Sağlığınız için güneşten faydalanmanın ana prensipleri

Yaşam Kaynağı güneş ile sağlıklı bir ilişki kurmak bütünsel sağlık ve mutluluğumuz için muhakkak ki son derece elzem.

Ebru Şinik

Ebru Şinik


Sağlığınız için güneşten faydalanmanın ana prensipleri

Güneş başta D vitamini olmak üzere çok önemli enzimlerin vücudumuzda çözülmesini sağlayan evrensel bir yaşam ve enerji kaynağı ama bu kaynağa ölçüsüzce bağlandığımızda yaşamı sonlandırabilecek kadar da tehlikeli. Yaydığı güçlü radyasyon ışınlarıyla cildimizde güneş yanığı ile başlayarak fizyolojimizde cilt kırışıklıkları, cilt lekeleri, çillenme, solar keratoz, katarakt, erken yaşlanma, skuamoz hücre kanseri ve melanom kanseri gibi son derece tehlikeli ve ölümcül sonuçları getirebilen güneş ile ilişkimizin sınırlarını bilmeli ve güneşin bizi hızla yaşlandırmasını önleyerek, tam aksine güneşten alacağımız pür ve saf enerji ile sağlıklı ve mutlu yaş alma yani well-aging sürecimizi desteklemeliyiz.

D vitamini ne işe yarar?
Fizyolojimizde bir sürü rolü bulunan D vitamini suda ve yağda çözülebilen bir temel vitamindir. Başlıca iskelet ve kemik sağlığı ile kas yapısından sorumlu olmasının yanısıra kalp sağlığı ve tiroit bezleri için hayati gereklilikte olan D vitamininin kalp hastalıkları ve diyabet ile göğüs, prostat ve kolon kanserine karşı da koruyucu olduğu saptanmıştır. Sağlıklı ve dengeli bir bağışıklık sisteminin yapıtaşlarından biri olan D vitamini ayrıca inflamasyonu, ağrıyı, depresyonu ve aşırı derecedeki uyku uyuma isteğini de dengeli ve sağlıklı bir şekilde azaltabilmektedir.

D Vitamini aynı zamanda bedenimizdeki temel minerallar olan kalsiyum, demir, magnezyum, çinko ve fosfat gibi temel minerallerin emilimini de yükseltmektedir. Bazı klinik araştırmalara görede D Vitamini erkeklerde testosteron seviyerini artırırken, kadınlarda ise östrojen ve progesteron hormonlarını düzene sokmaktadır. Özetle kendimizi iyi hissetmek için vücudumuzdaki D vitamini seviyesinin optimal düzeyde seyretmesi önemlidir.

D Vitamini nasıl sağlanır?
İnsan vücudunda mevcut D vitamininin yüzde 90’ından fazlası güneşin derimiz üzerinde oluşturduğu bir sentez sayesinde üretilmektedir. Yüzde 10’dan azı ise ağız yoluyla aldığımız gıdalardan sağlanmaktadır. Bunlara örnek olarak başlıca yumurta, yağlı balıklar, hayvansal yağlar ve sakatat grubunu sayabiliriz. Ama çok açık anlaşılacağı üzere güneşsiz bir ortamda sağlıklı bir bedene ve zihne sahip olmak mümkün değil, çünkü yiyeceklerden sağlanan D Vitamini organizmamız için asla yeterli değil.

