Solaksa bırakın öyle kalsın

Solaklık bir kusur değil, aksine bir avantaj. Hem sağ hem sol beyin becerilerini kullanma şansına sahip solak bir çocuğunuz varsa, onu bundan vazgeçirmeye çalışmak becerilerini ortaya koymasını engelleyebilir.

Solaksa bırakın öyle kalsın

Yazı: Mürsel Çavuş

Solaklık, geçmişten bu yana en çok tartışılan konulardan birisi olmasına rağmen bugün hala gizemini koruyor. Çocuklarda solaklığı Yrd. Doç. Dr. Emir Ruşen, Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ ve Uzman Psikolog Reyhan Ateş Yücel’e sorduk.

Halk arasında ‘sağlaklık ve solaklık’, insanın günlük yaşantısında öncelikli tercih ettiği el kullanımını tanımlıyor. Yazı yazarken, yemek yerken ya da bir şeye uzanırken, sağ elinizi kullanıyorsanız sağlak, sol elinizi kullanıyorsanız solak oluyorsunuz.

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Emir Ruşen solaklığı şöyle tanımlıyor: “Solak, verilen bir işi yerine getirme sırasında sol elini sağ elinden fark edilir düzeyde başarılı kullanabilen insanlara deniyor. Araştırmalara göre insanların yüzde 10’u solak, yüzde 70’i sağlak. Karışık ellilik ve çift ellilik gibi kategoriler de mevcut. Karışık elliliğin dereceleri farklı olmakla birlikte nüfusun yaklaşık yüzde 20’si olabileceği tahmin ediliyor.”

Birçok insan yazı yazdığı eli asli eli kabul ediyor. Ancak bazı durumlarda aile baskısıyla ve zorla elin değiştirildiği durumlara da rastlanıyor. Dr. Emir Ruşen; “Bazı aileler çocuklarının solak olmasından rahatsızlık duyuyor ve bebeklikten itibaren, özellikle yazı yazmayı öğrendiğimiz 6-9 yaş arasında çocuklarını zorlayarak sağ ellerini kullanmaya alıştırır. Ne var ki genetik olarak ve doğumdan itibaren beynimiz belli bir eli kullanacak şekilde özelleştiği için bu yapay değişim çocukta fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar doğuruyor. Eğer yazdığınız elinizi kullanırken rahatsızlık hissediyorsanız ve garip bir şekilde diğer elinize geçme ihtiyacı duyuyorsanız, bunun sebebi kullanmadığınız elinizle yazmaya alıştırılmış olmanızdan kaynaklanabilir” diyor.

Solaklığın zekayla ilişkisi

Solak veya sağlak olmanın bireysel olarak çok ciddi bir anlamı bulunmadığını belirten Dr. Emir Ruşen, zekayı sadece bireylerin genlerinin değil, çevre yani sonradan öğrendiklerimiz ve deneyimlerimizin de belirleyeceğini söylüyor. Solakların, ‘yetenek ve zihinsel anlamda üstün meziyetlere sahip olduğu’ genel kabulü için ise Ruşen şunları söylüyor: “Solaklar beynin her iki kısmında da hakimiyet kuruyor. Solaklar ellerini daha işlevli kullanabilmeleri adına yeteneklerini geliştiriyor, bu sayede sanat ve spor aktivitelerinde daha başarılı oluyorlar. Çoğu ebeveyn, çocuklarının sağ elini kullanmaları için çaba gösteriyor çünkü toplumda sağ elin kullanabileceği ürünlerin çoğunlukta olması, solakları zorda bırakıyor. Solakların yaralanma ve kaza geçirme riskleri de bu yüzden daha fazla!”

El kullanımı gelişiminin bebeklik döneminde başladığını belirten Dr. Emir Ruşen, çoğu bebeğin ilk önce her iki elini de eşit kullandığını; birkaç ay içinde bazılarının bir elini diğerinden daha sık kullanmaya başladığını söylüyor. Bazılarının bunun için ilk doğum günlerinin gelmesine kadar beklediğini belirtiyor. Diğerlerinin ise önce bir elini kullanmaya başlarken daha sonra bunu değiştirdiklerini ekleyerek; önemli olan ebeveynlerin kullanmasını istediği değil, bebeğin en rahat olduğu elini kullanması olduğunu savunuyor. Bebek eğer uzatılan nesneye sol eli ile uzanıyorsa veya sağ eliyle alıp sol eline geçiriyorsa, beynin her iki kısmını da kullandığı için çok daha yaratıcı ve başarılı olabileceğinin unutulmaması gerektiğini vurguluyor.

