Fırsat verin deneyimlesin

Çocuklarınızın değil, onların merak arzusunun peşinden koşun. İlgi duydukları konularda fırsatlar yaratarak hem kendi iletişimizi güçlendirecek hem de gelişimini destekleyeceksiniz.

Fırsat verin deneyimlesin

Yazı: Filiz Şeref

Televizyon karşısında, oyun ve oyuncaklarla ya da sadece sözle anlatarak nereye kadar? Öğrenmenin ana rotası bunlar değil! Çocukları geleceğe en doğru şekilde hazırlamanın sırrı, onları hayatın içine dahil etmekten, yani deneyimleyerek öğrenmelerini sağlamaktan geçiyor. Çocuk, Genç ve Yetişkin Psikiyatristi Dr. Yankı Yazgan, deneyimleyerek öğrenmenin önemini ve yollarını bizimle paylaştı.

Bugünkü anne-babaların çocuk yetiştirme tarzına baktığınızda en çok nerelerde hata yaptıklarını düşünüyorsunuz?
Toplumumuzda en sık yapılan hata, çocukların çocuk olduklarını unutarak henüz hazır olmadıkları noktalarda onlara yetişkin gibi davranmayı öğretmeye çalışmak. Bir çocuk ile nasıl zaman geçirileceğini, onunla nasıl oynanacağını ya da ona nasıl davranılacağını bilmediğinizde ondan bir an evvel büyüyüp size hiç ihtiyaç duymadan yetişkin gibi davranmasını bekleyebiliyorsunuz. Ancak çocukların bir an evvel büyümesi için çaba harcamak, onların gerçekten ‘hızlıca’ büyümesine yardımcı olmuyor.

Peki çocukların çocuk olma süresini dolu dolu geçirmeleri nasıl sağlanabilir?
Çocuklara, yaşlarına uygun ve gelişim ihtiyaçları ile paralel öğrenme ve yaşama imkanları vermemiz gerekiyor. Yaşlarına uygun olmayan, gelişimlerinin taşımalarına elvermeyeceği ağırlıkta yükleri verdiğimizde çocuklar kendi yaşlarının gerektirdiği olanakları kullanamayacak ve gelecekleri için gereken yeti ve becerileri kazanamayacaktır.

Anne-babalara nasıl bir ebeveyn çocuk ilişkisi öneriyorsunuz? Kimi arkadaş gibi, kimi disiplinli olmayı tercih ediyor. İdeal bir ilişki türü var mı?
Burada ilk adım çocuğun merak arzusunun peşinden gitmek... Çocuğunuzun bitkilere meraklı olduğunu düşünelim. Eğer büyük bir kentte yaşıyorsanız bitkilere meraklı çocuğu bir botanik bahçesine götürebilirsiniz. Burada üzerinde ismi ve nereden geldiği yazılı bitkilere, ağaçlara baktığında, sizinle bunlar hakkında konuşur, oradaki doğal ortam içerisindeki kokuları, görüntüleri hatta rüzgardaki salınımları bile zihnine yerleştirir. Bu çok yönlü deneyimle, sadece bir tek yolla kazanacağı bilginin ötesine geçerek, yaşamının başka alanlarına taşıyacağı bilgiler elde eder. Örneğin, bir yemeğin içindeki kekik kokusunu tanımasını sağlayarak, doğal ortamdaki kekik ile karşılaştığında bir kenara not ettiği deneyimini tekrar kullanmasına imkan vermiş olursunuz. Burada bütün iş, çocuğun duyularına hitap eden deneyimler oluştururken, sizinle de iletişim içinde olarak bu duyusuna bir anlam vermesini sağlamak. Bunun gibi her türlü çaba, deneyimsel öğrenmenin bir örneği oluyor, çocukların geleceğe daha iyi hazırlamasını sağlıyor. Kısacası, çocukları gözlemleyin, yanlarında olun, zorluklarla karşılaştıklarında onların yerine devreye girmeyin. Özgürlük, arkadaşlık, eğlence, keşfetme ve başarma gibi değerlerle tanıştırmanın yolu buradan geçiyor.

OMO ile birlikte yaptığınız çalışmada, ‘Çocuklarımızı geleceğe nasıl hazırlamalıyız?’ konusuna yanıt ararken, deneyimleyerek öğrenmenin öneminden bahsediyorsunuz. Peki deneyimleyerek öğrenmekten tam olarak ne kastediyorsunuz?
Yaparak, deneyimleyerek öğrenmenin ilk ve en temel basamağı duyularımızın hepsini, bir arada harekete geçirmeye dönük aktiviteler yapmak. Çocuklar etrafl arındaki dünyayı bizzat kendileri keşfedince, anlayınca, başkalarıyla iletişim halinde olunca ve duyularını daha fazla harekete geçirince bu deneyimlerinden bir anlam çıkarıyorlar. ‘Ne yaşadım? Neden bu şekilde yaptım?’ diye düşünmeye başlayarak, sözcük ve dil dünyalarını da harekete geçirmiş oluyorlar. Bu deneyimler, çocuklar için hatırlanması kolay, hem görseli hem de sözeli olan veriler olarak, gelecekte kullanacakları ‘gelişim banka hesapları’na yatırılıyor. Bir sonraki aşamada ise yaşadıklarından öğrendiklerini başka bağlamlarda, ortamlarda, kişilerle tekrar tekrar uygulayarak, adeta bir elbise provası gibi test ederek, yenileyerek ve düzenleyerek, gelecekte bir yetişkin olarak kullanacakları temel yetkinliklere dönüştürüyorlar.

