Vücuduna güven
Annelik günlüğüm ilk notları...
Anne Tavşan
Aldığım notlarımı derliyorum, ortaya bilmeden ama hissederek anne olmanın temelleri çıkıyor…
Öncelikle; ben her zaman anne olmayı isteyen o kadınlardan hiçbir zaman olamadım. Çocuk kucağıma almadım, bebek görünce kaçtım. Anne olma hayalim hiç olmadı. Dağlara tırmanmayı, denizleri aşmayı, okulları - doktorayı bitirmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, kaçmayı, gezmeyi, ahlaksızlıkları, her şeyi hayal ettim ama anne olmayı neden bilmiyorum bir gün bile hayal etmedim… Eşimi tanıdıktan sonra bu duygu bende şekillendi. Tıpkı evlilik hakkında olan düşüncelerim gibi… Çok mutlu bir evlilik, aile içerisinde büyümüş olmama rağmen ben hiçbir zaman evlilik insanı da olmadım, evlenme hayali kurmadım, gelinlik hayalim olmadı, düğünlerden nefret ettim. Bu yüzden biz düğün yapmadık, gelinliğimi 5 dakikada seçip, alıp çıktığım için rekor kırdığım söylendi, eşimle sabah kalkıp el ele tutuşup gidip evlendik, eve döndük sarılıp uyuduk, akşam içmeye gittik, ertesi günde işlerimize gittik. Yani doğanın kanunlarını, bu denge çemberlerini kocamı tanıdıktan sonra kabullendim ve istedim. Kendime bir sıfat eklemek için, önümde Anne sıfatı olsun, “ Anayım ben daha ne olsun ” diye ulu orta gezeyim diye bir derdim hala yok çünkü benim zaten gururla taşıdığım birçok sıfatım var. Sırf önemli bir sıfatı olsun diye, başarısızlıklarının ve yalnızlığının üzerini bu sıfatla kapatabilmek için, obsesif bir şekilde olaya bakıp anne olan kişilere de hala çok sinir oluyorum!
Ben dünyaya yeni bir nefes getirmeyi en çok kocama olan sevgimden dolayı istiyorum, bu adamla benim ortak bir ürünümüz dünyada olmalı diyorum, aşkımızın elle tutulur-gözle görülür bir ürünü dünyada olmayı hak ediyor diye düşünüyorum ama tabi ki bir canlıyı dünyaya getirmek için istemek yetmiyor, karar vermek bence hiç kolay bir karar değil. Gerçekten uzun zaman mantıklı bir şekilde düşünmek gerekiyor. Biz nasıl karar verdik, şöyle oldu; ben kendime ve eşime şu soruyu sordum "Seçme şansın olsaydı bu dünyaya gelmek ister miydin? Öleceğini bile bile dünyaya gelmek ister miydin? Bu hayat sonunu bildiğin bir oyunu oynamak gibi değil mi, buna gerek var mı ? Bu arada bu soru sana asla sorulmayacak. Yaratan karar verecek, buna iki insan üzerinden vesile olacak ve sonunda öleceğin belki de geldiğin yere döneceğin bir serüvene çıkacaksın... İster misin?" Cevapları yazdık ve üzerinde tam 6 ay düşündük. Cevaplarımız "EVET" oldu çünkü; bu dünyada gökyüzünün, doğanın, denizin bin bir tonunu görebildiğim bir an sadece bir an bile dünyaya gelmiş olmaya değer... Görmek, koklamak, hissetmek, sevmek, öpmek, sevişmek, gelsin hayat bildiği gibi deyip kendini rüzgara bırakır gibi hayata bırakmak ve dolayısıyla yaşamı her hücrende hissetmek öyle zevkli ki... Bir de kendini seviyorsan ve seviliyorsan tadından yenmez!
