Benim inadım senin inadını döver!
"Hayır"larınızı azaltın...
Vecihe Sözeri
Bana göre üç tip anne var: Hamile kalmadan önce atıp tutanlar, anne olduktan sonra tepetaklak olanlar, “Hayatım değişmedi, her şey aynı” diye bizi kandıranlar! İlk iki durumu yaşayan biri olarak Leyla büyüdükçe hayatın daha kolay olduğuna inanıyorum. Kim ne derse desin; kucağımdan yanıma geçen, mememden kopup masanın karşısındaki sandalyeye oturan, derdini anlatan, ağladığında, neyin hoşuna gitmediğini sorduğumda cevap veren bir çocuk benim için bin bebeğe bedeldir! Konuşmak, anlaşmak, birlikte gülmek, “Sen ne dersin?” sorusuna cevap almak çok güzel. Ah, bir de inatlaşmalar olmasa... Anne-kız atışmalarını yaşamayı seviyorum ama bazen Leyla, öyle olmadık zamanlarda o kadar manasız inatlaşmalara başlıyor ki, ne yapacağımı bilemiyorum... Misal; anaokuluna giderken yazlık, incecik, çok sevdiği elbisesini giymek istiyor karın kışın ortasında... Veya lolipopunu tam akşam yemeğinden önce yemek için diretiyor... Mümkün olduğu kadar sakin, ona bunun neden olamayacağını anlatarak sorunu çözmeye çalışıyorum ama bazen “Peki anne” diyor, bazen hadiseye gözyaşları karışıyor. Eninde sonunda orta yolu buluyoruz ama o an iki taraf için de yorucu geçiyor.
İKİ YOL VAR: YA SERTLİK/MUTSUZLUK YA DA NETLİK/BAŞARMIŞLIK
Çocukların dört yaş itibarıyla karakterlerinin oturmaya başladığını ‘ben’liğinin yaşamının içinde baskın olduğunu biliyorum. Onlarla yarışa girmek yerine anlatarak, konuşarak ve anlaşarak kazasız belasız sorunu atlatmak gerektiğini okuyorum, duyuyorum, elimden geldiğince de uyguluyorum. Peki başka ne yapmak gerekiyor? İşte bu soruyu Ekip Norma Razon’dan Psikolojik Danışman, Özel Eğitim Uzmanı Nesrin Dosdoğru’ya sordum. Bakın neler söyledi: “2-4 yaş arasındaki çocuğun iş birliği ve uyumluluk öğrenme yaşı gelmiş demektir. Artık büyümüş ve bağımsız bir birey olduğunu fark ettiği döneme girmiştir. Tabii ki kendi sınırlarını tanımlamak için ilk olarak en güvenilir ve sürekli ilişkilerden başlayacaktır denemelerine; anne ve babadan… Çocuk, anne ve babasından aldığı tepkilerle uyumluluk, iş birliği, netlik, başarmışlık ve özgüveni hissedebilecektir. Ya da sertlik, anlaşılmazlık, çekişme ve mutsuzluk.”
Ne! Mutsuzluk mu? Yo, hayır! Yesin şekerini yemekten önce, elbisenin üzerine onun da dediği gibi kalın hırka giydirir gönderirim okula. Ama yeter ki mutsuz olmasın çocuğum. Olur mu? Doğru mu? Hayır anneler! Tabii ki değil. Uyumlu ve net olursak bu dönemi aşabiliriz. Yapmamız gerekenler aşağıda!
KENDİ ‘HAYIR’LARINIZI AZALTIN!
• Çocuğunuzun kişiliğini tanıyın, onun sizden farklı ve kendine has özellikleri olan bir birey olmasına saygı duyun. Ama onun küçük ve sizin yönlendirmenize ihtiyacı olan çocuğunuz olduğunu da unutmayın.
• ‘Hayır’ demeden önce düşünün. Belki de o şeyi yapıp yapmaması, o kadar da önemli değil.
• Kendi ‘hayır’larınızı azaltın ve dönüştürün: Bıçakla oynamak istediğinde, ‘hayır’ veya ‘Dokunma’ yerine ‘dur!’ deyin.
• Ona evet/hayır ile cevaplanacak sorular sormayın. Kesin yapılacak davranışlarını bildirin: “Arabaya biniyor ve emniyet kemerlerimizi bağlıyoruz” gibi… Bazı şeylerde bizim de seçim yapmadığımızı, gerekeni yaptığımızı ona öğretin.
• Durgun zamanlarınızda onun işbirlikçi ve uyumlu davranışlarını sıklıkla dile dökün ve onu takdir edin.
• Her ‘hayır’ına çok aldırmayın ve ona biraz zaman tanıyın. Belki o meyve suyunu içecektir ve sadece ‘hayır’ demek için ‘hayır’ demiştir!
• ‘Evet’lere ‘hayır’lardan fazla ilgi gösterin.
• Ona nasıl ‘Evet’ diyeceğini öğretin. “Şimdi kurabiye yiyemezsin” yerine, “Bu 10 kurabiyenin 1 tanesini köften bitince yemene ‘Evet’ diyorum” deyin ve bunu uygulayın.
• ‘Hayır’ demesine izin verin ama beklentinizde net olun. “Kalemleri toplamak istemediğini duydum ama onları topladıktan sonra daha iyi hissedeceğimiz bir şeyler yapabiliriz. Ve onu sen seçebilirsin” gibi... Bu çocuğunuza onu anlayan, duygusunu gören ama net ve güvenilir bir ebeveyn olduğunuzu hissettirecek.
• Kızmayın ve ona ‘Hayır’larından dolayı başrolü vermeyin.
• Sakın onunla çekişmeyin. Onun çekişmeler için çok sayıda yaşıtı var. Ama anne-babası tek!
• Krizi önceden fark ediyorsanız mutlaka ortamı veya konuyu değiştirin.
• Kalabalık yerdeki olumsuz davranışlarında onu hızla oradan uzaklaştırın ve “Sakinleşene kadar buradayız” diyerek bahçede, otomobilde veya başka bir odada bekleyin.