İyi döner peşinde...

İnsan iyi bir lezzeti tadınca bir daha eskiye dönemiyor.

Mürsel Çavuş

Mürsel Çavuş


İyi döner peşinde...

Lezzetli yemek yemenin en büyük dezavantajı bir daha vasat olandan zevk alamamak. Beşiktaş'taki Asım Usta'ya bir kez gittim. Hani Pando'nun hemen karşısındaki Karadeniz Pide Salonu, önünde öğlenleri kuyruk olan dönerci... Gidiş o gidiş. Bir daha canım ne zaman döner çekse Asım Usta'yı düşünmeye başladım. Bazen Günaydın'da, bazen Saray'da nefsimi köreltiyorum, Kavacık'taki Bayramoğlu veya Florya'daki Beyti de lokasyon olarak bana uzak. Eh, elde çok seçenek kalmıyor.  

İyi döner peşinde... - Resim : 1
Geçen gün yeni bir yer keşfettim. Y Döner. Yeri Osmanbey'de... Lavaşı hemen girişte yapıyorlar. Özel bir meşe fırını yaptırmışlar, lavaş 7 saniyede pişiyor ama öyle bildiğiniz katır kutur olmuyor, yumuşacık... Eti de meşe odununda pişiriyorlar, yukarıdan aşağı öyle bir kesiyorlar ki yekpare bir şekilde lavaşın arasında masanıza geliyor. Yanında patates kızartması, biber turşusu, salata ve sonra da bir bardak çay. Bu menü 15 lira ve şaşırtıcı derecede lezzetli. İşletme müdürü özel bir spesiyallerinden bahsetti; dürüm döner. İçine İskender sosu koyuyorlarmış. Onu da tadalım dedik. Gıda mühendisleri Nalan Acar'ın -kendisi aynı zamanda Y Döner'in pazarlama koordinatörü imiş- uzun uğraşlarla ortaya çıkardığı buraya özel bir reçete ile hazırlanmış. Döneri beğenmiştim, dürümü sosuyla daha da lezzetli buldum. 

Sahrap Soysallığa soyundum

Sonra da hızımızı alamayıp İskender'i tattık. İskender'e sosundan dolayı hiç ısınamamış biriyim. Tabii eti iyi olunca onun da lezzeti fena değildi ama benim aklım dürümde kaldı ne yalan söyleyeyim. Biraz Sahrap Soysallık yapmaya karar verdim. Bilen bilir, öyle enerjiktir ki, gittiği restoranda A'dan Z'ye her şeyi öğrenmeden, didiklemeden çıkmaz. Bir bakarsınız mutfakta, bir bakarsınız ocak başında... Ben de sorular sormaya başlayınca Y Döner'in Genel Müdürü Cemil Patan ile tanıştım. "1975'ten beri bu şirketteyim" dedi Cemil Bey. Y Döner'i kuranlar Türkiye'nin köklü şirketlerinden biri ancak isimlerini ön plana çıkarmak istemiyorlar. Patronların çok sevdiği büfe tarzında bir dönerci varmış... "Döneri büfecilikten kurtaralım, temiz, lezzetli, kaliteli ve iyi servis veren bir zincir kuralım" mottosu ile yola çıkmışlar. Önce Beylikdüzü'nde bir yer açıp konuya ısınmışlar, sistemi yavaş yavaş oturtmuşlar. Balıkesir'de et için bir tedarikçi ile anlaşmışlar ve sonra da işleme tesislerini açmışlar. Amaçları bir döner zinciri olmak hem de sadece Türkiye çapında da değil, Türkiye'de yayıldıktan sonra dünyada da bir zincir olabilmek.

İyi döner peşinde... - Resim : 2
Ben bu fikri tuttum. Avrupa'nın çeşitli yerlerinde döner yedim. Etin kalitesine ve pişirme yöntemine göre tadı o kadar değişiyor ki... Her defasında yeni bir sınav veriyorsunuz ve tadını sevmediyseniz büyük hayal kırıklığı. Tadını sevdiyseniz bir daha bulamama ihtimali... Oysa her yerde aynı lezzeti tadabileceğiniz bir zincir kulağa ne kadar hoş geliyor. Bir de Starbucks gibi yaygınlaşırsa... Şimdilik Fatih'te (Fevzipaşa Cad.), Kızıltoprak'ta (Bağdat Cad.), Beylükdüzü'ünde (Cumhuriyet Cad.) ve Osmanbey'de (Halaskargazi Cad.) var. Cemil Bey'den dinlediğim kadarıyla doğru lokasyondan, personel eğitimine, hijyenden gıda güvenliğine kadar her konuda oldukça sistematik çalışıyorlar. Tek tereddüdüm eti dışarıdan aldıkları için hep aynı kalitede temin edilmesindeki zorluk oldu. Cemil Bey, "Et için çiftlik de kuruyoruz, onu da halledeceğiz" dedi.   
Deneyin bakalım, siz de beğenecek misiniz? 

Meraklısına not: Tatlılardan sütlaç denedim, çok hafifti, fındık Giresun'dan gelmiş. Kadayıf ve künefe de var. Künefe tabii Hatay'dan...