Milano'ya bahar gelmiş!
Yeni bir yıl, yeni kararlar...
İncifer İbiş
Ocak ayı demek koskoca bir yılın başlangıcı ile birlikte yenilikler, yeni kararlar, yeni planlar demek… Eskiden her anımı, her saniyemi planlardım. Nasıl bir psikopatlıksa, gören de Başbakanım bir şey aksasa ülke elden gidecek sanır. Son 1-2 yıldır daha esnek davranmaya başladım. Bir baktım hayat daha güzel ve daha yolunda ilerliyor. Eee dedim biraz da bunu deneyeyim. Ama sanmayın ki plansız programsız, kalbimin götürdüğü yere gidiyorum. Benim en plansız halim bile ben çok planlıyım diyen biri ile kıyaslanamaz. Düşünün! Ama bu yola girdim bir kere.. Kendimi olabildiğince spontane hayata zorlasam da belli bir seviyeden sonra hoop diyorum. Bana göre değil diye kendi kendimi yiyorum sonra…
O ani alınan kararlardan biri de, durup dururken hafta sonu Milano’ya gideyim ben ya diye düşünüp, bilet alıp, pııırrr uçmak oldu. Vardır benim böyle ani kararlarım bazen iyi-kötü sonuçları oluyor belki ama yapacak bir şey yok. Ben hariç herkes Milano’ya gidelim demiş olacak ki, hayatımda ilk kez Duoma Meydanı'nda kalabalıktan yürüyemedim. Christmas nedeniyle açık bir pazar kurulmuş meydanda ve aklınıza gelebilecek her şey satılıyor. İğne atsanız yere düşmüyor ve o kalabalıkta yürümeniz imkânsız. Terastan baktığınızda ise akıl almaz bir insan kalabalığı görüyorsunuz. İlk gittiğimiz gün Duamo Meydanı'nda bulunun katedral manzaralı Aperol restoranda yemek yiyelim bir de Galleria Vittorio Emanuele II'de mağazalara göz atalım dedik. Yolunuz düşerse mutlaka gitmenizi tavsiye ederim. Yemekleri ve harika kokteylleri var. O gün biraz dinlendikten sonra artık asıl meselemize geldik. Alışveriş! 2 gün boyunca ışıl ışıl olan ViaDellaSpiga ve ViaMontenapoleone caddelerindeki mağazaları gezdik. Mağazalar, sokaklar, caddeler tabloyu andırır gibi süslenmiş. Her yıl ışıl ışıl, tüm vitrinler rengârenk, hava güneşli ve dondurucu bir soğuk yoktu. Bunu fırsat bilen herkes sokaktaydı. İlk gün daha sakin olan caddeler Pazar günü inanılmaz kalabalıktı.
Christmas alışverişi dediğime bakmayın vitrinlere bahar gelmiş. Kürklerin, kaşmir kabanların, örgü kazakların hemen yanında içeri girdiğinizde rengârenk ilkbahar- yaz koleksiyonu sizi karşılıyor. Prada bu yıl anneannelerin babaannelerin ördüğü kazakları, süveterleri vitrininde baş köşeye koymuş. Bütün kış, kazak kazak dedim durdum. Bir bildiğim varmış, siz beni dinleyin. Bunun yanında kürklere de bahar gelmiş. Uzun-kısa kürk mantolar, ceketler, hırkalar, deri ve süet ceketler neredeyse her markada sezonun yıldızı olarak parlıyor. Kürkler siyah, kahve ve ekru gibi klasik renklerin yanı sıra renkli renkli tasarımlar ile modernize edilmiş, gençleştirilmiş. O kadar kürk bana göre değil diyorsanız bir kürk etol veya kürk yaka tüm kış havalı olmanızı sağlayabilir. Kabanlar dışında, ceketler, hırkalar, kazaklar da kullanabilirsiniz.
,
Neon renkleri ve çiçekli desenleri de gelecek sezonda bol bol göreceğiz. Valentino, Prada, Celine, EmilioPucci, Pinko, Gucci, Hermes koleksiyonlarına göz attığınızda bu bahar ve yazın ne kadar renkli geçeceğini anlayacaksınız. Valentino, çantalarında bile tüm neon renkleri hemen hemen kullanmış. Gökkuşağı renkleri tasarımlarına taşıyan çoğu marka bu yıl iddialı bir sezon geçireceğimizin habercisi.
Penyelerde kullanılan renkli baskılar, tüller, pullar ve taşlar basic stili biraz daha hareketlendirerek feminen hale getiriyor. PinkoSweatshirtlerinde kullandığı pullar ve renklerle hafta sonu ve günlük hayatta da ışıldayabileceğimizi anlatmış. Ben çok beğendim. Döndüğümde Türkiye’ye henüz gelmemişti ama dün baktığımda yeni koleksiyon Nişantaşı mağazasında da yerini almış.
Her zaman dediğim gibi siz bu kadar renkli vitrinlere aldanmayın. Moda diye tüm sezon renkli olmak zorunda veya bir sürü parça edinmek durumunda değilsiniz. Doğru alıveriş ve doğu seçimler ile bence bir sezonu birkaç parça ile geçirebilirsiniz. Tüm ana renklerin üzerine kombinleyebileceğiniz çanta, şal, aksesuar ve renkli tişörtler en temel parçalarınız olabilir. Rengârenk bir sezon ve rengarenk bir 2015 bizi bekliyor. Bu yıl çok güzel olacak… Enerjimizi yüksek tutuyoruz.