Boşanma ve çocuk
Düğününüzde ‘evet’ derken ya da çocuk planları yaparken aklınızda boşanmak yoktu elbette. Ama şimdi duygularınız boyut değiştirdi ya da yaşananlar/yaşanamayanlar sizi boşanma noktasına getirdi. Peki, ne yapacaksınız? Cevap bulmak için hem bu tecrübeyi yaşamış annelere hem de Uzm. Psk. Tuğçe Er’e danıştık.
Yazı: Burçin Öztınaz/Bebeğimle Elele
Çocuğunuz varsa ve her ne sebeple olursa olsun boşanmaya karar verdiyseniz, zorlu bir süreç sizi bekliyor. ‘Bunu ona nasıl söyleyeceğiz?’den tutun, ‘kiminle kalacak, kimi, ne zaman görecek, bu durumdan hayatı nasıl etkilenecek?’ gibi onlarca soru ve sorun kafanızı meşgul edecek. Ama panik yapmayın; uzman önerilerine ve deneyimli anne tecrübelerine kulak verin!
ÇOCUĞA NASIL SÖYLENMELİ?
Uzmanlar, bu kararı açıklarken anne-babanın birlikte olması gerektiğinin altını çiziyor ve çocuğa yapılan açıklamalarda net ve açık olmak gerektiğini söylüyor. Bu yüzden kafa karışıklığı ve güvensizlik yaratacak sözlerden uzak durmalı ve çocuğunuzun bundan sonraki süreçle ilgili kaygı duymaması için elinizden geleni yapmalısınız. Uzm. Psk. Tuğçe Er, “Artık eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz, aramızdaki sorunları çözemedik ve ayrılmaya karar verdik denilebilir” diyor ve ekliyor: “Anne ve baba olarak çocuğunuzu yine eskisi
gibi çok sevmeye devam edeceğinizi mutlaka söylemelisiniz. ‘Eskisi gibi yanında olacağız ve ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz, ancak artık iki ayrı evde olacağız’ şeklinde
açıklamalar yapılabilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar bu durumdan kendilerini sorumlu tutabiliyor. Hatta yaramazlık yaptıkları için bu duruma sebep oldukları gibi mantıksız inanışlara sahip olabiliyor. Bu nedenle anne-babanın bu kararında çocuğun hiçbir sorumluluğu olmadığı iletilmeli.”
BU HATALARA DÜŞMEYIN!
Boşanma sonrasında anne-babaların en sık yaptıkları hatalara göz atın ve bunlardan uzak durun!
• Anne-babanın birbirini kötülemesi,
• Anne-babanın iletişim kurmaması nedeniyle tutarsız bir şekilde çocuğa yaklaşması,
• Çocuğa verilen sözlerin tutulmaması, yapılacağı söylenen programların ertelenmesi,
• Çocuğun duyabileceği şekilde diğer ebeveynle kavga edilmesi,
• Çocuğun diğer ebeveynden haber alma aracı olarak kullanılması,
• Çocuğun diğer ebeveynle görüşmesinin kısıtlanması veya buna izin verilmemesi,
• Hoş olmayan davranışlarının diğer ebeveyne benzetilmesi,
• Çocuğu hediyelere boğarak duygusal boşluğunu gidermeye çalışmak,
• Aşırı hoşgörülü tutumlar sergileyerek çocuğun şımartılması.
BUNLARI YAPIN!
Bu dönemde uzak durmanız gereken davranışlar olduğu gibi mutlaka yapmanız gereken şeyler de var!
• Boşanma sonrası çocuğun hayatındaki değişiklikler birtakım davranış problemlerine neden olabilir, buna karşı hazırlıklı olun. Olabildiğince sakin yaklaşmak çocuğa model olmak açısından önemli! Önce siz kaygısız görünmelisiniz ki, çocuğunuzu rahatlatabilin.
• Çocuğunuzu çok iyi dinlemeniz ve problemin ne olduğunu anlamanız gerekiyor. Bu yüzden de iyi bir dinleyici ve gözlemci olmalısınız. Bunun için çocukla yeterli vakit geçirmek, ona zaman ayırmak hem ona güven verir hem de iç dünyasıyla ilgili önemli ipuçları elde
etmenize yardımcı olur.
