Telefon numarası değiştirten ilişkiler

Gecenin bir vakti gelen telefon ne demek?

Oben Budak

Oben Budak


Telefon numarası değiştirten ilişkiler

Geçenlerde bir akşam dertleşme bahanesiyle buluştuğumuz bir kız arkadaşım yaklaşık 6.5 saat kadar ayrıldığı sevgilisini anlatıp rahatladıktan sonra, bu süre zarfında tükettiğimiz içkiler yüzünden evine gidemeyip bende kaldı.  Onu odasına yatırdım, kendim yatmak üzere hazırlanıyordum ki telefonu çaldı. Hani bizim 6.5 saat boyunca hakkında konuştuğumuz adam var ya, işte yaklaşık üç haftadır ortalarda gözükmeyen o adamın, gecenin 03.45’inde arkadaşımı hatırlayacağı tutmuş ve aramış. Yaklaşık 20 dakikalık bir görüşmenin ardından, gece boyu içtiğimiz şarapların etkisiyle rahatça dalıp uyuması gereken arkadaşım King Kong gibi dolanmaya başladı yine evde. İlk önce ‘Aradı yaaa, işte aradı’ nidaları çınladı evde, sonra ‘Özlemese aramazdı’ çıktı ağzından. Ortadaki belirgin duruma kendi kafasından cevap vererek kendini telkin etmeye çalışıyordu ama nafile. Benden duymuş olmayın ama 03.45 birini özlemek için iddialı bir saat. Birini değil de anca bir eylemi, bir fiili özlemiş olabilirsiniz o saatte. İnsanın cinsel dürtüleri tepesine çıktı mı telefonunu karıştırmaya başlıyor haliyle. Ona mı sarsam buna mı sarsam diye telefon rehberi elden geçirilirken, en başa bela olmayanı, en sorun çıkartmayanı seçilip aranıyor. ‘Gecenin bu saatinde beni hatırladı’ diye mutlu oluyorsunuz belki ama aklına dürtü olarak geliyorsunuz sadece. Bu konunun aynısını kadınların da yaptığına eminim. Bu numaranın sadece erkekler tarafından kullanıldığını hiç sanmıyorum. İlişki tarihinin en ucuz ama işe yarar oyunlarından biri.

Yatakta ne kadar iyisiniz? 
Özel bir soru değil canım, kaliteli uyuyup uyumadığınızı soruyorum aslında. Stres seviyemize eklenen mevsim dönüşümleri derken sürekli aynı kaliteyi tutturmak hiç mümkün değil. Ama şu her adımımızı inceleyen uzmanlar var ya, bu konuya da el atmışlar tabii ki. Rahat bir uyku için yatmadan önce kahve içmemeyi, odada elektronik cihaz bulundurmamayı klişe olarak kabul edebiliriz. Uykuya dalma problemine karşı yatağa girince çekici adamları, çevrede olanları düşünmek uykusuzluğa yol açıyormuş. Rüyalarınızın adamını uykuya dalmadan önce görmeye çalışmayın yani. Bunun yerine manzara, dağ, tepe düşlemek faydalıymış. Günde iki kere vişne suyu içmek gece uyuduğunuz süreyi 90 dakikaya kadar arttırabiliyormuş. Ve serotonin zengini kivi! Yatmadan önce kivi yemek uykuya dalış hızınızı arttırıyormuş. Ben gece atıştırmalığımı buldum!

Bige’nin dönüşü
İlk romanım ‘Falan Filan’ın üzerinden çok uzun seneler geçmedi aslında ama yarattığım karakter Bige, kadınlar ile o kadar özleşti ki, insanlar bana yeni romanımı sormak yerine Bige’ye ne olduğunu soruyor. Ben de hazır yeni romanımı bitirmişken mutlulukla bildirebilirim ki, sevgili karakterim Bige beni üçüncü kitabımda da yalnız bırakmadı. Mayıs ayının sonuna doğru piyasada olmasını ümit ettiğim yeni romanımın adı ‘Büyük’. Büyük aşklar, büyük ihanetler ve tabii ki büyük bir seks var içinde. Aslına bakarsanız bu seferki kitabım sevgililerini erkeklere kaptıran kadınları yakından ilgilendiriyor. Artık devir değiştiğine göre düşmanlar da değişti, dikkatli olun kızlar! Sevgilinizi kadınlar kadar erkeklerden de korumanız gerekiyor artık. Neler mi dönüyor o dünyada? Hepsini ‘Büyük’te anlattım! 

