Korkutmayın adamları
Adamları korkutmayın!
Oben Budak
‘KADINLAR DETAYCIDIR’ DESEM BANA DARILMAZSINIZ HERHALDE. Ortak yaşadığımız bir olayı siz arkadaşınıza 45 dakikada anlatırken biz erkekler kendi aramızda dört dakikalık (asla beş dakika değil) bir özetle konuyu kapatır yeni sulara yol alırız. Kadınların bu detaycılığı yaşanan ateşli gecelere de sıçrıyor tabii. Bir delikanlıyla seviştikten sonra arkadaşlarınızın ‘Eee anlatsana nasıldı?’ sorularına geçiştirme bir cevap vermek yerine, olayın en ince ayrıntısına kadar anlatmak her kadının adeti mi bilmiyorum. Ama kadınlar arasında erkeklerle geçirilen ateşli saatlerin bayağı bir mesele olduğunu iyi biliyorum. Daha doğrusu bunu bütün erkekler biliyor. Peki bu durumun, erkekler tarafından bir bahane olarak kullanılabileceğini hiç düşündünüz mü? Mesela çok sarhoşken sizinle birlikte olmayı tercih etmeyen erkeklerin asıl sebebi, ilişki sırasında sertleşme yaşayamayacakları korkusu olabilir. Hani alkolün etkisiyle gerekli kıvama gelememek doğal ama bu durumun diğer kadınlara dedikodu olarak ulaşacağını biliyor olmak fazlasıyla sıkıcı bir neden. Sertleşme sağlayamama konusu her ne kadar herkesin başına gelebilecek doğallıkta bir süreç de olsa, bu durumun diğer kadınlarla paylaşılacağı korkusu erkek bünyesinde derin korkular yaratır. Erkeğin özgüvenini sağlayan en önemli mesele kesinlikle seks becerisi. E bunu da onun elinden alırsanız, korkar tabii adamlar!
İdeal seksin yaşı
İngiliz bilim adamlarının ortaya attığı yeni bulgulara göre seksten en çok keyif alınan yaş kadınlarda 26, erkeklerde 32’ymiş. Bu yaşlarda değilseniz hemen yüzünüzü asmayın. ‘Diğer yaş grupları seksten zevk almıyor’ demiyorlar, sadece zevk çığlıklarının en tepede olduğu yaşlar bunlar. İdeal seksin hangi yaşlarda yapıldığı uzun süredir uzmanların araştırmalarına konu olan eğlenceli konulardan. Çünkü ‘insan hissettiği yaştadır’ gerçeği de bu hesaplamalara katılıyor. Dolayısıyla sizin nüfus cüzdanınızda yazan yaş da seks periyodunuzu bir hayli etkiliyor. Sonuç olarak kadınlar sürekli 26, erkekler de 32 yaşındaymış gibi hissederse mükemmel beraberlikler yaşanabilir belki.
HİPPİLER ARAMIZDA
Bu yaz kadınların üzerinde görmek için heyecanlandığım en güzel trend onları güneşin çocukları gibi giyinmeye iten hippi akımı desenli bol elbiseler, uçuşan etekler ve bütün bunları tamamlayan uzun kolye aksesuarlar. Tabii bu akımı müthiş rahatlığı yüzünden seçip, saçınıza başınıza önem vermemek de olmaz. Kıyafetler zaten bir hayli rahatken, onları saç modeliniz ve hafif makyajınızla tamamlamanız gerekir. Evet hippi olun ama seksilik kozunuzu elinizden bırakmayın.
Sakalıma dokunma
İki sene sakallı olarak dolaşmış, ilk önce yabancı ülkelere girerken IŞİD’ci olarak algılanmamak adına, sonra da beni yaşlı gösterdiği kanısına varıp kendilerini sıfıra vurdurmuş bir birey olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; sakalı olan birine lütfen ‘sakalını kes’ demeyin! İnanın bana, erkekler ve sakalları arasındaki bağ neredeyse sizin saçlarınızla olan bağınız ile aynı. Biz size ‘kafanızı kazıyın’ demiyorsak, sizin de sakallara dokunmanıza imkan yok. ‘Cildim çok hassas, tahriş oluyorum’ ayaklarını bir an önce bırakmanız, konu ile ilgili olarak başka bir çare bulmanız lazım. Her sakal bırakan adamın hipster olarak dalga geçilmesi de manasız. Erkekler yüzlerine yapmadıkları bakımı sakallarına yapıyor. Onları özel kremlerle yıkıyor, besleyici serumlarla besliyorlar. “Sakal erkeğin memesidir” duvar yazısının hakkını veriyorlar adeta. Sizin istemenizle değişecek bir sistem değil bu. Aynı zorla evlilik masasına oturtmayı denemek gibi aslında.
