Çocuklu tatil sorunsalı

Çocukla tatile çıkmadan önce onu da kendinizi de iyi tanıyın...

Vecihe Sözeri

Vecihe Sözeri


Çocuklu tatil sorunsalı

Ah, nasıl ihtiyacımız var değil mi? Hamilelikti, doğumdu, emzirmekti derken başlarda aklımıza bile gelmeyen tatil fikri, hepsi üst üste biriktiğinde en büyük hayalimiz olup çıkar.Gerçi ben bebeğiyle gezmelere erken başlayan annelerdenim. Leyla’nın 40’ını uçurmaya Büyükada’ya gideceğimi söylediğimde en yakınlarım bile hayretler içinde kalmış, “Şaşırdın mı! Nasıl cesaret ediyorsun? Ya ateşlenir, hastalanırsa!” diyerek beni vazgeçirmeye çalışmıştı. Ama doğumdan o güne geçen 40 gün, ağustos ayının sıcağı ve Leyla’nın gaz sancılarıyla birleşince, konumuma ve şartlara göre en uzak köşeye gidip 40’ımızı uçurmak, sıkıntıları da orada bırakmaktan başka bir şey düşünmüyordum. Nitekim ilk konaklamalı tek gecelik seyahatimizi sorunsuz ve hatta ruhen son derece iyi gelmiş şekilde tamamlamıştık.

EN GÜZEL ZAMAN BİR YAŞ

Bu kısa gezi, daha uzunları için cesaret verdi bana. Daha beş aylıkken Kıbrıs’a uçtuk örneğin. Hayır, uçakta hiçbir sorun yaşamadık. Sabah 06.00 uçağına binmiştik ve emzirme zamanımı kalkış saatine göre ayarlamıştım. İniş sırasında da Leyla’yı emzirince, kucağımda uyuyakalmıştı bile… Bebeğiniz henüz bir yaşında bile değilken tatile çıktıysanız, bunun aslında hiç olumsuz tarafı olmadığını, hatta sonraki hayatınızda yapacağınız en rahat çocuklu tatili yaşayacağınızı söyleyebilirim. Çünkü evhamlarınızı bir kenara bırakırsanız tek
yaptığınız şey gölge bir yer bulmak ve bol bol emzirmek! Sizi geren şey bebekli tatilin zor olduğu fikri ve endişeleriniz aslında…

EN ZORU İKİ YAŞ

Birincinin verdiği coşkuyla bundan soraki tatilleri iple çekmeye başladım. İki yaşına geldiğimizde bu kez uçakta yanıma onun ilk kez göreceği ve ilgisini çekeceğine emin olduğum oyuncaklar aldım. Biberonda sütü, elimde emziği ile birlikte uçuşumuz yine sorunsuz geçti. Karaya ayak bastığımızda ise durum farklıydı çünkü gerçeklerle bu tatilde yüzleştik eşimle! Leyla iki yaşında ne yürüyor ne emekliyordu, sıralıyordu yani ellerinden tutmadan tek başına adım atma cesaretinde değildi. Dolayısıyla tüm tatilimiz onun keşfetme merakına ket vurmamak için iki büklüm geçti. Evde mama sandalyesinde güle oynaya yemeğini bitiren kızım, etrafında ilgisini çeken onca insan, nesne ve renk varken yemek yemez oldu. O yemedikçe ben dertlendim. En eğlenceli kısımlar denizdeydi aslında ama o zaman da güneş başına geçmesin diye takmaya çalıştığım şapkayı attıkça ve sürekli vücudunu yağlamaya çalıştıkça o kızdı, ben gerildim. Suya her girip çıktığında ‘Aman üşütmesin’ diye hemen bezini değiştirmek istiyor, birçoğunda o kaçıyor, bu sırada kendi çocukluğumuzun tek bir mayoyla geçtiğini hatırlamıyordum bile! Şimdi düşünüyorum da, hepsi son derece olağan meselelerdi ama ben ‘büyük’ yaşıyordum her anını…

SORUMLULUĞU BÖLÜŞÜN

Bir sonraki tatilde yaşayacaklarımdan korktuysam da cesaretimi kaybetmedim. Gerçekten de üç yaş ve sonrasındaki her uzun ya da kısa gezimiz Leyla’nın yürümesi, yemeğini kendi başına yemeye başlaması ve bezden kurtulmasıyla ‘tatil’ gibi geçmeye başladı. Bugün geldiğimiz nokta ise şahane! Koruyucusunu sürüyorum, sonra da onu kumla, havuzla, denizle ve babasıyla baş başa bırakıyorum! Evet anneler, gerçekten bir tatil yapmak istiyorsanız yanınızda bir de baba olduğunu unutmayın ve lütfen sorumluluğu bölüşün. Şayet yalnız bir anneyseniz, tatile birlikte gittiğiniz yetişkinle çocuğunuzun ihtiyaçları için iş bölümü yapın. Acı ama gerçek, bir tatilin iyi ya da kötü geçmesinin tek ve en gerçek sebebi sizsiniz çünkü. Çocuğunuz ne yaparsa yapsın eğer siz sakin ve rahat olursanız günleriniz o kadar sakin ve rahat geçiyor, yukarıda bir güneş olduğunu fark ediyorsunuz!