Güneşlenirken nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Sağlık için güneşlenme zamanı, UVB nin dünya yüzeyine en dik geldiği zaman aralığı olan 10.00-15.00 saat aralığında olmalıdır.
Yani güneş ışınları tepedeki ufuk çizgisinin 50 derece altına inmeye başladığı saatler UVB ışını alamayacağınız için güneşlenmemeniz çok daha hayırlı, çünkü D vitamini alayım derken, daha tehlikeli olan, yani cilt kanserine neden olan UVA ışınlarına maruz kalıyorsunuz.
Araştırmalar güneşli bir gök altında, öğle vakitlerinde olabildiğince açık bir beden ile, yani mümkünse bikini ile, koruyucu krem sürmeden, haftada 3-4 defa, 10-20 dk. kadar güneşlenmenin bedenin doğal D vitamin ihtiyacını bariz bir şekilde yükselttiğini göstermektedir.
Yani öğle saatlerinde koruyucu sürmeden kısa süreli güneşlenmeler (12-20 dk) yaparak ve bunu cildiniz kararmadan izleyen günlerde tekrarlamak, cilde D vitamini ürettirmenin en etkili yollarından biri olarak belirtilmektedir.
Bedende D vitamininin üretimi, sentezlenmesi ve organizmanın kullanımına hazır hale getirilme süreci yani D vitamininin kana geçme süreci ise yaklaşık 48 saat kadar sürüyor. Bu yüzden güneşlenilen günlerde D vitamini cilt üzerinde üretilmeye başlamışken, banyo yaparken kese yapılmaması, sıcak su yerine ılık veya serin sular ile yıkanılması ve bol sabun veya şampuan kullanılmaması öneriliyor. Yani güneşlendikten sonra duş alırken özellikle yüz, kol, omuz, bacak gibi güneş gören bölgeler özellikle sabunlanmayıp, sadece ılık bir su ile temizlenmeli; aksi takdirde güneş ile başlayan ciltteki D vitamini sentezinin zarar görüp, yarım kalabileceği belirtiliyor.
Çok bronzlaşmakdan kaçının. Çünkü deri üstündeki pigmentler renk değiştirip, koyulaştıkça UVB ışınlarının deri altına inmesini önleyebiliyor.
Eğer teniniz çok brozlaştı ise, veya bedeninizde aşırı yağ hücresi bulunuyorsa, veya 70 yaş ve üzerinde iseniz D vitamini üretiminiz nispeten düşük olduğundan, öğle saatlerinde güneş altında korumasız olarak daha uzun kalmalısınız; yani 20- dk yerine mesela 40 dk.
Günün geri kalan  zamanlarında hala güneşte kalmayı tercih ediyorsanız, kesinlikle koruyucu doğal yağlar olan tamanu, susam, hindistan cevizi, avokado yağı ve/veya UVA ve UVA ışınlarını bloke eden güneş kremleri kullanarak cildinizi korumayı ise sakın ha unutmayın.
Güneş yağlarını seçerken özellikle UVA ışınlarını engelleyici olanlardan seçin. Unutmayın, cilt kanserine yol açan UVB değil, UVA ışınlarıdır. UVB tersine cilt kanserini önleyebilen nitelikler barındırıyor.

Ayurvedik Güneş Yağı
Aşağıda tarifini verdiğim oldukça etkili ayurvedik güneş koruyucu yağ formülünü evde rahatlıkla hazırlayabilirsiniz. Hatta sabah kalktığınız gibi güneş koruma faktörlü nemlendirici olarak da bizim gibi güneşli bir ülkede özellikle Mayıs-Ekim ayları arasında gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz.

İçerik;

½ Çay bardağı Avokado Yağı
¼ Çay bardağı Susam Yağı
¼ Çay bardağı Tamanu Yağı
2 Tatlı kaşığı Havuç Özü Yağı
2 Tatlı kaşığı Ahududu Yağı
½ Tatlı kaşığı ıtır veya lavanta saf uçucu yağı
5-10 gr. arası Çinko Oksit

Hazırlanışı;
Avokado, susam ve tamanu yağını küçük bir cam şişe içinde karıştırdıktan sonra, diğer tüm yağları ekleyerek hepsini tekrar iyice karıştırın. Hoş koku vermesi amaçlı olarak ise içerik listesinde bulunan ıtır veya lavanta saf uçucu yağlarından bir tanesini arzunuza göre karışıma ekleyebilirsiniz; saf uçucu yağlar koku amaçlı önerilmiş olup, güneş koruma açısından eklenmesi zaruri değildir. Hazırladığınız bu karışıma dilerseniz içerik listesinde son madde olan 5-10 gram çinko oksiti de  ekleyerek, güneş koruyucu etkisini artırabilirsiniz.Hazırladığınız bu güneş yağı şişenizi ışık görmeyen serin bir mekanda saklayın. Mesela banyoda dolap içi uygundur.

Ebru Şinik ile İyi Ol, Mutlu Ol!
Bütünsel Sağlık ve Ayurveda Uzmanı

www.ebrusinik.com