Tek kişi yetmiyor
Teknolojinin hızla gelişmesinin üstüne bir kişiye bir danışman yetmez hale geldi.
Özlem Denizmen
Massachusetts Institute of Technology (MIT) Üniversitesi’nin geçen ay yaptığı yayında, bilimsel çalışmaların sonucu olarak şu kanıtlanmış: Hayat öyle karmaşıklaştı, uzmanlıklar öyle farklılaştı, teknoloji öyle önlenemez şekilde değişiyor ki, artık bir kişiye (mentor veya koç) akıl danışma dönemi bitti. Çünkü bu yetmiyor. Her bireyin, kendi için bir yönetim kurulu oluşturması gerekiyor. Aaaa süper haber, ben zaten böyle yaşıyorum.
BENDEKİ DURUM
10 senedir Türkiye’nin önde gelen çok büyük bir kurumunda, son 2.5 senedir de global bir kurumun yönetim kurulundayım. 2012’den beri ise Finansal Okuryazarlık Derneği’nin kurucu başkanıyım. Ayrıca biz kadınların yönetim kurullarında daha fazla yer almaları için sivil toplum kuruluşları ile bilfiil uğraş veriyorum. Ama benim için en önemli yönetim kurulu kendi şahsımınki.
ÖNCE SORGULAR, SONRA ONAYLARLAR
Yönetim kurulu, bir şirketin kaptan köşkü gibidir. Şirketin nereye gittiğini belirleyen, önemli kararlarını onaylayan, her daim gözetleyen bir mekanizmadır. Şirket CEO’ları yapmak istediklerişeyleri yönetim kuruluna danışırlar, onay alırlar. Yönetim kurullarında belli alanlarda uzmanlar oturur. Sorgular. Sonra onaylarlar. Peki şirketin yönetim kurulu oluyor da, neden bizim bir birey olarak yönetim kurulumuz olmasın?
BENİM KURUL NASIL İŞLİYOR?
Değer verdiğim ve fikirlerine güvendiğim dostlarımdan oluşan bir yönetim kurulum var. Onları arayarak hatta çoğu zaman bir araya gelerek, çay/ kahve eşliğinde güle eğlene 2-3 saat konuştuğumuz oluyor. Kimi zaman beni kızdırıyorlar (dost acı söylermiş!), kimi zaman beni yüreklendiriyorlar, “Haydi Özlem” diyorlar, kimi zaman ise beni yerimden fırlatacak kadar şaşırtıyorlar, “Aa hiç böyle düşünmemiştim” diyorum.
SON KARAR BENİM
Dostlarımın bana verdiği tavsiyeleri dinliyorum, harmanlıyorum, elekten geçiriyorum, sonra içimdeki iki öğretmenime danışıyorum. Biri aklım, biri ise kalbim. İkisinin buluştuğu noktada, eğer kendimi iyi, rahat, huzurlu, sevinçli hissediyorsam, işte o karar benim ‘doğrum’ oluyor. Kısacası, ben hayatımı yönetim kurulumla yönetiyorum ve bunu size de öneriyorum.
BENİM YÖNETİM KURULUMDA KİMLER VAR
Eğitim bilimcisi: Çocukların ev/okul eğitimi ile ilgili tüm kararlarımı danışıyorum. Yatırım uzmanı: Borsa, döviz, altın vs. konularında asıl işleri bu olan kişilerden bilgi ediniyorum. Rol modellerim: Hayatımın belli dönemlerinde örnek aldığım insanlar. İlla bir şekilde onlara ulaşır, fikirlerini alırım. Yeni projeler: Yeni geliştirdiğim projeler konusunda danıştığım, o alanlarda uzmanlaşmış kişiler.
Dijital trendler: Teknolojiye bayılıyorum. Her alanda olmasa da, kendi ilgi alanlarım konusunda sürekli danıştığım birkaç kişi var. Kadın/erkek ilişkileri: Fikir ayrılıklarını yönetmek de bir sanat ve bilim. Sürekli öğreniyorum.
İletişim/PR: Herkes bir markadır. Her marka da yönetilmelidir. Siz yönetmezseniz yönetilirsiniz.
Moda: Gloria Gaynor ‘First Be a Woman’ şarkısı bana her zaman estetik, güzellik, zarafet konusunda ışık tuttu. Modayı sıkı takip ederim ama sadece kendime yakışanı giyerim.
Alışveriş/davet/organizasyon: Pek anlamam. Evde davet verdiğimde en son ikram trendlerini öğrenir uygularım.
NOT: Yönetim kurulu üyelerim, kendilerinin bu yönetim kurulunda olduğunu bilmezler. Bakalım bu yazıyı okuyanlar anlayacak mı!
SEÇSEM SEÇSEM, KİMİ SEÇSEM…
• Önem verdiğiniz konularınızı belirleyin (Yukarıdaki benim listem gibi)
• Çevrenizde bu konularda danışabileceğiniz kişileri listeleyin. Yoksa LinkedIn’inize bakın.
• Güven önemli. Herkese açılamazsınız.
• Alınmak, gücenmek yok. Duygusallaşmayacak, hayatınıza ‘kuş bakışı’ bakabilecek kişileri tercih edin.
• Fikrine saygı duymanız şart. Sizi etkileyen insanlar olsun.
• Kurulunuz içerisinde ters köşeden bakabilecek tecrübe, yaş, bakış açısı olsun.
• Size zaman ayıranlara saygı gösterin. Siz de onlara fayda yaratmaya çalışın.
• Son dakikaya bırakmayın. Sizin aciliyetiniz, onları bağlamaz.