İlişkinizi kim yaşıyor?
Başka insanların beğenilerine göre kurulan ilişkiler
Pucca
Dünyanın en büyük aşkını da yaşasan, ilişkin başkalarının gözünde sezon başı kazık fiyata aldığın dandik elbiseden öteye gitmez. Sana yakıştığını söyleyip, poponu kaşımanı isteseler de arkandan söylenenler hep aynıdır: ‘Biraz beklese daha iyisini bulurdu, o elbise hiç olmuş mu ona…’ Senin aynada kendini gördüğün gibi görmeyecekleri için, o elbise sana hep bir beden büyük gibi davranacaklardır.
Aslında günümüz teknolojisinde de yaptığımız tamamen göstermelik. Instagram, Twitter, Facebook gibi sosyal ağ sitelerindeki paylaşımlarımız tamamen diğer insanlara kendimize ait olan şeyleri göstermek. Paylaştığımız fotoğraflar beğeni toplar ve bu anlık bir şekilde egomuzu tatmin eder. Çoğu zaman farkında olmadan yaşantılarımızı başka insanların beğenilerine göre kurmaya çalışırız. Buna ilişkimiz de dahil. Öyle olmasa düğün davetiyesi diye bir şey de olmazdı zaten.
İlişki sunumu
Yeni sevgilimizi önce arkadaş çevremize kabul ettirmemiz gerekmekte. Arkadaşlarımızın vereceği oylar, görüşler karşı cinsin bize ne kadar uygun olup olmadığını belirler. Bunun için arkadaşlarımıza iyi bir sunum hazırlamamız gerekmektedir. İyi bir işi, iyi bir maaşı, iyi aile yapısı, referans alacağımız son ayrılığı… Bütün bunlar süslenmiş bir paketle arkadaş çevremize sunulmaya başlanır. Oysa siz arkadaşlarınızın karşısına kimi getirirseniz getirin ilk aşamada hepsinden geçer not zaten alacaksınızdır.
Harika bir ilişkiyi onaylayan harikulade arkadaşlar!
İşte hayat bu!
Sokaktan sizden 10 yaş küçük bi tinerci bulsanız bile, yüzünüze söyleyecekleri ilk şey ‘Canım sen ne iyi kalpli bi kızsın’ olacaktır. Sizin olmadığınız arkadaş toplantılarında ise off diyorum offf! O yüzden ilk görüşlerine çok fazla önem vermemek gerekir.
İlk tökezlemeler
Başarılı ilişkinizin ilk acısı ile yüzleştiniz, ayrılık çanları sizin için çalmaya başladı fakat ses o kadar uzaktan geliyor ki, duymakta zorluk çekiyorsunuz. Korkmayın kulak zarınızı patlatacak arkadaşlarınız çok yakınınızda. İlişki sunumunuzu ayakta alkışlayan arkadaşlarınız ‘aslında’ ile başlayan cümleleri arka arkaya sıralamaya başlayacaktır. Aslında işi, maaşı, aile yapısı, referans alacağınız son ayrılığı hepsinin birer felaket olduğunu duymaya başlarsınız. Sizin ayrılığınız arkadaşlarınızın gerçekte ne hissettiğini tutuşturan ufak bir kıvılcımdır. Akıllı olanlar, bu aşamada susmayı tercih eder.
İlk barışma
İlk tökezlemede ayrılıyorsanız zaten bunun adı ilişki olmayacağı için mutlaka sonrasında barışma durumuna girilir. Bu barışmayla aşk daha da bi alevlenir, adam sanki kıymetinizi anlamış gibi sizin için çırpınır. Sizin için her şey güzel gidiyordur, arkadaşlarınız için ise siz numara yapıyorsunuzdur. Hiç kimse nedense başkasının mutlu olduğuna inanmak istemez çünkü. Bir defa ortada aşmanız gereken bir sorun vardır. Siz mutlu olduğunuzu anlattıkça onlar size bunun yanlış olduğunun sinyallerini verir. Arkadaşlarınızın yanında bu kez her şeyin ne kadar güzel gittiğini anlatmak istemezsiniz çünkü adamın bir açığını biliyorlardır. Birbirlerini toplasan üç kez görmüş olmalarına rağmen, garip bir yarış
başlar sevgili ve arkadaşlar arasında. Her iki taraf da sizin ne kadar saf olduğunuza sizi inandırmak için var gücüyle çalışır.
Engellere takılma
Dünyada herhalde birlikteliklerinin sonuna kadar hiç kavga etmeyen ve ayrılmayan bi çift yoktur. Büyük bir kavga, destekleyeci arkadaşlar ve bir gazla ‘bu ilişki bitti’ tutumu! Mutlu beraberliğinizin her anına şahit olan arkadaşlarınız, mutsuz ayrılığınızı ellerinde bayraklarla desteklemeye başlar. Sevgilinizin kopya oyuncak bebeği salonun ortasında ateşe verilip, eski püskü kıyafetlerinin üzerinde ayrılık dansı yapılmaya başlanmıştır. Siz acı çekiyorsunuzdur ama arkadaşlarınız eğleniyordur. Ne de olsa hayatlarına bir renk gelmiştir. Sonra bir durup bakarsınız, ‘ben napıyorum?’ diye Ayrılığın ilk kutlamasını arkadaşlarla yapmak eğlencelidir fakat? Dönmek istediğinizi söylersiniz, daha dün adamın fotoğraflarını birlikte yaktığınız dostlarınız bugün artık sizi kendi taraflarına çekmek için çaba sarf etmektedirler. Çünkü artık ayrılan sadece siz değil arkadaşlarınızdır. Bu ilişkiye beraber başlamışsınızdır ve yeni sulara beraber açılacakken onları yarı yolda bırakamazsınız. Size kızarlar, küserler hatta barıştığınız için sizi gurursuz bile ilan ederler.
Ya da...
İlişkinizin gidişatını daha özel tutarak ayrılığınızı daha yumuşak anlatıp, daha fazla zamanı bekleyerek güzel ayrılıklar ve güzel barışmalar yaşayabilirsiniz. Lütfen öyle yapın, gelip gidip arkadaşlarınıza adamı kötülemeyin! Bir sınır var ya o sınırı bilin işte. Bizim başımızda var mesela öyle bir arkadaşımız, sağolsun, her ayrıldığında onunla beraber adama küfrediyoruz. Kavga ettikleri zaman voltran oluşturup, kemiklerini yiyoruz. Üç gün sonra barışınca ‘lan peki bize ne olacak şimdi?’ diye kendimizi kara kara düşünürken buluyoruz. Maalesef bu hikayenin kötü arkadaş olan kısmındayım ama ben hala suçu gelip gidip, ‘bu adamdan ayrılacağım’ diye ağlayan kişide buluyorum. Ne kadar az bilgi, o kadar az müdahale demek.