Kocasının gay olduğuna şaşıran kadın modeli

Olayı biraz daha ilginçleştirmek için kalecinin erkek sevgilisinin, eski eşinin erkek kardeşi ile birlikte olduğunu da sözlerime ekleyebilirim. İnsanların ilişki hayatlarına karışmayan ve kimsenin de karışmasını doğru bulmayan bendenizin konu ile ilgili takıldığı nokta sadece eski eşin olayı öğrenince şoka girmesi! Gerektiğinde kilometrelerce uzak bir ülkede gerçekleşen aldatma hadisesini bir İngiliz dedektif edasıyla çözüp suçlamalarda bulunabilen kadınımız, yanı başında olup biten bir gelişmeden nasıl haberdar olmaz? Kadının kocasını kardeşine kaptırdığından habersiz olması ikinci derecede ilgimi çekerken, asıl merak ettiğim bir kadın aynı yastığa baş koyduğu kocasının cinsel yöneliminden bu derece bihaber olabilir mi? Bazı kadınlar gerçekten görmek istemiyor galiba, konduramıyor. Her konuda hinlik abidesi olan bir cinsin yanı başındaki gelişmelerden bu kadar uzak olması da bana garip geliyor. Yolda görsem ‘Ne kadar feminen bir gay’ diye hakkında yorum yapacağım kişiler, arkadaşlarımın kocası olarak karşıma çıkınca sesimi çıkaramıyorum tabii. Sana öyle geliyordur oğlum diye kendi kendime telkinlerde bulunuyorum. Arkadaşımın kocası sonuçta, benim şak diye anladığım şey doğru olsa kızımız çoktan fark ederdi! Ama adamın muhabbet içinde Ryan Gosling’den bahsederken gözünden dökülen pırıltıyı görünce bir kez daha kendimi doğruluyorum. Eşlerin ya da sevgililerin bu durumu görmezden gelmeyi başararak ne yaptıklarını anlamak ise zor. Sonuç olarak olay bir yerden patlıyor. Onları elde tutmanın egosu iyi hoş da adamların 40’ına gelene kadar yaşadığı baskının sonuçları daha sert ortaya çıkıyor. Erkek kardeş ile yakalanma olayı da bu baskının bir ürünü tabii ki. Normal hareket beklememek lazım. Kadere çare bulunacağını sanıyorsanız aldanıyorsunuz.

ÇOK ZAYIFLADIN OBEN!
Bu ara en çok duyduğum cümle bu. Evet son dört ayda yedi kilo verdim, bazıları için kısa gelebilir ama benim için hiç de öyle değil. Zaten takip ettiğim bir diyet olmadı, sabah akşam bana sunulan şeyleri yiyerek zayıflasaydım ben de gidişattan endişe duyabilirdim. Fakat tek yaptığım şekeri kesip, paketlenmiş ürünleri yememek ve dengeli beslenmek oldu. Canım ne çekiyorsa yedim ama abartmadan. Sadece taze ve gündelik şeyleri yedim. Arkadaşlarımın diyetisyenleriyle yaptığım kısa konuşmalar da yeni bedenimi oluşturma konusunda yardım etti tabii. Bu değişimdeki en büyük yardımı Bo21 ortağı Özlem Kunduracı yaptı. Bir konuşmamız sırasında akşamüstü gelen şeker krizlerini bir türlü yenemediğimi, her gün 17.00 sularında kahvenin yanında kurabiye olsun, kek olsun götürme isteğimi engelleyemediğimi söylemiştim. Özlem’in bana o anlarda yemem için önerdiği keçiboynuzu hayatımı değiştirdi desem yeridir. Tatlı krizlerinde dişlemeye başladığım keçiboynuzu bir süre sonra insilün dengemi sağlamış olacak ki, artık akşamüstleri tatlı bir şey çekme faslımı gözle görülecek derecede azaltmış oldum. Sonra ikinci hamlede her sabah tükettiğim bir kase yoğurdu da yememi engelledi. Bir baktım tüm şişliğim yoğurt yüzündenmiş, onun yerine badem sütünü koyunca kaybettiğim kiloların sayısı arttı tabii. Sonunda dengeli beslenmeyi öğrenmiş olmak çok iyi geldi. Devamlı yaptığım yürüyüşler ve Koray Yağmur’lu pilates seanslarının da vücuduma katkısı su götürmez bir gerçek. Ama beslenmeyi çözen her şeyi çözüyormuş, bunu anladım.