Hepimiz kariyer yapıyoruz, yüksek lisans tezleri yazıyoruz, plazalarda koşturuyoruz, toplantıdan toplantıya yetişiyoruz, iş hayatımızla ilgili planlarımız var, mail kutularımız her gün doluyor, performans değerlendirmelerine giriyoruz, kahvesiz yapamıyoruz. Nasıl oldu anlamadan aramızdan birkaç şanslımız sevdiği insanı buluyor yine anlamadan kendini evlenmiş buluyor ama koşturma tüm hızıyla devam ediyor çünkü bizler hızlı, pratik, planlı, güçlü, iş bitirici kadınlarız! Acelemiz, yapmamız gereken her zaman çok şey var ve HER ŞEYİ kendimiz yapabiliriz! İşte böyle bir kadın şimdi hamile!!! Tahmin edeceğiniz gibi çok okuyor ve çok biliyor, paylaşmak istiyor. Çünkü aslında neler olacak tam olarak bilmiyor, azıcık korkuyor. Ben hamilelik günlüğümü önce bebeğim için sonra da benim gibi kadınlar için yazacağım.
Dünyaya bir canlı getirmeye karar verdikten sonra yaptığımıza istinaden adet günüm yaklaştıkça notlar tutmaya başladım. Bu notları tutmamın sebebi doğum günü sabahımda hep “yıllar önce bugün ne yapıyordunuz” diye annemle babama sorup dururum, ailemin anılarımızı anlatmasına bayılırım, annemin hamilelik notlarını okurum ve keşke daha fazla yazsaymışsın derim... İşte ben daha fazla yazacağım ve ileride çocuğum yokluktan nasıl var olduğunun her anını okuyabilecek.
Benim hayalimde o küçük çubuk üzerinde göreceğim iki çizgiyi bir notla birlikte kocama verip ona sürpriz yapmak hatta o çubuğu bir ömür saklamak vardı. Ama hayat bizim planladığımız gibi tabi ki gitmiyor…
Hamilelik Günlüğüme şöyle başlamak istiyorum; 6 adet negatif idrar testi, ardından gelen pozitif kan testi ! Sonuç: Hamilesiniz! Bu da ne böyle ?! İtiraf ediyorum aklımdan geçen milyonlarca düşünce arasında şöyle afacan bir düşünce de vardı “ Ya bu istenmeyen bir hamilelik olsaydı ve o çubuğun negatifliğine güvenmiş olsaydım ! “
Günlüğümün ilk sayfaları, ilk notlarım…
7 Kasım 2014 Cuma: Gece rüyamda ‘Hamilesin hamilesin’ diyen bir ses duydum.
8 Kasım 2014 Cumartesi: Hamile olduğumu hissediyorum. Her gün alerjim olmasına ve her gün ilaç içmeme rağmen son 7 gündür alerji ilacı kullanmadan baş edebiliyorum…Bu 4 senedir bir ilk. Bugün ani bir kararla erken hamilelik testi yaptım, sonuç NEGATİF.
9 Kasım 2014 Pazar: Gece tekrar ‘Hamilesin, hamilesin’ diyen bir sesi rüyamda gördüğümden! dolayı dün yaptığım teste inanmadım ve sabah tekrar test yaptım; sonuç NEGATİF. Eee dedim bu kadar düşünürsem tabi ki rüyamda görürüm!
11 Kasım 2014: Beklenen adet tarihim geldi ama Tık yok!
12 Kasım 2014: Akşam iş dönüşü kocam arabada bana dönüp ben hissediyorum hamilesin, haydi gidip test alalım dedi, 5 Tl lik test aldık ve geldik, bir daha test yaptım. Sonuç NEGATİF.
14 Kasım 2014: Akşam markette ev alışverişimi yaparken markette satılan gebelik testlerini görünce dayanamayıp yine alıp testi yaptım. Sonuç NEGATİF. Tamam dedim içimden hamile değilim zaten karnım ve başım çok ağrıyor!
18 Kasım 2014: Sabah gebelik testi yaptım. Sonuç NEGATİF.
20 Kasım 2014: Akşam artık adet olmayacağımdan emin olarak gebelik testini yaptım. Sonuç NEGATİF.
Tamam! Sonuç NEGATİF. Anladık ! İlk seferde hamile kalacağım diye bir şart zaten yok! Peki benim sorunum ne?!
Sonunda aklıma doktorumu aramak geldi, aradım ve “Merhaba Geç Yumurtlama-Geç Döllenme” denilen şey …