Erken ergenlik
Genetik yatkınlık, çevresel faktörler ile yaşam tarzı gibi çeşitli nedenlerle sıklığı günden güne artan erken ergenlik sorunu, en çok kız çocuklarını etkiliyor. Beslenme düzeninden egzersize dek birçok faktörün etkili olduğu bu durum yetişkin yaşta birtakım sorunlar yaşanmasına da yol açabiliyor.
Son yıllarda tüm dünyada büyük oranda artış gösteren endokrin sorunlarından biri olan erken ergenlik, kız çocuklarda erkeklere oranla daha çok görülüyor. Kızlarda sekiz yaşından
önce cinsiyet belirtilerinin ortaya çıkması “erken ergenlik” olarak
tanımlanıyor. Bu durumun görülmesinde ailesel yatkınlık ve organik bazı nedenlerin yanı sıra yaşam
tarzı da önemli rol oynuyor. Fast food tipi beslenme ve yetersiz uyku gibi
obeziteye yol açabilecek nedenlerin de etkili olduğu belirtiliyor. Ailelerin ise çocuklarını yakından takip etmesi,
sekiz yaşından önce göğüslerde büyüme ve tüylenme belirtileri varsa
vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması önem taşıyor.
Erken ergenlik ve obezite riski anne karnında başlıyor
Çocuklarda erken ergenliğe yol açan
nedenlerin temeli, gebelik döneminde atılıyor. Anne adayının bu süreci nasıl
geçirdiği, çocuğun geleceğini önemli ölçüde etkiliyor. Memorial
Kayseri Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Selim
Kurtoğlu, gebelik takiplerinin çok iyi yapılması gerektiğinin altını
çizerek, “Anne adayının gebelik döneminde kesinlikle sigara içmemesi
gerekiyor. Bu süreçte sigara kullanan annelerin çocukları, 30’lu yaşlarda
obezite riskiyle karşı karşıya kalıyor. Annenin gebelik süresince 14 kilodan
fazla almaması da çocuğun geleceği için büyük önem taşıyor. Bebeklerin
dünyaya geldikten sonra altı ay yalnızca anne sütü alması gerekiyor. Mama ve
benzeri gıdalara erken başlanması, çocuklarda ilerleyen yaşlarda
şişmanlığı kaçınılmaz hale getiriyor” diyor.
Ergenlik yaşı yediye düşebilir mi?
Erken ergenlik, kız çocuklarda erkeklere
göre daha belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Geçmişe oranla Türkiye’de de
çocuk endokrinoloji polikliniklerinde, erken ergenlik sorunu bulunan kız
çocuklarının sayılarında hızla artış olduğunun altını çizen Prof. Dr.
Kurtoğlu, “Amerika ve Avrupa’daki erken ergenlik sorunu, Türkiye’deki kız
çocukları için de önemli bir hastalık haline geldi. Ülkemizde şu an
fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor. Eğer obezite ve hareketsizlik kontrol
altına alınmazsa, yedi yaşında göğüsleri olgunlaşmış ve adet gören kız
çocuklarının sayısı daha da artacak” uyarısında bulunuyor.
Neden, genetik ve organik sorunlar olabiliyor?