MAVİ YOLCULUK
Şişesi bir diğer Michael Kors parfümüne benzese de içeriği itibarıyla Extreme Blue, 2014’te çıkan serinin asıl parfümüne göre oldukça değişik bir yapıya sahip. İlk parfüm son derece baharatlı baharatlı takılırken bu yaz piyasaya sürülen mavi şişede suyun ferahlığını çağrıştıran notalar hakim. Limon çiçeği ve bergamot ile yapılan açılış araya odunsu kokuların da katılmasıyla hissettiğiniz kokunun güçlenmesini sağlıyor. Kadınların Michael Kors markası ile bağını anlamanıza yetecek derece güzel bir parfüm.

YAZ SORUNSALI; BODRUM MU ÇEŞME Mİ?
Bodrum yaza güzel bir başlangıç yapıp dünyaaaaaca ünlü starları doldurup beach açılışları yaptı yapmasına da elde kalan ne oldu orası meçhul. Pahalı olmasıyla övünülen mekanların sinek avladığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Zaten hangi akla hizmet sadece DJ’lerin doldurabileceği mekanlar ortaya atılıyor bunu bilmiyorum. İnsanların beach partilerine olan doygunluğunu sorsalar söylerdik. Artık İstanbul’da bile yabancı DJ’ler kovalanmıyor, Bodrum’da mı değişecek dengeler, hiç sanmıyorum. Çeşme’de ise iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık. Bu kalabalık rantçıların fiyatları daha da arttırmasına sebep oluyor tabii. Maalesef bu gibi durumlar insanı canından bezdirse de Alaçatı’nın güzelliğini hiç kimse örtemiyor.

PLAJLARDA FENALIK GETİRENLER
• Plajlarda bile sürekli Pokemon peşinde koşanlar
• Neredeyse denize bile stilettolarıyla giren kadınlar
• Vücudunu gözümüze sokan protein tozu bağımlısı adamlar
• Tarkan’ın da içine dahil olduğu yaz hiti takıntılı starlar
• Delirtici fiyatlarıyla kazıklamayı görev edinmiş işletmeler

YORGUNLUK MU?
Hani piyasadaki bazı ürünler size özel üretilmiş gibi gelir ya, Ingrid Millet’in havyar katkılı Masque Boue Marine’i için tam benlik diyebilirim. İçinde havyar olduğunu duyduğumda “Ooo alırım bir dal” diye tepkide bulunmuştum ama uyguladıktan sonra bu kadar farklı bir sonuç alabileceğimi hiç düşünmemiştim. İçeriğindeki iyot ve planktonlar sayesinde yüzünüzdeki yorgunluğu alan bu kil maskesinin cildi canlandıran bir özelliği var. Benim gibi karma cilt sahibiyseniz 12 dakika bu kil maskesiyle dolaşmanız yeterli. Erkek arkadaşlarınıza önerin tabii de, sizin için de başarılı bir alternatif gibi geldi bana.

ALAÇATI ALTERNATİFİ; ESNAF
Valla o kadar güzel bir yemek yedik ki, hangi birini ayırıp söylesem bilmiyorum. Fakat, lezzetlisini yapmanın en zor olduğu patatesten başlayabilirim belki de. Alaçatı’nın en yeni mekanlarından Esnaf, ilk önce sayısı 10’u bulan mezelerinden sunuyor size. Kavun-peyniri, börülcesi, kabak çiçeği dolmasıyla kendinizden geçerken ara sıcaklar başlıyor. Dediğim Esnaf patatesi de bu sırada masanıza koyuluyor zaten. Ardından gelen mıhlama sizi yerinize mıhlarken ana yemeği yiyecek haliniz kalmıyor. Bütün bu yemeklere 95 lira olan gayet mantıklı bir parayı bayılıyorsunuz belki ama Alaçatı’nın göbeğinde harika bir meyhanede takılma keyfinin pahası ölçülemez tabii ki. Alaçatı’ya modern meyhane lazımmış, bunu da görmüş olduk.