PARTİ GİBİ PARTİ
Efendim, benim de kurucu ortaklarından olduğum adamintown.com erkek sitesinin ikinci yıl kutlamasıMBFWI kapsamında La Petite Maison’da yapıldı. Hem bizim davetliler hem 10’arlı gruplar halinde gelen ünlülerimiz sayesinde kapıda biraz sorun yaşasak da müthiş bir parti vermiş olmanın huzuru kaplayıverdi içimi. Gecenin en başında açlıktan bayılan bir mankenin heyecanı ateşlediği geceye çok sevgili Özge Ulusoy, Selin Şekerci, Tuba Ünsal da katılınca partinin güzellik katsayısı tavan yaptı. Ben parti için, favori tasarımcım Emre Erdemoğlu’nun tasarladığı bir takımla katıldım. Giydiğim takımı defilede giyen devasa siyahi manken yanıma gelip kendi fotoğraflarını gösterince biraz bozuldum belki ama ‘tasarım giyebilmek için ille model mi olmak lazım yani’ diye söylenmekten de geri durmadım. Fakat turkuaz bir ceket giymenin de ne kadar zor olduğunu o gece fark etmiş oldum. Erkeklerin yüzde 90’ının siyah bir ceket sayesinde şıklığı buldukları gecede turkuaz bir civciv gibi dolandım ortalıkta.
Renkli hafta
Tasarımlardan çok partileri, yer kavgaları konuşulan Istanbul Fashion Week artık iyice oturdu. Yıllardır hızını kesmeden olaya devam eden IMG’ye koca bir tebrik yollamak lazım. Defileler boyunca garip giyimli insanları etrafta dolaşırken görüp gözlerinizi aça aça onlara bakmak normal bir hale gelse de ben bu çeşitlilikten hoşlandığım kanısına vardım. Normal zamanlarda o kadar tekdüze giyinen bir millet olduk ki, IFW’nin de Cadılar Bayramı kategorisi altına alınmasına kızamaz oldum. Moda haftası dönemindeki bu renkli kalabalık benim bir hayli hoşuma gidiyor. Keşke bu insanlar gündelik hayatlarında da böyle giyinseler de, moda haftası döneminde müthiş bir değişiklik yaşadıkları için çevreleri tarafından deli olarak kabul edilmeseler! Dikkat çekmek için yapılan işler o kadar sakil duruyor ki.
Yine yeni yeniden
Madonna saltanatına kaldığı yerden devam etmek için yeni albümü ‘Rebel Heart’ı listelere gönderdi ve harika bir iş hazırlamış olmanın verdiği rahatlıkla zafer turlarına çıktı. Grammy Ödül Töreni’nde yaptığı müthiş şov ile başlangıcı yaptı ve ardından okyanusu geçerek İngiltere’ye ulaştı. Eski kocası Guy Ritchie’ye yaptıkları kendisine karma olarak geri dönmüş olmalı ki, Londra’daki üçüncü gününde Brit Awards’da sahne şovu sırasında kafası üstü yere kapaklandı. Bunun üzerine tabii ki bütün gazeteler olayı ‘56 yaşındaki Madonna düştü’ diye geçti. 20’li yaşlardaki Miley Cyrus’un sahnede yere kapaklanmasıyla 56 yaşındaki Madonna’nın düşmesi arasında ne gibi bir fark var ki? Kadın oyunculara ya da şarkıcılara ‘Yaşlandınız artık bittiniz’ imajını yakıştırmak ırkçılığın bir kolu neredeyse. Bunca yıldır sahnede tek bir eksiklik yaşamayan Madonna’nın düşüşü alemin çenesini ne güzel yordu, şaka gibi.
İdeal seksin yaşı
İngiliz bilim adamlarının ortaya attığı yeni bulgulara göre seksten en çok keyif alınan yaş kadınlarda 26, erkeklerde 32’ymiş. Bu yaşlarda değilseniz hemen yüzünüzü asmayın. ‘Diğer yaş grupları seksten zevk almıyor’ demiyorlar, sadece zevk çığlıklarının en tepede olduğu yaşlar bunlar. İdeal seksin hangi yaşlarda yapıldığı uzun süredir uzmanların araştırmalarına konu olan eğlenceli konulardan. Çünkü ‘insan hissettiği yaştadır’ gerçeği de bu hesaplamalara katılıyor. Dolayısıyla sizin nüfus cüzdanınızda yazan yaş da seks periyodunuzu bir hayli etkiliyor. Sonuç olarak kadınlar sürekli 26, erkekler de 32 yaşındaymış gibi hissederse mükemmel beraberlikler yaşanabilir belki.
HİPPİLER ARAMIZDA
Bu yaz kadınların üzerinde görmek için heyecanlandığım en güzel trend onları güneşin çocukları gibi giyinmeye iten hippi akımı desenli bol elbiseler, uçuşan etekler ve bütün bunları tamamlayan uzun kolye aksesuarlar. Tabii bu akımı müthiş rahatlığı yüzünden seçip, saçınıza başınıza önem vermemek de olmaz. Kıyafetler zaten bir hayli rahatken, onları saç modeliniz ve hafif makyajınızla tamamlamanız gerekir. Evet hippi olun ama seksilik kozunuzu elinizden bırakmayın.
