ergenlikte ise vakit kaybı olmaması için altı aylık bir takip yapılıyor. Büyümesinin yeterli olup olmadığına bakılıyor. Büyümenin yetersiz olduğu kronik hastalıkları dışlamak amacıyla bütün kan tahlilleri yapılıyor. Kansızlık, vitamin eksikliği, böbrekte, karaciğerde ve diğer tüm sistemlerde bir sorunu varsa tespit etmek için genel bir tarama yapılıyor. Çocuğun takvim yaşı ile kemik yaşı arasında fark olup olmadığına bakılıyor. Genellikle hipotiroidi ve büyüme hormonu eksikliğinde bu kemik yaşı birkaç sene geriden gidiyor. Bundan sonra hipofiz MR’ı yapılıyor çünkü hormon sisteminin ana yönetimi oradan sağlanıyor. Ardından büyüme hormonu cevabının nasıl olduğunu incelemek amacı ile uyarı testleri yapılıyor. Testte yeterli cevap alınamadığı zaman, çocuğu büyüme hormonu eksikliği yönünden tedavi etmek gerekiyor.
Nasıl bir tedavi yöntemi izleniyor?
Eğer çocuk normal büyüyorsa, ailevi boy kısalığı şeklinde izah ediliyor. Yapısal büyüme gecikmesi veya beslenme sorunları varsa, beslenmenin düzenlenmesi gerekiyor. Vitamin ya da çinko eksikliklerinin tamamlanması yoluna gidiliyor. Büyüme hormonu eksikliği tanısı konulmuşsa hormon veriliyor. Takibin sonunda büyüme hormonu eksikliği tespit edilirse ilaç tedavisine başlanıyor. Hastalara eğitim veriliyor, hasta yatmadan önce bir küçük büyüme hormonu iğnesi yapılıyor. Aşı yapıldıktan yarım saat sonra uyuması isteniyor çünkü çocuklarda büyüme hormonu uyku döneminde harekete geçiyor. Çocuk ne kadar iyi uyursa o kadar iyi büyüyor. Gün içinde büyüme hormonu salınımı daha az. İyi ve uzun uyuyan çocukların daha iyi büyüdüğü gözleniyor.
Hormon tedavisi hangi yaş aralığında yapılıyor?
Genellikle iki yaşından sonra yapılmasını tercih ediyoruz. Ne kadar erken tedaviye başlanırsa erişkin dönemdeki boy kaybı o kadar az oluyor. Hastalar genellikle 10-12 yaş civarında, tedavi için gecikmiş olarak geliyorlar. Büyüme hormonuna başlamış olsanız bile aradaki boy kaybı tamamlanamıyor.
Çocuklar bu tedavi sırasında psikolojik yardım da almalı mı?
Hastanın özelliğine bağlı olarak olabilir. Bazen ağır büyüme geriliği olan hastalarda ağır psikolojik sorunlar olabiliyor. Arkadaşları bu durumla alay edebiliyorlar. Çocuğun okul başarısı bozulabiliyor. Ağır vakalar için bir uzmandan yardım almak gerekiyor.
MASADA ONA DA YER AÇIN
Acıbadem Etiler Tıp Merkezi Uzman Diyetisyen Melis Torluoğlu, yemekle doğru ilişkiyi kurmada en önemli görevin anne-babalara düştüğünü vurguluyor.
Yemek konusunda çocukla pazarlık etmek doğru mu? Ödül-ceza kuralı beslenme için geçerli mi?
Büyüme, gelişme dönemindeki çocuklarda beslenme birincil ihtiyaçlar arasında. Bu nedenle ödüllendirme veya cezalandırma aracı olarak kesinlikle kullanılmamalı. Her şeyden önce düzenli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı. Çocuk aile ile birlikte yemeklerde masada yer almalı. Çocuğun yavaş yavaş kendi bedeni üzerinde kontrol sahibi olması ve kendi ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Yeme bozukluklarına bakıldığında, çoğunun çocukluk yıllarında yapılan hatalı davranışlara dayandığı görülüyor. Bu nedenle konuyla ilgili son derece dikkatli davranılmalı.
Yemek yeme sorununu takıntı haline getiren anne ve babalara tavsiyeleriniz neler?