Deneyimler; çocuklar için hatırlanması kolay, hem görseli hem de sözeli olan veriler olarak, gelecekte kullanacakları ‘gelişim banka hesapları’na yatırılıyor.

Deneyimleyerek öğrenen çocuğun hayatında neler değişiyor?
Çocuk yaparak, deneyimleyerek öğrendiğinde; kendini tanıma ve öz farkındalık, empati, iletişim becerileri, motivasyon, hedef belirleme, geleceği planlama, sorun çözme, öfke, stres ve zaman yönetimi, sebatlılık ve uzlaşmacılık gibi yetkinlikleri gelişiyor.

Son yıllarda çok popüler olan ve bebeklik döneminde başlayan oyun gruplarının çocuklara çok şey kattığını düşünüyor musunuz?
Okul öncesi dönemde ev ortamında yeterince gelişim olanağı sağlanamayan, sosyal olarak dezavantajlı toplumsal kesimlerde bu tür aktiviteler çocuklara önemli bir gelişim fırsatı sunuyor. Evde televizyon ya da tablet karşısında oturtmaktansa, hareket ve etkileşim fırsatı sunan birlikteliklerden yararlanmak elbette ki tercih edilebilir.

Çalışan ve çocuğuyla az vakit geçiren anne-babalara özellikle hangi konularda dikkatli olmalarını ve çocuklarıyla kaliteli vakit geçirebilmek için neler yapmalarını öneriyorsunuz?
Yapmaları gereken ilk iş, çocuklarının neyi merak ettiğini öğrenmek olmalı. Çocuğun kılavuzluğunda, bazen onunla birlikte bazen onun bir adım önünde veya arkasında olarak bu deneyimleri yaşamak için fırsatlar yaratmalılar. Bunun için olağanüstü koşulları beklemeye gerek yok. Bazen bir evin koridorunda karşılıklı top yuvarlarken, bazen de eve yakın boş bir arsadaki otları incelerken veya onların arasına düşmüş bir anahtarı ararken çocuklar merak duygusunu karşılayarak ve deneyimleyerek öğreniyor. Bunu aktiviteye dönüştürerek yapınca daha kaliteli zaman geçirmiş oluyorlar. Yaparak, deneyimleyerek öğrenmenin temel parçalarından biri hareket etmek. Hareket içeren aktiviteler ve bu hareketin bir amaca ve bir merak dürtüsünü karşılamaya dönük olduğu durumlarda deneyimsel öğrenme kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Ailelerin çocuklarıyla ilgili gelecek kaygılarından en önemlisi, eğitimleri. Peki çocuğumuzun en iyi eğitimi almasını sağlamak konusunda neye dikkat etmeliyiz?
Çocukların akademik ve sosyal gelişimindeki bireysel farkları dikkate alan eğitim yaklaşımları çocuklar için çok gerekli. Bunu kamu ya da özel okul fark etmeksizin sağlayabilmemiz şart. İyi bir okulun göstergesi aynı zamanda çocukların birbirleriyle beraber olmayı, birbirlerinin eksiklerine veya farklılıklarına hoşgörüyle yaklaşmayı yardımlaşmayı ve destek olmayı öğrenmelerini sağlamak, kendi öncelikleri ile toplumsal öncelikler arasındaki dengeyi kurmalarına yardımcı olabilmektir.

Diğer bir kaygı yaratan durumsa teknolojik aletler ve televizyon. Bu konuda ne yapacak, nasıl bir yol izleyeceğiz?
Dijital devrimin içine doğan çocukların bu dünyaya ilgileri normal. Anne-babaların görevi çocuğun çevirim içi ve çevirim dışı hayatının bir dengede olmasını sağlamak. Zira sağlıksız olan, bir çocuğun uyanık olduğu zamanın büyük kısmında sadece tek bir ilgisine odaklanması. Çocukların, aileleriyle bağ kurmaya ve dünyanın sunduğu deneyimler mönüsünden dengeli olarak beslenmeye ihtiyacı var. Anne-babaların açıkça kaçınması gereken ise teknolojiyi ve teknolojik aletleri çocuk bakıcısı olarak kullanmak olmalı.