• Özellikle yedi yaşından önce muhakeme gelişmediğinden çocuk yaşadığı olayları yanlış ve mantıksızca değerlendirebilir. Örneğin çocuk anne veya babası tarafından terk edildiğini, anne ya da babasının onu sevmediği için evden gittiğini düşünebilir. Çocuğun mantıksız
değerlendirmelerini saptadıktan sonra anlayabileceği bir dille konuşarak kaygılarının gereksiz olduğunu anlatın ve bunu yaparken sözcüklerinizi özenle seçin. ’Annen yine annen, baban yine baban olacak, boşanmamızın sana olan sevgimizle hiçbir ilgisi yok. Biz anlaşamadığımız için ayrılıyoruz, baban veya annenle daha az görüşeceğiz ama seni çok
seviyoruz’ şeklinde açıklamalar işinize yarayabilir.
• Çocuğun kendini ifade edip, kaygılarının azalmasına yardımcı olmalısınız. Bunun için de çocuğun arkadaş ilişkilerinin gelişmesinde ona destek olmalı, aktif spor yapabileceği veya yeteneği olan bir alana yöneleceği ortamlar hazırlamalısınız.
• Anne ve baba olarak ayrı evlerde de olsa çocukla aynı çatı altında yaşıyormuş gibi dengeli ve huzurlu bir yaklaşım sergilemelisiniz.
• Baş etmekte zorlandığınız, çocuğun gündelik yaşamını olumsuz etkileyen problemlerle karşılaştığınızda profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Tırnak yeme, parmak emme, alt ıslatma gibi davranış problemlerinde, çocuğun kendini suçladığı, değersizlik hissine kapıldığı durumlarda, arkadaş ilişkilerinin bozulduğu, toplumda uyumsuz, saldırgan, dürtüsel davranışlar sergilediği durumlarda, ebeveyni tarafından terk edileceği,
onlardan ayrı kalacağı korkusuyla baş edemediği durumlarda, uyku ve beslenme bozukluklarında ve depresyon durumunda bir uzmandan psikolojik destek almanız bu dönemi daha kolay atlatmanıza yardımcı olacaktır.
YAŞAYANLAR ANLATIYOR
Bahar, 39
“Boşanma kararını aldığımızda Yağız 10 yaşındaydı ve bunu kabullenmesi çok zor oldu. Hatta ilk dönemlerde kuzenlerinden ve arkadaşlarından bu durumu saklamak istedi. Bu dönemde anne-babası ayrı olan akraba ve arkadaşlarıyla daha sık görüşmesi için özel programlar yaptım. Ayrıca psikolog bir arkadaşımdan gelip onu evde gözlemlemesini istedim. Verdiği öneriler gerçekten çok işime yaradı. Çünkü ilk dönemi atlattıktan sonra Yağız bunu bir koz olarak kullanmaya başlamıştı. Bize her istediğini yaptırıyordu. Biz de üzülmesin diyerek buna bile bile izin veriyorduk. Ama bu çok yanlışmış.”
Zeynep, 38
“Eşimle ciddi kavgalar yaşayarak boşandık ve mahkeme süreci çok sancılı geçti. Bu dönemde babası sadece benimle değil, Yonca’yla da uzun bir süre görüşmedi. Hala da çok düzenli bir programları yok. Bu yüzden sık sık ‘babam beni sevmiyor’ gibi cümleler kuruyor ve ileride evlenmeyeceğini söylüyor.”
Nil, 32
“Boşanmadan sonra Ali bizi bir arada görmek için planlar yapıyordu. Bu iş hasta numarası yapmaya kadar gitti. Biz de üzülmesin diyerek bir araya geliyor ama her seferinde de
tartışıyorduk. Danıştığımız bir psikoloğun bu durumun çocukta kafa karışıklığına neden olacağını söylemesiyle bu üçlü planlara son verdik. Çünkü anne-babayı sık sık bir arada gören çocuk ‘annem ve babam madem ki bir arada olabiliyorlar o zaman niçin ayrıldılar?’ diye düşünebiliyormuş. Şimdi anne ve babasını ayrı görüyor ve bu herkes için daha iyi oldu!”
Tuğba, 34
“Boşanma kararı aldıktan sonra internetten bunu çocuğa nasıl söylemek gerektiğiyle ilgili birçok yazı okudum. Hepsinde ortak nokta şuydu: Birlikte söyleyin, ‘senin annen-baban olmaya devam edeceğiz’ cümlesini vurgulayın.’ Biz de bu şekilde söyledik ve sonrasında babasıyla iletişimini hiç koparmadığı için bu durumu kolay atlattığını düşünüyorum.BOŞANMA ÇOCUKLARI ENDİŞELENDİRİYOR...
