Bazıları acı sever

ÜÇ YILLIK SEVGİLİSİ HAKKINDA DERT YANAN ARKADAŞIM UZUN SÜRE ERKEK ARKADAŞININ ONA YAPTIĞI HAKSIZLIKLARI ANLATTIKTAN SONRA LAFINI ŞÖYLE BİTİRDİ; belki değişir! Bu lafı duyduktan sonra arkadaşımın yüzüne okkalı bir kahkaha patlatmak istedim ama kızın ağlamaklı gözleri bu eylemime engel oldu. Sonuçta ben de kalpsiz değilim, arkadaşımın kötü gününde yanında olmayacak halim yok ama nerede olursa olsun boş hayallere kapılan biri görünce gülesim geliyor. Hepimiz yapıyoruz çünkü bunu, değişir diyoruz, beni seviyor o kadar da yapmaz diyoruz, bu sefer son diyoruz… Diyoruz da diyoruz yani, sonuçta değişen bir şey olmuyor. Hani atalarımız boşuna söylememiş o lafı, can çıkar huy çıkmaz. Bir yerde patlak veriyor işte, kalbiniz kırılıveriyor. Ama arlanmaz yüreğimiz yeniden toparlanıp kırılacak kıvama geliveriyor. Başıma gelenlerden ve arkadaşlarımın hayatlarından yola çıkarak şu noktaya ulaştım ki; bazılarımız acı seviyor. Yoksa tekrar tekrar aynı hikayelere, benzer kişilere yeniliyor olmamızın mantıklı bir amacı yok. Çocukken öğrenmek çok basitti öyle değil mi? Elini annenin sakın dokunma dediği sıcak bardağa bir kere değdirdikten sonra, bir daha üzerinden duman çıkan şeylere elini sürmemeyi kafana oturtmuştun çabucak. Peki büyüyünce ne oldu? Seni önemsemeyeceği, aldatacağı her halinden belli olan adama neden 20 kez hak veriyorsun? N.E.D.E.N? ‘Ben çok affediciyim’ klişesinin arkasına sığınıyorsan geçmiş olsun zaten. İyi bir insan olduğun için başına bunların geldiğini sanman tam bir saçmalık. Saf olduğun için denebilir ama. Saf derken temiz, pak anlamında değil, saftirik anlamında! Hayat aynı yerden sınıyorsa seni belki de bir şeyler anlatmak istiyordur öyle değil mi? Hep aynı adamlar karşıma çıkıyor yahu, diyerek kendini koruyamazsın. Gönlünü açtığın kadar gözünü de açman lazım. Aşık olmanın bir zorunluluk olmadığı gerçeğini kafamıza yazalım ilk önce. Karşımıza çıkan her kurbağadan prens yaratmak zorunda değiliz. Bir kısmıyla cidden eğlenmemiz ve tadında bırakmamız gerekiyor. Pitbull yavruları da küçükken çok sevimlidir ama büyüdükleri zaman pek bir çekicilikleri kalmaz. İşte siz de bazı erkekleri ilk günlerdeki sevimliliğini kaybetmeden önce bırakabilirsiniz belki. ‘Sonsuza kadar’ annenizin anlattığı masallarda kaldı. Gerçeği kabullenip toparlanacağınız bir kış olsun…

HUZUR İSTEMEK ÇOK MU?

Levent’teki o dev plazaların arkasında bir yerde aşırı huzurlu İnsana Güven merkezini ziyaret edip, dünyaca ünlü terapist Mutsumi Adachi’nin seansına girdim. Bangkok’lu terapistin aşırı huzur veren yüzü konu hakkındaki gerilimimi temizlerken, nereden olduğunu hatırlamıyorum ama konu ağaçlara geldi birden. Sabah uçağa bindiği havaalanının lounge bölümünde bulunan ağaçlardan bahsetti Adachi. 24 saat hizmet veren havaalanı lounge’larındaki ağaçların uyumaları için gerekli olan karanlığa hiçbir zaman ulaşamadıklarını ve bu durumun onlar için ne kadar zor olduğundan bahsetti. İşte dedim, dünyevi dert dediğin böyle bir şey. Çevresinde residence’lar çıktığı için bahçeye sürekli ağaç dikip, kuşların yuvasız kalmasını mümkün mertebe önlemeye çalışan bendeniz için müthiş bir arkadaş oldu doğrusu. Sonra terapi bölümüne geçildi tabii. Yaklaşık bir saat süren terapide Mutsumi Adachi, uyguladığı Hafıza ve Kraniosakral Terapisi ile geçmişte hissedilen keder, öfke, korku ve endişe gibi hislerin yarattığı travmaların etkisinin azalmasına ve bilinçaltı sisteminden çözülmesine yardımcı oluyor. Önce bireysel olarak hayatınızdan bahsediyorsunuz. Sonra bedeninize sorular sormaya başlıyor ünlü terapist. Ardından tespit ettiği duruma göre vücudunuza baskı uygulayarak sizi transa geçiriyor. Yaklaşık 40 dakika uyku ile uyanıklık arasında geçirdiğim anların sonucunda müthiş bir dinginlik ile uyandım doğrusu. Yolu arada sırada ülkemize düşüyormuş ünlü terapistin, randevu almakta fayda var.

