ÖNALAN:
Önce davranan, önde giden, başa geçen
ÖNCEL:
Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren
ÖNCÜ:
Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan
ÖNCÜER:
Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit
ÖNDER:
Lider, yönetici, şef
ÖNDERSARP:
Ulaşılması zor lider
ÖNEL:
Bir işin yapılması için verilen süre
ÖNEM:
Bir şeyin nitelik ya da nicelik yönünden değeri olma durumu, değer
ÖNER:
Önde gelen yiğit, önde giden erkek
ÖNGÖR:
Önceden gör, ilerde olacakları sez
ÖNGÖREN:
Önceden gören, önceden kestiren
ÖNGÜN:
Önemli bir günün ya da bir bayramın öncesindeki gün, arife