Çocuğa tek bir besin veya tek bir öğün konusunda ısrarcı olmadan seçenekler sunarak ilerlemek her zaman için çok daha olumlu bir çözümleme. Örneğin çocuğun günlük besinsel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, kereviz yemeyen çocuğa sürekli tüketmesi konusunda ısrar etmek yerine, enginar gibi başka bir seçeneği sunmak daha yapıcı ve etkili olabilir.
Büyüme hormonu eksikliği yüzünden tedavi gören çocukların ailelerine ne önerirsiniz?
Büyüme geriliği tespit edilen çocuklarda büyüme hormonu cilt altı dokuya enjekte edilerek bu süreçte tedavi sağlanıyor. Bu tedavinin doğru ve sağlıklı beslenme ile birlikte yürütülmesi oldukça önemli. Çocuğun her gün düzenli olarak protein kalitesi yüksek yoğurt, süt, peynir, balık veya kırmızı et gibi besinsel kaynaklardan yararlanması, bununla birlikte mevsimine uygun sebze-meyve grubu besinlerle birlikte vitamin ve mineral ihtiyaçlarının karşılanması; sağlıklı yağ asidi örüntüsüne sahip ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlardan faydalanması gerekiyor.
Bunları yapın
• Sekizinci aydan itibaren bebeğinizle birlikte masaya oturun ve bebeğinizin ailenin beslenme kültürünü, alışkanlıklarını edinmesini sağlayın.
• “Teşekkür ederim”, “Afiyet olsun”, “Yemek çok lezzetliydi”, “Ellerine sağlık”gibi cümleleri ailece kullanmaya özen gösterin.
• Yemeğin çok soğuk veya çok sıcak olmasından sakının.
• Çocuk masaya oturduğunda eliyle besinlere dokunmasına izin verin ve tanımasını sağlayın.
• Çocuklar 1.5 yaşından sonra çatal kaşık kullanabilir. Bu yaşlardan itibaren çatal ve kaşıkla hakimiyet kurmasına izin verin.
• -Yemeği keyifli hale getirin. Eğlenceli mutfak gereçleri kullanmayı deneyin. Örneğin sevdiği bir çizgi film karakterinin fotoğrafını taşıyan tabak veya bardaklarla sunum yapın.
Bunları yapmayın
• Çocuğunuzla yemek konusunda mücadeleye girmeyin. İş inada binerse, büyük ihtimalle kazanan siz olmazsınız.
• Yemek konusunda pazarlık yapmayın. “Yemeğini bitirirsen sana tatlı veririm” demek yerine, “Tabii ki yemeğini yedikten sonra tatlı yiyebilirsin” cümlesini kurun.
• Çocuğunuzun porsiyonlarının yaşına uygun olmasına dikkat edin.
• Yetişkin tabağına, yetişkin porsiyonu koymayın. Çocuğun kendi bedenini tanımasına ve yiyeceği miktara karar vermesine izin verin.
• Yemediği besinler için ısrarcı olmayın, eşdeğer başka bir seçenek sunun.
• Televizyon karşısında değil, anne-baba ve kardeşlerle birlikte güzel bir ortamda yemek yemesini sağlayın.
Bir de bunları deneyin
• Sütü sevmiyorsa, az şekerli sütlaç ya da muhallebi verin. Süt içmeyip yoğurt ve peynir yiyorsa, içinizi rahat tutun.
• Et yemiyor mu? Makarna üzerine kıymalı sos yapın. Çok sık olmasa da mantı ya da kıymalı börek yedirin. Kıymalı dolma farklı bir alternatif olabilir. Çorba seviyorsa, onun içine de kıyma koyabilirsiniz.
• Sebzeyi tek başına yemiyorsa, sevdiği yemeklere, çorbalara sebzeli sos yapın. Çok sık olmamakla birlikte sebzeli kek verebilirsiniz.
Okuyun
• O Tabak Bitecek mi? Gill Rapley, Tracey Murkett, Gün Yayıncılık
• Çocuğum Yemek Yemiyor Carlos Gonsalez, Doğan Kitap
• Sağlıklı Yemekler, Mutlu Çocuklar Clara Selen Amram, Doğan Kitap
Tıklayın
• hadihamyap.blogspot.com
• yiyorumbuyuyorum.com
• gurmebebek.com
• minigurme.com
• elele.com.tr