Sonunda yatakları ayırdık!

Yenilikler ve değişiklikler için istikrarlı olun...

Vecihe Sözeri

Vecihe Sözeri


Sonunda yatakları ayırdık!

Annelerin bebekleriyle yaşadıkları her an çok özeldir ve ‘ilk’tir ama öyle aşamalar vardır ki, gerçekleşmesi imkansız görünür, hep ‘bizim için çok uzak’tır. Hemen her anne için dönüm noktalarıdır bu olaylar; ek gıdaya geçmek, bezi bırakmak, tuvalete alıştırmak, ilk adımı attırmak… Benim gibi, neredeyse doğduğu andan beri bebeğiyle yan yana, kucak kucağa uyuyan anneler için ise yatakları ayırmak çok büyük bir dönüm noktasıdır hayatımızda.
Leyla dünyaya gözlerini açtığında çok idealisttim. Ninnisini, masalını okuyacağım, sonra da usulca kendi beşiğinde ya da yatağında uyutacağım diyordum. Hakikaten başlarda her şey amacıma yakındı. Ta ki dört aylıkken yaşadığımız travmaya kadar! O güne kadar Leyla odamda, yanı başımdaki beşiğinde uyuyor/uyanıyordu. Ama karma aşı zamanı gelip de, bir yan etkiyle karşılaşınca üç günlük hastane deneyimi yaşadık. ‘Allah kimseye göstermesin’ diyeceğim zor günlerin ardından, onun da benim de dengemiz değişti. Koruma içgüsüdüyle endişe duygusu zirveye çıkınca, ilk hamle olarak kızımı yanıma aldım. Kısa süre sonra yaşadığımız sağlık sorunu ortadan kalktıysa da, artık bizim için ayrılmak söz konusu bile değildi. Üstelik onunla uyumak çok da eğlenceliydi! Babasıyla aramızda yatıyor, istediğimiz zaman onu kokluyor, seviyor, okşuyorduk. Ayrıca emzirdiğim için yatağımdan kalkmam da gerekmiyordu. Uykularım daha düzene girmişti, ki eğer çalışan bir anneyseniz en büyük derdiniz uykunuzu alamamak oluyor, biliyorsunuz. Artık gözlerini her açtığında onunla oyunlar oymaya başlıyorduk, uyuyana kadar güven içinde olduğunu biliyorduk babasıyla. 3.5 yaşına geldiğimizde eğlencemiz arttı ama yatakta babayla bana düşen yüzdelik dilim gitgide azaldı. Artık “Leyla’yı yatağında yatırmaya başlasak mı?” dediğimde “Boş ver, ben seviyorum böyle uyumayı” diyen babamız bile türlü telkinlere başlamıştı kızına. En son, yuvadaki öğretmeniyle bir görüşmemiz sırasında “Biz yatakları ayırmak istiyoruz, siz de okulda bu konuda ona yönlendirmeler yaparak bize yardımcı olur musunuz?” diye sorduğunda “Tamam” dedim, “Şimdi zamanı!”

KARYOLASI OYUN ALANI OLDU
Bir süredir zaten alakalı-alakasız zamanlarda ona artık kendi odasında, yatağında yatması gerektiğini söylüyordum. Hatta neredeyse bir yıl önce odasını daha çok sevmesi, orayı en azından oyun alanı gibi kullanabilmesi ve istediği zaman rahatlıkla inip çıkabilmesi için karyolasının asansörlü korkuluğunu çıkarmıştım. Bu değişiklik çok hoşuna gitmiş, gerçekten de odasında daha çok vakit geçirmeye başlamıştı. Hatta yatağında uyumaya razı ettiğim akşamlarda masalını okuyor, uyuyana kadar yanında bekliyordum. Ama güneş yine bizim odamızda doğuyordu!
Yakın çevremizden, ailemizden gelen “Leyla, sen artık odanda yatıyorsun değil mi?” şeklindeki yönlendirmelerin de etkisiyle bizimki bir gün ikna oldu. Onunla yaptığım son konuşmada odasının çok güzel olduğunu, eğer benim yatağımda uyumaya devam edecekse, onun odasına geçmek ve yatağında tek başıma uyumak istediğimi söyledim! O anı hiç unutmuyorum; gözlerini kocaman açıp “Ama ben artık odamda yatacağım” dedi. Ertesi akşam uyku saati geldiğinde babaya bir göz kırpıp “Leyla, dün konuştuğumuz konuyu hatırlıyor musun?” diye sordum. Hemen atıldı “Evet, ben artık kendi yatağımda yatacağım...” Duyduklarıma inanamadım “Kesin uykusunun yarısında ağlayarak uyanacak ve yine çaresizce onu yanımıza alacağız” diye düşündüm. Onu ikna etmek, kendisini güvende hissetmesini sağlamak için “Odalarımızın kapısı hep açık olacak. Ağladığında, susadığında ya da herhangi bir şey istediğinde seslenmen yeterli. Ben hemen yanına geleceğim. Hatta eğer yanımıza gelmek istersen yatağından kalkıp kendin gelebilirsin” şeklinde cümleleri kaç kez söyledim bilmiyorum. Gerçekten de o gecenin sabahında Leyla usulca yanıma gelmiş, kollarımın arasına kıvrılmış, fark etmedim bile!

İSTİKRARI KORUYUN ANNELER!
Ertesi gün bizim için önemliydi. “Acaba yanımıza gelmek ister mi?” endişesiyle ama konuyu açmasına fırsat vermeden uyku saati geldiğinde “Hadi bakalım, bu akşam masalını kim okusun? Baban mı, ben mi?” diyerek hadiseyi seveceği tarafa çektim. Yaklaşık 15 dakika sonra babamız salona döndüğünde bir kez daha şaşırdım!
Üçüncü gecemizde denemesini yaptı elbette. “Ben sizinle yatmak istiyorum bu akşam” dediğinde tavrımı korudum “Okul günlerinde yatağında uyumaya devam, sadece tatil günlerinde yanımıza gelebilirsin” dedim.
Sonuç mu? Leyla artık hafta içinde kendi odasında uyuyor. Eğer cumartesi akşamı isterse yanımızda uyuyabileceğini biliyor. Yaşadığım bu olay bana bir kez daha şunu gösterdi: Çocuklar doğru zamanı kendileri biliyor. Bizim sadece onları desteklememiz gerekiyor. Tavsiyem, siz de yenilikler ve değişiklikler için istikrarlı olun ve çocuğunuza bu değişim için zaman tanıyın.