Neden solak?

Solaklığın genlerle ve beyinle ilgili bir insan özelliği olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, bunun yalnızca insana has olmayıp bazı hayvan türlerinde de kendini gösterdiğini belirtiyor.

Solaklığın genetik ve biyolojik bir özellik olduğunu da ekleyen Dr. Oğuz Tanrıdağ, bunun insanın kendi doğal yapısında olduğunu söylüyor. Bu sebeple çocuğa dışarıdan yapılacak herhangi bir zorlamanın açacağı sorunlar arasında hangilerinin olduğunu açıklıyor: “Yeni doğan çocukta beyin kendi yapısının kurallarına göre öğrenme süreci yaşar. Doğal olarak işleyen sürece dışarıdan müdahale, önceden planlanmış biçimde işlemeye programlı yapıların işlemesinde düzensizliklere neden olabilir. Bu düzensizliklerin neden olduğu tepkiler arasında disleksi, kekemelik ve çocukluk depresyonu gibi tepkisel sorunlar oluşabilir.”

Hormon etkisi
Çocuklarda solaklığı psikolojik yönleriyle ele alan Uzm. Psikolog Reyhan Ateş Yücel, el tercihini etkileyen faktörleri şöyle açıklıyor:

“Bu faktörler genetik ve çevresel olabiliyor. Anne-babadan gelen genlerin çekinik ya da baskın olmaları genetik faktörlerde etkili. Hamilelik yaşı, erken doğum, düşük doğum ağırlığı da sol el baskınlığında faktörler arasında. Geschwind’e göre hamilelik esnasında testosteron hormonu sol hemisfer üzerinde baskılayıcı bir etkiye sahip. Bu da fetusun sol hemisferinin büyümesini geciktirip, baskınlığın sağ hemisfere kaymasına neden olabiliyor. Ancak anne ve babaların çocuğu erken yaştan itibaren yönlendirmeleri, genetik aktarımın önüne geçebiliyor.”

Çevresel faktörler arasında radyasyon, kimyasal maddeler, hormonların yanı sıra mevsimsel geçişler gibi dış etkenlerle hamilelik yaşı, annenin beslenmesi, doğum etkisi ve kültürel farklılıklar da el tercihlerinde etkili. Özellikle erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerle yapılan çalışmalar, bu bebeklerin büyük bir kısmının sol ellerini kullandıklarını gösteriyor.
Reyhan Ateş Yücel, el tercihinin bebeklik döneminden itibaren gözlenebildiğini ancak bu yaşta baskınlıktan söz edilemeyeceğini bunun yönelim ve ipucu niteliğinde olduğunu söylüyor, “1- 1.5 yaşından itibaren net ipuçları edinebiliriz. Çocuğun önüne konan tabakta yemekleri yemek için hangi eline çatal aldığı, karalamak için sunulan kalemleri hangi elle çizmeye çabaladığı gibi davranımlar el baskınlığı hakkında fikir verebilir” diyor.

Zorlamayın
El tercihinin problem olmadığı sadece lateralleşme sonucu gerçekleştiğini söyleyen Yücel, çocuğu zorlamaya kalkışmanın öğrenme becerilerini sekteye uğratabileceğini söylüyor. Peki nasıl bir yol izlenmeli? Uzm. Psk. Yücel, “Çocuk objeleri, kalemi, kaşığı sol eline alırken ısrarla sağ ele yönlendirmek onların psikolojilerini olumsuz etkiler. Yemek yeme davranışı ile ‘başardım’ duygusunu yaşamaya çalışan çocuğun, böyle bir durumla karşı karşıya kalışı, gelişimine ket vurabilir. Doğal akışa müdahale edildiğinde hızlı hareket edebilme, koordineli olma ve davranışsal uyumu zorlaştırabilir.”

