Ayrılık notu olarak; ‘Yapamıyorum!’

Her şey ne kadar hızlı değişiyor farkında mısınız son dönemde. Jet hızıyla yaşanıyor her şey. Yemeklerin, ilişkilerin, şarkıların hızla tüketildiği bir dönemde duyguların sürekli değişip kendi çapında borsacılık oynaması kaçınılmaz bir şey tabii. 2012’de kıyamet kopacak diye bekledik olmadı ama sanki olayın görünmez etkilerini hayatımızda yaşıyoruz. Hızlı başlıyoruz, hızlı terk ediyoruz. Bu yazıyı yazdığım gün bir arkadaşımı telefonla arayıp partilerimden birine çağırmak üzere konuşmak istedim. Salya sümük açılan telefon, ‘başıma neler geldiğine inanamazsın’ cümlesiyle devam etti. Evinde gelinlikle kaldığından her şeyin bitişinden bahsetti. Evlilik mi, ne zaman evlenmeye karar verdin sen yahu diye sesli düşününce olayı anlatmaya başladı. Evlilik konusuna şaşırdım, çünkü en fazla iki aydır arkadaşımı görmüyorumdur, daha fazla değildir. Sevgilisiyle mutlu mesut yaşarken ne zaman evlilik olayına girdiler de oradan ayrılığa geçtiler anlamadım. Meğer yakın zaman içinde aynı evi paylaşmaya başladığı sevgilisiyle önceki ay evlenmeye karar vermiş. Haziran sonunda Las Vegas’ta kendi aralarında bir kutlama yapmaya karar vermişler. Gelinlik dikilmiş üzerine. Arkadaşım daha iyi gözükebilmek için biraz dar diktirmiş hatta ve o gelinliğin içine girebilmeyi tek hedef olarak koymuş önüne. Uçak biletleri, otel parası derken toplamda hatırı sayılır bir harcama yapmışlar. O heyecanla yeniden dekore edilen evi de söylemeden geçmemeliyim sanırım. ‘O istedi diye en kocamanından televizyon aldık’ diye ağlıyordu arkadaşım ki kendisi televizyon bile izlemez aslında. Düğünlerine bir hafta kala, ortada büyük bir dava yokken çocuk eşyalarını toplayıp bir de not bırakarak evi terk etmiş. Senaryo olsa ‘bu kadarına pes, ne abartı’ dersiniz ama tamamı gerçek. Nottaki mesaj en sıkısıydı aslında. ‘Yapamıyorum’ yazmış çocuk, sadece! ‘Yapamıyorum’ ne yahu, kumdan kale mi bu? Çocuk oyuncağı mı? Bazı erkekler o anı yaşamayı, hayal kurmayı çok seviyor da, sonrasında olay zamanı gelince böyle sırra kadem basıyorlar. Peki dertleri ne derseniz, kaçmasalardı konuşurduk, biz nereden bilelim.

Çifte iticilik
Bir kere en baştan söyleyeyim, Facebook hesabının profil fotosu olarak sevgilisiyle fotoğrafını koyanları tuhaf karşılayanlardanım. Yani sevgiliniz hayatınızın en önemli parçası olabilir tabii de bunu profil fotosuna taşımak gereksiz. Sevgilisiyle ortak hesap açanlara ise diyecek bir şey bulamıyor, sadece kahkahalarla gülüyorum. Şimdi bu çifte kumrular için yeni bir fırsat doğdu ya, ondan bahsedelim. Şu ara Instagram’da birbiri yardımıyla yoga yapan birbirinden ‘sevimli’ çiftlerin fotoğrafları dolanıyor. Ülkemizde başlaması an meselesi olan bu trend sayesinde ne kadar uyumlu bir çift olduğunuzu dosta düşmana anlatma fırsatını yakalamış bulunuyorsunuz. Hadi o zaman, bu fırsat kaçmaz!