STİL KOKTEYLLER

En sevdiğim erkek dergisi adamintown.com, Mercedes-Benz Moda Haftası’nın en iyi partilerinden birini verdi. Asmalımescit 5 Cocktails&More’da buluşan moda insanları, günün anlam ve önemine uygun olarak çok şıktı tabii. İçerde dizisinden bayıldığım Gözde Kansu ile konuştum bir ara. 8 Kasım’da prömiyerini yapacağı yeni oyunundan bahsetti. Nereye Gitti Bütün Çiçekler isimli oyunda Melisa Doğu’nun da yer aldığı yedi güçlü kadın başroldeymiş. Gecenin bir başka güzeli Şebnem Scheaffer ise defileden çıkıp geldiği için suratı taşlarla kaplıydı. Gözlerimiz kapak çocuğu Cem Belevi’yi aradı doğrusu ama kendisi sahne çalışmaları olduğu için davete katılmadı.

KÖTÜ ERKEKLERE

Cool erkek, bazı anlayışlara göre kötü huylu erkekle aynı manayı taşıyor neredeyse. Diesel’in yeni parfümünün adı neden ‘Bad’ acaba diye düşünürken bu konular geldi aklıma. Parfümü koklayınca da Diesel’in yaptığı en maskulen parfüm herhalde diye düşündüm. Üst notalarda yer alan tütün ve havyar konuya biraz ağırlık verirken, odunsu parfümün üzerine eklenen narenciye etkisi durumu biraz tazelemiş. Parfüm dehaları Anne Flipo ve Carlos Benaim tarafından üretilen bu baharatlı parfüm, bergamot notalarıyla ateşli bir hale gelmiş. Cool’luğundan ödün vermeyen sevgiliniz için iyi bir tercih olabilir.

ERKEKLERİNİZ YAŞLANMASIN

Bana ne, ben anca kendi dertlerimle uğraşıyorum diyebilirsiniz ama biz erkeklerin bu kozmetik ürünlerle çok vakit harcamadığı gerçeği unutulmamalı. Bu yüzden erkekleri bilinçlendirmeye sizin üzerinizden gidiyorum kusura bakmayın. Kiehl’s’in piyasaya sürdüğü Age Deffender serisi özellikle erkek cildi için tasarlanmış yeni bir oluşum. İçeriğinde selvi özlü ve toparlayıcı bir serum, çavdar tohumu özü içeren bir göz kremi ve keten tohumu içeren bir nemlendiriciden oluşuyor. Normal kremlerden daha sert olan kıvamı görünce, erkekler diğerlerini dökebilirler diye mi düşündüler acaba bile dedim. Set olarak krem hediye etmek bir erkeği ürkütebilir belki ama en azından göz kremine başlatmak büyük gelişme.

MODA HAFTASI KADINLARI

Her zamanki gibi modaseverleri avucunun içine alıp onlara güzel bir hafta yaşatan Mercedes- Benz Moda Haftası, İstanbul ayağını başarı ile atlattı. Beş gün boyunca girdiğim defilelerden beni en çok etkileyen Bora Aksu’nun kadını oldu doğrusu. Uçuşan tüllü kumaşlar, pilili etekler derken Bora Aksu’nun kadını masal prensesi ve elf kadını arasında bir masumiyete sahipti doğrusu. Koleksiyon satışa çıktığı zaman bu sarı elbisenin fazlasıyla ilgi çekeceğine eminim. İstanbul’dan Milano’ya ışınlanalım. Elisabetta Franchi’nin yeni koleksiyonu dünyada büyük başarı kazanırken, koleksiyonun içindeki bu leopar takımı kullanmak istedim. Kadınların leopar pantolon altına zebra desenli ayakkabı giymeye cesaret edecek kadar hayvan desenlerine aşık olduklarını biliyorum. Bu yüzden de bu takımın piyasaya çıktığında kadınlar tarafından paylaşılamayacağına da eminim ama olsun. Bazen kadınlığın vahşi tarafının altını çizmek gerekiyor.