En büyük finansal pişmanlık

Para ile duygu arasında ilişki olduğu aşikar. Çoğumuz satın alma kararlarımızda duygu, arzu ve ruh halimize göre hareket ediyoruz. Alışveriş yaparken mutluyuz, peki ya sonrası?

Özlem Denizmen

Özlem Denizmen


En büyük finansal pişmanlık

Gereksiz harcama yaptığınız zamanlar yaşanan o pişmanlık duygusunu hatırladınız mı? Bu durum bir alışkanlığa dönüşmüş ve siz paranızın elinizden kayıp gitmesini izliyor haldeyseniz korkmanın vakti geldi demektir. Çoğu kişinin harcamak için nedenleri ve sonrasında yaşadıkları pişmanlıkları var. Kuşkusuz finansal pişmanlıklar kişinin tecrübesine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Örneğin ev almak kimi için doğru bir adım olabilecekken ev almama bir başkası için doğru tercih olabiliyor. NFCC tarafından 2200 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, kişilerin finansal pişmanlıklarının başında aşırı harcama, yetersiz tasarruf etme, ev alma, ev almama ve emeklilik için yeterli birikim yapmama geliyor.

EN BÜYÜK FİNANSAL PİŞMANLIK AŞIRI HARCAMA ALIŞKANLIĞI
‘Mağazada gördüğüm şeyleri bırakmakta zorlanırım’, ‘Bazen bir şeyler satın alma isteğimi bastıramam’, ‘Yeni bir şey gördüğüm zaman onu almak isterim.’ Bu ifadelerden birini ve birkaçını kullandıysanız geçmiş olsun aşırı harcama alışkanlığına yakalandınız demektir. Aşırı harcama alışkanlığınızla baş etmek istiyorsanız önce neden harcadığınızı bulmalısınız. Bakın bakalım siz hangi harcama karakterisiniz?

Duygusal müsrif: Kendinize sorun, o eşyayı ihtiyacınız olduğu için mi yoksa sizi daha iyi hissettireceği için mi alıyorsunuz? Daha iyi hissetmek istemenize neden olan şey ne? Gerçek sorunu bulun. Bir arkadaşınızla konuşun, yazı yazın ya da terapistinizi ziyaret edin.  

Zoraki müsrif: Para harcadığında duyduğu mutluluğu başka yerde duymayanlar. Başka alanlara yer açın. Her gün koşmak mı size iyi geliyor? Ya da gönüllü olarak çalışmak mı? Belki de yaratıcılığınızı konuşturacağınız bir alan... Onu bulun ve peşinden koşun. Para ağaçta yetişmiyor.

Kategorik müsrif: Dolabınızda benzer ayakkabıdan birkaç çift olmasına rağmen yine de almadan duramıyorsanız siz kategorik müsrifsiniz. Zaafınızı keşfedin. Yüzleşin. Aylık limit koyun.

Hak eden müsrif: Çok çalışıyor çok kazanıyorsunuz. Neredeyse bir aylık maaşınıza denk gelen o palto sizin olmalı! Para harcamayı hak etme sebebi olarak görüyorsanız hak eden müsrifsiniz.

Sabırsız müsrif: Bir şey beğendiğinizde o an sizin olmalı! Önce alışveriş yapıp sonra düşünenlerdenseniz sabırsız bir müsrifsiniz. Satın almadan önce ‘İstek mi ihtiyaç mı?’ sorusunu kendinize sorarsanız karlı çıkarsınız. Bilinçsiz müsrif: ’Bu para nereye gidiyor anlamıyorum!’ cümlesini sık sık kullanıyor musunuz? Kazak almaya gidip elinizde mutfak robotuyla eve dönüyorsanız siz bilinçsiz müsrifsiniz. Harcamalarınızı not etmenin vakti geldi de geçiyor bile.

Sosyal müsrif: Arkadaşınızla bir restoranda buluştunuz, mönüye göz attınız ve listedeki en pahalı yemeği sipariş ettiniz. Şimdi bir düşünün, arkadaşınızla geçireceğiniz kaliteli bir zaman mı sizi mutlu eder yoksa bütçenizde delik açacak o yemek mi? İndirimci müsrif: İndirimlere karşı zaafınız varsa bir arkadaşınızla alışverişe gidebilirsiniz. Arkadaşınız gerçekten o ceketi alıp almak istemediğinizi düşünmeniz konusunda size yardımcı olacak.

KADINLARDA DEPRESYON

1. Alışverişi tetikliyor
Biz kadınlar alışverişi daha eğlenceli bir faaliyet olarak görüyor, alışverişte daha fazla zaman harcıyor, daha fazla mağaza dolaşıyor ve daha sık alışveriş yapıyoruz. Özellikle de mutsuz olduğumuz dönemlerde... Kadınların yüzde 79’u kendilerini mutlu etmek için alışverişe gidiyor.

2. Sebebi ekonomik
Araştırmalar, kadınların erkeklere göre daha fazla depresyon ve endişe yaşadığını gösteriyor. Bugüne kadar kadınların yaşadıkları, biyolojik farklılıklar ile açıklanmaya çalışılmıştı. Kolombiya Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu tarafından 22 bin çalışan kişi üzerinde yapılan yeni bir araştırma kadınların durumunu cinsiyetler arası gelir eşitsizliği, ayrımcılık ve önyargılara bağladı.

3. Tedavisi gelir eşitliği
Araştırma sonucuna göre, geliri erkek meslektaşından daha az olan kadın, erkek meslektaşına kıyasla dört kat daha fazla anksiyete bozukluğu, 2.4 kat daha fazla depresyon yaşıyor. Erkek meslektaşıyla aynı ya da daha fazla gelir elde ettiğinde ise anksiyete sıkıntısı çok daha az, depresyon seviyesi ise erkeklerle aynı olduğu görülüyor. Haydi patronlar, ‘İş’te Eşitlik’ zamanı geldi. Sizin şirketiniz ‘Eşit işe eşit ücret veriyor mu?’