Bu problemin ortaya çıkmasında farklı
faktörler rol oynuyor. Sorun, beyinde oluşan hamartom adı verilen tümör ya
da hipotalamus bölgesindeki bazı kitlelerden kaynaklanabiliyor. Bunlar
“organik nedenlere bağlı erken ergenlik” olarak tanımlanıyor. Araştırmalara
göre, genetik mutasyonların da ergen ergenliğe yol açtığı kanıtlanmış bir
gerçek. Özellikle aile öyküsü söz konusu olduğunda, önlem amaçlı
olarak gen mutasyonlarının araştırılması gerekiyor. Bu sağlık sorununun
değiştirilemeyen faktörlerinin yanı sıra değiştirilebilen nedenleri de
büyük önem taşıyor. Bunlar; beslenme, hareketsizlik ve düzensiz uyku
olarak sıralanıyor. Ailelerin ve dolayısıyla çocukların yaşam şekli, bazı
sorunları da beraberinde getiriyor. Beslenme düzeninin dengesiz ve sağlıksız
olması, çocuğu yakından ilgilendiriyor. Karbonhidrat ağırlıklı ve kilo
aldırıcı gıdalar, Batı tipi beslenme olarak kabul edilen fast food ağırlıklı
besinler, kötü yağ içerikli sağlıksız atıştırmalıklar, içeriğindeki
NMDA gibi bazı maddeler nedeniyle kilo aldırıcı özelliğe sahip oluyor. Çocuk
bu besinleri kontrolsüz şekilde tükettiğinde, obezite sorunu ile karşı
karşıya kalıyor. Obez çocuklarda yağ dokusundan salgılanan leptin hormonu
ergenliği uyarıyor. Yani çocuğun aşırı kilo alması, erken ergenliğe zemin
hazırlıyor. Prof. Dr. Kurtoğlu, çocuklarda sağlıklı beslenmenin doğum anından
itibaren önemine vurgu yaparak, ailelere şu önerilerde bulunuyor:
“Beslenmenin, bebeğin dünyaya gelişini takip eden ilk altı ay sadece anne
sütüyle olması önem taşıyor. Eğer anne sütü yoksa mamaya başvurulması
gerekiyor. Altı ay sonrası da ek gıdalarla beslenme desteklenmeye başlıyor. Bu
süreçte çocukların; yoğurt, meyve püresi, çorba ve yedi aydan sonra
köfte şeklinde verilecek kırmızı etle beslenmesi önem taşıyor. Bebeklere inek sütünün
erken dönemde verilmesi diyabet riski oluşturduğundan, beslenme planı
içinde yer almaması gerekiyor. Çocuğa, aile üyeleri ile bir arada sofraya
oturarak yemek yeme alışkanlığı kazandırılması ise gelecekteki beslenme
düzeni üzerinde önemli bir etki oluşturuyor.”
Çocuğa hareket imkanı tanımak gerekiyor
Sedanter yaşam yani hareketsizlik,
erişkinler kadar çocuklar için de tehlikeli. Fiziksel aktiviteden uzak
olmak, çocukluk çağında obezite gibi pek çok hastalığın temelini
oluşturuyor. Yani ilkokul dönemindeki çocukların hareketsiz ve durağan
yaşam şekilleri, aşırı kilo alımı ile birlikte erken ergenliğe giden
süreci hızlandırıyor. Prof. Dr. Kurtoğlu’na göre çocukların iki yaşına
kadar televizyon izlemesine ve günde iki saatten fazla bilgisayar ya da
benzeri cihazlarda oyunlar oynamasına izin verilmemesi gerekiyor. Bunun yerine
onların hareket edebileceği oyunlar oynaması ve günde en az bir saat egzersiz yapması
konusunda teşvik edilmesi önem taşıyor.
Yeterli uyku, iştah artışını engelleyebiliyor
Düzenli ve yeterli uyku uyuyan çocukların
yaşıtlarına göre daha sağlıklı kiloya sahip olduğu biliniyor. Çünkü uyku
düzensizliği çocukların iştah mekanizmasını olumsuz etkiliyor ve onları
sürekli yemek yemeğe meyilli hale getiriyor. Prof. Dr. Kurtoğlu, çocukların
sekiz saatten az uyumaması gerektiğinin altını çizerek, uykusuzluğun
vücutta nasıl bir etkiye neden olduğunu şöyle açıklıyor: “Eğer bir çocuk
günde sekiz saatten daha az uyuyorsa, günde 10 saat uyuyan bir çocuğa göre
obeziteye yakalanma riski 1,82 kat daha artıyor. Uyumayan çocuklar
atıştırıyor, televizyon izliyor ve iştah mekanizmaları bozuluyor. Bu
atıştırmalıklar, özellikle asitli içeceklerle birlikte yağlı ve
karbonhidratlı yiyecekler oluyor. Kalorisi yüksek olan bu besinler kilo
alımını tetikliyor ve erken ergenliğin önemli bir nedenini oluşturuyor.”
Aileler çocuklarını takip etmeli
Kız çocuklarda sekiz yaşından önce
koltuk altı ve bikini bölgesinde oluşan tüylenmenin, erken ergenliğin
önemli bir belirtisi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Selim Kurtoğlu,
“Ergenliğin başlangıcı olarak tanımlanan ‘adrenarş’ ve sonrasında ergenliğe
geçişin yakından izlenmesi önem taşıyor. Ailelerin, çocuklarını düzenli
olarak kontrol etmesi ve tüylenme durumu söz konusu ise vakit kaybetmeden bir
endokrinoloji uzmanına başvurması gerekiyor. Sekiz yaşından önce
göğüslerde büyüme olması halinde bu durumun da ihmal edilmemesi önem
taşıyor” diyor.
*Memory dergisinden alınmıştır.