Sakalıma dokunma
İki sene sakallı olarak dolaşmış, ilk önce yabancı ülkelere girerken IŞİD’ci olarak algılanmamak adına, sonra da beni yaşlı gösterdiği kanısına varıp kendilerini sıfıra vurdurmuş bir birey olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; sakalı olan birine lütfen ‘sakalını kes’ demeyin! İnanın bana, erkekler ve sakalları arasındaki bağ neredeyse sizin saçlarınızla olan bağınız ile aynı. Biz size ‘kafanızı kazıyın’ demiyorsak, sizin de sakallara dokunmanıza imkan yok. ‘Cildim çok hassas, tahriş oluyorum’ ayaklarını bir an önce bırakmanız, konu ile ilgili olarak başka bir çare bulmanız lazım. Her sakal bırakan adamın hipster olarak dalga geçilmesi de manasız. Erkekler yüzlerine yapmadıkları bakımı sakallarına yapıyor. Onları özel kremlerle yıkıyor, besleyici serumlarla besliyorlar. “Sakal erkeğin memesidir” duvar yazısının hakkını veriyorlar adeta. Sizin istemenizle değişecek bir sistem değil bu. Aynı zorla evlilik masasına oturtmayı denemek gibi aslında.
PARTİ GİBİ PARTİ
Efendim, benim de kurucu ortaklarından olduğum adamintown.com erkek sitesinin ikinci yıl kutlamasıMBFWI kapsamında La Petite Maison’da yapıldı. Hem bizim davetliler hem 10’arlı gruplar halinde gelen ünlülerimiz sayesinde kapıda biraz sorun yaşasak da müthiş bir parti vermiş olmanın huzuru kaplayıverdi içimi. Gecenin en başında açlıktan bayılan bir mankenin heyecanı ateşlediği geceye çok sevgili Özge Ulusoy, Selin Şekerci, Tuba Ünsal da katılınca partinin güzellik katsayısı tavan yaptı. Ben parti için, favori tasarımcım Emre Erdemoğlu’nun tasarladığı bir takımla katıldım. Giydiğim takımı defilede giyen devasa siyahi manken yanıma gelip kendi fotoğraflarını gösterince biraz bozuldum belki ama ‘tasarım giyebilmek için ille model mi olmak lazım yani’ diye söylenmekten de geri durmadım. Fakat turkuaz bir ceket giymenin de ne kadar zor olduğunu o gece fark etmiş oldum. Erkeklerin yüzde 90’ının siyah bir ceket sayesinde şıklığı buldukları gecede turkuaz bir civciv gibi dolandım ortalıkta.
Renkli hafta
Tasarımlardan çok partileri, yer kavgaları konuşulan Istanbul Fashion Week artık iyice oturdu. Yıllardır hızını kesmeden olaya devam eden IMG’ye koca bir tebrik yollamak lazım. Defileler boyunca garip giyimli insanları etrafta dolaşırken görüp gözlerinizi aça aça onlara bakmak normal bir hale gelse de ben bu çeşitlilikten hoşlandığım kanısına vardım. Normal zamanlarda o kadar tekdüze giyinen bir millet olduk ki, IFW’nin de Cadılar Bayramı kategorisi altına alınmasına kızamaz oldum. Moda haftası dönemindeki bu renkli kalabalık benim bir hayli hoşuma gidiyor. Keşke bu insanlar gündelik hayatlarında da böyle giyinseler de, moda haftası döneminde müthiş bir değişiklik yaşadıkları için çevreleri tarafından deli olarak kabul edilmeseler! Dikkat çekmek için yapılan işler o kadar sakil duruyor ki.
Yine yeni yeniden
Madonna saltanatına kaldığı yerden devam etmek için yeni albümü ‘Rebel Heart’ı listelere gönderdi ve harika bir iş hazırlamış olmanın verdiği rahatlıkla zafer turlarına çıktı. Grammy Ödül Töreni’nde yaptığı müthiş şov ile başlangıcı yaptı ve ardından okyanusu geçerek İngiltere’ye ulaştı. Eski kocası Guy Ritchie’ye yaptıkları kendisine karma olarak geri dönmüş olmalı ki, Londra’daki üçüncü gününde Brit Awards’da sahne şovu sırasında kafası üstü yere kapaklandı. Bunun üzerine tabii ki bütün gazeteler olayı ‘56 yaşındaki Madonna düştü’ diye geçti. 20’li yaşlardaki Miley Cyrus’un sahnede yere kapaklanmasıyla 56 yaşındaki Madonna’nın düşmesi arasında ne gibi bir fark var ki? Kadın oyunculara ya da şarkıcılara ‘Yaşlandınız artık bittiniz’ imajını yakıştırmak ırkçılığın bir kolu neredeyse. Bunca yıldır sahnede tek bir eksiklik yaşamayan Madonna’nın düşüşü alemin çenesini ne güzel yordu, şaka gibi.