Bir geyik gördüm galiba

15 Şubat’ı yazın takvime. İstanbul’dayım. Belgrad Ormanı’ndayım.

Yonca Tokbaş

Yonca Tokbaş


Bir geyik gördüm galiba

Geyik görmek için, geyik gibi sekmek için, bata çıka toprağa bulanmak için... Orman havası, ağaç yeşili, toprak kokusuna bulanmak için koşmaya geliyorum.
Geyik Koşusu var!
ASICS sponsorluğunda her yıl üç kere düzenlenen ASICS Geyik Koşuları, hem inanılmaz zevkli hem de insanın sınırlarını doğayla sınayan bir yarış.
Büyüklere 28 km, 14 km ve 4 km olarak üç farklı parkur var.
Ben iki aydır yoğun seyahatlerimden dolayı istediğim gibi antrenman yapamadığım için 14 km’ye katılıyorum.
Çocuklara da Bambi Koşusu düşünülmüş.
O kadar şeker ki... Girin de bir bakın internet sayfalarında: www.geyikkosulari.com’a
Bambiler;
4-6 yaş, 200 mt
7-9 yaş, 500 mt
10-12 yaş, 1000 mt koşuyor.
‘Koşma çocuğuum terlersiiin’ demiyor, çocukları özgürce salıyoruz ormana. Size anlatamam nasıl mutlu olduklarını, nasıl eğlendiklerini.
Ağaç yaşken eğilir.
Sakın üşenmeyin, ürkmeyin kapın sizinkileri gelin.
Ben minik akrabalarımı aldım geliyorum.
Benim yarışacak olduğum 14 km ise, geniş bir yolda başlayıp patikalar ve orman yollarından ormanı yer yer tek kişilik geçişlerle dolaşan inişli çıkışlı bir hat. Ormanın vadi ve tepeleri arasında nefes zorlayan tırmanışlardan sonra nabız düzelten, kimi zaman kaygan ama her zaman sağlam basmayı gerektiren, sürpriz manzaralı, ıslak havalarda çamurlu bir yol.
Tam benlik yani.
ASICS kaliteli bir spor malzemesi markası olduğu kadar, son derece profesyonel dünyanın en önemli koşu yarışlarının da ana sponsoru. O yüzden ASICS’in düzenlediği yarışlara katılmak da başka türlü bir keyif oluyor.
Kayıtlar 11 Şubat’ta bitiyor. Yarış günü kayıt yok ona göre. Ama zaten web sitesinde tüm bilgiler var. Bakarsınız siz dikkatlice.
Yaniiii,
Mucuk mucuk Sevgililer Günü biter,
Yonca çamura bulana bulana vıcık vıcık olacak şekilde geyik gibi seker.
Yonca ‘Ceylan’

Hey gidi Ankara hey gidi siyah beyaz!
Güzel müzik. Enfes ortam. Mis gibi gece...
Siyah Beyaz hep efsane.
Bilmeyen bilmez. Bilense müdavimdir.
Yıllar sonra yılbaşında gittim. Ne kadar özlemişim.
Bir Ankara klasiği evet.
Siyah Beyaz sen hep aynı kal...
Yonca ‘Bana özel’

Bir geyik gördüm galiba - Resim : 1

Astrolojik sevgili bulma sanatı
Elimde çok ilginç bir kitap tutuyorum. Çok acayip ilginç.
Bu kitabı bana sanırım koşan arkadaşlarımdan biri yollattı ama şu an bir türlü kimden nasıl geldi hatırlayamıyorum.
Adı: Yeniden Sevmek
Yazarı: Seryal Dinçer
Kuraldışı Yayınları’ndan çıkmış ve gerçekten kuraldışı geldi kitap bana.
Kapağında şöyle yazıyor: “Astroloji ile ‘hayat yolculuğu’nu anlamak ve ‘doğru sevgili’ye ulaşmak.”
Kapağı görünce hemen yargıladım. ‘Yok artık’ dedim. Ben Co-Active Koç olduğumdan beri bu    ‘doğru-yanlış’ yargılamalarından hayli uzaklaştım. Kime göre doğru kime göre yanlış?
Doğru ve yanlış yoktur. Vardır. Yanlış ve doğru vardır, veya vardır ve/ya hepsidir filan. Çok büyük bir önerme dedim.
Sonra kitabın kapağını açtım ve ilk sayfada şu yazıyı okudum, duvara toslamış gibi oldum:
“Ocak 2011
İskoçya’da muhteşem bir kilise düğünündeyiz.
Rahip geline sordu:
“Sevgili Louis, istatistiklere göre, şu anda seni öldürme ihtimali en yüksek kişinin yanında oturuyorsun.
Son kez soruyorum,
emin misin?
Bu adamla evlenmek istiyor musun?
Bütün kilise kahkahalarla çınladı.
Biz de daha bir buçuk yıllık evliydik.
Rahibin şaka yaptığını sanmıştık.”
Yonca şok!
Evet... Kitap böyle başladı... E aylardan Sevgililer Günü ayı, hani belki bir faydam olur dedim ondan...
Bir okuyun yani.
Hele de astrolojiye ilginiz varsa veya şu anda buna ihtiyacınız varsa...
Okuyun.
Okumak iyi bir şey.
Yonca ‘Yıldızlı’

Aşk nasıl bir şey abi?
Diye arada eğer hayıflanıp isyan ediyorsanız,
size Cemal Süreya tanımı ile noktayı koyarım...

Ama senin
Daha nen olayım isterdin,
Onursuzunum senin!       

Bir geyik gördüm galiba - Resim : 2
Annem babam zeytin ağacı önünde #zeytinhayattır                       

Anı kutusu
Çocukluğumdan beri anı kutularım var. İnanılmaz değer veririm hatıralara. Mesela kocamla sevgiliyken özel bir günde çiğnediğimiz sakızın paketi bile tarihiyle durur.
Annemin evine gittim, bazı kutuları çıkarttım. Bir de evi karıştırıp ne var ne yok anılara dair hepsini çıkarttım.
Size anlatamam ne güzel bir şey anılara dalmak.
Çocukluğumu yaşadım. İlkokulu, ortaokulu, liseyi, üniversiteyi... Hepsi sil baştan geldi gözümün önüne belgeleriyle.
Dahası annemle babamın tarihçesini çıkardım fotoğraflarla. Nefis bir yolculuktu.
Arada bir geçmişe yolculuk iyi geliyor.
Deneyin bir canınız zamanda yolculuk çekerse...
Hayallerinizin ve kendinizin nerede olduğunu, nereye giderken neleri atladığınızı ve neyi hala yakalayabileceğinizi keşfedin...
Zaman var.
Yonca ‘Zaman kapsülü’