‘Kana Kan’ Kızlar
Sınır ötesi aşk...
Oben Budak
Twitter’da maç zamanları fark ettim onları ilk önce. Takımından bir oyuncu yanlış bir hareket yapsa ağza alınmaz küfürler ederek takımlarına yakınlıklarını gösteriyorlardı. Hele ki karşı takımdan biri hata yaparsa vay haline, küfürler ki ne küfürler. Gündelik yaşamınızda karşılaşmanız gayet zor olan küfürler! Sonra ülke karışınca attıkları tweet’lerden tanıdım onları, ‘Kökünü kurutun onların’, ‘Bu ülkeden soylarını kazıyalım’ diye manasız bağrışlarını okuyordum. Hatta birkaç tanesi, ölen bir bebek hakkında yazdım diye bana yüklendi. Bir bebeği bile terörist olarak kabul edecek kadar körleşmişti gözleri. En sonunda bu kafanın vücut bulmuş şekliyle tanışma fırsatı yakaladım. Bir gece kulübünde içkilerimizi yudumlarken yanımdaki eski Survivor’cı arkadaşıma ‘Neden Turabi’ye bir tane patlatmadın?’ diye sordu bir kadın. Çocuk afalladı, güldü, olayları çözmenin insani yanından bahsetti, kavganın gereksizliğinden dem vurdu gülerek. Ama kızda geri adım yok, ‘Ne yani biri kız arkadaşına laf atsa oturup dinleyecek misin?’ diye üzerine geldi. Kan istiyor yani, görmese bile hayal etmesine yardımcı olacak duyacağı sözler. Çocuk “Sevgilimse zaten ona güvendiğim için sevgilim olmuştur, birinin atacağı laftan bana ne” diye güzel karşılıyor pasları. Ama kadını bir türlü tatmin edemiyor. Barbar olmasını istiyor karşısındakinin. Belki de birçok kavganın fitilini ateşleyen bu tip insanlardır diye düşünmeye başladım. Şeytanına yenilmen için elinden geleni yapan insanlar. Sayıları az da olsa mide bulandırmayı beceriyorlar.
Sınır ötesi aşk
Bu ara mevsiminden midir nedir, sevgilisi için ülke değiştirme planları yapan kadınların arasında kaldım. Sevgilisi için biri New York’a diğeri Sao Paolo’ya diğeri de Londra’ya yerleşmeye çalışan üç kız arkadaşım var. Hepsinin ortak noktaları sevgililerini çok sevmeleri, onsuz yapamayacağına inanmaları. Hatta içlerinden biri daha da ileri gidip ‘Bensiz yaşayamaz ki o’ triplerine filan girince şöyle en tersinden bakıvermişim kendisine. Ne bu havalar yahu, bensiz yapamaz dediğiniz adamlar yanlarından uzaklaştığınız zaman zil takıp oynayıveriyorlar neredeyse. Neden bırakmıyorlar o zaman diye sorarsanız, Stockholm sendromundaki gibi bir şey olsa gerek. Bazı adamlar alışkanlıklarını kolay kolay bozamıyor işte. Yurt dışı işine gelince, biraz zor bence. Kendinize de orada bir gelecek kurabilecekseniz harika tabii de, sevgilinin peşine gitmiş olmak için yılları yemek, bana hiç de mantıklı gelmiyor!
Fetiş objesi
Kurt Geiger’ın her yaptığını fena halde beğenenlerdenim. Zaten başka türlü normalde hiç hoşuma gitmeyen bootie’lerden birine fetiş objesi olarak bakamazdım. Aslında bu ayakkabıyı ilk kez markanın reklamlarında oynayan Lara Stone’un ayaklarında görüp bayıldım. Biraz haksız rekabet olmuş biliyorum ama ayakkabının kendisi de gerçekten güzel. Havalar insanın sinirini bozuyorken kırmızıyı seçmek fena fikir değil aslında.
Erkekçe öneri
Calvin Klein’in Eternity akımıyla annem sayesinde tanışmıştım. Lise dönemimde hediye gelen Eternity’e o kadar bayıldım ki, sonrasında çıkan varyasyonlarına ilgim büyük oldu. Geçen yaz kullandığım parfümlerden biri olan Eternity Aqua’yı henüz bitirememişken Calvin Klein’dan yeni bir bomba geldi; Eternity Now! İlk Eternity’den 27 yıl önce piyasaya sürülen, ilk sürdüğünüzde burnunuza gelen tropikal bir havayla tavlıyor sizi. Dönemin yükselen değeri zencefil, Hindistan cevizi suyu ile karşılıyor sizi. Dipten gelen Fas sedir ağacı ve Madagaskar vanilyası birleşince parfümü oldukça değerli kılmış. Böylece sonsuzluk tarifi yeniden verilmiş gibi sanki. Ben parfüm gündemime Eternity Now’ı acilen katmak zorunda hissettim. Erkek arkadaşlarınızı heyecanlandıracak bir parfüm olabilir.
Güzellik yaşı büyüyor
Miss America 2016 yarışmasında birinci seçilen yeni güzellik kraliçesinin yaşı tartışma çıkarmış. Miss America unvanına layık görülen Betty Cantrell’in yaşının 32 olması tabii ki sosyal medyada acımasız bir şekilde eleştirildi. 1921 yılından beri yapılan yarışmalarda genelde birinciler 23-24 yaş skalasından seçilirken bu sene oyların 32’lik bir bölümünün Betty’ye gitmesi ortamı güzelleştirmiş bence. Orta yaş sınırının 45’lere yükseldiği yeni dünyada güzellik kraliçesinin de 32 yaşında olması normal geldi bana. 24’lükler çok tecrübesiz olmaz mı zaten canım!
Tanıştırayım; Marco
İngiltere’den dünyaya yayılmaya başlayan yeni bir yakışıklı ile karşı karşıyayız. Kendisi henüz 19 yaşında olmasına rağmen İngiltere’nin en hatırı sayılır dergilerine hayat hikayesi ile kapak olabiliyor. Bu kadar popüler olmasının başlıca nedeni kendisiyle aynı adı taşıyan Marco Pierre White adındaki şefin oğlu olması. Babanız ülkenin en önemli şefi olunca geleceğiniz de otomatikman kurtuluyor tabii. Şu sıralar modellik yaparak hayatını kurmaya çalışan Marco’nun stili de kendi kadar ilgi çekiyor. Çok yakında ülkemize de sıçrayacağına emin olduğum başarısının desteği büyük!
Linkedin'den yürüme zamanı
Siz hala LinkedIn’i kişisel kariyerinizin reklamını yapmak, iş hayatında ne kadar başarılı olduğunuzu ispat etmek için mi kullanıyorsunuz? Yaptığınız kötü bir şey değil tabii de sadece eksik. Öğreniyorum ki son dönemde LinkedIn’den birbirine yürüyenlerin sayısı bir hayli artmış. Hatta önceki gün fotoğrafçı arkadaşıma “LinkedIn’de kullanmak üzere benim bir fotoğrafımı çeker misin?” diye bir soru gelmiş. Fotoğrafçıların kaderidir, ünlü bir moda fotoğrafçısı bile olsalar yakın arkadaşlarının pasaport fotoğraflarını, Facebook profil fotoğraflarını çekerler. Diğerlerine alışmıştım ama LinkedIn fotoğrafını yenileyen kadınları duyunca dayanamadım sordum nedenini. Bu sistemden birbirine yürüyenlerin sayısı hiç de az değilmiş, ben uyuyormuşum sadece. Aranızda LinkedIn fotoğrafı özensiz olan varsa kendine çekidüzen versin bence.