Trend alarmı
Tulum bu sene moda. Kısası da uzunu da bir kadını seksi yapabilecek niteliklere sahip. Ama lütfen tulumu birlikte kombinleyeceğiniz ayakkabı ve tişört detaylarına dikkat edin. Hani bir aksesuar sizi rezil de edebilir vezir de. Bir kere kısa boylu kategorisine giriyorsanız topuklu ayakkabı giymeden tulumu üzerinize geçirmeyin sakın. Tulum zaten bol durduğu için üzerine giyeceğiniz tişörtün biraz dar olmasına dikkat etmekte fayda var. İçine giydiğiniz tişörtün kısa olması, sizin seksilik kapasitenizi arttırmanız için önemli bir fırsat, kullanın!


Beyoğlu'ndan gökyüzüne
Yaz mevsimi hızlı bir şekilde hayatımıza girince müdavimi olduğumuz kışlık mekanları bir kenara bırakıp yazlık mekanlara yelken açıyoruz tabii. Sıcaklar öyle bir bastı ki terası olan kazanıyor adeta. İşte benim Beyoğlu favorilerimden Mentha,gece hayatının aranılan isimlerinden Orkun Bozdemir’in parmağı olan bir mekan. Gittiğiniz mekanı işletenler arasında bir DJ olursa tabii ki eğlence katsayısı da ona göre artarak çoğalıyor. Eventleri takip edip eğlenmeye de gidebilirsiniz, akşamüstü şef Doğan Anapa’nın atıştırmalıklarının yanına birer kokteyl içmek için de... Her halükarda bu yaz mutlaka uğrayın.

Bodrum'da sağlıklı yemekler
Bodrum demek bir anlamda da rakı sofrası demek. Çağrışım yöntemi uygularsak, rakının yanında en güzel giden şeylerden biri zeytinyağlılar. İşte Yalıkavak Marina hizasına açılan Mufla’nın zeytinyağlıları olayın ana konusu. Bulgurlu kabak dolması, siyah havyarlı mufla patates, zeytinyağlı vişneli sarı fasulye derken mönüdeki zeytinyağlıların arasında kaybolduk. Yemeklerin haricinde mekanın iskelesinde yer alan barda kokteyl içip güneşi batırmak da bir hayli romantik bir aktivite. Yanında da tapas iyi gider sanki.

Sex on the beach
Bu sene Cannes Film Festivali’nde büyük sükse yapan ‘Youth’ isimli filmden alınan bu karede Harvey Keitel ve Michael Caine’i üstsüz havuza girerken görüyoruz. Gaspar Noé’nin yeni filmi Love’da ise bir üçlü yaşanan bir ilişki hikayesi var ve plajda seks sahneleri içeriyor. Film bir hayli sert olduğu için birçok ülkede gece yarısı seanslarına izin veriliyor sadece. Anlayacağınız üzere kumsalda herkeslerden saklanarak sevişme hikayesi Hollywood’un da aklımızın da başköşesinde. Önemli olan cesareti toplamak ve harekete geçmek. Belki tatile gideceğiniz yeri daha iyi bilen arkadaşlarınıza bu konuyu açabilirsiniz. Daha önceden keşfedilmiş yerleri kullanmaktan kimseye zarar gelmez.


Yazdan mı aşktan mı?
En zor dönemece girmiş bulunuyoruz. Temmuz dedin mi artık yaz mevsiminin tamamen göbeğindeyiz. Cildi güneşten korumaydı, bikini diyetine devam etmeydi derken neye uğradığımızı anlamadan geçecek en sıcak mevsim. Geçerken bizde tahribat bırakmasın diye biraz uyanık olmakta yarar var tabii. ‘Oh ne güzel serinletiyor’ diye şekerli kokteylleri gereğinden fazla tüketmek yaz sonunda size yol su olarak dönecektir, bunu hatırlatayım. Sonra Eda Taşpınar’a yetişeceğim diye şezlonglarda közlenmek ileriki yaşlarda sarkmalara, kırışıklıklara neden olacak. Cilt kanseri diye önemli bir husus da var ama kimse başına gelmeden bu işin ciddiyetini anlayamıyor maalesef. Dikkat edilmesi gereken üçüncü husus ise yaz aşkları. ‘Ay bu sefer içim çok acayip, kesin evleneceğiz’ diye bakılan yaz aşklarının ömrü yazdan bile kısa sürebiliyor. Havalar ısınınca libidolar da kaynıyor canım, bunda bozulacak bir şey yok. Dikkatli olmak gerekli, hepsi bu!