Saatli bomba
Cumartesi akşamı internet sitelerini karıştırırken TV8’in sitesinde bir reklam dikkatimi çekti. Birbirinden güzel ve mutlu çocukların parkta koşturmalarını içeren reklam, çocuk gülüşünün ne kadar değerli olduğunu bilen biri için önemli olduğundan, projenin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Herhalde deterjan reklamı ya da çocuklar için yapılan bol sütlü çikolatalardan biri diye düşünürken bir baktım Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin reklamıymış karşımdaki. Çocukları kullanarak nükleer enerji santrali tanıtımı yapılmasının tirajikomikliği bir yana, çocukları kullanıp hikayeyi masumlaştırmak da bir tuhaf olmuş. Sürekli büyük kayıplar veren maden ocaklarımız, bir türlü düzene girmeyen elektrik sistemimizden sonra tek eksiğimiz nükleer felaket! Maden yöneticisi patronlar zihniyeti nükleere de el atacağı için Akkuyu’da bir saatli bomba yapılacak desek daha iyi aslında.
Telefon numarası değiştirten ilişkiler - Resim : 1
Yazın nerelere gitsek?
Yazlık mekan dedikoduları tam gaz giderken artık son düzlükte herkes mekanlarını tanıtmaya başladı. İstanbul Bankalar Caddesi’ndeki The House Hotel’in içindeki Vault bu sene oldukça güzel etkinliklere ev sahipliği yaptı. Cool mekan yaz dönemi için otelin tepesine bir teras mekanı hazırlıyormuş. İçerideki ambiyansı tepeye taşıyıp manzara ile birleştirdiklerinde ‘fena’ bir atmosfer yaratılır gibi geldi bana. Geçen sene en çok eğlendiğim Topless da bu sene yenileniyor. Alaçatı Solto Otel’in kumsalı, Zio Beach adında yepyeni bir işletme haline geliyor. Papermoon’un şefi Pino’yu da bünyesine katan mekan akşamüstü partileri ile Alaçatı’ya Mikonos rüzgarı getirmeyi hedefler gibi gözüküyor. Alaçatı Port’un yeni misafiri ise Türkçe müziğin keyifli mekanı Zilly olacak. Yalıkavak Highlight Hotel’in kumsalında ise X Beach olacak. 300 metrelik kumsal boyunca denizin ve güneşin tadını çıkarırken restoran bölümünde geniş bir şarap kavı eşliğinde yemeğinizi yiyebileceksiniz. Bodrum’un en yenisi ve en lüksü olmak gibi bir iddiası olan mekan bu ay kapılarını açıyor.

Milyon dolarlık kedi
Geçen ayın en saçma konularından biri ünlü tasarımcı Karl Lagerfeld’in kedisinin ayda sekiz milyon lira kazandığı haberleriydi. Choupette isimli kedinin Instagram hesabının takipçi rekoru kırdığını biliyordum da, sevimli yaratığın bu kadar para kazandığını hiç düşünmemiştim doğrusu. Öyle tuhaf bir durum ki, dönemin en popüler mankeni Cara Delevingne’den bile daha fazla kazanıyor yani. Bir Japon kozmetik firmasının yüzü olup, otomobil markasının takvim çekimlerinde yer alan kediye bu kadar para ödemek tam ‘Allah akıl fikir versin’ diye bir cümleyi hak etti. Bir sürü kedinin babası olarak evlatlarımdan tek kuruş para kazanamadığım için kıskanarak mı yazdım sizce bu yazıyı. Ne alakası var yahu?
Telefon numarası değiştirten ilişkiler - Resim : 2

Fetiş objesi
Alexander McQueen bu bahar ve yaz koleksiyonunda biraz iddialı davranmış. İddialı derken normal şartlar altında bile düz kesimli, sıradan şeyler üreten bir modaevi değil tabii ki. Fakat bu seneki ayakkabılar üzerinde durma konusunda biraz cesaret istiyor. Bilezikler, yüzükler, ayakkabılar ve çantalar Alexander McQueen ruhunda tasarlanmış çok iyi parçalar ama bu ayakkabılar konusunda emin olamadım. Beğendiğime eminim ama ayağını burkmadan yazı geçirebilecek kadınlar olduğuna emin değilim. Güzellik biraz cesaret işi oldu bugünlerde, yapacak bir şey yok.