Boşanma döneminde sizin maddi, manevi yaşayacağınız endişeleri çocuğunuz da yaşayacak. Özellikle beş yaş üstü çocuklar yaşamlarında ne gibi değişiklikler olacağına
dair ciddi endişeler duyabilir. Uzm. Psk. Tuğçe Er, bu konuda şunları söylüyor: “Küçük yaştaki çocuklar ebeveynlerinin yerini başka birisinin almasından, onları terk etmelerinden, eskisi gibi sevmemelerinden, ihmal etmelerinden, okullarının, oturdukları yerin, devam etmekte oldukları kursun değişmesinden endişe duyarken, daha büyük yaştaki çocuklar, incinmekten, kendi evliliklerinin de bir gün başarısız olmasından, ebeveynlerinin hatalarını tekrarlamaktan korkabilir. Bu endişenin en aza inmesi konusunda size büyük bir görev düşüyor. Çocuğun anne ve babasını düzenli aralıklarla ve sürekli olarak görebileceğinden emin olmasıyla bu endişe azalarak kaybolur.”
SORU İŞARETLERİNİ GİDERİN!
Belirsizlik, çocukta kaygıya neden olan sebeplerin başında geliyor. Bu yüzden bundan sonraki yaşamında ne gibi değişiklikler olacağını ona anlatmanız çok önemli. Annebabayla
ne zaman görüşeceği gibi konularda onun anlayabileceği bir dille bilgiler vermelisiniz. Örneğin, ‘okula gittiğin günler veya okulun tatil olduğu günler benimle kalacaksın’ gibi… Çocuğun sorduğu sorulara tatmin edici cevaplar verirken çocuğun gelişim düzeyinin üstünde çok ayrıntılı açıklamalar yapmamak da dikkat etmeniz gereken bir diğer konu.
HANGİ YAŞ, NASIL TEPKİLER VERİYOR?
Boşanmaya her çocuk cinsiyete, ebeveynlerle olan ilişkilerine göre farklı tepkiler verse de aynı yaş grubundaki çocuklar benzer reaksiyonlar gösterebiliyor. İşte yaşlara göre en belirgin tepkiler…
0-2 yaş: Neden-sonuç bağlantısı kuramadığından anne ya da babadan birinin neden evden taşındığını anlayamaz. Ancak çocuğun yaşının küçük olması boşanmadan daha az etkileneceği anlamına gelmez. Doğumdan iki yaşına kadar çocuk ihtiyaçlarının düzenli ve sürekli karşılanmasına gereksinim duyduğundan değişim onların sürekli olarak ağlamasına ve huysuzlanmasına sebep olabilir. Bu tepkilere, beslenme ve uyku sorunları da eşlik edebilir.
3-6 yaş: Bu dönem çocuk için keşif ve merak dönemidir. Bu dönemde çocuk, boşanmanın anlamını kavrayamaz ancak anne veya babasının hayatında aktif olarak bulunmadığını algılar. Bu yaş grubundaki çocuklarda alt ıslatma, parmak emme ve tırnak yeme gibi davranış problemleri görülebilir. Bebeksi konuşmak gibi önceki yaş dönemlerinde
gösterdiği davranışları sergileyerek anne ve babanın dikkatini çekmek isteyebilir. Yine bu yaş grubundaki çocuklar kendilerini suçlama eğilimindedirler, kötü davranışlarından dolayı anne-babalarının ayrıldığını düşünebilirler.
6-11 yaş: Okul çağı çocukları boşanmanın ne demek olduğunu, anne-babanın eskisi gibi birlikte yaşamayacağını kavramaya başlar. Bu yaş grubundaki çocuklar daha küçük yaş gruplarına nazaran kendilerini değil, anne ve babalarını suçlama eğilimindedir. Dolayısıyla anne ve babaya karşı öfke duyabilir, kendilerini reddedilmiş ve aldatılmış hissedebilirler. Ebeveynin geri geleceğini ümit ederken, gidenin artık onu istemediğini düşünebilirler. Bu dönemde okulla ilgili sorunlar ortaya çıkabilir, çocuk ebeveyninin onu terk edebileceği düşüncesiyle okula gitmek istemeyebilir, derste konsantrasyon zorluğu yaşayabilir ve ders notlarında belirgin bir düşüş görülebilir.