Kimi ebeveynler el kullanımını değiştirmek için okul öncesi çocuğunun oyun dünyasına müdahale ediyor. Oyun çocuk için deşarj alanı. Çocuğu eğlendirdiği gibi sıkıntılarını da oyun yoluyla dışa vurma imkanı, gevşeme ve rahatlama imkanı sunuyor. Bu alandaki müdahaleler, çocuğun içe kapanmasına ve kendini ifade alanlarının kısıtlanmasına neden olabiliyor. Yine okul çağı çocuğuna yapılan ‘sağ el ile yazmalısın’ telkinleri kimi zaman baskı boyutlarına ulaşabiliyor, çocukların okuma yazma becerilerini olumsuz etkiliyor. Çocuklara baskı yapmak yerine, var olan potansiyellerini desteklemek ve onlara rahat ve mutlu olabilecekleri alanları sunmak yeterli. Solaksa yaratıcılıklarını ortaya koyabileceği sol el için uygun kalem, makas vb. malzemelerin temini, onlara en büyük yardım oluyor.

Araştırmalar  ne diyor?
Yapılan araştırmalar solaklığın genlerin, insan vücudunun asimetrik olmasının etkisini gösterirken sol eli kullanma hala gizemini koruyor. Sağ elini kullananların oranı uzun süredir hiç değişmedi. 2007 yılında Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırmada solaklığa neden olan genetik farklılık bulundu. Araştırmanın başındaki genetikçi Clyde Francks; “Hangi elin baskın olduğu beyindeki asimetriden kaynaklanıyor. Beyni neyin asimetrik yaptığını ise yeni anlamaya başlıyoruz” diyor.

Beynin yapısını ve işlevini yansıtan sağ ya da sol elin baskınlığı ise daha yaygın görülüyor ancak tam olarak anlaşılmış değil. Geçmişte, solaklar potansiyel suçlu olarak görülüyor veya şeytanla iş birliği yapmakla suçlanıyordu. Solak çocuklar ise okullarda ‘sorunlarını’ gidermek için eğitime tabi tutuluyordu. Son zamanlarda bu suçlamaları görmüyoruz. Solak olmak artık utanç kaynağı değil. Amerika’nın son yedi başkanından dördü, Ford, Bush, Clinton ve Obama solaktı. Reagan’ın ise her iki elini aynı kolaylıkta kullanabildiği söyleniyordu.

Solaksa bırakın öyle kalsın - Resim : 1

Bunları bilmekte fayda var
Araştırmalar solak çocukların bazı konularda zorluk yaşayabildiklerini gösteriyor;
•    Yazım ve imla kurallarında, sözel olmayan dili anlamada zorluk yaşayabilir, bu nedenle düşük akademik başarıya sahip olabilirler. Bu zorluklar gerekli müdahale yapılmazsa öğrenme bozukluğuna ve dil- konuşma problemlerine neden olabilir.
•    Çalışma alanlarında ve sınıftaki fiziksel koşullardan yararlanmakta ve bazı materyalleri (makas, kalem gibi) kullanmakta güçlük çekebilirler.
•    Beynin sağ kısmı korku duygusundan sorumlu olduğundan, solakların –beynin sağ kısmının baskın olduğu kişilerin- post travmatik stres bozukluğu yaşama ihtimalleri daha fazla.

Kabul edin
Anne-babalar solaklığın anormal olmadığını kabul etmeli ve baskın elinin hangisi olduğuna karar vermek, bu konudaki en önemli aşama. Bebekler genellikle 7-9 aylıkken el tercihlerini göstermeye başlıyor. Birçok çocuk iki yaş civarında baskın elini belli ediyor. Ancak baskın elin oturması, okula başlamayı bulabiliyor.

Çocuğunuz yemek yerken ve kalem kullanırken sol elini kullanıyorsa, tek ayağı üzerinde durması gerektiğinde sol ayağı üzerinde duruyorsa, herhangi bir şeyi karıştırırken veya döndürürken saat yönünün tersine çeviriyorsa solak olma ihtimali yüksek. Bu durum karşısında ailelerin kesinlikle baskı yapmaması ve olduğu gibi kabul etmesi gerekiyor.