Altın Kelebek’ten bildiriyorum…

Bu ön sıra psikolojisi farklıymış hakikaten. Bir ara kendimi gayet şan şöhret sahibi sandığımı söylemeliyim. Sağımda Fatih Portakal, solumda Barış Arduç, önümde Elçin Sangu, arkamda Demet Akalın, karşımda Tarkan… Poyraz Karayel, Diriliş, Kiralık Aşk, Tatlı İntikam… Bir sürü dizinin oyuncuları tam kadro, anlayacağınız benim epeyce tanıdığım ama beni epeyce tanımayan onlarca insanın ortasında havaya girdim.

Okan Bayülgen’in kızı İstanbul’un hoverboard ile sahneye girişine bayıldım. Konuşkan, kendine güvenli bir kız çocuğu olduğu belli. Güzel bir açılış oldu. Açılış diyorum çünkü caanım Tarkan’ın verdiği mini konser, yer karmaşası yüzünden neredeyse karambole geldi. 

Tarkan açılışa konur mu a dostlar? Açıkhava konserinde yer bulmak için kendimizi paralıyoruz, bulmuşuz mis gibi Tarkan’ı, o da kendine ayrılan yeri bulmaya çalışan davetliler sebebiyle doğal olarak gargaraya geldi.

Koy Tarkan’ı olayın göbeğine di mi ama? Ya da madem en başta çıkacak, dışarıdaki kalabalığı zamanında içeri yönlendirin ki herkes vakitlice geçsin yerlerine. Herhangi bir uyarı olmadığından, insanlar dışarıda hoşbeşteyken Tarkan’ım çıkıp şarkılarını söyleyiverdi. Konser öncesi çıkan ön grup muamelesi reva mı Tarkan’a? 

Tören başladı, Okan Bayülgen bu sene çok hızlı olunacağını söyledi. Ama hızın ayarı fazla kaçtı apar topar en iyi dizi olarak Dirliş açıklandı. O kadar hızlı oldu ki, ekip yanımdaydı, ayağa kalksalar mı sahneye gitseler mi bir kararsız kaldılar. Sahnede de hostes kızın büyük ısrarı ile konuşma yapamadan içeri alındılar. Hostes kız kendine nasıl tembihlendiyse hızlı ol diye, o kadar kararlıydı ki ekibi içeri yönlendirmekte gitmezlerse tüm ekibe girişecek gibi duruyordu. 

Sonrası herksin duyduğu malum kriz.  

Şarkı söylerken bayıldığım Tarkan, sıra ödül almaya gelince aşırı kibar takıldı. Ödül aldığı sanat müziği şarkılarının ağırlığı ile geldi, ağır ağır, tane tane teşekkür etti ve gitti. O coşkulu, sevimli Tarkan içeri kaçmış, Bulamadık.

Tatlı anların çoğunlukta olduğu bir geceydi orası kesin…

Çocuk oyuncu olarak beni hüngür şakır ağlatan “Anne” dizisinin oyuncusu minik Beren’in aslında çok mutlu bir çocuk olduğuna şahit oldum. Ailesi onu öpücüklere boğdu, benim içimin yağları eridi. 

Müjdat Gezen’in sahneye çıktığında alkıştan yıkılan salonu susturmak için uğraşması gerekti. Efsane!

Cüneyt Arkın, oğlunun desteği ile sahneye gelirken muhteşemdi. Duygulandırdı. 

Ödülü açıklanmadan sahneye fırlayan Elçin Sangu enteresan oldu.

Fatih Portakal, enfes bir konuşma ile ödülünü aldı. “Bu ödülü tüm gazeteciler için almıyorum, işini ‘adam’ gibi yapan gazeteciler adına alıyorum” mesajı geceye nefis yakıştı. Gülben Ergen, geçen sene tutuklu olan Can Dündar’a sahneden selam yolladığı için sonrasında epeyce bir süre garip yorumlarla uğraşmıştı. Bu sene uğraşma sırası Fatih Portakal’a geçti. Ama birilerinin de bir şeyler söyleyebilmesi lazım değil mi?

Okan Bayülgen işini iyi yapan bir adam. Her durumu kotarıyor. Ama iki handikap yaşadı bence. 

Biri Sibel Can’a “size kilolu diyorlar, hiç de değilsiniz, her sene otuz beş kilo veriyorsunuz” demesi oldu. Sibel Can fazla fazla fazla kibar gülüyordu, bence bozuldu. Ben olsam, ben de bozulurdum. Her sene otuz beş kilo dedi adam. 

Bir ara bekledim Okan bana da laf atar mı diye. Atmadı. Havaya girmenin zirvesindeydim diyorum ya ruh hali bu bende.

Bir diğer sıkıntı ise Diriliş ekibinden özür dilerken, “Diziyi hiç izlemedim” demesi oldu. Özür, sıkıntıyı gidermek yerine büyütmeye yaramış olabilir gibi geldi.

Gecenin ortalarında sağımda ayakta duran bir adam kendini sahneye attı. “Türkiye’nin en güzel kadını Banu Alkan nerede minvalinde” bir şeyler söyledi. Bunun geceye dahil olan bir sahne olmadığını anlamamız biraz zaman aldı ama mevzu uzadı. Okan Bayülgen adamı güzel paketledi. Geçtiğimiz yıllarda da Tarkan ödül alırken, Tuba Ekinci sahneye fırlamıştı hatırlarsanız. 

Bu medeni cesaret nereden geliyor çok meraktayım. Bunca insanın önünde kendini sahneye atıyorsun ve abukça bir şeyler söylüyorsun. Israrcısın da. Nasıl bir kafa? Ne beklentisi? 

Banu Alkan’ın açıklamasına göre adam kendi asistanıymış ama onun böyle bir şey yapacağından haberi yokmuş. “Gündeme gelmek istesem Donald Trump üzerinden bir açıklama yaparım” demiş. 

Evet doğru okudunuz: Donald Trump! 

Her ne olursa olsun, Altın Kelebek, yıllardır merakla beklenen, izlenen bir “olay”. Orada olmak, o havayı solumak da güzeldi. 

Gecenin asıl skandalı ise benim ödülü vermeyi unutmaları oldu! 

Seneye telafi edeceklerine inancım tam, yoksa ben de kendimi sahneye atarak korsan gösteri yapmayı planlıyorum. “O Kıvanç buraya gelecek” diye bağıracağım…

Bilginize...

Sevgiler,

Deniz Çakmakcı

ALTIN KELEBEK ÖDÜL TÖRENİNDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN.