Tacizin dozu kaçınca
Bir oyuncu arkadaşımızın evinde oturuyoruz.
Oben Budak
Dört erkek bir arada kalınca geyik de sonsuz olabiliyor. Allah’tan futboldan konu açılmıyor da muhabbetten geri kalmıyorum. Oyuncu arkadaşım bir yandan bize laf yetiştirip bir yandan da telefonda hararetli mesajlaşmalar yaşadığı belli bir şekilde WhatsApp’ını kurcalıyor. O sırada biz bırak şu telefonu da yanımıza gel deyince dökülüyor; “Rahat bırakmıyorlar ki!” Dört koldan bu geceyi onunla geçirmek isteyen kadınların saldırısına maruz kalan arkadaşıma akıl veriyormuş gibi ağzımı açıyorum: “Arkadaşlarımlayım içiyorum, istersen sen gel” desen… Nasıl olsa gelmez dört erkeğin yanına! Akıl benden çıkınca çocuk da kıza bu cevabı gönderiveriyor. Kızdan gelen cevap; “Adresi verin geleyim, hem ben içmeyi çok severim zaten!” Evde ilk önce kahkahalar kopuyor, daha sonra kızın niyetinin bozuk olduğuna dair konuşmalar geçiyor. Bir gece yarısı dört adamın olduğu bir eve gelmek isteyen kız normal algılanmıyor nedense. Hani daha önce arkadaşlığımız olan biri olsa neyse, oyuncu arkadaşımla bile iki kez kulüpte karşılaşmış sıradan biri. Kapı çalıp kız geldiğinde ben “Buralara kadar geldiğine göre yangının büyük olmalı” diye dalga geçmek istiyorum ama misafire yapılmaz öyle, ayıp diyerek susuyorum. Kız büyük rahatlıkla salona girip hepimizle tanıştıktan sonra oyuncu arkadaşımın yanına çöküyor. Bir saat içinde konuşulan konular nereye gidiyordu tam hatırlamıyorum ama kız, arkadaşımın kucağına uzanmaya başladığı anda ipler koptu. ‘Kız da ne sırnaşıkmış çocuğu zorla götürecek’ derken kızın elinin arkadaşımın kemeriyle oynadığını fark ettim, aslında fark ettik! Kemeri kurcalandığında ortaya bir şey anlatan arkadaşım da gözlerini şaşkınlıkla açıp kızın elini tutmaya başladı ki kemeri rahat bırakılsın. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış hesabı bu sefer kemeri açmadan elini çocuğun pantolonundan sokmaya çalıştı. Bu arada hepimiz salondayız, onlar ayrı bir odaya gitmiş falan değil. Kız ne kullandı acaba diye aklımdan geçiriyorum ama görüntü gayet normal, sadece yangın büyük! Gece kulüplerinde kadınların erkeklere karşı agresif saldırılarına şahit olmuştum ama bu kadarına benim de kalbim dayanmadı. Zaten arkadaşımın da dayanmadı ve kıza doğru ‘ben sana bir taksi çağırayım istersen’ diyerek, konuyu kapadı. Her şeyin bir ölçüsü var galiba, sarkmanın bile…
Kıl sorunsalı
Huffing Post’a röportaj veren modern seks sembolü Nick Jonas “Ben bir erkeğim ve bu yüzden göğüs kıllarımı traş etmek zorunda hissetmiyorum” demiş. 22 yaşındaki ünlü şarkıcının bu demeci Türkiye’de verilmiş olsa ne biçim kavga çıkardı. Göğüs kıllarından lazer epilasyon ile kurtulan türkücüler ayaklanırdı mesela. Burası işin şakası da, kadınların hemen hepsinin kıl konusunda farklı düşünmesi erkekleri zora sokuyor. Önceki sevgilisi kıldan hoşlanmıyor diye göğsünü traşlayan bir arkadaşım “Göğsündeki kıllar çıkınca beni ararsın” diye bir kız tarafından yarı yolda bırakılmış mesela. Sevişme öncesi göğüs kıllarını kesme fantezisi teklifi karşısında ne diyeceğini bilemeyen bir arkadaşım ise şaşkınlığını uzun süre atamamıştı. Göğüste kılı sevenler ve sevmeyenler diye bir araştırma yapsak sonuç ne olurdu acaba?
“Ne bu kokan?”
Maison Francis Kurkdjian’ın yeni parfümü Pluriel’i üzerime sıkıp dışarıya çıktığımda en çok duyduğum soru; parfümün ne? Parfüm işiyle uğraşanları bile merak ettiren bu parfüm, Bay Kurkdjian’ın son harikası. Dünya üzerindeki parfüm üreticilerinden kendi adına marka çıkarabilen tek kişi olan parfüm büyücüsünün en önemli özelliği tamamen ‘yeni’ bir parfüm üretiyor olması. Daha ilk kokladığınız anda yepyeni bir parfümle karşı karşıya kaldığınızı anlıyorsunuz. Zaten size sarılan, öpen hemen herkes de bu tepkiyi veriyor. Şu sıralar moda olan odunsu parfümlerin top noktası diyebileceğim parfümdeki aromatik ve deri kokuları da olayın rengini değiştirmiş.
Sırtta taşınacak tasarımlar
Kadınların daha çok deri ve koca tokalı el çantaları kullanmayı sevdiğini biliyorum. O çantalar bir ara erkekler için de moda olunca deneyenlerden biriyim. Bu yüzden o koca çantaların ne kadar kullanışsız olduğunu da iyi biliyorum. Allah’tan biz erkekler sırt çantasınının ne kadar rahat olduğunu hatırlayıp geri dönmeye başladık. Hazır Niyazi Erdoğan Niyo adında bir markanın altında sırt çantaları üretmeye başlamışken kadınlar da bu rahatlığa kulak vermeliler gibi geliyor bana. Gündelik hayatınızı kolaylaştıracak bu çantaların özel işlemden geçmesi sayesinde su geçirmediğini de hatırlatmamda
yarar var.
Uzaylılara az kaldı
Benim çocukluğumda 2010’lar gösterilirken hiç de böyle değildi. Henüz ışınlanmanın bulunmamasına bir şey demiyorum ama bari kıyafetlere daha çok şey yansısaydı. İşte benim uzay takıntım, bu yolda ne görürsem bayılmamı sağlıyor. Allah’tan bu sene fena halde moda olan gümüş rengi biraz mutlu olmamı sağladı. Fotoğraftaki MSGM eteğin metalik pilelerinin giyeni Uzay Yolu’nda hissettireceği kesin. Yolda görsem alkışlarım.
Fetiş objesi
Diane Von Furstenberg efsanesi bu sene daha çok printed ve tüylü ayakkabılara taksa da altın rengini ayaklarında taşımayı isteyen birçok kadını da unutmamış. Efsanevi Rae Mesh sandal, hafif transparan bölümüyle ayak estetiğinizi arttırmak için tasarlanmış sanki. Bu sene parlak şeyler moda, yapacak bir şey yok.
Işıl Reçber ile ayaküstü
Efsanevi kaleci Rüştü Reçber’in eşi ile kısa bir kaynatma hali… Eşine ve çocuklarına aşık Işıl Reçber’in üniversitede lakabının ‘madam’ olduğunu biliyor muydunuz?
Pazar pazar rahatsız ediyorum ama şu an üzerinde ne var? Eşofman, mikili tişört ya da tüylü terlik?
Mikili tişort ya da rahat ama şık bir eşofman takım... O bile tarz olmalı, sıradan olmamalı. Jean ve tişört pazar günlerinin en kurtarıcı kombini, bunu da göz ardı etmemek lazım.
Geçirdiğin en korkunç tatil nerede ve nasıldı?
Kıbrıs’taydı. Yavru vatan filan tamam da kumar oynamayan biri için kabus gibi gelen, geçmeyen dakikalar!
Yarın sabah ilk uçakla bir yere gitmek istesen bu neresi olurdu?
Her an ilk uçakla Monako’ya gidebilirim. Eşim de bunu bildiği için kısa sürpriz kaçışlarımızı oraya yapar. Neden bilmiyorum bir parizyen ruh var bende sanırım…
Topuklu ayakkabılarla aran nasıl, en uzun kaç saat ayağından çıkarmamışsındır?
Süperdir. Üniversite yıllarımda gün boyu çıkarmazdım ayağımdan. Yakın arkadaşlarım ‘tam bir madamsın’ derdi. ‘Sabah sabah şunların üstüne nasıl çıkıyorsun pes’ derlerdi. Hatta o kadar çok alışığımdır ki topukluya, düz ayakkabılarla düzgün yürüyemezdim. Ne zaman anne oldum, o zaman spor, düz tabanlı ayakkabılara geçtim.
Yaptığın en büyük moda hatası neydi?
Gereksiz iddialı giysileri denemişliğim vardır benim de herkes gibi geçmişte. Fakat zamanla kendini ve fiziğini iyice tanıyınca stili de oturuyor insanın. Sonra dedim ki ben de ‘less is more’. Genetikten şanslı olanların mottosu.
Yaşayan en yakışıklı Holywood erkeği kim?
Cevap veremem. Kıskanç kocam var benim. Sonra nasıl toparlarım!
Yemek konusunda kendini kaybettiğin sofra hangisi?
Uzakdoğu özellikle Japon mutfağı. Suşiyi her gün yiyebilirim. Ama o pirinç çok kalorili, şeker deposu maalesef.
Hangi yiyeceğin kalorisinin sıfır olmasını isterdin?
Şu Antep baklavalarının kalorisi sıfır olsa ne iyi olurdu yani.
En saçma batıl inancın hangisi?
Birkaç batıl inancım var ama inanmışım işte bir kere, yapmazsam rahat edemiyorum. Tahtaya vururum, terlik ayakkabı asla ters dönmemeli.
İstanbul’a bir notun var mı?
Ne olur, trafiği çözelim. 30 dakikalık bir işim yolu hesaplayınca üç saate çıkıyor.